HDP: Bugün burada halkın değil Sarayın bütçesi görüşülüyor

HDP: Bugün burada halkın değil Sarayın bütçesi görüşülüyor

Meclis Genel Kurulunda bugün başlayan bütçe görüşmeleri, siyasi partilerin sözleriyle devam etti. İlk konuşmayı yapan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan " Bugün burada halkın değil, Sarayın bütçesi görüşülüyor" dedi.

İleri Haber

Meclis Genel Kurulunda bugün başlayan bütçe görüşmeleri, Berat Albayrak'ın sunumunun ardından siyasi partiler adına konuşmalara geçildi. İlk konuşmayı Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan yaptı. Buldan'ın yarım saatlik konuşmasının ardından sözü Eş Genel Başkan Sezai Temelli aldı.

Ayrıca Genel Kurul’da HDP grubunun bulunduğu ön sıraya Meclis’in tek tutuklu milletvekili, 33 gündür açlık grevinde olan Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in fotoğrafı konuldu.

Buldan konuşmasına tutuklu milletvekili Leyla Güven, eski Eş Genel Başkanlar Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve diğer HDP'lileri selamlayarak başladı.  

PKK lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle başladığı açlık grevinin 33. gününe giren Leyla Güven'i hatırlatan Buldan, "Vekilimiz kendi özgürlüğü ve koşulları için değil, barış için, Türkiye halklarının geleceği için açlık grevindedir" dedi.

'AÇLIK GREVİNE KAYITSIZ KALAMAZSINIZ'

Buldan, Güven'in açlık grevine Meclisin sessiz kalmasının kabul edilemez olduğu ifade ederek "Bu Parlamentonun bir üyesi açlık grevi gibi ciddi bir direnişin içine girmişse bunu görmezden ve duymazdan gelemezsiniz, kayıtsız kalamazsınız. Buradan bir kez daha iktidara çağrı yapıyorum: Bu hukuksuz tecride derhâl son verilmelidir, Parlamento görev almalıdır, Meclis, Leyla Vekilimizle görüşerek niye açlık grevinde olduğunu mutlaka dinlemelidir" şeklinde konuştu.

Geçtiğimiz hafta cezası onanarak cezaevine giren Sırrı Süreyya Önder'e de değinen Buldan, "Soruyorum size: Çözüm süresinde önemli rol ve risk alan İdris Baluken neden rehin olarak tutuluyor? Geçen hafta Sevgili Sırrı Süreyya Önder de cezası onaylanarak cezaevine girdi" dedi. Buldan, Önder ve Baluken'in kendisiyle birlikte, bu ülkedeki ölümler dursun diye İmralı, Kandil ve devlet arasında mekik dokuduğunu söyleyerek "Ölümleri durdurmak suç mudur? Bu neyin intikamıdır?" diye sordu.

'GÖRÜŞMELER ERDOĞAN'IN BİLGİSİ VE İSTEĞİYLE YAPILDI, EĞER SUÇSA ONLARIN DA İÇERİDE OLMASI GEREKİR'

Önder ve Baluken'in tutuklanma gerekçesi olarak gösterilen süreçte yapılan görüşmelerin tamamı için "Bizzat dönemin Başbakanı Erdoğan'ın hükümetinin ve devletin bilgisi, onayı ve talebi doğrultusunda yapıldı. Eğer bu görüşmeler suç ise -ki asla değil- peki, buna onay veren Erdoğan dâhil, Hükûmet ve devlet yetkililerinin de içeride olması gerekmez mi? Suç olmadığına göre arkadaşlarımızın derhâl serbest bırakılması gerekir" dedi.

'YENİ REJİMDE SADECE BİAT EDENLERİN HAKLARI VARDIR'

Buldan'ın konuşmasından diğer satır başları şöyle:

- Arkamızdaki duvarda "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." yazıyor. Ne yazık ki bugün bu Parlamentoda ve dışarıda olması gereken seçilmişlerin, cezaevlerinde hukuksuz bir biçimde rehin tutuluyor olması egemenliğin halkta değil muktedirlerin elinde olduğunu göstermektedir.

- Yeni rejimde sadece iktidara biat edenlerin hakları vardır. Bu toprakların kadim halkları olan Kürtlerin, Alevilerin, Ermenilerin, Süryanilerin, Ezidilerin, tüm inanç ve kimliklerin; kadınların, gençlerin, emekçilerin, ezilenlerin hakları yoktur. Herkes vergi öderken eşit olacak ama haklar söz konusu olduğunda kimliklere ve inançlara karşı ayrımcılık yapılacak; bu, en büyük zulümdür.

- Bugün burada halkın değil Sarayın bütçesi görüşülüyor. Ülke tablosu sarayın ışıklı pencerelerinden tozpembe görünebilir ama halkın yaşadığı tablo içler acısıdır. Bir yanda yoksulluk, işsizlik ile açlık ve sefalet, diğer yanda ise devletin tüm gücü ve imkânlarını har vurup harman savuran bir yönetim anlayışı var. 

- Eğer bir yerde sokaktaki ayakkabısız çocukların sayısı artıyorsa orada bilin ki birileri mutlaka zenginleşiyordur. Sarayın şaşaalı ışıkları kesintisiz yanıyorsa bilin ki orada halkın sofrasında bölüştüğü ekmek her geçen gün azalıyordur. Adalet sadece muktedirleri ve güçlüleri koruyorsa bilin ki orada haklının, mazlumun hakkı olan adaletten çalınıyordur.

'FAŞİZM TOHUMU EKENLER MUTLAKA DİRENİŞ BİÇECEKTİR'

- Devletin bekası diyerek iktidarın bekası korunuyorsa bilin ki orada toplumun bekasından çalınıyordur. Yalanlar doğrunun yerini almaya başlamışsa emin olun ki orada hakikatten çalınıyordur. Demokrasinin yerini faşizmin, özgürlüğün yerini esaretin, adaletin yerini hukuksuzluğun, eşitliğin yerini ayrımcılığın aldığı karanlık bir dönemi hep birlikte yaşıyoruz.

Ama unutulmasın ki bu topraklara faşizm tohumu ekenler, sonunda mutlaka isyan ve direniş biçeceklerdir. 

'TOPLUMA BİR TANE HAYIRLI İŞ YAPIN'

Buldan'ın konuşmasının ardından sözü diğer Eş Genel Başkan Sezai Temelli aldı. Temelli de konuşmasına Leyla Güven'i ve diğer tüm tutuklu HDP'lileri hatırlatarak başladı.

Bütçeye ilişkin, "AKP/ Saray iktidarı bu bütçeyle toplumun bütçe hakkını gasp etmektedir" dedi. Temelli'nin konuşmasından satır baları şöyle:

- Biz sürekli olarak ekonominin demokrasiye bağımlı olduğunu anlatıyoruz, ısrarla bu konunun altını çiziyoruz. Bunu bütçeden daha iyi anlatan bir metin olamaz. Bütçe ekonomik olmaktan çok ,siyasi bir metindir. Bütçenin zenginler ile yoksullar, kadınlar ile erkekler, çocuklar ile yetişkinler, sosyal desteğe ihtiyacı olanlar ile olmayanlar arasında nasıl bölüştürüleceğine, vergilerin kimden alınacağına karar veren bir siyasi metin olduğu unutulmamalıdır. AKP "aç, yoksul" demeden herkesten vergi alıyor, para topluyor ama bu kaynağı bir tek kendisi ve yandaşları için harcıyor.

- Yeni Ekonomi Programı'nda 2019 yılında 59 milyar lira tasarruf edileceği söylenirken öbür taraftan her yıl 50 cezaevi yapılacağını söylüyorsunuz. Cezaevi yapmak için mi tasarrufta bulunuyorsunuz? Topluma bir tane de hayırlı bir iş yapın.

'ÖRTÜLÜ ÖDENEK, SARAYIN KENDİ KREDİ KARTINA ÇEVRİLDİ'

- Bugün güvenlik bütçesini harcayan 7 kurumun toplam bütçesinde son iki yıldaki artış miktarı 38 milyar liradır sevgili arkadaşlar. Şırnak'ta kamu yatırımları için ayrılan bir yıllık rakamsa 169 bin lira. Ayrılan değil, sadece artırılan rakamla bile Türkiye'nin 81 iline üç kez, üçer kez Şırnak'a ayrılan ödenek kadar yatırım yapılabilir ama buna karşı Sarayın kredi kartına dönüşmüş örtülü ödenek giderek artıyor.