Hendek davasının üçüncü duruşmasında 2 kişi tahliye edildi

Hendek davasının üçüncü duruşmasında 2 kişi tahliye edildi

Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 7 kişinin hayatını kaybettiği, 128 kişinin de yaralandığı patlamaya ilişkin açılan davanın üçüncü duruşması bugün görüldü.

Sakarya’nın Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamaya ilişkin fabrika yöneticilerinin yargılandığı davanın 3’üncü duruşması Sakarya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor. 7’li sanıklı davada, patron Yaşar Coşkun ve 3 kişi tutuklu olarak yargılanıyor.

Sakarya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın üçüncü duruşması taraf yoklaması ile başladı. Yoklamanına ardından söz alan sanık avukatı, daha önceki celselerde katılma talepleri reddedilen ailelerin salondan çıkarılmasını talep etti. Mahkeme başkanı, ailelerin müşteki sıfatıyla duruşma salonunda bulunabileceklerini belirtterek talebi reddetti.

Müşteki Kıymet Narat söz alarak “1997 yılından beri bu fabrikada çalışıyorum. Patlamanın etkisiyle ayağımdan yaralandım. İşveren sanık Ali Rıza, sürekli çıkarttığımız işten fazlasını isterdi. Ancak 60 koli ürün çıkartacağımızı söylememize rağmen 80 koli çıkartın derdi” diyerek iş baskısı ve mobbing olduğunu belirtti. Sanık müdafiileri, Narat’a “Herhangi bir yakınınızı işe aldırmak amacıyla işverene bir talebiniz oldu mu?” şeklinde dosya kapsamı dışında kalan bir soru yöneltti. Müşteki vekilleri itirazda bulundu.

Tutuklu sanık Ali Rıza Coşkun söz alarak Narat’a, günde bir işçinin kaç koli çıkarttığını sordu. Narat, maksimum 20 kişi 4 koli çıkartabilirken kendilerinden, 5 koli ve daha fazlasının çıkartılması istendiğini söyledi.

'İŞÇİLERE BASKI UYGULANIYORDU'

Sanık müdafiilerinin mahkemeye bildirmiş olduğu tehlikeli madde güvenlik danışmanı olan tanık Tuğba Karabulak açısından, tanık hakkında suç duyurusu yapıldığı ve sanık olma ihtimaline binaen, müşteki vekilleri tarafından tanık olarak dinlenmemesi talebinde bulunuldu. Talebin reddedilmesinin ardından Karabulak tanık olarak dinlendi.

Tanık Karabulak, işçilerin çıkarmaları gereken ürün miktarlarının belirlendiği, bu sayıya ulaşılamadığı durumda baskı uygulandını belirtti.

Fabrikaya denetime gelineceği zaman fabrika yöneticileri tarafından kendilerine haber verildiğini ifade etti.

Müştekiler vekili Av. Elvan Olkun tanığa, fabrikadaki fiili görevlerinin neler olduğunu sordu. Tanık, tehlikeli madde güvenliğiyle ilgili çalıştığını belirtti.  Ayrıca Av. Olkun; üretilen malzemelerin hammaddelerini birleştirilmesinde kimlerin görevli olduğunu sordu. Tanık, laboratuvarda görevli kişilerin olduğunu belirtti.

Av. Gülşen Uzuner tanığa, risk analizi yapılıp yapılmadığını ve risk durumunda bu konuda birine bildirimde bulunup bulunmadığını sordu. Tanık, işletme görevlilerine bildirdiğini belirtti. İsim sorulduğunda ise Yaşar Coşkun ve Ali Rıza Coşkun’a bildirimde bulunduğunu söyledi.

'BARUT FARKLI FORMÜLLE YAPILIYORDU'

Tanık soru üzerine, “Dünyada geçerli olan barut formülasyonunda değil; farklı bir formülasyonla Çin Mahallesi’nde barut yapıldığını biliyorum. Bunun formülasyonunu tam olarak bilmiyorum” dedi.

Bir diğer tanık ustabaşı Ayfer Cerrah  “Koliler bana gelirdi, günde 20-30 koli denetlerdim ve yollardım. Muska torpiller üretilmeye başladıktan 15 gün sonra kokmaya başladı, kokudan dayanamıyordum. Yaşar ustaya söyledim” dedi.

Mahkeme başkanının denetim olup olmadığı sorusu üzerine tanık, çok nadir denetim olduğunu ve denetim olduğu zaman da tutuklu sanık Yaşar Coşkun’un denetimden önce gelip kendilerine denetimin olumlu geçmesi için bazı talimatlar verdiğini belirtti.

Patlama gerçekleşmeden 10-15 gün öncesine kadar baskının artıp artmadığı sorulduğunda tanık, baskının fabrikada hep olduğunu, işlerin hızlandırılması için kendisine bağrıldığını belirtti.

İDDİALARI REDDETTİ

9 yıldır fabrikada çalışan emekli polis ve özel güvenlikten sorumlu amir Tanık Fikret Çuvalcıoğlu söz aldı. Mahkeme başkanı, denetimlerden önceden haberdar olduğu iddiasını tanığa yöneltti. Çuvalcıoğlu, denetimlerden; önceden haberdar olmadığını belirtti.

Av. Heval Yıldız Karasu, tanığa denetimlere ilişkin sorular sordu. Sorulan soru üzerine tanık, ilçe belediyesi, itfaiye gibi kurumların denetime geldiğini söyledi. Sorulan soru üzerine tanık, fabrikadaki görevi öncesinde raportör olduğunu ve bahsi geçen denetimlerin kendisinde; emniyete bağlı olan bir görevli olarak yer aldığını belirtti.

Av. Karasu, çok fazla eksiklik tespit edildiğini ve bu eksiklikler sebebiyle ne tür cezalar verildiğini sordu. Tanık, bu eksikliklere karşı yaptırımlarda valiliğin yetkili olduğunu, 3-5 gün kapatma cezaları uygulandığı belirtti.

Sanıkların konuşmasının sonrasında söz verilen sanık avukatlarının da tahliye taleplerini dile getirmesinin ardından mahkeme heyeti ara kararı açıkladı. Heyet, tutuklu olarak yargılanan Y.C. ile H.A.V.'nin tutukluluk hallerinin devamına, ustabaşı Erşan Ö. ve sorumlu müdür Asiye A.'nın yurtdışı çıkış yasağı şeklinde adli kontrolle tahliyesine; A.R.E.C., A.Ç. ve A.B.'nin tutuksuz olarak yargılanmasına, tanıkların dinlenilmesi ve keşif talebinin reddine, tanık Ayfer C. hakkında ise yalan tanıklıktan suç duyurusunda talebin hükümle değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı 13 Eylül tarihine erteledi.