'Hayata Dönüş Operasyonu bir insanlık suçudur'

'Hayata Dönüş Operasyonu bir insanlık suçudur'

‘Hayata Dönüş Operasyonu’ adı verilen 19 Aralık katliamının 18. yıldönümünde İHD tarafından basın açıklaması yapıldı. Yapılan açıklamada katliamdan bu yana süregelen adaletsizliğe dikkat çekilerek cezasızlık son bulana kadar davanın takipçisi olunacağı vurgulandı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 19 Aralık 2000 yılında 30 kişinin katledildiği cezaevi baskınlarının 18. yıldönümünde Türkiye'de devlet eliyle yapılan en büyük katliamlarından biri olarak tarihe geçen ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ katliamının gerçekleştiği yerlerden biri olan Ümraniye E Tipi Kapalı Cezaevi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

'BU KATLİAMDA DA CEZASIZLIK VE ADALETSİZLİK GERÇEKLEŞTİ’

'19 Aralık Katliamı'nı unutmadık, unutmayacağız' yazılı pankartın açıldığı açıklamada, İHD İstanbul Şube Başkanı Avukat Gülseren Yoleri konuştu. Yoleri, cezaevlerinin 'ezaevleri'ne dönüştüğünü belirterek, "Hapishanelerin nasıl işkencehaneye dönüştüğünü hepimiz biliyoruz. Buna ilişkin onlarca örnek sayılabilir, onlarca katliam gösterilebiliriz" dedi. Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri hatırlatan Yoleri, "19 Aralık yaşam hakkı başta olmak üzere bütün hakların ihlal edildiği bir olayı bize hatırlatıyor. Bu katliamda da maalesef cezasızlık ve adaletsizlik gerçekleşti. İnsanlığa karşı suçlar cezasız kaldığında bu tür suçların tekrar yaşanmasına sebep olur" ifadelerini kullandı. 

'HAPİSHANELER HALA İNSANLIKDIŞI VE İŞKENCE İDDİALARI GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR'

Ardından basın metnini İHD Üyesi Ferit Barut okudu. Barut, 4 gün süren operasyon sonucunda 30'u tutuklu, 2'si asker 32 insanın hayattan koparıldığını ve yüzlerce tutuklunun da kalıcı hasarlar oluşacak şekilde yaralandığını dile getirdi. Tutukluların vahşice öldürüldüğünü ve Bayrampaşa Cezaevi'nin C-1 koğuşunda kadın tutukluların diri diri yakıldığını belirten Barut, "Katliamdan sağ kurtulan tutsaklar hücre tipi hapishanelere götürüldüklerinde de ağır işkence ve tecride maruz bırakıldılar. Ardından isyan ve mala zarar verme suçlamasıyla haklarında davalar açıldı. Silahsız, savunmasız tutsakların katledildiği bu saldırıyı devlet yetkilileri sonuna kadar savundu" dedi.

Katliamın failleri ve sorumluları hakkında etkin bir soruşturma yürütülmediğini vurgulayan Barut, "Halen hapishaneler insanlık dışı, onur kırıcı muamelelerin mekanı durumunda ve her geçen gün işkence iddiaları artıyor. İnsan Hakları Derneği'nin tespitine göre ve bilindiği kadarıyla 2017 yılında hapishanelerde 10 ölüm olayı yaşandı, tecrit, izolasyon giderek sertleşti, mektup, telefon dahil dışarıyla temas sağlayacak olanlar başta olmak üzere her tür hak keyfi disiplin cezalarıyla ortadan kaldırılıyor" diye konuştu.

'BU DAVANIN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ’

Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre Barut, egemen zihniyetin, cezaevlerini birer işkence merkezine dönüştürme gayreti içerisinde olduğunu söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti:

"İnsan hakları savunucuları olarak, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine karşı durmaya ve mahpuslarla dayanışmaya devam edeceğiz. Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri etkin bir şekilde soruşturulmalı ve sorumlular yargı önüne çıkarılmalıdır. Mahpusların eğitim ve sağlığa erişimi dahil tüm temel haklarını güvenceye kavuşturacak mevzuat değişiklikleri yapılmalıdır. 19 Aralık Katliamı insanlığa karşı suçtur. Yargılama bu suç kapsamında yapılana, zamanaşımıyla desteklenen cezasızlık son bulana kadar bu davanın peşini bırakmayacağız."

Eylem yapılan basın açıklamasının ardından sloganlarla sona erdi.