Hatay’da depremin 6. ayı: ‘Unutmak yok, affetmek yok’

Hatay’da depremin 6. ayı: ‘Unutmak yok, affetmek yok’

Binlerce yurttaş, sloganlar eşliğinde yürüyüş düzenledi.

İzel Sezer

Maraş merkezli depremlerin 6. ayında, Hatay’ın Antakya ilçesindeki binlerce yurttaş yürüyüş düzenledi. Sloganlar eşliğinde süren yürüyüşün ardından düzenlenen basın açıklamasında, “Birbirimizden başka kimsemiz olmadığını 6 ay önce görmüş ve birbirimize sarılarak yaralarımızı sarmaya çalışmıştık. 6 ay sonra bugün bunu daha sıkıca yapmaya devam etmeliyiz” denildi.

Merkez üssü Maraş’ın Pazarcık ilçesi olan ve 6 Şubat’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin üzerinden 6 ay geçti. Depremlerden en çok etkilenen iller arasında yer alan Hatay’da binlerce yurttaş, rant uğruna yitirilen binlerce kişiyi anmak üzere sokağa çıktı.

Antakya’ya bağlı Dikmece Mahallesi’ndeki Harbiye Sapağı’ndan başlayan yürüyüş, Aşağı Okçular Mahallesi’ne doğru devam etti. Binlerce kişinin katıldığı yürüyüşte “Deprem değil bu bir katliam”, “Unutmak yok, affetmek yok”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek” ve “Can’la başla direneceğiz” sloganları atılırken, çevredeki yurttaşlar da yürüyüş düzenleyenlere destek verdi.

‘KAYBETTİKLERİMİZE SÖZÜMÜZ DİRENMEKTİ, ÇOĞUMUZ BUNUN HATRINA YAŞIYORUZ’

Yürüyüşün ardından düzenlenen basın açıklamasını Türkiye İşçi Partisi (TİP) Parti Meclisi (PM) Üyesi Aylin Açıkgöz okudu. Hükümete, merkezi ve yerel idare yetkililerine sorular yönetilen açıklamada, Açıkgöz şunları kaydetti:

“Bugün coğrafyamızın tarihinde gördüğü en acı olaylardan birinin, 6 Şubat Depreminin 6. ay dönümü. On binlerce canımızı aramızdan alan, yüz binlerce insanımızı yersiz yurtsuz bırakan, milyonlarca insanın ağır şekilde etkilendiği 6 Şubat Depreminin üzerinden tam 180 gün geçti.

Öncelikle zaman geçse bile arkalarında bıraktıkları boşlukları asla doldurulamayacak, yoklukları ile yüreğimize bıraktıkları acıları asla dinmeyecek sevdiklerimizin manevi huzurları önünde saygıyla eğiliyoruz. Onları çok özlüyoruz. Depremde kaybettiğimiz annelerimiz babalarımız, kız ve erkek kardeşlerimizi, komşularımızı, yitirdiğimiz gencecik çocuklarımızı çok özlüyoruz. Onlara sözümüz Hatay’da ve hayatta direnmekti, ki zaten çoğumuz bunun hatırına yaşıyoruz.

‘ARADAN GEÇEN 6 AYDA HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEDİ, HALA KOORDİNASYON YOK’

Depremin ilk ve en önemli günlerinde, yerin 7 kat altına saklanıp ortalıkta görünmeyen hükümet, ilk haftalarda koordinasyonsuzluk ve tam kapasite seferberlik uygulamadığı için canımıza mal olmuş ve hayatta kalanlara ise yaşamı dar etmişti. Aradan geçen 6 ay içinde hiçbir şey değişmedi. Hala ne yapıldığı belli değil. Hala koordinasyon yok. Hala yapılan her şey geç kalınmış olarak yapılıyor.  Beton kırmak ve beton dökmek dışında ne yaptıklarını kimse bilmiyor. Zaten halkı muhatap alıp varsa bir planları olduğunu da anlatmıyorlar. Halk muhatap bulamıyor. Tek muhatap ortalıkta dolaşan ve asbest tozlarını ciğerlerimize savuran moloz kamyonları.

‘DEPREM İÇİN TOPLADIĞINIZ PARALARI NEREYE HARCADINIZ’

Hükümeti halkın karşısına çıkmaya ve açıklama yapmaya, sorularımıza yanıt vermeye çağırıyoruz. Hükümete, merkezi ve yerel idare yetkililerine soruyoruz:

  • Şehrimizi demografik, tarihi ve kültürel varlığını koruyarak nerede nasıl yeniden inşa edeceksiniz? Planlama yaparken bize sormayacak mısınız?
  • Molozları kaldırırken hukuki ve teknik kurallara ne zaman uyacaksınız?
  • Tarım arazilerimizi neden moloz sahasına çevirme kararı aldığınızı anlatacak mısınız?
  • Evlerimize ne zaman kavuşacağız? Evlerimiz nerede olacak?
  • Çadırlar ne zaman tamamen kalkacak ve yerine sağlıklı barınma alanlarına kavuşacağız?
  • Çadır ve konteyner kentlerde su kıtlığı, temizlik, hijyen sorunlarını çözme isteğiniz var mı? Deprem için topladığınız paralar bu sorunları çözmeye yetmiyor mu? Nereye harcadınız bu paraları?
  • Hatay halkının ne acıları dinmiş ne hayatları düzene girmiş değilken elektrik ve su faturaları göndermeyi sosyal devlet anlayışının neresine sığdırıyorsunuz?

‘CAN ATALAY’I NE ZAMAN SERBEST BIRAKACAKSINIZ’

  • Halkın oylarıyla seçilmiş ve Hatay halkının Meclis’te temsilcisi olmak üzere mazbata almış Milletvekili Can Atalay’ı ne zaman seçmenine ulaşmak ve görev bölgesine gelmek üzere serbest bırakacaksınız? Millet iradesine ne zaman saygı duyacaksınız?
  • Yıkımları yaparken maliyeti düşürmek adına sulama ve teknik önlemleri yapmayarak, şehri bir asbest toz bulutu altında bırakarak hepimizi akciğer kanseri ve benzeri hastalıklara mahkum ettiğiniz gerçeğinden ne kadar kaçacaksınız? Moloz ve beton oligarşisine kar sağlamak için yaptığınız bu kanun dışı işlemlere rağmen uyku uyuyabiliyor musunuz?

Bizler Hatay halkı ve demokratik inisiyatif ve kurumları olarak iktidarı uyarıyoruz. Ölümüze sahip çıkmadınız, dirimize sahip çıkmadınız ve şimdi de bize tek bir soru sormadan bizim adımıza kararlar almaya devam ediyorsunuz. Buna bir son verin. Kamu yararı adına yaptığınızı söylediğiniz her şeyin şirketler, yandaş gruplar ve tarikatlara alan açmak olduğunun farkındayız. Halkın karşısına çıkıp ne yaptığınızı yurttaşlarla paylaşmaya yüzünüz var mı?

‘BİRBİRİMİZDEN BAŞKA KİMSEMİZ OLMADIĞINI 6 AY ÖNCE GÖRMÜŞTÜK’

Değerli yurttaşlar, bizim birbirimizden başka kimsemiz olmadığını 6 ay önce görmüş ve birbirimize sarılarak yaralarımızı sarmaya çalışmıştık. 6 ay sonra bugün bunu daha sıkıca yapmaya devam etmeliyiz. Kamu otoritesini de artık halkın iradesine saygı göstermeye, halka hesap vermeye, halkı muhatap alıp ona göre adım atmaya çağırıyoruz.”

‘HATAY, EN TEMEL İHTİYAÇLARIN BİLE GİDERİLEMEDİĞİ GÜNLERİ YAŞIYOR’

Basın açıklamasında, Gezi davası tutuklusu ve TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın da mesajı okundu. Atalay’ın mesajında şu ifadeler yer aldı:

“Değerli Hataylılar, depremin üzerinden tam altı 6 geçti ve henüz sizlerle tanışma fırsatım olmadı, malum sebeplerden ötürü. Öncelikle bu hususta yaşadığım eksikliği belirtmek isterim. Size vermiş olduğum bir söz var ve bu sözü yerine getireceğim günü bekliyorum. Neydi bu söz? Hatay'daki ve tüm deprem bölgesindeki deprem suçlarının ortaya çıkarılması, sorumlularının hak ettikleri cezaları alması, Hatay'ın yeniden inşasının Hatay'ın ruhuna, kültürüne ve binlerce yıllık tarihsel birikimine uygun olarak yapılmasının sağlanması.

Malumunuzdur, siyasi iktidar muhiplerinde bu depremin fırsat olduğunu açıkça söyleyenler bile oldu. Ancak belki de daha tehlikeli olanlar bunu açıkça söylemeyip, hızlıca konut ihaleleri yapıp yandaşlarına dağıtanlar, acele kamulaştırmalarla yurttaşın toprağına göz dikenler, her fırsatta büyük büyük laflar edip 6 aydır Hatay'ın erişilebilir su ihtiyacını bile gidermeyenlerdir. Fiziken uzak olsam da her şeyin farkındayım. Hatay şu anda en temel ihtiyaçların bile giderilemediği, barınma ve su ihtiyacının özellikle bu sıcak havalarda acil bir hale geldiği ve üstelik bu durumun genel kamuoyunda tek bir cümle ile dahi konuşulmadığı günleri yaşıyor. Akıl almaz bir kanıksama, yok sayma, başımızı çevirme davranışı hakim. Buna izin veremeyiz değerli dostlar. En temel ihtiyaçlarımızdan başlayarak depremin yarattığı bu yıkımın bütün sorunlarını gündem etmek, bir kuru çadıra dahi henüz erişememiş insanlarımızın derdine çare üretmek zorundayız.

‘MÜCADELEYİ FİZİKEN DE BİRLİKTE YÜRÜTECEĞİMİZ GÜNLER YAKINDIR’

Elbette ki bunun nasılını da konuşmamız gerek. Ancak öncelikli konumuz sorumluluğumuzun farkında olmamızdır. Depremin ilk anından itibaren canını dişine takarak halkımıza destek olan sizlere, günlerce aç susuz uykusuz verdiğiniz o mücadele için, güya ‘normalleşme’ günlerinde dahi orayı terk etmeyerek mücadeleyi büyüttüğünüz için ayrı ayrı teşekkür ederim. Emeğinize sağlık yoldaşlar. Bu mücadeleyi fiziken de birlikte yürüteceğimiz günler yakındır. Heyecanla beklediğimi bilmenizi isterim.”