HDP'ye dönük hukuki süreç nasıl işleyecek?
Yargıtay'ın HDP için açtığı kapatma davasında AYM, iddianameyi kabul etmesi durumunda kararını açıklamadan önce HDP'den savunma isteyecek.
17-03-2021 22:19

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde (AYM) dava açtı. “HDP üyelerinin beyan ve eylemleriyle devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, ortadan kaldırmayı amaçladıkları” iddiasıyla hazırlanan iddianame, Yüksek Mahkeme’ye gönderildi.
AYM İDDİANAMEYİ İNCELEYECEK
Mezopotamya Ajansı'ndan Zemo Ağgöz'ün haberine göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesi AYM’ye gittikten sonra iddianame usul yönünden incelenecek. Ardından usul eksiklik olup olmadığına bakacak ve eksiklik olması durumudna tamamlanması için tekrar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderecek. Eksiklerin giderilmesi üzerine iddianamenin kabulü aşamasında tensip tutanağı hazırlanacak.
3’TE 2 ÇOĞUNLUK ŞARTI
İddianamenin AYM’ye gönderilmesiyle birlikte hukuki süreç başlatıldı. Bundan sonraki süreçte AYM, Yüce Divan sıfatıyla yargılama yapacak. AYM, kendisine gönderilen iddianame ve eklerini inceleyecek ve çeşitli oturumlarında incelemelerini yaptıktan sonra belirleyeceği bir tarihte yargılamaya başlayarak kararını verecek. 15 üyeden oluşan AYM, 3’te 2 çoğunlukla karar verebiliyor.
KAPATMA YERİNE TEDBİR KONULABİLİR
AYM, yargılama kapsamında kararını açıklamadan önce, HDP'den savunma isteyecek. Ardından Yüksek Mahkeme, HDP’nin kapatılmasına yönelik karar verebileceği gibi kimi tedbirler de alabilir. Mahkeme, HDP üyeleri ve kurucuları da dahil olmak üzere kimi HDP’liler hakkında siyaset yasağı koyabilir ya da Hazine yardımının kesilmesine karar verebilir. Siyaset yasağı getirecek kişilerin 5 yıl herhangi bir partiye üye olması ya da faaliyet göstermesi de engellenmiş olacak.
HDP AİHM’E BAŞVURABİLECEK
AYM’nin vereceği karar kesin ve bağlayıcı olacak. HDP’nin, AYM’nin kararına karşı başvurabileceği tek mekanizma ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de yürütmeyi durduramıyor ancak ihlal kararı verilebilir.
İLGİLİ HABERLER
Soylu: Yetkim var, iptal ederim, acımam
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bakın Kasım ayında aldığımız tedbirlerle inişi yakaladık. Bir mesele var; yabancıların da muafiyetleri. Kim ikamet sahibi ve pasaportuyla bunu istismar etmeye kalkarsa ikametini iptal ederim. Böyle bir yetkim var, acımam" dedi.
17-04-2021 11:45

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul'da Koronavirüs Salgınıyla Mücadele Değerlendirme Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.
Soylu, Türkiye’de ikameti olan vatandaşların sokağa çıkma yasağında pasaport göstererek kısıtlamaları ihmal etmesine tepki göstererek, "Açık söylüyorum, kim ikamet sahibi ve pasaportuyla bu işi istismar etmeye kalkarsa ikametini iptal ederim hemen. Elimde böyle bir yetki var, acımam da” dedi.
Soylu'nun açıklamaları şöyle:
“Toplu taşıma böyle bir sıkıntıyla hala karşı karşıya. Yapılması gereken çok basit. Pik saatlerde ulaşım imkanlarının en üst seviyeye çıkması, vatandaşımızın mağdur edilmemesi ve en nihayetinde burada toplu taşıma araçları içerisindeki, salgının artmasını engelleyecek oranların İl Hıfzıssıhha Kurulları tarafından alınan seviyelerde tutulması. Ama bu konuda bir yıldır maalesef başaramadığımız meselelerden bir tanesidir. Bunu da burada açıkça ifade etmem gerekir. Onun için bu konuya hepimizin, sayın valimizin de başta olmak üzere önümüzdeki günlerde ramazanın sonuna kadar; özellikle pik saatlerde... İftar saatine yetişebilmek için hem iş yerlerinden çıkıştan kaynaklanan bir yoğunlaşma söz konusu olacak. Bu konu diğer dönemlerden çok daha büyük önem arz ediyor. Benim tüm belediyelerden bir ricam var. Allah rızası için elbette ki vatandaşlarımıza yardımda bulunmak sevaptır. Ama başka bir sevap da insanların bu salgından korunmalarını sağlamak. Ramazan yardımlaşma ayıdır, bereket ayıdır.”
'ADALET DUYDUSUNU ZEDELEMEMEK LAZIM'
Toplumun adalet duygusunu zedelememek lazım. Bir takım otellerdeki görüntüler, bir takım kahvehaneler. Dün bütün Türkiye'de tombala dahil olmak üzere, maalesef ramazanda tombala diye kötü bir alışkanlık var, güvenlik güçlerimizle bu alışkanlığı engellemeye de çalışıyoruz, dün akşam da epey baskınlar gerçekleştirildi. Var olanlara gerekli müdahaleler yapıldı, adli ve idari işlemlergerçekleştirildi. Ancak şunu söyleyeyim hem muafiyet belgesi elinde olanların suistimali söz konusu. Hem de eski alışkanlıklarına devam etmek isteyenlerin suistimalleri söz konusu. Adalet bozucu durum söz konusuysa sorumlusu biziz. Hemen bunalra müdahale etmek, men etmek, adli ve idari işlemleri yapmak bir daha yapılmamasına sebebiyet teşkil eder. Bunun peşinden koşmalıyız hep birlikte. Ve kısıtlamalardan muaf tutulanların istismarınayönelik görüntüler doğpal olarak salgınla mücadele döneminde yapılan fedakarlıklara ve samimiyete maalesef gölge düşürmektedir. Bu şekildeki suistimallere fırsat vermemek gerekir.
Öte yandan tüm denetimlerimizdeki nezaket ve doğru iletişim lütfen ön planda olsun. Tıbbi bir mücadeleyi siyasi bir sahaya çekmek isteyen ve bu alanda maalesef bu alanı istismar etmek isteyen bir kesimin olduğu izaha muhtaç değildir. Acaba buradan da nasıl siyasi bir rant elde edebiliriz diye bekleşme içerisinde olanlar elbetteki tarihin her döneminde olduğu gibi bu meselede de vardır. Aportta bekliyor. Bir eksik görsem de, yani bir şeyi düzeltmek değil veya uygun şekilde uyarmak değil, bu meseleyi toplumsal bir acıtasyon hale getirebilmek için elinden gelen gayreti ortaya koymaya çalışan kötücül ruhlar içlerimizde dolaşıyor dolaşıyor. Bunu görüyoruz. Ama bunlara da fırsat vermemek de bizim sorumluluğumuz. Bir video kaydıyla tüm denetim çabamız boşa gidebiliyor. Denetimler maalesef özellikle bu denetimi yapan ekipleri karalamak için başka mecralara çekilebiliyor. Dolayısıyla kendimiz de mutlaka sahada olalım. Personelimizin de dikkatli davranmasını temin edelim.
'İLKEMİZ ÇOK NET'
Öncelikli amaç ceza yazmak değil. Kurallara uyulmasını tembih etmektir. Birincisi uyarmak, rehberlik etmek sonra aşırı ısrar, kasıt ve suistimal varsa idari ve adli tedbirlere başvurmaktır. İlkemiz çok net.”
'ELİMDE YETKİ VAR, ACIMAM'
Bir mesele var; yabancıların da sokağa çıkma kısıtlamalarında muafiyetleri... Daha önce bir ara genelge de yazdık. Turistik faaliyetler kapsamında kısa süreliğine ülkemizde bulunanlar hariç olmak üzere; şimdi ikamet sahibi. Pasaportunu gösteriyor, başımın üzerine pasaportun var. Ama sen ikamet sahibisin, buradaki yerleşiklerin kurallarına tabii olmakla mükellefsin. Açık söylüyorum, kim ikamet sahibi ve pasaportuyla bu işi istismar etmeye kalkarsa ikametini iptal ederim hemen. Elimde böyle bir yetki var, acımam da. Çünkü insanlar evde kalacaklar, siz pasaportunuz var diye siz turist kılığında, imkanında bunu istismar edeceksiniz, buna da müsaade etmeyeceğiz. Onun için kurallarımız çok net, boşluk bırakmıyoruz.”
AYM'den üç siyasi parti hakkında suç duyurusu
AYM, üç siyasi parti hakkında yasal işlem yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı.
17-04-2021 11:21

Anayasa Mahkemesi (AYM), mali denetimlere ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gerekçesiyle AS Parti, Ülkem Partisi ile Türk ve Dünya Birliği Partisi hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Yüksek Mahkemenin AS Parti, Ülkem Partisi ile Türk ve Dünya Birliği Partisi'nin 2019'a ait mali denetimlerine ilişkin kararları bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. İncelemede söz konusu partilerin, mahkemeye hesap verilebilir şekilde kayıt ve belge düzeninin oluşturulmaması ile hesabın dışında gelir ve gider oluşturulmasının inceleme ve araştırmayı engellemeye yönelik eylemler olduğu değerlendirildi.
Bu nedenlerle söz konusu partiler hakkında 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 111'inci maddesi uyarınca yasal işlem yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması kararlaştırıldı.
AYM, ayrıca 3 partinin kesin hesaplarının denetimi gerçekleştirilemediğinden ilgili yıla ait hesaplarının da kabul edilmesinin mümkün olmadığına hükmetti.
Hakim, savcı ve milletvekilleriyle ilgili yolsuzluğun önlenmesi tavsiyelerine en az Türkiye uydu
GRECO'nun tüm tavsiyelerine uyan tek ülke Norveç olurken, tavsiyelere uyma konusunda ülkeler arasında son sırada ise Türkiye yer aldı.
17-04-2021 09:34

Avrupa Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu'nun (GRECO) "Milletvekilleri, hakim ve savcılarla ilgili yolsuzluğun önlenmesi" başlıklı raporuna göre Türkiye, Avrupa Konseyi'nin yolsuzlukla mücadele tavsiyelerine en az uyan ülke oldu.
Türkiye'nin de dahil olduğu 46 ülkeyi kapsayan rapora göre, Türkiye 2019 yılında, GRECO tarafından verilen 31 tavsiyenin yüzde 74,2'sini yerine getirmedi, 19,4'ünü kısmen yerine getirdi, yüzde 6,5'ini ise tamamen uyguladı. Tavsiyelerin en çok dikkate alındığı grup 12 tavsiyenin yüzde 8,3'üne uyulan savcılar ve hakimler grupları olurken, milletvekilleri ile ilgili 7 tavsiyenin hiçbirine uyulmadı.
TÜM TAVSİYELERE UYAN TEK ÜLKE NORVEÇ
Rapora göre, 2019 yılında GRECO'nun tüm tavsiyelerine uyan tek ülke Norveç oldu. Tavsiyelere uyma konusunda ülkeler arasında son sırada Türkiye yer alırken, tavsiyelerin yüzde 70'ine uymayan Avusturya da Türkiye’yi izleyen sondan ikinci ülke oldu.
GRECO, Türkiye'nin değerlendirildiği "Uyum ve Ara Uyum" başlıklı daha önceki raporlarında Türkiye’deki yapısal düzenlemelerin yargıç ve hakimlerin bağımsızlığına zarar verdiğine dikkati çekmiş ve bu düzenlemelerin "Yargıç ve hakimleri iktidar ile siyasete karşı bağımsız olma konumunda eskiye oranla daha sıkıntılı bir duruma soktuğu" uyarısında bulunmuştu.
DW Türkçe'de yer alan habere göre, Türkiye’de milletvekilleri ile yargı mensupları arasında yolsuzluğun önlenmesi için hükümetin somut önlemler almadığı eleştirisi yapılmış ve "Genel anlamda durumun tatmin edici olmadığı" belirtilmişti.
Üyelerinin yolsuzlukla mücadele standartlarına uyumlarını izleyerek yolsuzlukla mücadele kapasitelerini geliştirmeyi amaçlayan bir Avrupa Konseyi organı olan GRECO, devletlerin ulusal yolsuzlukla mücadele politikalarındaki eksiklikleri tespit etmelerine yardımcı olmak üzere yasal, kurumsal ve pratik reformları teşvik ediyor.
Muhalefetin oylarıyla reddedilip tekrar oylanan 'fişleme yasası' Resmi Gazete'de
TBMM Genel Kurulu'nda tekrar oylanmasının ardından AKP-MHP oylarıyla kabul edilen "Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kanunu", Resmi Gazetede yayımlandı.
17-04-2021 08:58

Kamuya personel alımında uygulanan ve Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) iptal etmesine rağmen TBMM Genel Kuruluna tekrar teklif olarak sunulan, oylamada kabul edilmemesine rağmen hukuksuzca yeniden görüşülerek AKP-MHP oylarıyla Meclis'ten geçirilen "Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kanunu", Resmi Gazetede yayımlandı.
Resmi Gazete'de yayımlanan 16 maddelik ''fişleme'' yasasında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının kimlere uygulanacağı ile soruşturmayı hangi birimlerin yapacağı şöyle ifade edildi:
GÜVENLİK SORUŞTURMASI VE ARŞİV ARAŞTIRMASI YAPILACAKLAR
MADDE 3 – (1) Arşiv araştırması, statüsü veya çalıştırma şekline bağlı olmaksızın ilk defa veya yeniden memuriyete yahut kamu görevine atanacaklar hakkında yapılır.
(2) Kurum ve kuruluşlarda, yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları hâlinde devlet güvenliğinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün, iç ve dış menfaatlerin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgelerin bulunduğu gizlilik dereceli birimler ile Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, jandarma, emniyet, sahil güvenlik ve istihbarat teşkilatlarında çalıştırılacak kamu personeli ile ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak personel, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışacak öğretmenler, üst kademe kamu yöneticileri, özel kanunları uyarınca güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasına tabi tutulan kişiler ile milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birim, proje, tesis, hizmetlerde statüsü veya çalıştırma şekline bağlı olmaksızın istihdam edilenler hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması birlikte yapılır.
ARŞİV ARAŞTIRMASI
MADDE 4 – (1) Arşiv araştırması;
a) Kişinin adli sicil kaydının,
b) Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından hâlen aranıp aranmadığının,
c) Kişi hakkında herhangi bir tahdit olup olmadığının,
ç) Kişi hakkında kesinleşmiş mahkeme kararları ve 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesinin beşinci ve 231 inci maddesinin onüçüncü fıkraları kapsamında alınan kararlar ile kişi hakkında devam eden veya sonuçlanmış olan soruşturma ya da kovuşturmalar kapsamındaki olguların,
d) Hakkında kamu görevinden çıkarılma ya da kesinleşmiş memurluktan çıkarma cezası olup olmadığının, mevcut kayıtlardan tespit edilmesidir.
GÜVENLİK SORUŞTURMASI
MADDE 5 – (1) Güvenlik soruşturması, arşiv araştırmasındaki hususlara ilave olarak kişinin;
a) Görevin gerektirdiği niteliklerle ilgili kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerindeki olgusal verilerinin,
b) Yabancı devlet kurumları ve yabancılarla ilişiğinin,
c) Terör örgütleri veya suç işlemek amacıyla kurulan örgütlerle eylem birliği, irtibat ve iltisak içinde olup olmadığının, mevcut kayıtlardan ve kişinin görevine yansıyacak hususların denetime elverişli olacak yöntemlerle yerinden araştırılmak suretiyle tespit edilmesidir.
SORUŞTURMA VE ARAŞTIRMAYI YAPACAK BİRİMLER
MADDE 6 – (1) Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve mahalli mülki idare amirlikleri tarafından yapılır.
(2) Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimler, kendilerine iletilen taleple sınırlı olarak güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları arşivlerinden ve elektronik bilgi işlem merkezlerinden gerekli bilgi ve belgeler ile bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi kapsamındaki karar ve kayıtları almaya yetkilidir.
(3) Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimlerde yetkilendirilmiş personel, hukuka aykırı olarak elektronik ortamda veya bilgisayar loglarında kişisel verilerle ilgili sorgulama yapamaz, log kayıtlarını değiştiremez veya silemez, bu şekilde elde edilen bilgileri paylaşamaz veya yayın yoluyla duyuramaz. Görevi gereği öğrendiği veya edindiği kişisel bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilerle paylaşamaz ya da basın ve yayın kuruluşlarına veya diğer iletişim kanallarına veremez. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimler tarafından bu hususlara ilişkin gerekli tedbirler alınır.
DEĞERLENDİRME KOMİSYONU
MADDE 7 – (1) Yaptırılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda elde edilen verilerin değerlendirilmesi amacıyla Değerlendirme Komisyonu kurulur. Değerlendirme Komisyonu; Cumhurbaşkanlığında İdari İşler Başkanının görevlendireceği bir üst kademe yöneticisinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığında genel sekreter yardımcısının, bakanlıklarda bakan yardımcısının, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında en üst yöneticinin görevlendireceği bir üst kademe yöneticisinin, üniversitelerde rektör yardımcısının, valiliklerde vali yardımcısının başkanlığında, teftiş/denetim, personel ve hukuk birimleri ile uygun görülecek diğer birimlerden birer üyenin katılımıyla başkan dahil en az beş kişiden ve tek sayıda olacak şekilde oluşturulur. Milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birim, proje, tesis ve hizmetlerde istihdam edilecekler hakkındaki değerlendirme, ilgili bakanlık ya da kamu kurumları bünyesindeki Değerlendirme Komisyonunca yapılır.
(2) Memuriyet veya kamu görevlerine uygunluğunun değerlendirilmesini sağlayacak yorum içermeyen olgusal veriler, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimlerce ilgili kurum ve kuruluş bünyesinde kurulan Değerlendirme Komisyonuna iletilir.
(3) Değerlendirme Komisyonu kendisine iletilen verilere ilişkin nesnel ve gerekçeli değerlendirmelerini yazılı olarak atamaya yetkili amire sunar. Mahkemeler tarafından istenildiğinde bu bilgiler sunulur.
Ankara'da polisten video çeken yurttaşa: Beni çekmen terör suçu
Ankara Kızılay'da bir otobüs şoförüne ceza yazmak isteyen polis ile yurttaş arasında gerginlik yaşandı.
16-04-2021 21:41

Ankara'da bir otobüs şoförüne ceza yazmak isteyen ve bu sırada görüntüye alınan trafik polisleri, videoyu kaydeden yurttaşın üzerine "Şu anda beni çekmen terör suçu" diyerek yürüdü. Görüntüyü kaydeden vatandaşın "Önce siz saldırdınız" ifadelerine karşı polis, görüntüleri silmesini istedi.
'Terör suçları'na yenisi eklendi...
— İleri Haber (@ilerihaber) April 16, 2021
Otobüs şoförüne ceza yazarken kayda alınan trafik polisi: "Beni çekmen terör suçu, onu hemen siliyorsun"
AKP'den 'insan kaçakçılığı' savunması: Bir dostun hatırına böyle bir şey yaptık
Yurt dışı gezisi diyerek Bremen’e gönderdiği 48 kişiden çoğu dönmeyen AKP’li Akçakiraz Belediyesi’nin başkanı Sabahattin Kaya, “Bir dostun hatırına böyle bir şey yaptık” dedi.
16-04-2021 20:19

Malatya'da AKP'li Yeşilyurt Belediyesi'nin organizasyonunda Almanya'ya gidip geri dönmeyen 43 kişi öne çıkarken, benzer vakalar diğer belediyelerde de yaşanıyor.
Yurt dışı gezisi diyerek Bremen’e gönderdiği 48 kişiden çoğu dönmeyen AKP’li Akçakiraz Belediyesi’nin başkanı Sabahattin Kaya, Gazeteci İsmail Saymaz'a yaptığı açıklamada, “Bir dostun hatırına böyle bir şey yaptık” dedi.
'YÜK OLACAK İNSANLAR GİDİYOR'
Bilinen 48 kişiden yarısında pürüz çıktığını, bu sebeple '20 kişi civarı'nda insanın gidebildiğini belirten Kaya, "Vatandaş işsiz güçsüz… Dedik buradan giderler, iş güç sahibi olurlar. Bana makul geldi. Burada Türkiye Cumhuriyeti'ne yük olacak insanlar gidiyor” ifadesini kullandı.
'VATANDAŞ İŞSİZ GÜÇSÜZ'
Sözcü yazarı İsmail Saymaz’ın sorularını yanıtlayan Sabahattin Kaya, şunları kaydetti:
– Projeyi kim getirdi?
Almanya'da yaşayan Elazığlı bir hemşehrimiz. Buralar dar bir alan, kapalı bir alan. 2-3 üniversitemiz, organize sanayimiz yok. Vatandaş işsiz güçsüz… Dedik buradan giderler, iş güç sahibi olurlar. Bana makul geldi. Burada Türkiye Cumhuriyeti'ne yük olacak insanlar gidiyor. Euro, altın ve dolar gönderiyor. Annesini babasını rahatlatıyor. Bir şeyin kârı zararından fazlaysa doğrudur, helaldir, hoştur. O mantıkla baktım.
– Gidenleri tanıyor musunuz?
Üçünü tanıyorum.
– Hepsi Akçakirazlı mı?
Elazığlı. İlçemizden iki kişi var.
– Yani siz çalışmaları için izin verdiniz.
Evet. Bu insanlar gidecek, gezecek, imkanı olursa çalışacak. Sonradan duyduk ki bu iş bir sektör ve meslek grubu haline gelmiş. Üç dört defa daha böyle teklif geldi. Gündemimize almadık.
– Dönmeyeceklerini biliyor muydunuz?
Bunlar bize dedi ki: “Gideceğiz, alanı göreceğiz, Güzel bir alan çalışmasından sonra gidebilirsek gideceğiz.” Yani gelecekler, anne babalarından izin alacaklar. Benim yardımcım ve meclis üyem de gitti. Onlar da belki gelmeyebilirdi.
– Nasıl gittiler?
Uçakla. Aynı otelde kalmışlar. Vahşi depolamayı ve çöp arıtma tesisini gezdirmişler.
– Bu dernek nerede?
Bilmiyorum.
– Ama protokol yapmışsınız.
Yaptık ama kimdir, nedir, necidir; çok içinde değilim.
– Elazığ'da mı?
Yok, Almanya'da.
– Hemşehrinizle sonradan konuşabildiniz mi?
Konuştum. “Otelden kaçtılar” dedi. Ben daha üzerine düşmedim.
– İki görevliniz anlamamış mı?
Anlamamışlar. Bizimkiler birkaç gün uzattılar. Eş dost akrabaları gezeceğiz demişler. Son iki üç gün onlardan ayrılmışlar.
– Sizi aradılar mı?
Yok. “Pasaportların hepsi geri gelecek” dediler, gelmedi.
– Listeyi kim yapmıştı?
Ben hiç karışmadım.
– Listeyi kim yaptı? Almanya'daki hemşehriniz mi?
Evet.
– Bu kişiye çok güvenmediniz mi?
Diyorum ya işte, öyle bir süreçti, bir anda böyle geldi, bir haftalık bir görüşmeydi, yoğunluktan geldi geçti.
– Belediye kasasına bir şey girdi mi?
Evet, bir araç aldılar.
– Ne aldılar?
Bir kamyon.
– Fiyatı ne kadar?
100 bin TL.
– Yeni mi?
İkinci el, canım.
– Siz aslında kamyon karşılığında izin verdiniz.
Bana da cazip geldi. Nasıl olsa benim personelim de gidecek. Fakat sektör haline gelmiş.