HAZİRAN: 696 sayılı KHK memlekete ihanettir!

HAZİRAN: 696 sayılı KHK memlekete ihanettir!

Birleşik Haziran Hareketi (HAZİRAN) tarafından AKP’nin paramiliter kuvvetlerine saldırı özgürlüğü tanıyan yeni KHK ile ilgili bir açıklama yapıldı.

Resmi Gazete'de yayınlanan 696 sayılı ve içerisinde "darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında görev alan kişilerin hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz" ifadelerinin geçtiği son KHK ile ilgili HAZİRAN tarafından “696 Sayılı OHAL KHK’si Bir İç Savaş Yasasıdır, Memlekete İhanettir, Halk Düşmanlığıdır! başlığıyla bir açıklama yapıldı.

İktidar blokunun, Saray merkezli olarak kendini tahkim ettiğinin belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:

İktidar bloku, Saray merkezli olarak kendini tahkim etmeye devam ediyor.

KHK’ler aracılığıyla OHAL düzeni pekişiyor. OHAL, yeni bir rejim kurmanın vazgeçilmezi haline dönüşerek kalıcılaşıyor.

Son yayınlanan KHK’lerle birlikte sistemin adalet ve savunma mekanizmalarına yönelik köklü bir müdahale gerçekleştirilmiştir.

Ülkemiz uzunca bir zamandır “biz” ve “onlar” biçiminde zaten bölünmüştü. 696 sayılı yasayla birlikte yeni bir aşamaya geçilmiştir.

15 Temmuzdan itibaren genel bir düşmanlaştırma politikası üzerinden kendi darbesini örgütleyen AKP Saray Rejimi bu yasayla birlikte, meclisi, bilindik anlamda kamu düzenini, yasama ve yargıyı bütünüyle ortadan kaldırmıştır.

“Olayların bastırılmasında görev alan sivillerin işledikleri suçtan muaf tutulmaları”yla ilgili bir vurgu içeren bu yasa, SADAT, Osmanlı Ocakları vb paramiliter güçleri daha da cüretkar kılma doğrultusunda atılmış bir adımdır.

Bu yasayla birlikte devletin karanlık güçlerinin kendisinde; Susurlukçu’larda, JÖH’çülerde, PÖH’çülerde, JİTEM’cilerde karakterize olan güvenlik esaslı, düşman hukukuna dayalı rejim, hukuki olarak da tescil edilmiştir.

Bu yasa, “devlet için kurşun atan da, yiyen de şereflidir” zihniyetinin yasal hale getirilmesidir.

Bu yasa aracılığıyla sıradan yurttaş, düşman hukuku üzerinden suça ortak edilmektedir.

Ve bu yeni bir şey değildir. Ceberut devletin kendi tarihinde ve dünyadaki benzer otoriter faşist devlet uygulamalarında karşılığı vardır. 1930’lu yılların başındaki Kürt kalkışması sonrası çıkartılan, milisi ve ahaliyi işlediği suçtan muaf tutan “isyan mıntıkasında işlenen ef’alin suç sayılmayacağına dair kanun”un ve Nazi Almanyasında, Mussolini İtalyasında çıkarılan yasaların bir benzeridir.

Ve bu yasa, AKP karşıtı muhalefeti bastırmada fonksiyon üstlenecek sivil, paramiliter güçlere, eli sopalı satırlı milislere verilmiş bir cezasızlık vaadidir, vur kır, öldür, ben arkandayım çağrısıdır.

İç savaş felakettir.

Her kim ki yurttaşları birbirine düşürecek, birbirini boğazlamasını kolaylaştıracak bir anlayışı yasalaştırır ve savunursa o kişi insanlık düşmanıdır, bölücüdür, vatan hainidir.

Bu vaade karşı bizim vaadimiz Haziran Türkiyesidir, tam bağımsızlıktır, insanca bir yaşamdır.

Bu iç savaş çağrışına karşı bizim çağrımız eşitliktir, kardeşliktir, barıştır.

İç savaşın bir felaket olduğunun bilincinde olan tüm yurttaşlarımızı bu yasayı geçersiz kılmak için mücadele etmeye, yurttaşlık hukukunun egemen olduğu bir ülke için omuz vermeye çağırıyoruz.