"Hükümet artık enflasyonda kontrolü kaçırdı"
İktisatçı Mustafa Sönmez, ocak ayı enflasyonuna ilişkin İleri’ye değerlendirmelerde bulundu.
Ersan Kınık - @ErsanKinik
İktisatçı Mustafa Sönmez, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan ocak ayı enflasyon verilerine dair İleri Haber’e değerlendirmelerde bulundu.
Ocak ayında açıklanan yüzde 11’lik enflasyon oranıyla birlikte yıllık enflasyonun yüzde 49 seviyelerine dayanmasını "dehşetli bir enflasyon" olarak nitelendiren Sönmez, iflas ile boğuşan Arjantin’deki enflasyon oranının yıllık yüzde 51 seviyelerinde olduğuna dikkat çekti.
'BU SÜRECİN GERİYE GİDİŞİ SÖZ KONUSU DEĞİL'
Sönmez şunları söyledi:
"Türkiye için daha korkuncu bence önümüzdeki aylar. Yani şubat ve mart aylarında açıklanacak olan enflasyon ile birlikte yıllık enflasyonun yüzde 60-70 seviyelerine dayandığını görebiliriz. Bu orana ulaşılması için şubat ayında yüzde 8,5 ve mart ayında yüzde 7,5’luk bir artış yeterli olacaktır. Düşünün ki ocak ayındaki yüzde 11’lik artış ile yıllık enflasyon seviyesi yüzde 50’ye geldi. Bu enflasyon oranları ile baş edilmesi çok zor. Bu konuda hükümet artık kontrolü elinden kaçırdı. Elden kaçırdığı gibi aşağı indirme konusunda da herhangi bir programı yok. Dolayısıyla bu yüksek enflasyon artışı, asgari ücrete yapılmış olan yüzde 50’lik zammı da anlamsız hâle getiriyor. Maalesef bu sürecin geriye gidişi söz konusu değil."
'İŞÇİ DİRENİŞLERİ GİDEREK YAYGINLAŞMALI'
Enflasyonun enerji fiyatları ve gıda fiyatları olmak üzere iki önemli dinamiğinin olduğunun altını çizen Sönmez, her iki dinamiğin de stratejik ve yapısal olduğunu vurgulayarak şu sözleri kaydetti:
"Enerji fiyatlarındaki artışın sebebi dışa bağımlılıktan kaynaklanıyor, gıda fiyatlarındaki yükseliş de tarımın çökertilmesinden kaynaklanıyor. Enerji fiyatları dünyada da yüksek seyrediyor. Bu iktidarın, bunların her ikisine de kısa vadede bir çözüm üretebilmesi mümkün değil. Dolayısıyla bu yıl enflasyon, Türkiye’nin bir numaralı meselesi olmaya devam edecek ve beraberinde de ağır bir yoksullaşmayı getirecek. Bunu telafi etmek üzere yapılan direnişler ve ücret talepleri meşrudur. Bu direnişler giderek yaygınlaşmalıdır ki bu erozyon biraz olsun aşağıya çekilebilsin."
'TATMİN EDİCİ OLMAKTAN UZAK VERİLER'
Kamuoyu tarafından sıkça tartışılan TÜİK verilerinin güvenilirliğine dair değerlendirmelerde de bulunan Sönmez, TÜİK verilerinde kamuoyunda tartışıldığı kadar ciddi bir manipülasyon yapılmasının mümkün olmadığına dikkat çekerek şunları söyledi:
"TÜİK’in elde ettiği veriler, maalesef herhangi bir kuruluşun, kişinin, grubun kendi başına üretebileceği bilgiler değil. Bu bilgileri elde etmek için çok ciddi bir bütçe ve yatırım gerekli. TÜİK bizim vergilerimizle hizmet vermek zorunda olan bir kurum. Bu hususta kaliteli bilgi istemek bizim hakkımız. Bu yüzden bizler bu kurumun doğru bilgi üretmesini talep etmek ve TÜİK’i buna zorlamak durumundayız ancak sanıldığı gibi TÜİK’in ciddi bir manipülasyon yapması kolay değil. Çünkü orada binlerce uzman ve bürokrat çalışıyor. Ciddi bir manipülasyon yapılması durumunda fark edilir. Bunu görmemiz lazım. Bizim TÜİK’ten talebimiz kaliteli, yani doğru yerlerden alınmış doğru bilgilerin sunulması olmalı. TÜİK bunu bazen eksik yapıyor. Eksik yaptıkları için de tatmin edici olmaktan uzak ve gerçekleri görmemizi engelleyen veriler açıklıyor."
'SİYASETEN GÖNÜLLERİNDEN GEÇENİ SÖYLÜYORLAR'
Mustafa Sönmez, Ekonomi Bakanı Nureddin Nebati’nin Japon gazetesi Nikkei’ye verdiği röportajda enflasyona ilişkin olarak "Nisanda yüzde 50’nin altında zirveyi göreceğimizi tahmin ediyorum” şeklinde yaptığı açıklama için “Siyaseten gönüllerinden ne geçiyorsa onu söylüyorlar. Öngörülerinin hiçbiri bilimsel bir veriye dayanmıyor. Bu yüzdende tahminleri hep yanlış çıkıyor. Bundan sonra da yanlış çıkacak" ifadelerini kullandı.
'YÜKSELEN ENFLASYON ATEŞİ GEREKÇESİYLE ERKEN SEÇİM TALEP EDİLMELİ'
Yıllık enflasyona dair beklentilerinin yüzde 60-70 seviyelerinde olacağını belirten Sönmez, 1990’lardaki siyasi iklimin yaşandığını ve o iklimin Türkiye’yi 2001 krizine götürdüğünü hatırlattı. Sönmez son olarak, Türkiye’nin yüzde 60’ları bulan enflasyon ile baş etmek zorunda olduğunu ancak hükümetin bu enflasyonu geriletmek üzerine bir programı olmadığını ve bu yüzden de ana muhalefetin "yükselen enflasyon ateşini" gerekçe göstererek erken seçimi çok hızlı bir şekilde talep etmesi gerektiğini vurguladı.