HDP'li vekil Serpil Kemalbay: Erdoğan Kaz Dağları'na gelmek yerine Kanada'ya gitsin

HDP'li vekil Serpil Kemalbay: Erdoğan Kaz Dağları'na gelmek yerine Kanada'ya gitsin

Kaz Dağları'ndaki Su ve Vicdan Nöbeti'nden seslenen HDP'l vekil Serpil Kemalbay, "Erdoğan ‘Ben oraya gideceğim’ dedi. Ben Erdoğan’ın buraya gelmesini değil, Kanada’ya gitmesini tavsiye ediyorum. Orada bir ağacın dalını kırmaya çalışsın, bakalım yapabiliyor mu? Sonra gelsin buraya" dedi.

Ezgi Zeynep Önder - Kirazlı / Çanakkale

HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, Kaz Dağları’ndaki doğa katliamına ilişkin “Bir avuç sermaye grubu Türkiye’nin yer altı kaynaklarını sömürmek için devlet eliyle buraya geliyor. Burada uluslararası bir sömürü mekanizması işliyor” dedi. Kemalbay, hükümete geri adım attıracak olan şeyin ise Su ve Vicdan Nöbeti’nin büyümesi olduğunu söyledi.

Çanakkale Kirazlı’daki Su ve Vicdan Nöbeti’nde bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Serpil Kemalbay ile HDP İzmir Milletvekili ve aynı zamanda da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Çevre Komisyonu üyesi Oya Ersoy, doğa katliamının yapıldığı Alamos Gold şirketine ait maden sahasında incelemelerde bulunmak istedi. Bir süre şirketin güvenlik görevlilerince içeriye girmesi engellenen vekiller, bir süre sonra içeriye alındı.

‘SUÇLULUK PSİKOLOJİSİNİ GÖSTERİYOR’

Konuyla ilgili konuşan Serpil Kemalbay, “Kapıda bizi güvenlik karşıladı ve içeriye girmemize engel oldu. Yukarıdan bir emir gelmiş onlara. Bu bir suçluluk psikolojisini gösteriyor. Suçlu olduğunu bilen Kanadalı şirket ve onun yerel ortakları, iktidardan da güç alarak halktan nasıl burayı kaçırmak istiyorlarsa halkın vekillerinden de kaçırmak istiyorlar” dedi.

‘BİR AVUÇ SERMAYE SÖMÜRÜ İÇİN DEVLET ELİYLE BURAYA GELİYOR’

Büyük bir suç olduğunu söyleyen Kemalbay, bu suçun ne olduğuyla ilgili şu sözleri sarf etti:

“Nasıl bir suç? Burada bir doğa katliamı yaşanıyor ve bu katliam neoliberal kapitalizmin bir saldırısı. AKP-MHP faşist blokunun izlediği bir neoliberal saldırı politikası var. Bu saldırı doğayı, tarihi, kültürü yok ediyor ve kökünden koparıyor, yok ediyor. Tıpkı Hasankeyf’te olduğu gibi, Munzur’da olduğu gibi, Salda’da olduğu gibi ve daha önce Sur’da olduğu gibi pek çok yerde saldırıyla karşı karşıyayız. Bir avuç sermaye grubu Türkiye’nin yeraltı kaynaklarını sömürmek için devlet eliyle buraya geliyor. Burada uluslararası bir sömürü mekanizması işliyor. “

‘ŞİRKET GİBİ YÖNETECEĞİM’ DERKEN BUNU KASTETTİ’

Erdoğan’ın “Türkiye’yi bir şirket gibi yöneteceğim” derken bu durumu kastettiğini ifade eden Kemalbay, Erdoğan’ın bütün buralarda kurumsal direnişleri kaldırarak, halk direnişlerini de zor yoluyla engelleyerek Türkiye’nin bütün varlıklarını sermayeye peşkeş çekmek için bir yol izlediğini belirtti.

‘ERDOĞAN KANADA’YA GİTSİN’

“Bu yolu kesecek olan bizleriz. Bu yolu kesecek olanlar hayatına, haklarına, tarihine, kültürüne, kimliğine sahip çıkanlar olacak. Burada bugüne kadar yapılan sahiplenme çok güçlü. Halk isterse engel olabilir” diyen Kemalbay, sözlerine şöyle devam etti.

“Önce hükümetin açıklamaları oldu buraya dönük olarak. Erdoğan ‘Ben oraya gideceğim’ dedi. Ben Erdoğan’ın buraya gelmesini değil, Kanada’ya gitmesini tavsiye ediyorum. Orada bir ağacın dalını kırmaya çalışsın, bakalım yapabiliyor mu? Sonra gelsin buraya. Burada 200 binden fazla ağaç kesildi ve ekosistem yok edildi. Sırf Kaz Dağları için; bu kesilen 200 bin ağacın, toplamda kesilecek 4 bin ağacın ilk adımı olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla burada hükümet geri adım atmasını bekliyoruz. Hükümete geri adım attıracak olan buradaki direnişin sönümlenmeyerek, tam tersi büyüyerek devam etmesi olacak.”