Hekimler dört bir yandan seslendi: 'Dr. Rümeysa Berin Şen isyanımızda yaşıyor!'

Hekimler dört bir yandan seslendi: 'Dr. Rümeysa Berin Şen isyanımızda yaşıyor!'

TTB Asistan ve Genç Uzman Hekimler Kolu'nun çağrısıyla sağlık çalışanları, Rümeysa Berin Şen'in nöbet ertesi geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitirmesi üzerine bugün birçok ilde basın açıklamaları düzenledi.

İleri Haber - Ersan Kınık / İstanbul

Sağlık emekçileri Ankara Şehir Hastanesi Kadın Doğum Kliniği'nde görev yapan asistan hekim Dr. Rümeysa Berin Şen'in nöbet ertesi geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitirmesi üzerine birçok ilde “Kaza değil göz göre göre gelen bir cinayet” diye haykırdı.

Ankara Şehir Hastanesi’nde 36 saat nöbet tuttuktan sonra evine dönmek üzere aracıyla yola çıkan asistan hekim Dr. Rümeysa Berin Şen’in trafik kazası geçirerek yaşamını yitirmişti.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Asistan ve Genç Uzman Hekimler Kolu'nun çağrısıyla sağlık çalışanları, Rümeysa Berin Şen'in nöbet ertesi geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitirmesi üzerine bugün birçok ilde basın açıklamaları düzenledi.

İstanbul, İzmir, Bursa, Antalya, Adana, Şanlıurfa, Gaziantep, Mersin, Diyarbakır, Manisa, Samsun, Balıkesir, Van, Aydın, Muğla, Eskişehir, Adıyaman, Isparta ve Bolu'da düzenlenen basın açıklamalarında "Kaza değil cinayet", "36 saat nöbet öldürüyor", "Nöbet ertesi izin lüks değil, haktır", "Angaryaya, mobbinge, şiddete son" yazılı dövizler taşındı.

ANKARA

Ankara Şehir Hastanesi'ndeki sağlık emekçileri sabah saatlerinde iş bırakarak Sağlık Bakanlığı'na alkışlı bir protesto yürüyüşü düzenledi.

İSTANBUL

Ersan Kınık - İstanbul Çapa Tıp Fakültesi önünde yapılan basın açıklamasına, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, TTB eski Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)  İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker, İstanbul Tabip Odası (İSTABİP) yöneticileri ve çok sayıda asistan hekim de katıldı. Eylemde “Uykusuz Asistan Ölüm Demektir” yazılı bir pankart da açıldı.

Asistan hekimlerin, 36 saate varan uzun ve aralıksız nöbet süreleri ve görevi dışındaki angarya işlerle uğraşmak zorunda bırakıldıklarını ifade eden Dr. Tahsin Çınar, asistan hekimler adına 13 maddelik taleplerini dile getirdi:

- Çığlığa dönüşen sorunlarımızın duyulması

- Nöbet sayılarının insanı sınırlara çekilmesi

- Koşulsuz nöbet ertesi izin verilmesi

- Eğitim sürecimizin performans sistemine kurban edilmemesi

- Sağlıkta mobbingin son bulmasını, bu konuda bütün meslektaşlarımızın üzerine düşen görevi yerine getirmesini

- Mobbine karşı şikayet, denetleme ve cezalandırma mekanizmalarının uygulamaya sokulmasını

- Tıp eğitimini yaralayan üniversite özerkliğine müdahale ve sözleşme dayatılmasından derhal vazgeçilmesi

- Yabancı uyruklu hekimlere özel sorunların bir an önce çözümlenmesini

- Bütün hekimlerin insani çalışma şartlarına sahip olmasını

- Hak ettikleri emekliliğe yansıyan performansa dayanmayan ücret almasını

- Geç ödenen nöbet ve performans ödemelerinin zamanında ödenmesini

- Bugün değin adaletsiz ve eksik dağıtılan COVİD ek ödemelerinin zamanında ve tam ödenmesini

- Mobbing ile nöbet ertesi izin konusunda acilen yasal düzenleme yapılmasını istiyoruz.

Çınar, sayılan bu taleplerin yerine getirilmemesi hâlinde her türlü hukuki ve demokratik yola başvuracaklarını ifade etti.

TTB Asistan ve Genç Uzman Hekimler Kolu adına basın açıklamasını okuyan Dr. İlyas Kavak, Rümeysa Şen’in uzun süre tuttuğu yorucu nöbetlerin ardından geçirdiği kaza görüntülerinin, bunun aslında bir kaza değil, göz göre göre gelen bir cinayet olduğuna dikkat çekerek; uzun yıllardır, çalışma şartlarının hekimleri öldürdüğünü söylediklerini ancak buna karşılık hiçbir düzenleme yapılmadığını belirterek şu sözleri kaydetti:

Melike Erdem, Ece Ceyda Güdemek, Emre Bakırlı, Mustafa Yalçın ve maalesef Rümeysa Berin Şen ve adını bile duyamadıklarımız hayatlarının baharında, mesleklerine hevesle başladıkları zamanlarda birer birer yaşamlarını yitirdiler, ölüme sürüklendiler.

Soruyoruz: Asistan hekimlerin çalışma şartlarının düzeltilmesi için kaç meslektaşımızın daha ölmesi gerekiyor?

Bir devlet memuru ayda ortalama 168 saat mesai yaparken bir asistan hekimin mesai süresi 360 saati bulmaktadır. Asistan hekimler çoğu branşlarda 36 saate varan sürelerde çalışıyor. Hekimler uykusuz, yorgun geçen gecenin ardından polikliniklerde 100’e yakın hasta muayene ediyor, gözleri uykudan kapanmak üzereyken ameliyata giriyor.

Hastalarımıza soruyoruz: 30 saattir çalışan asistan hekimin 80. hastası ya da ameliyat ettiği kişi olmak ister misiniz?

Asistan hekimlerin nöbet ertesi dinlenmeden mesaiye devam ettikleri gibi ayrıca gün aşırı nöbetler tuttuklarını ve neredeyse ayın yarısında evlerine gidemediklerini belirten Kavak, performans sistemi nedeniyle ücret kesintisi yapılacağı zaman akla ilk gelenlerin asistan hekimler olduğunu söyleyerek, ucuz iş gücü olarak görüldüklerine dikkat çekti.

Açıklamanın devamı şu şekilde:

İnsanca nöbet sayısı ve nöbet ertesi izin hakkını dillendirdiğimizde hocalarımız ve kıdemli asistan sisteminin, belirsiz yönetmeliklerin, adaletsiz görev dağılımının yükünü sırtlanmayacağız!

Bizi bu şartlarda çalışmaya zorlayanlara soruyoruz:

Yanlışa yanlış demeden, yanlışın düzeltilmesi için çaba göstermeden iyi hekimlik yapılabilir mi? Ne zaman bu düzene dur demek için sorumluluk almaya başlayacaksınız? Biz asistan hekimler artık yeter diyoruz.

Hekimlik yaparken dayatılan insanlık dışı çalışma şartları nedeniyle bir arkadaşımızı daha kaybetmeye tahammülümüz yok! Uzmanlık eğitimi almak için geldiğimiz kliniklerde asıl görevimizin öğrenmek olduğunu hatırlatıyor, nitelikli eğitim istiyoruz.

İnsanca çalışma koşullarının sağlanmasını, adaletsiz görev dağılımına son verilmesini talep ediyoruz!

Yataklı kurumlar yönetmeliğinde değişikliğe gidilerek nöbet ertesi izin hakkının ücret kesintisi olmaksızın ön koşulsuz tanımlanmasını istiyoruz.

Hatırlatıyoruz: Köle değil, uzmanlık öğrencisiyiz. Yorgun hekim, uykusuz hekim, tükenmiş hekim sağlığa zararlıdır!