Grup Yorum: Halka umut verdiğimiz için saldırıya uğruyoruz

Grup Yorum: Halka umut verdiğimiz için saldırıya uğruyoruz

Süresiz açlık grevinin 176. gününde Grup Yorum üyelerinden Sultan Gökçek süreci, taleplerini ve bundan sonra yola nasıl devam edileceğini İleri Haber'e anlattı.

Batuhan Batan

Grup Yorum üyelerinin 17 Mayıs'ta başladığı ''süresiz açlık grevi'' 176. gününe girdi.  1987 yılından bu yana devrimci sanat geleneğinin bir parçası olan Grup Yorum'un son dört yılı ise daha çok siyasi mücadeler ile geçti. 

Kurulduğu günden bu yana, neredeyse her dönem bir üyesi tutsak olan Grup Yorum'un 5 üyesi; Helin Bölek, Bahar Kurt, İbrahim Gökçek, Barış Yüksel ve Ali Aracı süresiz açlık grevine devam ediyor.  

Süresiz açlık grevindeki isimlerin talepleri ise şöyle:

- Sürekli baskına uğrayan, terörize edilmeye çalışılan ve Grup Yorum'un çalışmalarını yürüttüğü İdil Kültür Merkezi basılmasın.

- Grup Yorum üyeleri terör listelerinden çıkarılsın.

- İki yılı aşkın süredir neredeyse tüm konserleri yasaklanan Yorum üzerindeki konser yasakları kaldırılsın.

- Yorum üyeleri haklarında açılan davalar düşürülsün.

- Tutuklu Grup Yorum üyeleri serbest bırakılsın.

Grup Yorum üyesi Sultan Gökçek açlık grevi sürecini, taleplerini ve bundan sonra yola nasıl devam edileceğini İleri Haber'e anlattı.

'BAĞIMSIZ DOKTORLARIN KONTROLÜNE İZİN VERİLMİYOR'

Açlık grevinde olan isimlerin sağlık durumu ve morali nasıl?

5 Grup Yorum üyesi şu an hapishanelerde süresiz açlık grevinde. Gün gün eriyorlar. Şu an çok zayıfladılar ama her zaman çok iyi ve çok moralli olduklarını söylüyorlar. Barış ve İbrahim 52 kilodalar, Ali 47 kiloda, Bahar 40 kilonun altına düşmüş durumda şu an. Tabibler Birliği'nden bağımsız doktorların kontrolü için yapılan başvurular reddedildi. O yüzden arkadaşlarımızın sağlık durumuyla ilgili onların söyledikleri dışında net bilgi alamıyoruz. Ama her hafta görüşlerde, telefonlarda duyduğumuz sesleri her zaman çok güçlü ve moralli geliyor.  

'YAŞANANLAR DİRENİŞİ DAHA DA BÜYÜTÜYOR'

Dışarıda Grup Yorum'a dönük baskı ve yasaklar devam ederken, cezaevinde koşullar nasıl? Daha önce cezaevi yönetiminin sansürlerini paylaşmıştınız.

Arkadaşlarımızın hepsi şu an farklı farklı hapishanelerdeler. Bahar, Burhaniye T Tipi Hapishanesi'nde şu an ve annesi yakın zamanda yanından tahliye olduğu için şu an ona bakacak bir refakatçisi yok, bu büyük bir sorun. Daha önce mahkemesi için İstanbul'a getirilirken açlık grevinin ilerleyen günlerinde olmasına rağmen hapishane idaresi Bahar'ın ambulans talebini kabul etmedi ve kötü koşullarda ringle mahkemeye getirildi. Bugün görüşte, her yarım saatte bir kapıya gelerek sessiz sessiz Bahar'ı dinlediklerini öğrendik. Sansürler sürekli devam ediyor, özellikle Silivri Hapishanesi'nde sürekli arkadaşlarımızın mektupları çizilerek veriliyor. İbrahim'in, Barış'ın sanatçılara, yazarlara, gazetelere yazdığı mektupların hepsi çizilerek gönderildi. Mektuplarda sadece "Merhaba" kısmı bırakılıp diğer her yerine çizme kararı veriliyor. Yine Silivri Hapishanesi'nde aylarca arkadaşlarımıza enstrümanlarını vermediler. En son açık görüşte gardiyanlar sürüsü açık görüş yerine gelerek arkadaşlarımıza zorla müdahale tehdidinde bulundular. Bunu Silivri Hapishanesi'nde hem ailelere hem arkadaşlarımıza gözdağı vermek için yaptılar. Yazdıkları şiirleri, üretimleri sansürlediler ve bize ulaşmasını engellediler. Helin, açlık grevi direnişiyle ilgili konuştuğu için defalarca telefonu kesildi, telefonun sesi kısıldı ve o da diğer arkadaşlarımız gibi zorla müdahale ile tehdit edildi. Yani açlık grevi direnişinin sesini kesmek için, engellemek için her yolu deniyorlar ama bütün bu yaşananlar, arkadaşlarımızın yaşadıkları direnişi daha da büyütüyor, öfkeyi daha da büyütüyor. Çok haklı ve meşru taleplerimiz var devrimci sanatı savunuyoruz ve sanatımızı özgürce yaşatmak istiyoruz.

'ŞU AN FAŞİZMİN MUHATABI BİZİM DİRENİŞİMİZ'

Tutsak Grup Yorum üyelerine ilişkin taleplerinizi dile getirmiştiniz. Söz konusu talepler muhataplarına ulaştı mı, bu süreç ne kadar daha sürecek?

Taleplerimiz her gün bir şekilde mutlaka muhataplarına ulaşıyor. Taleplerimiz çok meşru ve haklı talepler. Biz halk için sanat yapıyoruz ve son üç yıldır çok yoğun bir şekilde saldırı altındayız. Ve yasakların kaldırılması için her yolu denedik. Mahkemelere de başvurduk, Meclis'e de gittik, bakanlıklara da gittik; her yerde teşhir ettik, yasakların, baskıların meşru olmadığını gösterdik ama yasaklar her geçen gün artarak devam etti. Şu an açlık grevinde olmamızın nedeni de bu, bütün yolları denedik. Ve şu an faşizmin muhatabı bizim direnişimiz. Bu süreç konser yasakları kaldırılıncaya, üyelerimizin isimleri gri terör listelerinden çıkarılıncaya, tutuklu üyelerimiz serbest bırakılıncaya ve kültür merkezimize yönelik saldırılar son buluncaya kadar sürecek. Bu talepler sadece Yorum'un talepleri değil. Şu an onurlu aydın, sanatçı olan kim varsa onların da talepleri çünkü sanata yönelik baskı her geçen gün daha da artıyor. Sanatçılar sustukça daha da çok artıyor. Birçok sanatçının konserleri yasaklanıyor, oyunları iptal ediliyor, soruşturma açılıyor, ceza veriliyor. Bugün bizim direnişimiz sanata yönelik bütün baskıların kalkması içindir. Özgürce sanat yapabilmek içindir. Halk için sanat yapmak bizim hayatımız, yaşamımız ve yasaklarla, baskılarla bizim yaşama hakkımızı elimizden alıyorlar. Biz de buna karşılık direnmeyi tercih ediyoruz. 

'HALKA UMUT VERDİĞİMİZ İÇİN SALDIRIYA UĞRUYORUZ'

Grup Yorum'a dönük bu saldırıların sebebi nedir, siz nasıl tarif ediyorsunuz?

Bize yönelik saldırıların sebebi daha önce de bahsettiğimiz gibi halk için sanat yapmak. Gerçekleri halka sanatımızla anlatmak. Biz halka gerçekleri anlattığımız için bugün bu kadar çok baskı ve yasağa uğruyoruz. Sadece anlatmak da değil halkın içindeyiz, halkın yaşadığı bütün acılarda, zorluklarda halkın yanındayız. Faşizm halkı zorla, korkuyla bastırıp susturmak istiyor. Biz halka bütün bu korkuları yenecek gücü verdiğimiz için, umut olduğumuz için saldırıya uğruyoruz. Grup Yorum şarkılarını dinleyen herkes şunu demiştir, umut doluyorum, coşku doluyorum. İşte bu yüzden yasaklanıyoruz. Ve başka bir neden de, direnmemiz; Grup Yorum tarihi boyunca hiçbir yasağa, hiçbir baskıya boyun eğmemiştir.  Devrimci sanatçılık geleneğini her dönem yaşatmıştır. Konserlerimiz salonlarda, stadyumlarda, meydanlarda yasaklandı; biz kamyon kasalarında, damlarda konserlerimizi yaptık, vazgeçmedik hiçbir zaman direnmekten. Bugün Nazım Hikmetleri ders müfredatlarından çıkarıyorlar,onları unutturmaya çalışıyorlar; biz onları her dönem geleceğe taşıdığımız, yaşattığımız için bugün yasaklanıyoruz. Ve asla piyasa için üretmiyoruz, halka güzel eserler vermek için, gerçekleri anlatmak için üretiyoruz. Bu düzende sanattan para kazanmak isteyenler, çıkar güdenler sarayın kapısında sıra oluyorlar, el pençe divan duruyorlar. Biz hiçbir zaman el pençe divan durmadık, durmayacağız. Hangi şart ve koşulda olursak olalım üreteceğiz ve üreterek direnmeye devam edeceğiz. Bu saldırıların sebebi tam da budur, Grup Yorum'u düzen sınırlarına çekememeleri...

'ARKADAŞLARIMIZI FAŞİZMİN ELİNDEN ÇEKİP ALACAĞIZ'

Grup Yorum'u gelecekte ne bekliyor, yoluna nasıl devam edecek?

Grup Yorum her dönem devrimci sanatçılığı nice bedeller ödeyerek savundu ve savunmaya, yaşatmaya devam edecek. Tarih her zaman direnenleri yazmıştır. Grup Yorum da bu süreçte bu kadar baskı ve yasakların yaşandığı bir süreçte direnişiyle tarih yazıyor ve 34 yıllık tarihine bir direnme geleneği daha ekliyor. Grup Yorum'u halktan koparmaya çalışıyorlar ama bugün daha da çok halklaşarak büyüyoruz. Halk için ömrümüzden veriyoruz. Bu tarihi daha sıkı ilmeklerle örüyoruz şimdi ve inanıyoruz er ya da geç biz kazanacağız. Anadolu halkları kazanacak. Konserlerimizi yine yapacağız, arkadaşlarımızı faşizmin elinden çekip alacağız ve halk için üretmeye, direnmeye devam edeceğiz.