Hukukçulardan, Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik için özgürlük çağrısı

Hukukçulardan, Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik için özgürlük çağrısı

Avukatlar Selçuk Kozağaçlı ile Barkın Timtik'in yarın görülecek duruşması öncesi meslek örgütleri tarafından ortak açıklama yapıldı. Açıklamada, hukukçulara davaya katılım çağrısı yapılırken, "Savunmayız savunuyoruz" denildi.

İleri Haber

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve Avukat Barkın Timtik'in yargılandığı davanın yarınki duruşması İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. 'Örgüt üyeliği' iddiasıyla yargılanan Kozağaçlı ve Timtik'in Silivri Hapishane Kampüsü'nde yapılacak duruşması öncesinde hukukçular tarafından çağrı yapıldı. 

Altı kurumun ortak açıklamasında dava süreci boyunca yaşanan hukuksuzluklara yer verildi. "Meslektaşlarımızın haksız ve hukuksuz tutuklulukları bu süreç boyunca beş yılı aşmış ve bu tutukluluk infaz aşamasını çoktan geçmiştir" sözleriyle Kozağaçlı ve Timtik'e özgürlük istenen açıklamada; meslektaşlarına da duruşmaya katılım çağrısı yapan hukukçular, "Savunma susmadı, susmayacak. Savunmayız savunuyoruz" dedi.

Adalet İçin Hukuçular, Çağdaş Hukukçlar Derneği Ankara Şubesi, Demokrasi İçin Hukukçular, Hukukçu Dayanışması, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Ankara Şubesi ve Toplumsal Hukuk tarafından yapılan açıklamanın tamamı şöyle: 

"Kamuoyunun da bildiği üzere ÇHD üyesi ve yöneticisi olan meslektaşlarımız 12 Eylül 2017 tarihinde gözaltına alınarak tutuklanmış, 14 Eylül 2018 tarihinde görülen ilk duruşmalarında “dosyadaki mevcut delil durumu, suç vasfının değişme ihtimali, sanıkların savunmalarının alınmış olması ve sanıkların avukat olması, tutuklamanın tedbir olması, tutuklulukta geçen süre, Avrupa İnsan Hakları ve Anayasa Mahkemesinin tutuklama konusundaki başvurular hakkında vermiş olduğu kararlar, bu aşamada adli kontrol hükümlerinin uygulanması ile yargılamada amaçlanan tedbirlerin sağlanabilecek oluşu dikkate alınarak” gerekçesi ile tahliye edilmişlerdir. Ancak savcılık itirazı üzerine henüz 10 saat bile geçmeden haklarında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmıştır. Meslektaşlarımızın bir kısmı apar topar yeniden tutuklanırken tahliye kararı veren heyet dağıtılarak yerine yeni bir heyet atanmıştır. Adil yargılanma hakkı ihlalleriyle dolu bir sürecin sonunda meslektaşlarımız hakkında 37. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 159 yıla varan cezalar verilmiştir. 

Bu hukuksuz dosya üzerinden tüm ülkede hüküm süren adil yargılanma hakkı ihlallerini duyurmak ve bununla mücadele etmek amacıyla meslektaşlarımız Ebru TİMTİK ve Aytaç ÜNSAL ölüm orucuna başlamışlar ve 27 Ağustos 2020 tarihinde meslektaşımız Ebru ölüm orucundayken yaşamını yitirmiştir. Ebru’nun yaşamını yitirmesinden çok kısa bir süre sonra söz konusu dosyada Yargıtay tarafından karar verilmiştir. 

Yargıtay yaptığı değerlendirmede, dosyadaki adil yargılanma hakkı ihlallerini göz ardı etmiş ve yalnızca 3 meslektaşımız yönünden dosyanın bozulması gerektiğine karar vermiştir. 

Yargıtay’ın bozma kararı üzerine ÇHD Genel Başkanı Selçuk KOZAĞAÇLI ve Barkın TİMTİK’in dosyası, 2013 yılında başlatılan ve o süreçte tutuklu yargılandıkları İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasıyla birleşmiştir. Her iki meslektaşımız da tutuksuz olarak yargılandıkları 18. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosya kapsamında tutuklu hale gelmişlerdir. 

'YARGITAY,ÖNÜNE GELMEMİŞ OLAN BİR DOSYADA TALİMAT VERDİ'

Ancak Selçuk KOZAĞAÇLI ve Barkın TİMTİK’le aynı şekilde İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanıyor olmalarına rağmen meslektaşlarımız Özgür YILMAZ, Naciye DEMİR ve Şükriye ERDEN yönünden birleştirme kararı verilmemiş, dosya onanmıştır.  Yargıtay kararında, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında bu kişiler yönünden davanın reddine dair karar verilebileceğini belirtmiştir. Yani Yargıtay, hukukumuzda yeri olmayan bir biçimde, hala devam eden ve önüne gelmemiş olan bir dosya hakkında görüş bildirerek açıkça ilk derece mahkemesine talimat vermiştir. 

'DOKÜMANLARIN ASLI BULUNMUYOR'

Dosyadaki hukuksuzluklar bununla da bitmemektedir. İki meslektaşımızın tutuklu yargılandığı dosyada yurt dışından istinabe yoluyla getirildiği söylenen bir kısım dijitallerde yer aldığı iddia edilen dokümanların aslı da bulunmamaktadır. Ayrıca bu dokümanları yurt dışından temin eden polisler, savcılar ve hakimler hakkında örgüt üyeliği, sahte delil üretme, kumpas-komplo dosyalar oluşturma vs. iddialardan ötürü kesinleşmiş mahkûmiyet kararları da verilmesine rağmen bu dokümanların hukuka uygun olmadığına dair savunmalar da mahkemece dikkate alınmamaktadır. 

'MESLEKTAŞLARIMIZI HİÇ GÖRMEMİŞ KİŞİLERİN BEYANLARI DOSYADA YER ALIYOR'

Bugüne kadarki hukuka aykırı yargılamalara ek olarak, meslektaşlarımızın yargılandığı dosyaya gizli tanık/ itirafçı tanık beyanları halen girmekte, her ne kadar daha öncekilerden farklı bir şey söylemiyor olsalar da meslektaşlarımızı hiç görmemiş, onlarla hiç tanışmamış kişilerin beyanları dosyada yer almaktadır. Ayrıca meslektaşlarımız hakkında birtakım iddialarda bulunan tanıkların, temyiz kudretlerinin dahi olmadığı ortaya çıkmıştır.

15 Eylül 2021 tarihinde görülen duruşmada, duruşmadan 1 gün önce dosyaya atanan duruşma savcısı yaklaşık 7 yıldır devam eden dosyada “esas hakkında mütalaa” sunabileceğini beyan etmiştir. 

'TUTUKLULUK, İNFAZ AŞAMASINI ÇOKTAN GEÇTİ'

Ne yazık ki meslektaşlarımız hakkında yürütülen süreç tarihe geçecek hukuksuzluklarla devam etmektedir. Meslektaşlarımızın haksız ve hukuksuz tutuklulukları bu süreç boyunca beş yılı aşmış ve bu tutukluluk infaz aşamasını çoktan geçmiştir. 

Görünen o ki en az İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinde gerçekleşen süreç kadar düşmanca bir süreç sürdürülerek meslektaşlarımız hakkında hızla bir hüküm kurulmak istenmektedir. Hızlandırılmaya çalışılan bu hukuka aykırı süreçte tutsak avukat arkadaşlarımızı savunmak için tüm meslektaşlarımızı 17 Kasım saat 09.30’da Silivri Hapishane Kampüsünde yapılacak duruşmaya davet ediyoruz."