'Güç birliği arayışının somut hale gelmesi için emek harcayacağız'

'Güç birliği arayışının somut hale gelmesi için emek harcayacağız'

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, üçüncü ittifak ve geçen günlerde yapılan toplantıya ilişkin konuştu.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, olası seçimlerde kurulacak üçüncü ittifakla ilgili “Zorunluluk olarak görüyoruz” derken, geçen günlerde 8 siyasi parti ve oluşumun bir araya geldiği toplantıya ilişkin ise “Bu toplantıda oluşan güç birliği arayışının güçlenmesi ve somut hale gelmesi için de emek harcayacağız” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın davetiyle  Türkiye İşçi Partisi (TİP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Emek Partisi (EMEP), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Halkevleri, Emekçi Hareket Partisi (EHP) ile Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) temsilcileri geçen günlerde bir araya gelmişti. Toplantının ardından ortak yazılı açıklama yapılmıştı.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, üçüncü ittifak ve yapılan toplantıya ilişkin Mezopotamya Ajansından Zemo Ağgöz’e konuştu.

Toplantının kendi hedefleri açısından başarılı geçtiğini söyleyen Baş, “Bundan sonrasında ise toplantıda mutabık kalınan noktaların güçlendirilmesine ve Türkiye halklarına gerçek bir umut olacak seçeneğin fiilen inşa edilmesine doğru ilerlememiz gerekiyor” dedi.

‘EMEK HARCAYACAĞIZ’

Toplantının ilerleyen süreçler için umut verici olduğunu belirten Baş, “Bu toplantıda oluşan güç birliği arayışının güçlenmesi ve somut hale gelmesi için de emek harcayacağız” ifadelerini kullanırken; toplantıdaki paylaşımlarda herkes açısından ortaklaşmış görünen ihtiyaçların olduğunu belirtti.

Baş, şöyle devam etti:

Türkiye derin bir ekonomik krize, yoksullaşmaya, iflasa eşlik eden ağır bir baskı, şiddet ve otoriterleşme sürecinden geçiyor. Önümüzdeki seçime de bu sürecin içerisinden geçerek yaklaşıyoruz. Haliyle, Türkiye emekçilerinin çıkarlarını merkeze alan sol/sosyalist hareketin en acil görevlerinden biri bu sömürü ve baskı düzenine karşı en güçlü ve en gerçekçi seçeneği üretmek, bunun kazanmasının yollarını bulmak.

Kabul etmek gerekir ki, Türkiye’nin geleceğine dair düzen cephesinden aktörlerin çalışmaları sürüyor. Bu süreci düşünüyor, tasarlıyor, hazırlıklar yapıyorlar. Hem AKP-MHP tarafından temsil edilen siyasi iktidar hem de Millet İttifakı ile temsil edilen düzen muhalefeti hem içinden geçtiğimiz günlere hem de seçimlerden sonrasına dair kendi stratejilerini izliyorlar.

‘ÜÇÜNCÜ İTTİFAK BİR ZORUNLULUK’

Bu iki ittifakın da Türkiye halklarına önereceği, Türkiye emekçilerinin çıkarına olan pek bir şey sunmadığının birçok örnekle şimdiden açığa çıktığını ifade eden Baş, “Tam da bu nedenle, emekçi halklarımızın hemen bugünden başlayarak, mücadeleyi büyütecek ve seçimlerde de bu iki ittifaktan birini seçme mecburiyetinde bırakılmasına izin vermeyecek bir Üçüncü İttifakın, daha doğrusu gerçek bir seçeneğin inşa edilmesini bir zorunluluk olarak görüyoruz” dedi.

“Bu geniş güçlerin önümüzdeki yoğun ve zor süreçte hangi başlıklarda ne kadar fazla ortaklık yapabiliyorlarsa, bu konuda birlikte ve özenli yürümesini son derece önemli buluyoruz” şeklinde sözlerine devam eden Baş, uzun ve emek isteyen bir görevi sırtlanacaklarının altını çizdi.

‘MİLLETVEKİLLİĞİ KONUSU KONUŞULMADI’

Yapılan bazı eleştirilere de değinen Baş, toplantıda milletvekilliği ve sıra-sayı pazarlığının kesinlikle konuşulmadığını; üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları, bunları nasıl ortaklaştırabileceklerini konuştuklarını söyledi. Baş, sürecin belirli bir aşamasında seçimlerin de konu olacağını ve bu aşamada her partinin tercihine saygı duyulması gerektiğini belirtti.

‘GEREKLİ ZEMİN OLUŞUYOR’

“Ortada yıllarca sosyalistleri ve Kürt halkının temsilcilerini siyaset alanının dışında tutmak için oluşturulmuş bir baraj var ve ittifak yoluyla bunu hep birlikte kolayca aşarak, daha önemlisi bunun yarattığı enerjiyle de çok daha büyük bir güçle siyasal mücadelede etkin bir biçimde yer almak gibi seçenek var, bunu önemli buluyoruz” diyen Baş, sürece ilişkin şunları söyledi:

“Bundan sonrasında hepimiz için daha yapıcı, daha üretken, gerçek sorunlara gerçek çözümler sunan bir mücadele programının inşasına girişmek için gerekli olan zemin oluşuyor diyebiliriz. Artık bu zemini güçlendirmek kalıyor geriye; bunun için de sabırlı, dikkatli, kapsayıcı ve yoldaşça bir çalışma süreci bizi bekliyor.”