Hendek davası 6 Aralık'a ertelendi

Hendek davası 6 Aralık'a ertelendi

Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 7 kişinin hayatını kaybettiği, 128 kişinin de yaralandığı patlamaya ilişkin açılan davanın beşinci duruşmasında konuşan sanık Coşkun, adalet arayan ailelere pişkince, "Siz şov yapıyorsunuz" dedi.

İleri Haber

Sakarya’nın Hendek ilçesinde 3 Temmuz 2020’de Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda meydana gelen ve 7 işçinin ölümü, 128 işçinin yaralanmasıyla sonuçlanan patlamanın 5. duruşması bugün Sakarya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Patlamada ihmali olan 7 sanıktan Yaşar Coşkun ve Hasan Ali Velioğlu’nun tutukluluk halleri devam ediyor.

Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 4'üncü duruşmada, mahkeme heyeti tanık ve şikayetçileri dinlemeye devam etmişti. Önceki duruşmalarda sanıklar ile sanık avukatlarının patlamanın sabotaj nedeniyle kaynaklandığı iddia etmesi üzerine mahkeme heyeti, Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) yazı yazarak bilgi istemişti. MİT tarafından mahkeme heyetine verilen cevapta, patlama ile ilgili kendilerine ulaşan herhangi bir sabotaj ihbarının olmadığı belirtilmişti.

Patlamada hayatını kaybeden işçilerin aileleri, duruşma öncesi basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da katıldı. 

'DENETİMSİZLİK VE CEZASIZLIK BAŞKA CANLAR ALMASIN DİYE ADALET İSTİYORUZ'

Açıklamada hayatını kaybeden işçilerden Halis Yılmaz'ın kardeşi Merve Nur Yılmaz konuştu. ¨Abim sanıkların, müdafilerin, yetkililerin kaza, kader, fıtrat diyerek ölümlerini meşrulaştırdığı, canlarına üç kuruş değer biçtiği Hendek’te 7, Türkiye’de katledilen yüzlerce işçiden sadece biri¨ diyen Yılmaz şunları söyledi:

¨Ben hukukçu değilim, yasa, yönetmelik, mevzuat bilmem ama emin olduğum tek bir şey var. Patlama Hendekler Havai Fişek Fabrikası’nda oldu ama buradaki 7 işçiyi denetimsizlik ve cezasızlık öldürdü. Denetimsizlik başka canlar almasın, cezasızlık yeni katliamlara davetiye çıkarmasın diye, parayı insan hayatının önüne koyan bu sisteme bir işçiyi daha kurban etmemek için Hendek için adalet istiyoruz.¨

'BU İNSANLARIN ACISI DİNMEZ'

Ailelerle birlikte açıklamaya katılan Av. Can Atalay ise şöyle konuştu:

"Bu insanların acısı dinmez. Türkiye'de kapitalizmin en ucuz kalemi işçi canı olmasın diyedir davamız. Türkiye'nin dört bir yanında insanlar adalet istiyorlar. Türkiye'nin en derin krizi, adaletsizlik krizi. O yüzden Hendek'teki 7 işçinin canının hesabı sorulmalı."

‘HER GÜN İŞ CİNAYETİ OLURKEN YARGITAY’IN YAKLAŞIMINI DEĞİŞTİRMESİ LAZIM’

Av. İlknur Ebiz Yıldız ise, “Memlekette her gün iş cinayeti yaşanırken Yargıtay yaklaşımı açısından anlayış değişikliğine ihtiyaç olduğu açıktır. Mevcut yaklaşımla iş cinayetlerinin durdurulamadığı gerçeği ortadadır. Mahkemenin işlenen suçun olası kast olduğu hukuksal gerçekliği ile ilgili karar vermesi için gerekli her türlü delilin dosyada olduğunu, mahkemenin tarihsel bir sorumluluk taşıdığını ifade etti. Sanık ve müdafilerinin sabotaj iddiaları ile ilgili dosyaya gelen KYOK kararı ve diğer istihbari evraklar, ‘patronların olursa olsun’ iradesi ile hareket ettiklerinin bir başka delilidir” dedi.

Muska üretimine Çinli ustanın izindeyken başlandığını söyleyen Sanık Ahmet Çağırıcı, “Muskanın formülüne ben karar vermedim Çinli usta da yok. Kim karar verdi de üretime geçildi? Çin mahallesinde kaçak, kalitesiz barut üretildiğinden tanık olarak dinlenilen Fikret Çuvalcıoğlu'nun bilgisi vardı. Güvenlik mesafesine de o karar verdi” sözlerine yer verdi. 

ADALET ARAYAN AİLELERE SANIK COŞKUN ‘ŞOV YAPIYORSUNUZ’ DEDİ

Tutuklu sanık Yaşar Coşkun, beyanı öncesi mahkeme başkanı tarafından mağdur aileler ve avukatlarını tahrik etmemesi yönünde uyarıldı. Uyarının ardından sanık Coşkun, işçilerin öldürüldüğü ve daha önce de patlamalar olan fabrikanın işletilmesine devlet tarafından nasıl izin verildiğini anlattı. Mağdur ailelere SGK'den maaş bağlanıp kendilerine rücu edilmesinin doğru olmadığını söyleyen sanık Coşkun, ‘bu insanlardan utanıyorum’ dedi. “Adalet arıyoruz” da diyen sanık Coşkun, “Biz de adalet arıyoruz” diyen mağdur ailelere "Siz şov yapıyorsunuz!" dedi.

‘ÜLKENİN KALKINMASINI İSTEMEYENLER, HESABINI SORUN’

Tutkulu patron sanık Yaşar Coşkun üretim biçimi, üretim baskısı ve alınmamış iş güvenliği önlemlerini görmezden gelerek patlamanın sabotaj olduğunu söylemekte ısrar ederken, “Siz görmezden gelseniz bile gerçekler ortada apaçık duruyor” sözleriyle savundu. Bilirkişi raporuna da “Bilmeyen insanların hazırladığı rapor bu kadar olur. Kitap açmış okuyor, hayatında misket görmemiş adam gelmiş misketle ilgili yorum yapıyor” diyen Coşkun, "Bunlar sermaye düşmanı, işveren düşmanı, ülkenin kalkınmasını istemeyenler. Hesabını sorun" dedi.

İŞÇİLER SİLAH ZORUYLA ÇALIŞTIRILMAMIŞ!

Sanık avukatlarının tanık anlatımları ve bilirkişi raporuna ilişkin beyanları ile duruşma başladı.

Sanık patron Ali Rıza Ergenç Coşkun'un avukatı Soma davasına atıfla müvekkilinin Alp Gürkan gibi kurtarılması için çağrı yaptı. Sanık patron Ali Rıza Ergenç Coşkun'un avukatı işçilerin işyerinde silah zoruyla çalışmadıklarını, işten kaçınma hakları olduğu savunmasını yaptı.

 

TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMI TALEBİ

Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Ferizli ilçesinde yeni inşa edilen cezaevi kampüsündeki salonda görülen duruşmada, tutuklu yargılanan fabrika sahiplerinden Yaşar Coşkun ile Hasan Ali Velioğlu, tutuksuz sanıklar Erşan Öztürk, Asiye A, tutuksuz müşteki sanık Ahmet Çağırıcı ve taraf avukatları hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan Ali Rıza Ergenç , Aslı Bozkurt ise duruşmaya katılmadı.

Salona müştekiler, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ve diğer izleyiciler, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri uygulanarak alındı. Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da duruşmayı izledi.

Yoklama yapılmasının ardından Yaşar Coşkun ile Ali Rıza Ergenç'in asli kusurlu, diğer sanıklar Hasan Ali Velioğlu, Asiye A, Ahmet Çağırıcı, Aslı Bozkurt ve Erşan Öztürk'ün tali kusurlu olduğunun belirtildiği celse arasında gelen 7 kişilik bilirkişi heyeti raporu ile diğer gelen belgeler zapta geçirildi.

Duruşmada, sanık avukatlarının mahkemeye sunduğu tanıklar dinlenildi.

Tanık Y.B. de fabrikanın fitil bölümünde çalıştığını söyledi.

Sanık Erşan Öztürk'ün ustabaşı olarak görev yaptığını belirten Y.B, işe alma yetkisinin olmadığını anlattı.

Tanık H.A. da fabrikanın toprak bölümünde çalıştığını dile getirerek, "Erşan Öztürk'ü tanırım, ustabaşıydı. Emir ve talimatları Hasan Ali Velioğlu'dan alıyordu, işe alma yetkisi yoktu" dedi.

Daha sonra müşteki avukatlarının beyanlarının alınması sırasında rahatsızlanan sanık Yaşar C, jandarma personeli nezaretinde bir süre duruşma salonundan ayrıldı.

Müşteki avukatları, bilirkişi raporunda eksiklikler bulunduğunu, dosyanın olası kast dosyası olduğunu belirterek, sanıkların tutukluluk halinin devamını talep etti.

Söz verilen tutuksuz sanık Asiye A, Erşan Öztürk ve Ahmet Çağrıcı da önceki beyanlarını tekrar ettiklerini bildirdi. Bilirkişi raporunu doğru bulmadıklarını savunan sanıklar, kusurlu olmadıklarını belirtti.

Tutuklu sanık Hasan Ali Velioğlu de suçsuz olduğunu öne sürerek, tahliyesini istedi.

Bir süre sonra duruşma salonuna dönen tutuklu sanık Yaşar Coşkun da kendisi hakkındaki iddia ve beyanlara cevap vererek, bilirkişi raporunun art niyetli olduğu iddiasını paylaştı.

Fabrikanın kuruluşu için her kurumdan izin alındığını belirten Yaşar Coşkun, şöyle konuştu:

"Raporda fabrikanın izinsiz ve ruhsatsız olduğu yazılmış. Sipariş üzerine yazılmış bir rapor. 16 aydır tutukluyum. Bu raporun gelmesini bekliyorum belki tutukluluk kalkar diye. Binalar tüzüğe göre yapıldı. Bilmeyen insanların hazırladığı rapor bu kadar olur. Hava fişek mi görmüşler, kitabı açmış okuyorlar. Sayın savcıdan suçun bilinçli taksirden çıkarılıp taksire düşürülmesini ve babamla benim sanıklıktan çıkarılmasını istiyorum. Bu raporun hesabı sorulsun. Böyle bir rapor olmaz"

Yaşar Coşkun, önceki duruşmalarda dile getirdiği olayda sabotaj iddiasını yineleyerek, bu hususun araştırılması gerektiğini savundu.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Yaşar Coşkun ve Hasan Ali Velioğlu’nun tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı 6 Aralık tarihine erteledi.

''SİZE İŞÇİ CANINI KURBAN ETMEYECEĞİZ'

Mahkeme sonrası avukatlar ve aileler adliye önünde açıklama yaptı. 

Avukat Gülşen Uzuner, son hazırlanan bilirkişi raporlarıyla patronların patlama ve kaza risklerini bildiği halde önlem almayarak işçilerin canına kast ettiğine dikkat çekerek süreci şöyle anlattı: 

"Davanın 5. celsesini gördük. İki sanığın tutukluluğunun devamına karar verildi. Dosyada bir ek bilirkişi raporu alınmıştı. Hazırlıkta alınan savcılığın aldığı bilirkişi raporundaki bazı hususları aydınlatmak üzere. Bu rapor çok açıkça dedi ki: Yargılanan sanıkların, bu kadar işçinin ölümünden ve yaralanmasından bizzatihi sorumluluğu vardır. Gerekli önlemleri almamışlardır. Bu patlama bizim de başından beri söylediğimiz gibi göz göre göre gelmiş, bu kadar insanımızın canına mal olmuştur. Bunu bilirkişi raporu da ek bilirkişi raporu da söyledi.

Buna ilişkin beyanımızı mahkemeye sunduk. Suç değerlendirmesinin taksir değil, ihmal değil kasıt, bilme, sonucu isteme öngörme ve buna rağmen sonuca engel olmama üzerinden daha ağır bir maddeden olması gerektiğini bu celsede söyledik. Mahkeme bu celse dosyanın bittiğine karar verdi. Birkaç hususun daha araştırılmasına karar verildi. Aralık’ta dosyaya dair hem bizim esas hakkındaki görüşlerimizi hem de savcılık makamının esas hakkındaki görüşlerini alacak. Dolayısıyla aralıkta en erken bu dosyayı bitirme niyetinde.

Dosyada şimdiye kadar toplanan deliller açısından, çok somut bir sorumluluk tarifi var. Burası patlayıcı üreten bir iş yeri. İşverenlerin kendi beyanlarında da oldukça tecrübeli olduklarını 50 yıldır bu işi yaptıklarını söylüyorlar. Dolayısıyla bizatihi karar vermişler bu hususta önlemleri almamaya, işçinin canına kast etmeye karar vermişler. Çünkü bugüne kadar bunun bir yaptırımı olmamış. Cezasızlıkla diğer dosyalardan yırtmışlar. Dolayısıyla bu onlara güç vermiş. Bugün biz bunun böyle olmaması için bu yargılamada hem avukat arkadaşlarımız hem ailelerimizle diyoruz ki biz artık size işçi canını kurban etmeyeceğiz. Bunu işçinin canının yandığı her durumda, her yerde size bağıra bağıra söyleyeceğiz."

'SİSTEM PARAYLA İŞLEMESİN İSTİYORUZ'

 Uzuner'in ardından konuşan bir işçi yakını bugüne kadar işçinin nasıl ezildiğini ve zorluk çektiğini, nasıl sömürüldüğü üzerine düşünmediklerini ancak, yaşanan bu olaydan sonra bunu kendi gözleriyle gördüklerini söyleyerek, “artık nerede ezilen sömürülen bir işçi varsa her zaman onlarla birlikte olacağız” dedi.

Başka bir işçi yakını ise “Biz bugüne kadar mahkemede patronların nasıl hayırsever olduklarını, hangi bakanlarla tanışıklıkları olduğunu, ne kadar çocuğu sünnet ettirdiklerini dinledik. Bizim acılarımız hiçe sayıldı. Bizim kaybettiğimiz canlar parmak hesabı yapıldı. Başka iç cinayetleriyle karşılaştırıldı. Ceza almamayı hak ettiklerini söylediler. Biz ölen öldüğüyle kalsın istemiyoruz. Bir şeyler değişsin istiyoruz. Bizim gözümüzün içine baka baka “burada çalışmasaydı dediler. Adeta ölümü hak ettiklerini, ölümün onlara reva görüldüğünü savundular. Sistem parayla işlemesin istiyoruz biz artık" şeklinde konuştu.