Hadi Özışık'ın 'gazeteciliği': Röportaj için Soylu'dan izin istemiş

Hadi Özışık'ın 'gazeteciliği': Röportaj için Soylu'dan izin istemiş

Hadi Özışık yaşananların ardından kişisel YouTube kanalında ilk defa açıklamalarda bulundu. Özışık açıklamalarında tuzağa düşürüldüğünü öne sürdü.

İleri Haber

Suç örgütü lideri Sedat Peker’le yaptığı görüşme ifşa olan Hadi Özışık, olayın ardından ilk kez konuştu. Hakkındaki iddiaları reddeden ve mesafesini koruyamadığı için hatalı olduğu bahanesine sığınan Özışık, Soylu’ya yönelik ise “Ona yapılan itibar suikastının ana sebebi ben oldum” dedi. Özışık ayrıca Sedat Peker ile röportaj yapmak için Süleyman Soylu'dan izin istediğini de söyledi.

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasında aracılık yaptığı yönündeki iddialara ilişkin önce ''Aracılık yaptıysam namussuzum, şerefsizim, haysiyetsizim, alçağım” diyen ancak sonrasında Sedat Peker’in görüşmesini ifşa ettiği İnternetHaber adlı sitenin sahibi Hadi Özışık yaşananların ardından kişisel YouTube kanalında ilk defa açıklamalarda bulundu.

Tuzağa düşürüldüğünü öne süren Özışık’ın açıklamalarından bazıları şöyle:

- Organize suç lideri olsun olmasın ya da olmasın hakkında türlü iddialar olan, ülkesini bırakıp kaçan biriyle irtibat halinde oldum. Mesafemi korumadım, konuştum ve samimi oldum. Bu konuda hatalıyım. Gazeteci herkesle konuşur doğru ama mesafeyi korumak şartıyla ben bu mesafeyi korumadığım için hatamı kabul ediyorum.

Şunu net bir şekilde söylüyorum, ne kimseyi sattım ne de vatanıma milletime ihanet ettim. Bu suçlamayı kabul etmiyorum, etmeyeceğim. Hele hele içişleri bakanı Süleyman Soylu'ya kumpas kurduğum şeklindeki ağır iddiayı, CHP'li Özgür Özel'in iddia ettiği gibi Süleyman Soylu ile Peker arasında mesaj götürüp getirdiğim, ulaklık, kuryelik yaptığım yönündeki rezil iddiayı da tümüyle reddediyorum. Her şeyi tüm çıplaklığıyla anlatacağım.

- Üzerime hiç vazife olmayacak bir konuda işgüzarlık yaptım. Bu işgüzarlığım sebebiyle 30 yıllık dostum Süleyman Soylu'yu hiç haberi olmayan bir konuda zor durumda bıraktım. Ona yapılan itibar suikastinin ana sebebi ben oldum.

- O kadar net ki, benim üzerimden Soylu'ya mesaj göndermek istiyor. Yaşadıklarını, yeni yaşadığı yerleri ve kendi hayatıyla ilgili bir şeyler anlattı. Ben dinlemekle yetindim, o konuştukça gazetecilik iştahım kabardı. Kendi kendime "Sedat Peker ile bir röportaj mı yapsam?" dedim ve bu talebimi ona ilettim. "Emrin olur ağabey" dedi.

'RÖPORTAJ İÇİN SOYLU'DAN İZİN İSTEMİŞ'

- Gün ve saat konusunda kendisine döneceğimi söyleyerek telefon görüşmemizi sonlandırdım. Sedat Peker'in anlattıkları, hikayesi, hakkında bir dosya olup olmadığını bilmiyoruz. Aynı gün Süleyman Soylu'yu aradım ve Sedat Peker ile röportaj yapmak istediğimi söyledim. Soylu da bana "İşine bak" dedi ve telefonu kapattı. Soylu ile aramızda geçen birçok görüşmede Sedat Peker adı bir daha geçmedi. Bir daha Sedat Peker desem Soylu benimle olan dostluğunu bitiriverecekti, huyunu bildiğim için bir daha P harfi bile demedim. Zaten bayramda aradığımda "O adamla irtibatta olduğunu bilmiyordum" diyerek benimle irtibatını kopardı.

- Sedat Peker'e bir bahane lazımdı. O gece beni gizlice kaydederek aradı ve "Hani beni seviyorlardı, dönüş biletimizdi" diyerek benden laf almaya çalışıyor. İki dost gibi konuşuyor ve telefonu kapatıyoruz. Bir tuzakla karşı karşıya kaldığımı bilmiyorum, gece 03:00'te adımı geçirdiği videoyu bana gönderiyor. Bu görüşmeden sonra Sedat Peker yayımladığı videoda "Hadi Özışık ve Süleyman Özışık'ın adını karıştırdım" diyor mu? Video altına yazıyor mu bunu? Bu düzeltmeyi yapan Sedat Peker, daha sonra Süleyman Özışık'tan bahsetti mi? Sadece benim adımı kullandı, gizlice kaydettiği videoyu yayımladı. Neden Süleyman Özışık değil de Soylu'nun dostu olan benim üstümden gitti? Çünkü benim üstümden gitmek daha çok işine geldi.