Halk sağlığı uzmanlarından ayrıntılı rapor: 'Covid-19 ile eşitsizlik, yoksulluk ve şiddet pandemileriyle de yüzleştik'
Pandeminin birinci yılında HASUDER bir rapor yayımladı. Çalışma gruplarının kendi alanları ile ilgili dünyada ve Türkiye’de bu yıl içerisinde yaşananlar, kendi çalışmaları, gelecek öngörü ve önerileri bu rapor ile paylaşıldı.
11-03-2021 15:32

İleri Haber
HASUDER tarafından Covid-19 pandemisinin birinci yılında hazırlanan raporda, kısa vadede en önemli konunun “salgın yönetimi”, orta vadede “sağlık hizmet sunumda gerçekleştirilmesi gerekenler” ve uzun vadede “eşitsizliklerin ve ayrımcılığın giderilmesi” olduğu vurgulandı.
Dünyada etkisini gösteren yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını 11 Mart 2020 tarihinde resmi olarak “pandemi” ilan edildi. Türkiye’de de bu tarihte ilk vakanın görüldüğü resmi olarak kayıtlara geçti.
Pandeminin başlangıcından itibaren 120 milyona yakın vaka ve 2,7 milyona yakın ölüm gerçekleşti. Sadece geçen hafta 2,7 milyondan fazla yeni vaka bildirildi ve bir önceki haftaya göre yüzde 2 artış gözlendi. Küresel olarak, ülkelerin yaklaşık yarısında düşüşler görülürken, diğer yarısı da artan sayıda yeni vakalar görüldü. Küresel ölümler, 2021 Şubat ayının başından bu yana gözlenen düşüş eğilimini sürdürürken geçen haftaya göre de yüzde 6 daha azaldı.
Pandeminin birinci yılında Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) bir rapor yayımladı. Çalışma gruplarının kendi alanları ile ilgili dünyada ve Türkiye’de bu yıl içerisinde yaşananlar, kendi çalışmaları, gelecek öngörü ve önerileri bu rapor ile paylaşıldı.
Ayrıntılı değerlendirmelerin yer aldığı çalışma grupları şöyle sıralandı:
- Bulaşıcı Hastalıklar Çalışma Grubu
- Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Çalışma Grubu
- Toplum Ruh Sağlığı Çalışma Grubu
- Tütün İle Mücadele Çalışma Grubu
- Çevre Sağlığı Çalışma Grubu
- Çocuk Sağlığı Çalışma Grubu
- Toplumsal Cinsiyet Kadın ve Üreme Sağlığı Çalışma Grubu
- Engelsiz Toplum Çalışma Grubu
- Göçmen Sağlığı Çalışma Grubu
- Sağlık Politikaları ve İstihdam Çalışma Grubu
- Uluslararası İlişkiler Çalışma Grubu
- Halk Sağlığı ve Sosyal Bilimler Çalışma Grubu
- Bilişim Çalışma Grubu
Raporun özeti ve çalışma gruplarının ayrıntılı değerlendirmeleri için tıklayın.
3 BAŞLIKTA ÖNERİ VE TESPİTLER
Rapordaki tespit ve öneriler ise şöyle sıralandı:
KISA VADEDE
Bu dönem için en önemli konunun, “Salgının Yönetimi” olduğunu düşünüyoruz.
1. Salgın yönetiminde en önemli konu, yönetimler ve halk arasındaki güven duygusudur. Tanımlanan kurallar herkes için zorlayıcıdır. Bunlara uyum ancak gerekçesi iyi açıklandığında ve kuralların herkes için aynı koşullarla geçerli olduğunun bilinmesi ile sağlanabilir.
2. Salgın yönetimini güçlendirmenin temel anahtarı halk sağlığı uzmanlarıdır. İllerde Halk Sağlığı Anabilim dallarından akademik personel pandemi yönetimine daha fazla dahil edilmeli, sahada çalışan halk sağlığı uzmanlarına aldıkları eğitime, bilgi ve becerilerine uygun daha fazla rol ve yetki verilmelidir.
3. Pandemi mücadelesinde ilk günden itibaren tedavi edici hizmetler ön plana çıkmış bir anlamda ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında klinik yaklaşım ile salgın sonlandırılmaya çalışılmıştır. Oysa salgın mücadelesini yeri sahadır. Birinci basamak sağlık hizmetleri bütüncül bir yaklaşımla sunulduğu, aile sağlığı merkezlerinin de katkı verdiği güçlendirilmiş filyasyon ekipleri ile geniş temaslı takibi, yaygın test uygulaması ve izolasyon/karantinaya ağırlık verilmesi gerekmektedir.
4. Aşı ve aşılama çok önemlidir. En kısa zamanda aşı tedariki ile ilgili sorunların giderileceğini umuyoruz. Ülkemizde tek tip aşı uygulamasının çeşitlendirilmesi gerekmektedir. Yeni aşıların sağlanması durumunda, aşı uygulanacak grup sıralaması, başta görev nedenli önceliklendirmeler ve risk gruplarındaki aşının yanıtı olmak üzere yapılacak değerlendirmelerle gelen aşıların en uygun şekilde kullanılması hedeflenmelidir. Aşılamada yaş gruplarına göre aşılanma durumu ve aşı devamsızlığı izlenmelidir.
5. COVID-19 aşılamasında sağlık insan gücü ve fiziksel altyapı kapasitesinin artırılması, gerekirse geçici olarak COVID-19 aşılama merkezlerinin kurulması ve kampanya halinde aşılamanın sürdürülmesi ve 2021 grip sezonu öncesinde hedef popülasyonun aşılamasının tamamlanması sağlanmalıdır.
6. Ülkemizin test kapasite artmıştır. Açılma kararlarının hayata geçirildiği bu dönemde yoğun test yapılarak her vakanın ve temaslıların bulunması, izole edilmesi çok kritik önemde bir müdahaledir. Bu nedenle, insidans hızları yanından mutlaka illerin test sayıları, test pozitiflikleri gibi ek bilgilerin de paylaşılması gerekmektedir.
7. Bu dönem boyunca en çok konuşulan konulardan bir Sağlık Bakanlığının veri paylaşımı ile ilgili tutumudur. Verilerin standardındaki sorunlar, paylaşımındaki kısıtlılıklar giderilmelidir. COVID-19 ile ilgili veriler uzman ve akademisyenlere epidemiyolojik değerlendirme yapılabilmesi için şeffaf bir şekilde kullanıma açılması ve epidemiyolojik bilgilerin periyodik olarak bir rapor halinde kamuoyuyla paylaşılması gerekmektedir.
8. Pandemiyi kontrol altına almak için uygulanan tüm kısıtlamaların sağlığı olumsuz yönde etkileyen sonuçları vardır. Bu nedenle, yaş temelli kısıtlamalar başta olmak üzere, tüm kısıtlamalarla ilgili kararlar kanıta dayalı alınmalıdır. Düzenlemelerin içerisine ilgili risk faktörlerine yönelik çözümler de eklenmelidir. Ayrıca, bu kısıtlayıcı kararlar birbiri ile tutarlı olmalı, ayrımcılık algısına (ör: yaş ayrımcılığı) yol açmamalıdır.
9. Hem COVID-19 hem de kronik hastalığı olan kişiler başta olmak üzere tıbbi tavsiyelere erişim yöntemi, kronik durumlarının şiddetlenmesi durumunda yapacaklarını, ilaç tedarikinim kesintisiz erişiminin ve COVID-19’dan korkmadan gerektiğinde acil yardım almanın önemi anlatılmalıdır. Bilgiler birkaç farklı yöntem kullanılarak yayılmalıdır. Kitle iletişim araçları, sosyal medyayı kullanmak ya da kısa mesaj yoluyla farkındalık sunmak, TV, radyo ve e-posta yoluyla ulaşma yollarının tümü hedef gruplarında kullanılmalıdır. Kamuoyuna yönelik olarak bilgilendirmeler şeffaf ve risk temelli olarak yapılarak, infodeminin önüne geçilmelidir.
10. COVID-19 döneminde ilaca sürekli erişimin sağlanması için hasta eğitimi, eczane ziyaretlerinin güvenliğinin sağlanması veya evde ilaç teslimi ve devlet düzeyinde güvenli bir ilaç tedarik zincirinin oluşturulması önemlidir.
11. Erken tanı ve tedavi hizmetlerinin mümkün olan en kısa sürede eski haline getirilmesi ve iyileştirilmesi gereklidir.
12. Sağlık hizmetlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi ve hastaların hastanelere başvurabilmeleri için pandemi hastaneleri uygulamasının belli hastaneleri kapsayacak şekilde daraltılması ve her yerleşim yeri için, BOH tedavisi açısından donanımlı bazı hastanelerin “Temiz hastaneler” olarak belirlenmesi gereklidir. Bu kurumlara COVID- 19 hastası kabul edilmemelidir.
13. Bilimsel Danışma Kurulu tarafından hazırlanan rehberlerde tanımlanan önemlere uyum yerelde denetlenmeli, bu denetimler sırasında eğitimler verilmeli ve gerektiğinde ceza yaptırımına gidilmelidir.
14. Toplumun ruh sağlığı ile ilgili yükü artmıştır. En kısa zamanda pandemi döneminin getirdiği bu yük ile ilgili rehabilitasyon çalışmaları gerçekleştirilmeli, toplum ruh sağlığını koruyucu önlemler alınmalıdır.
15. Pandemi bir kez daha ve açık şekilde kadının güçlenmesinin, çocuklarının, göçmenlerin, kilit grupların haklarının korunmasının ve tütün kontrolü ve benzeri programların önemini ortaya koymuştur. Bu alanlar her zamankinden daha da fazla desteklenmesi gerekmektedir.
16. Bilim insanlarının araştırma yapması ile ilgili evrensel kurallar tanımlıdır. Ülkemizde bu kurallar uzun uğraşlar sonrasında sağlam temellere oturtulmuş durumdadır. Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulmuş olan COVID-19 araştırmaları ile ilgili izni veren kurulun bu kurallar dizgesinde yeri bulunmamaktadır. Etik Kurul sürecinde zaten Sağlık Bakanlığı ya da araştırma ile ilgili herhangi bir kurum ya da kuruluşun izni alınmaktadır. Bu uygulamadan bir an önce vazgeçilmelidir.
17. Kamu dışındaki örgütsel yapıların salgın sürecinin değerlendirilmesine dahil edilmesinin ortak akıl yaratma ve güven geliştirme açısından katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu nedenle, Türk Tabipleri Birliği başta olmak üzere salgın yönetimde meslek örgütleri ve uzmanlık derneklerinin bilimsel desteğinden yararlanılması gerekmektedir.
ORTA VADEDE
Bu dönem için en önemli konunun “Sağlık Hizmet Sunumda Gerçekleştirilmesi Gerekenler” olduğunu düşünüyoruz.
1. Pandemi öncesinde birinci basamaktaki koruyucu sağlık hizmetlerinin “birey (ASM) ve toplum (İSM)” olarak bölünmesi ve bu iş bölümündeki aksaklıklar/yanlışlıklar, salgın döneminde de önemli zararlar vermiştir. ASM’lerin bölge tabanlı hizmet vermesinin, İSM ve ASM arası dayanışma ve iş birliğinin doğru yapılandırılmasının bir an önce sağlanması gereklidir.
2. Sağlık sistemimizde yeni bina ve nitelikli yatak kapasiteleri ile önemli yer tutmaya başlayan şehir hastaneleri bulundukları illere kayda değer yeni yatak kapasitesi kazandırmamıştır. Pandemi döneminde fazlasıyla ihtiyaç duyulan “temiz hastaneler” ve eksik yatak sayıları ve yoğun bakım hizmetleri şehir hastanesi açılımı nedeniyle kapatılan hastanelerin tam kapasiteyle gecikmeden açılması gerekmektedir.
3. Ülkemizde Tele sağlık/Tele Tıp hizmetlerinin kurulması yönündeki gelişmeler sevindiricidir. Bu hizmetler gelecekte çok daha yoğun bir biçimde hayatımıza girecektir. Yüz yüze görüşme olanağının olmadığı durumlarda hasta ve sağlayıcı arasında kesintisiz iletişim sağlayabilir. Bu, gerçek zamanlı iletişime izin vererek, hafif alevlenmeleri yönetme imkânı sunar. Böylece yüz yüze konsültasyon veya hastaneye yatma ihtiyacını ortadan kaldırmaktadır. Bu uygulamaların kullanımı için; yeterli-sürekli bağlantı, iletişim teknolojileri ve iletişim altyapısı ile bilgilerin kullanımını kolaylaştırmak için hasta ve hekim eğitimi gerektirmektedir. Hizmet sunumu yapan kişiler, tele sağlık yoluyla etik ve kaliteli bakım sağlamak konusunda eğitilmeli ile bakıma eşit erişim hakkı sağlanabilmelidir.
4. Aşı üretimi, araştırma ve halk sağlığı bilişimine gerekli yatırımı yapacak bir finansman ayırmak, halk sağlığı insan gücü yetiştirmek ve bu doğrultuda politik kararlılık göstermek gerekmektedir.
UZUN VADEDE
Bu dönemdeki en önemli konunun “Eşitsizliklerin ve Ayrımcılığın Giderilmesi” olduğunu düşünüyoruz.
1. Küresel, bölgesel ve ulusal düzeyde eşitsizliklerin önlenmesi pandemi mücadele ve iyileşme planlarının ayrılmaz parçası olmalıdır. En geride kalanlara ulaşmaya odaklanarak, kırılgan ve kritik gruplar, kadın, çocuk ve yaşlılarda pandemik hastalığın etkilerini azaltmaya yönelik önlemler planlara entegre edilmelidir.
2. İyi işleyen, adil ve erişilebilir halk sağlığı sistemlerine ihtiyacımız vardır. Bu nedenle, yüksek kaliteli birinci basamak sağlık hizmetlerine öncelik vermeli, halk sağlığı sistemlerine daha fazla yatırım yapılmalıdır.
3. Evrensel sağlık kapsayıcılığının geliştirilmesi, gerekli sosyal güvenlik paketlerinin sağlanması ve kişilerin, sağlık hizmetlerinde mali zorluk yaşamamalarının sağlanması gerekmektedir.
4. COVID-19 Pandemisi mavi küremiz ile ilişkimizi yeniden yapılandırmamız gerektiğini bir kez daha ve çarpıcı bir şekilde ortaya koymuştur. Uzaydan bakıldığında bile hava kirliliğinin azaldığı bazı bölgelerin izlenmesi, nehirlerdeki sanayi atıklarına bağlı kirliliğin azalması ve hatta bazılarında canlı yaşamın tekrar dönmesi, bu dönemin doğaya yaralarını sarma fırsatı verdiğini düşündürmektedir. Gelecekteki pandemileri önlemek için, COVID-19’un kökenlerini ve ortaya çıkışını anlamak ve ekosistem ve insan sağlığını korumak ve geliştirmek için Tek Sağlık yaklaşımını benimsemenin çok önemli olduğu anlaşılmıştır.
Halkımız, COVID-19 pandemisine müdahalede bilime dayalı, şeffaf ve hesap verebilir bir salgın yönetimini hak etmektedir. Ancak bu şekilde pandeminin neden olduğu ve gelecekte de etkilerini sürdürecek olan halk sağlığı ve ekonomik kriz sonuçları ile başa çıkabiliriz.
Görüşlerimiz ve önerilerimizin hepimizin içinde bulunduğu bir sürece katkı vereceğini umuyoruz. Bu yolda nice emek veren bulunmaktadır. Her birine minnettarız.
COVID-19 nedeni ile aramızdan ayrılanları saygıyla anıyor ve bir kez daha sevenlerine sabırlar diliyoruz.
Albert Camus, “Veba” kitabında “salgın, aynı anda hem kötülük hem de ifşadır; yozlaşmış bir dünyanın gerçeklerini su yüzüne çıkarır” diye yazar. COVID-19 ile tek bir pandemi yerine, açlık, eşitsizlik, yoksulluk, şiddet, eğitimsizlik pandemileri ile de yüzleşmiş durumdayız. Bu durumu yeniden inşa etmek tek çıkış yolumuzdur.
İLGİLİ HABERLER
Resmi verilere göre son 24 saatte 354 kişi koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti
Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı günlük koronavirüs verilerine göre, son 24 saatte 354 kişi hayatını kaybederken, 54 bin 791 yeni vaka tespit edildi.
22-04-2021 19:05

Sağlık Bakanlığı, Türkiye'de koronavirüs salgınına ilişkin son verileri açıkladı. Verilere göre, Türkiye'de son 24 saatte 354 kişi hayatını kaybederken, 54 bin 791 yeni vaka tespit edildi.
Bugün tespit edilen hasta sayısı ise 3 bin 128.
Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin toplam sayısı 37 bin 329'a, toplam vaka sayısı 4 milyon 501 bin 382'ye yükseldi.
Bakanlığın verilerine göre toplam ağır hasta sayısı ise 3 bin 463.
Sağlık Bakanı: Vaka artış hızı azaldı
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, video konferans yöntemi ile gerçekleştirilen Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı.
22-04-2021 18:11

Koronavirüs salgınında vaka ve can kaybının hızlı artmasının ardından "tam kapanma" gibi tedbirler tartışılırken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Toplantıda virüsün yeni varyantlarının ve aşı ile ilgili son gelişmelerin ele alındığını duyuran Koca, şu ifadeleri kullandı:
'VAKALARIN ARTIŞ HIZI AZALDI'
- Gerek tedbirlerin gevşemesi gerekse ve daha önemlisi hızlı yayılan mutasyonlar sebebiyle vaka sayıları hızlı bir tırmanışa geçmişti. İçinde bulunduğumuz hafta başından itibaren vaka artış hızı azalmaya başlamış ve gelecek günlerde düşüşe geçeceği öngörülmektedir. Vaka sayılarında hedeflenen düşüşün sağlanamaması halinde tedbirlerin sıkılaştırılması değerlendirilmiştir.
- Mutasyonlar vaka artış hızında etkili, hasta etmede daha güçsüz değil. Ülkemizde en çok görülen mutasyon İngiltere varyantı olarak bilinen türdür. Bu varyant son günlerde ne kadar hızlı yayıldığını acı şekilde gösterdi. Bunun yanında semptom göstermeyen vakaların toplam vakalar içindeki oranında bir değişiklik yoktur.
- Sağlık alt yapısının gücü büyük hasta yüklerini karşılasa da hiçbir kapasite sınırsız değildir. Yayılımı kontrol altına alarak sağlık sistemimizin üzerindeki yükü düşürmek zorundayız. Hastalar iyileştikten sonra hayatlarına kaldıkları yerden devam etmektedir. Oysa sağlık çalışanları her gün yeni hastalarla mücadele sürecine yeniden başlamaktadır. Bu yıpratıcı çevrimi kırmak zorundayız.
'HİNDİSTAN VARYANTI TESPİT EDİLMEDİ'
- Mevcut mutasyonlar dışında yeni bir tür daha ortaya çıktı. Hindistan varyantı olarak bilinen yeni bir tür mutasyon daha tespit edilmiştir. Ülkemizde henüz bu varyant tespit edilmese de yine hızlı bulaşan bu varyanta karşı da tedbirler alınmıştır. Bu kapsamda Hindistan’dan ve Hindistan temaslı seyahatlerden ülkemize giriş yapmak isteyen kişiler belirlenen yurtlarda karantinaya alınarak 14 gün gözetim altında tutulduktan sonra ülkeye girişlerine izin verilmektedir.
- Aşı programımız Ramazan ayında planlanan hali ile devam etmektedir. Ramazan ayının başlaması ile birlikte aşı olmayı erteleyen vatandaşlarımızın sayısı artmıştı. Ancak, iftardan sonra da aşı olunabilmesi vatandaşlarımızın aşı randevularını erkenden alarak aşı olmalarını temin etti.
-Aşı tedariki ile ilgili olarak daha önce paylaştığım bilgilerde elimizdeki en iyi tedarik şartlarını en hızlı şekilde milletimizin hizmetine sunma gayretindeyiz demiştim. İki aşı türü şu an aktif olarak kullanılmakta ve bunların sayısını artırmaya yönelik çalışmalar da devam etmektedir. Çok yakında Sputnik V aşısının da devreye gireceğini belirtmek isterim.
'YERLİ AŞIMIZ FAZ-3 ÇALIŞMASINA GEÇECEK'
- Yerli aşı, yerli güç ve güven demektir. Yerli aşılarımızdan insan denemelerine ilk başlayan inaktif aşı adayımız Faz II çalışmasını tamamlamak üzere son gönüllülerin aşılanması yapılmış ve Mayıs ayı içinde son adım olan Faz III aşamasına geçecektir. Bu dönemde yaygın olarak aşılama yapma imkanı da olabilecektir. Bir diğer önemli aşı adayımız Virüs Benzeri Parçacık aşısı ise Faz I deneylerine kamu hastanemizde başlamış ve şu ana kadar sorun görülmeden başarıyla devam etmektedir. İkinci bir inaktif aşı adayımızın daha Faz I klinik çalışması 10 gün kadar evvel başlamıştır. Sevindirici şekilde çalışması devam eden aşı adaylarımız için aşıya bağlı olumsuz bir olay gerçekleşmemiştir. Bu günlerde üçüncü bir inaktif aşımızın daha Faz I klinik çalışması Ankara Şehir Hastanemizde başlayacaktır. Bir diğer inaktif ve intranazal sprey olarak uygulanan iki yeni aşı adayımız da Faz I çalışmalarına başlama safhasındadır. Son olarak adenövirüs temelli bir vektör aşımızın da Faz I çalışması için araştırma ürünü üretim çalışmaları devam etmektedir. Türkiye 7 farklı aşı platformu ile kendi gücünü elde etme yolunda önemli adımlar atmaktadır.
En az aşı Hakkari ve Bayburt'ta yapıldı
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, toplam yapılan koronavirüs aşı sayısı 20 milyon 515 bin 204 oldu.
21-04-2021 22:28

Sağlık Bakanlığı, Türkiye’de koronavirüs kapsamında yapılan yer aldığı tablo yayınladı. Verilere göre, yapılan toplam koronavirüs aşı sayısı 20 milyon 515 bin 204’e ulaştı. 12 milyon 620 bin 579 kişiye 1. doz, 7 milyon 894 bin 625 kişiye ise 2. doz aşıları yapıldı.
Yeni Yaşam'da yer alan habere göre, Bakanlık tarafından kent bazında paylaşılan verilerde, en çok aşı yapılan şehirler İstanbul, Ankara ve İzmir olarak belirtildi.
İstanbul’da 2 milyon 45 bin 162 kişiye 1. doz, 1 milyon 216 bin 872 kişiye ise 2. doz aşı yapılırken, Ankara’da 1 milyon 27 bin 494 kişiye 1. doz, 613 bin 55 kişiye 2. doz aşı yapıldı. İzmir’de ise 854 bin 169 kişiye 1. doz, 538 bin 272 kişiye 2. doz aşı yapıldı.
En aşı yapılan iller ise Bayburt, Hakkari, Ardahan ve Iğdır oldu. Bayburt’ta 10 bin 602 kişiye 1. doz, 6 bin 741 kişiye 2. doz aşı yapıldı. Hakkari’de 11 bin 830 kişiye 1.doz, 5 bin 549 kişiye 2.doz aşı yapıldı. Ardahan’da 15 bin kişiye 1. doz, 9 bin 981 kişiye ise 2. doz aşı yapıldı. Iğdır’da 17 bin 340 kişiye 1. doz, 10 bin 775 kişiye 2. doz aşı yapıldı.
Resmi verilere göre son 24 saatte 362 kişi koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti
Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı günlük koronavirüs verilerine göre, son 24 saatte 362 kişi hayatını kaybederken, 61 bin 967 yeni vaka tespit edildi.
21-04-2021 20:04

Sağlık Bakanlığı, Türkiye'de koronavirüs salgınına ilişkin son verileri açıkladı. Verilere göre, Türkiye'de son 24 saatte 362 kişi hayatını kaybederken, 61 bin 967 yeni vaka tespit edildi.
Bugün tespit edilen hasta sayısı ise 2 bin 932.
Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin toplam sayısı 36 bin 975'e, toplam vaka sayısı 4 milyon 446 bin 591'e yükseldi.
Bakanlığın verilerine göre toplam ağır hasta sayısı ise 3 bin 398.
Resmi verilere göre son 24 saatte 346 kişi koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti
Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı günlük koronavirüs verilerine göre, son 24 saatte 346 kişi hayatını kaybederken, 61 bin 28 yeni vaka tespit edildi.
20-04-2021 20:36

Sağlık Bakanlığı, Türkiye'de koronavirüs salgınına ilişkin son verileri açıkladı. Verilere göre, Türkiye'de son 24 saatte 346 kişi hayatını kaybederken, 61 bin 28 yeni vaka tespit edildi.
Bugün tespit edilen hasta sayısı ise 2 bin 895.
Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin toplam sayısı 36 bin 613'e, toplam vaka sayısı 4 milyon 384 bin 624'e yükseldi.
Bakanlığın verilerine göre toplam ağır hasta sayısı ise 3 bin 375.
Muhasebeci ve mali müşavirler 'mücbir sebep' ile beyanname ertelemesi istiyor
Türkiye’de Covid-19 salgınında rekorlar kırılırken, muhasebeciler ve mali müşavirler çalışmaya, evrak alıp vermeye devam ediyor. Muhasebeciler ve müşavirler, bugün ASMMMO önünde bir araya gelerek taleplerini dile getirdi.
20-04-2021 18:31

İleri Haber
ASMMMO Başkanı Turgut Bahadır, “Sağlıklı çalışma koşullarının oluşacağı tarihe kadar; MUHSGK, KDV, GEKAP, Damga Vergisi, Kurumlar Vergisi ve Defter Beratları beyannamelerinin yasada da tanımı yapılan mücbir sebep nedeniyle ertelenmesini talep ediyoruz” dedi.
Türkiye’de yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınında rekorlar kırılırken, muhasebeciler ve mali müşavirler çalışmaya, evrak alıp vermeye devam ediyor. Muhasebeciler ve müşavirler, bugün Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) önünde bir araya gelerek taleplerini dile getirdi.
Burada açıklamalarda bulunan ASMMMO Başkanı Turgut Bahadır, pandeminin başından bu yana 100’e yakın meslektaşını virüs nedeniyle kaybettiklerini hatırlattı.
‘BİZLERİN HİÇBİR ZAMAN VAKTİ OLMADI’
“Tüm bunlara rağmen ülke ekonomisine katkı sunmaktan geri durmayan meslektaşlarımız açısından gittikçe zorlaşan süreçler yaşamaktayız” diyen Bahadır, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İstanbul Valiliği Covid-19 Salgınıyla Mücadele Değerlendirme Toplantısı'nda sokağa çıkma yasağının “Ben kamu görevlisiyim, ben avukatım, ben mali müşavirim, muhasebeciyim, ben çiftçiyim” diyerek delindiği sözünü de hatırlattı. Bahadır, kendilerinin haksız itham altında bırakıldığını belirterek, “Sayın Bakan’ın meslektaşlarımızın yaptıkları işler konusunda yeterince bilgilendirilmediğini düşünmekteyiz. Bizlerin hiçbir zaman boş vakti olmadı. Beyannamelerin verileceği tarihlerde sahaya çıkıp bakın. Nerede gece geç saatlerde, bir büronun ışığı yanıyorsa o mutlaka SMMM’dir” diye konuştu.
‘BEYANNAMELER ERTELENSİN’
Bahadır, bu ay verilecek beyannamelerin “mücbir sebep”le ertelenmesini talep ederek, şunları söyledi:
"Salgının ciddi bir şekilde arttığı devlet yetkililerince de dile getirilirken ve önlemler peş peşe açıklanırken, mesleki olarak büyük risk altında olan serbest muhasebeci mali müşavirler olarak bizler de yaşamlarımızdan ciddi endişeler duymaktayız. Sağlıklı çalışma koşullarının oluşacağı tarihe kadar; MUHSGK, KDV, GEKAP, Damga Vergisi, Kurumlar Vergisi ve Defter Beratları beyannamelerinin yasada da tanımı yapılan mücbir sebep nedeniyle ertelenmesini talep ediyoruz.”