Hasan Çerçioğlu yazdı | Muzaffer İlhan Erdost'u uğurlarken

Hasan Çerçioğlu yazdı | Muzaffer İlhan Erdost'u uğurlarken

"Tokat’ın Artova ilçesinde dünyaya gelmişlerdi Muzaffer ile İlhan. İki kardeştiler, sanki ikiz kardeştiler. Yazgıları, acıları olmuştu. Yazgı kötü ayırmıştı iki kardeşi birbirinden. Bir sonbahar günü Muzafferle İlhan bir kavga içinde buldular kendilerini.."

Hasan Çerçioğlu

“O güzel insanlar güzel atlarına binip gittiler” demişti Yaşar Kemal. Onlar 1968 kuşağı idi. Denizlerin Avukatıydı Halit Çelenk, hepimizin abisi ve avukatıydı. Şekibe Çelenk Denizlerin ablasıydı, hepimizin ablasıydı. Birkaç gün önce Şekibe ablamız atına bindi aramızdan ayrıldı. Bu gün de solun abisi Muzaffer İlhan Erdost abimizi uğurlamak için bir araya gelmiş bulunuyoruz.

Tokat’ın Artova ilçesinde dünyaya gelmişlerdi Muzaffer ile İlhan. İki kardeştiler, sanki ikiz kardeştiler. Yazgıları, acıları olmuştu. Yazgı kötü ayırmıştı iki kardeşi birbirinden. Bir sonbahar günü Muzafferle İlhan bir kavga içinde buldular kendilerini.

Yıl 1980, mevsim sonbahar, Kasım’ın 7'siydi. Çığlıklar yükseliyordu Mamak’ta. İlhanla Muzaffer’in çığlıklarıydı. Başlarında Astsubay Şükrü Bağ, İki er İlhan’ın başında, iki er de Muzaffer’in başında…

“On yaşındaki küçük bebeleri zehirlediniz, içerisi sizin zehirlediklerinizle dolu” diyordu Şükrü Bağ.

Asker ve polis copları altında çığlıkları yükseliyordu Muzafferle İlhan’ın.

“Uyuyan küçük kızımı uyandırmaya kıyamadan buraya getirdiler, bizi dövdürmeyin komutan” diyordu İlhan. Başçavuş dinler miydi Muzafferle İlhanın acılarını… Sürekli “vurun” diye emir veriyordu.   Emir alan dört er vur deyince öldüresiye dövüyorlardı Muzafferle İlhan’ı.

“Ölüyorum yeter artık dayanamıyorum” diyen ilhanı öldürdüler orada… Muzaffer yarı sağ kurtulmuştu. Faşizm hız kesmeden devam ediyordu. Hayat da devam ediyordu. Muzaffer yılmadan üreterek mücadelesine devam etti. İlhan’ın ismini yaşatmak için ismini Muzaffer İlhan Erdost koymuştu. Kitap evinin ismini de İlhan İlhan  olarak devam ettirdi.

En son 12 Şubat 2020 günü, İnsan hakları vakfı adına kitap evinde toplanmıştık. İlhan’ın davasını AHİME götürmek için bize bilgi vermişti. Böylesi davalarda zaman aşımı olmaz diyor hukuk bilgilerini bize anlatmıştı. İlhan’ın davasını AHİME götürmeye ömrü yetmedi. Muzaffer İlhan Erdost üreticiydi. Üretici olmayan devrimci olamazdı. Ömrü üretmekle geçti. Sol ürünlerini o var etti. Sola onur verdi. Yayınevini de onur yayınları olarak sürdürdü. Son nefesine dek üretti. Bu gün görevini, başarıyla bitirmiş olarak güzel atına binerek aramızdan ayrıldı. Mücadelesi bizlere ve bizden sonraki kuşaklara ışık tutacak; Ruhu şad olsun, hepimizin başı sağ olsun.

DAHA FAZLA