Hayal ve gerçeğin peşinde, zamanın ötesinde bir hayat

Hayal ve gerçeğin peşinde, zamanın ötesinde bir hayat

Evreni kapsayan zaman şüphesiz her şeyin sonunu hazırlayan, bize eşlik eden ve o an yaklaştığında bizi yeniden düşündürmeye sevk edendir. Yaşarken farkında olmadığımız anlar gelecekte yeniden karşımıza çıktığında, geçmişe yolculuğumuz da o zaman başlar. Sürekli bir zaman yolculuğu içinde buluruz kendimizi. Her anı yeniden gözden geçirip, değiştiremeyeceğimizin bir kes daha farkına varırız. İşte bu bizi yaşlandıran, sonumuzu görmemizi sağlayandır.

Şadi Erarslan

Geçmiş ve gelecek arasında gidip gelen, geçmişe bağlı ama gelecekten umudu kesmeyen, şimdiyi doyasıya yaşarken, geleceği kurmaya çalışan. Bir yanda  kendiyle başbaşa kalırken, bir yanda başkalarını yalnız bırakmayan. Hepsinden ayrı yaşamı bütün kusurlarıyla yaşamaya çalışan. Her insanın hayatı boyunca aşağı yukarı yaşadığı, yaşarken fırtınalı olaylarla baş etmeye çalıştığı durumlar olmuştur. Hayatı düz bir çizgide yaşamak, hiçbir insanın istemeyeceği bir durum. Ne kadar ilgi çekici, sorunsuz olsada inişli çıkışlı bir yaşam insanın karakterinin oluşmasını sağlar. Gerçeği yaşamaya çalışırken aynı zaman da ideal bir dünya tahayyül ederiz. Gerçek olma ihtimali olsun ya da olmasın böyle bir dünyada bir yaşam alanı kurar, gerçekleşmesi için çaba sarf ederiz. Gerçeğin bize öğrettiği deneyimler sayesinde tezahür ettiğimiz dünya doğal olarak kusursuzluğa yakın bir durumda. İdeal dünyamızla yaşamaya çalışırken, aynı anda gerçek hayatı yaşama zorluğuyla karşı karşıya geliyoruz. Kurulan dünyayla, yaşadığımız dünya arasında tezatlık mevcut, bu da gerçeği görmek ve yaşamak yerine bizi bambaşka bir dünyanın insanı yapar, kendi dünyamıza yabancılaştırır. Dünyanın kusurluğu, hayatın bizim istediğimiz gibi yolunda gitmemesi, tüm bunlar nasıl olmamız gerektiğini belirleyen, şekil almasını sağlayan olgular. İnsanların aç kalması, dört bir yanda süren savaşlar, sömürülen insanlar, yaşatmak için ölmek zorunda kalan insanlar. Bunların hepsi bizim gerçeğimiz. Ne kadar kaçmaya çalışsakta hep peşimizde olan bizi belirleyen, yaşamı yaşanılmaz kılan gerçekler. Tüm bunlar arasında yaşamak ne kadar dayanılmaz bir his yaratsa da, yaşamı güzel kılmak için çaba sarf ederiz. Bu doğanın işleyişi, bir ağacın çiçek açması, çiçeğin tomurcuk saçması belki de bir dostun varlığıdır. Misafir olduğumuz bu dünyayı bazen anlamlı kılan, hayatımıza ellerini uzatan bir dostun varlığıdır. Birçok durumda üstesinden gelemediğimiz olaylarla karşılaşınca, yanımızda birini görünce yaşamaya daha da tutunduğumuz durumlar olmuştur. Hayatı anlamlı kılan da kendimizi yalnız hissetmediğimiz anlardır.

Evreni kapsayan zaman şüphesiz her şeyin sonunu hazırlayan, bize eşlik eden ve o an yaklaştığında bizi yeniden düşündürmeye sevk edendir. Yaşarken farkında olmadığımız anlar gelecekte yeniden karşımıza çıktığında, geçmişe yolculuğumuz da o zaman başlar. Sürekli bir zaman yolculuğu içinde buluruz kendimizi. Her anı yeniden gözden geçirip, değiştiremeyeceğimizin bir kez daha farkına varırız. İşte bu bizi yaşlandıran, sonumuzu görmemizi sağlayandır.

Yazın kar yağıyor/ Baharda yapraklar dökülüyor/

Geçiyor mevsimler, siliniyor sebepler/ Geçiyor zaman, her şeyi alıp götürüyor.

Kardeşim yaz, kız kardeşim güz/ Geçen günler pürüzsüz/ Sonbahar hırçın sonbahar sarışın

İskoç yazar Alı Smıth Mevsim dörtlemesinin ilk kitabı olan Sonbahar geçmişi ve geleceği, hayal ve gerçeği içine alarak bizi zamanın ötesine bir yolculuğa çıkarıyor. Dünyanın değerlerini, zamanı, yaşadığımız anları bize hatırlatan gerçek bir nüktedanlıkla zaman yolculuğuna çıkarıyor. Kitabın kahramanı olan Elisabeth kendisinden yaşça büyük olan Daniel’le dostluğu, aralarında geçen diyaloglar; zamanı ve yaşamı bir kez daha bizim için kıymetli hale getiriyor.  Mevsimler birbirini takip ederken, insanlarda tıpkı doğadaki bu döngüsel mükemmellik gibi takip ediyor birbirlerini, hepsinin arasında olan kopmaz bağlar bizi doğaya yeniden bağlarken, Hayattan kopmamamızı sağlıyor. Her şey bir merhaba ile başlıyor. Bu sadece bir dostluğun, bir ilişkinin başlangıcından öte sevginin ortaya çıkmasını, zamanı aşmamıza imkan veriyor.

Geçtiğimiz aylarda Kafka yayınlarından basılan Alı Smıth’in Mevsim dörtlemesinin ilk kitabı olan Sonbahar bizi zaman içinde seyahate çıkarıyor. Yaşanan dostluklara, aşklara ve şimdi yaşananlara gözlerini çeviriyor..

KÜNYE: Sonbahar, Alı Smıth, Çevre. Seda Çıngay Mellor, Kafka Yayınları, 2019, 216 Sayfa

 

DAHA FAZLA