Hakları gasp edildi, hileli sözleşme imzalatıldı: İşe iade edilmeyen üniversite emekçilerine şimdi de baskı yapılıyor!

Hakları gasp edildi, hileli sözleşme imzalatıldı: İşe iade edilmeyen üniversite emekçilerine şimdi de baskı yapılıyor!

Sendikal haklarını istedikleri için SMS ile işten çıkarılan Erzurum Atatürk Üniversitesi'ne bağlı çalışan işçiler, 'hileli sözleşme' ile başka bir bölümde işe geri döndü. Ardından açılan işe iade davasını kaybeden işçiler, kendilerine baskı yapıldığını belirtti.

Batuhan Batan

Erzurum Atatürk Üniversitesi Mali İşler Daire Başkanlığı'na bağlı çalışan 38 işçi, 2017 yılında Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (Türk-İş) bağlı Tez Koop-İş ile Erzurum Atatürk Üniversitesi arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi (TİS) sonrası, rektörlük çalışanlarının da yönlendirmesiyle sendikaya üye oldu. Üyelik sonrası üniversite yönetimi ile görüşerek sendikal haklarından yararlanmak isteyen işçilerin talebi reddedildi ve dava açabilecekleri söylendi.

Yargıtay kararı ile geriye dönük hakları ödenen işçiler, davanın sonuçlanmasından birkaç ay sonra ise işten çıkarıldı. İşten çıkarıldıktan 10 gün sonra özel statüde işe geri dönen işçiler, kendilerine 'hileli sözleşme' imzalatıldığını öne sürdü. Ardından işe iade davası açan işçiler, geçtiğimiz günlerde davayı kaybederken; üniversite yönetimi tarafından kendilerine baskı yapıldığını ve zor şartlar altında çalışmaya devam ettiklerini söyledi.

YARGITAY KARARINA RAĞMEN İŞTEN ÇIKARILDILAR

TİS sonrası yaşanan süreçte konuyu mahkemeye taşıyan işçiler, Yargıtay kararı ile haklı bulundu. Ancak  karara rağmen işçilerin statüsünde bir değişiklik olmazken, 31 Aralık 2019 günü işlerine son verildi. İleri Haber'e konuşan işçiler, süreci şöyle özetledi:

"Mali İşler Başkanlığı adına kadrolu olarak çalışıyorduk ama maaşlarımız asgari ücret üzerinden ödeniyordu. Sonra taşerona kadro işi çıktıktan sonra gittik dedik ki; biz kadrodan yararlanmak istiyoruz. Kadronuz var zaten sizin, Mali İşler Başkanlığı adına zaten resmi kurumdasınız denildi. İyi o zaman dedik, kadroluysak haklarımızı verin bizim, asgari ücret ödemeyin. Onlar da işi zora koştular. Dediler ki sizin hiçbir hakkınız yok, gidin mahkemede alabiliyorsanız alın. Yargıtay, kadrolu işçi olduğumuzu, bütün sendikal hakları almayı hak ettiğimizi onayladı ve dava açtığımız günden itibaren kapsayacak şekilde ödemelerimiz yapıldı."

SMS İLE İŞTEN ÇIKARILDILAR

Yargıtay kararı sonrası iş yerlerinde baskı altında çalışmak zorunda kaldıklarını ifade eden işçilere, 31 Aralık 2019 tarihinde gönderilen bir SMS ile işten çıkarıldıkları bildirilirken, herhangi bir gerekçe de sunulmadı. İşten çıkarıldıktan birkaç gün sonra rektörlüğe yürümeye karar veren işçiler, gazetecilere de haber verdi. İşçilerin ifadesine göre kalabalığı görünce geri adım atan rektörlük, işçileri toplantıya davet etti. 

'REKTÖR 'BİR YANLIŞLIK OLMUŞ' DEDİ'

Rektörün toplantı sırasında kendilerine bir yanlışlık olmuş dediğini belirten işçiler, "Rektör bize olan oldu artık dedi, çıkışınız verilmiş resmiyette. Biz sizi özelden çalıştıralım dedi. Siz de işe iade davanızı açın, biz de kesinlikle müdahil olmayacağız davaya. Yemin etti bu hatayı düzelteceğiz diye. Biz de inandık, sonuçta kurum amirimiz." ifadelerini kullandı.

'HİLELİ SÖZLEŞME' İDDİASI

Kışın ortasında işsiz kalan işçiler, rektörün de sözüne güvenerek sözleşmeyle, özel statüde işe geri döndüklerini söyledi. Ancak işten çıkarıldıktan 10 gün sonra imzalanan sözleşme ile işe geri dönen işçilerin ifadesine göre kendilerine hileli sözleşme imzalatıldı. 

"Ayın 31'inde, akşam saatlerinde çıkış verilmişti. Biz tekrar özele ayın 9'unda başladık. Yani aradan 10 gün geçtikten sonra çalışmaya başladık burada. Resmiyette hile yapmışlar. Gece 10'da çıkış verildikten sonraki gün, sabah saatlerinde girişimiz yapılmış. Bize hiç sormadan. Bu planı önceden yapıp uygulamışlar." diyen işçiler, ertesi gün yapılan iş girişinin 1 Ocak'a denk geldiğini hatırlatarak, resmi tatilde işlem yapıldığını ve ortada bir usülsüzlük olduğunu söyledi. 

'REKTÖR SÖZÜNÜ TUTMADI'

'Hileli' olduğunu iddia ettikleri sözleşme ile işe geri dönen işçiler, Mali İşler Başkanlığı'nda değil başka pozisyonlarda çalışmaya başlarken, işe iade davası da açtı. Yargıtay aşamasında davayı kaybeden işçiler, rektörün söz vermesine rağmen dahil olduğunu belirterek "Dava açtıktan sonra müdahil olmayacağız dediği davalara hukuk fakültesinin bütün avukatlarını yönlendirdi. Sözünü tutmadı. Biz hak kaybı yaşatmadık. İşten çıkardıktan sonra 5 saat sonra tekrar giriş yaptık. Mahkemelerdeki savunmaları da bu oldu." şeklinde konuştu.

İŞE İADE DAVASI KAYBEDİLDİ

Yaşanan tüm bu sürecin basına da yansıması sonrasında kendilerine yönelik baskı ve tehditlerin olduğunu söyleyen işçiler, "Haberlerden sonra çok sarsıldılar. Burada
her gün bize tehdit, şantaj... Her türlü baskı var. Mecburiyetten buradayız Çoğu arkadaşımız korkuyor. Özel statüde devam ediyoruz işe, hiçbir haktan faydalanamıyoruz." derken, lojmanlarda oturan işçilerin de çıkarılmaya çalışıldığını belirtti.

İşe iade davasını kaybeden işçiler, sendikal haklardan faydalanmak üzere yeni bir dava açacaklarını da belirtti.