“Göz göre göre ölüme gönderdiler”

Libya'da mahsur kalan ENKA İnşaat işçisi Mazlum Dündar, İleri'ye konuştu. Dündar, ENKA'nın çatışmalardan haberdar olmasına rağmen işçileri oraya gönderdiğini ve Libya'dan ayrılmalarında yardımlarının olmadığını söyledi. Dündar, İHH'nın ENKA üzerinden Libya'daki aşiretlere silah sattığını da öne sürdü.

(İleri - İzmir) Libya'da mahsur kaldıktan sonra kurtarılan inşaat işçisi Mazlum Dündar, Libya'ya gidişlerinden itibaren kendilerine söylenen her şeyin yalan olduğunu ve hiçbir güvenlik önlemi alınmadığını belirtti. ENKA'nın bazı işçilere vize bile çıkarmadığı ve aynı zamanda İHH adına bölgede faaliyet yürüten bir ENKA çalışanın, aşiretlere silah sattığını da öne sürdü.

İŞÇİLER KARGO UÇAĞIYLA TAŞINDI

Mazlum Dündar, gitmeden önce şirkete Libya'daki durumu soruyor. Şirket yetkilileri Dündar'a çatışmaların bin 300 km uzaklıkta olduğunu ve ABD'nin güvenlik önlemleri aldığını belirtiyor. Bunun üzerine işçiler Libya'ya gitmeye karar veriyor. 12 Ağustos'ta Libya'ya yolculukları başlıyor.

Libya'ya gidiş yolculuğunu anlatan Dündar, "80 kişilik bir kafile menşei belli olmayan bir kargo uçağıyla Libya'ya gittik. Sonradan öğrendik ki çatışmalar olduğu için Libya hava sahası kapalıymış. havayolları oraya sefer düzenlemiyormuş" dedi. Dündar, ENKA yetkililerinin kendilerine, ABD'lilerin önlem aldıklarını söylemelerine rağmen şantiyeye gittiklerinde iki yerel Libyalıdan başka güvenlik olmadığını gördüklerini söyledi.

SİEMENS ÇATIŞMALARDAN DOLAYI ÇEKİLMİŞ
ENKA'nın çalışma sahasında çatışmalar öncesinde Siemens'in de bulunduğunu belirten Dündar, "Biz gittiğimizde Siemens ve Siemens’e bağlı Vietnam menşeyli taşeron firma da çatışmalardan dolayı tüm personelini geri çekmiş. Gittiğimizde sadece 500’ün üzerinde ENKA için çalışan Türk vatandaşı vardı" dedi.

45 DAKİKALIK İŞÇİ GÜVENLİĞİ SUNUMU
Dündar, "Şantiye’de birinci kural işçi güvenliği ve sağlığıdır. Bunun için altı ila sekiz saat arası eğitimler olur. Libya'da ise sadece 45 dakikalık bir sunum yaptılar" diye konuştu. Şantiyedeki işçi eksikliğine de değinen Dündar, “Vietnamlı operatörlerin ayrılmasından sonra ağır tonajlı TIR, loder, kepçe, dozer kullanmak zorunda kaldık. Bu durumda kaza yapsaydım direkt suçlu ben olacaktım. Şantiye şefi, benim bilgim dışında kullanmış diyebilirdi" diye konuştu.

YEMEK VE SAĞLIK SORUNLARI DA VARDI
Yemek ve sağlık sorunlarınında olduğunu belirten Dündar "Çatışma olduğundan yeterli erzağımız yoktu. Yerel bir teknisyen dışında doktor ya da sağlık elemanı şantiyede bulunmuyordu. ENKA bazı yerlere 'International Co. adlı hava ambulansı firmasıyla anlaşmamız var' diye afişler asmış. Gerekirse sizi Türkiye'ye götürebiliriz diyorlar. Ama hiç alakası yok. Dişi ağrıyanı tedavi edemiyor ama Türkiye'ye gönderebilirim diyor. Tamamen algı yönetimi" dedi.

'DÜĞÜN VAR DEDİLER' ÇATIŞMA OLDUĞUNU ANLADIK
Dündar çatışmaların başladığı anı ise şöyle anlattı: "Çatışma seslerini duyduğumuzda, şirket yetkilileri bize 'havai fişek ve düğün kutlaması var' dedi. Sesler yoğunlaşınca benim isteğim üzerine şantiyede toplantı yapıldı. Toplantıda bize bu kez, 'İki kabile arası bir çatışma yaşanıyor. Bizimle hiç alakası yok. Gerekirse altı saat içinde tüm personelimizi burdan tahliye edecek altyapıya sahibiz' diye açıklam yaptılar."

AŞİRET: KORUYAMAYIZ GİDİN!
Toplantıdan iki gün sonra şantiyeye Tuareg Aşireti'nin Sözcüsü/Sorumlusu Abdurrahman Abdullahad'ın gelip yetkililere çarşambaya kadar burayı terk edin, sizi biz de koruyamayız dediğini belirten Dündar "Biz sonrasında öğrendik ki Kaddafi döneminde o bölgeye yerleştirilen Mali, Nijer, Çad kökenli iki kabile arasındaki çatışmasının ortasında kalmışız" dedi.

SİLAH TİCARETİ İDDİASI
Dündar, Libya'da ENKA'ya konteynırlarla gelen ve sivil araçlara dağıtılan silahları işçilerin gördüğünü öne sürerek, bunlara tanık olan işçilerin fotoğraf çekmek istediklerini ancak yerel kişilerin işçilere izin vermediğini iddia etti. Dündar tanık olduklarını şöyle aktardı: "R.A.  bizim şantiye şefimizdi. Aynı zamanda Libya'da İHH adına görev yapan ve aşiretlerle çok yakın bağları olan biri. Bunu bize kendisi söylemişti. Şantiyede hiç bir iş yapmazdı. Şantiyeye gelen bütün yardımları ise o koordine ederdi. ENKA'nın konteynırlarında silah mühimmatı taşındığı anladık. İHH, R.A ile ilgili 'bizimle alakamız yok, sadece mihmandarlığımızı yaptı' diyor. Uzun yıllardır Libya'da çalışan bu kişinin aşiretlerle arası da çok iyi."

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NIN BİZDEN HABERİ YOK
Yetkililerin Ghatt Hava alanında üç uçağın beklediğini ve otobüslerle Ghatt'a gideceklerini söylediğini belirten Dündar, "Birkaç gün sonra havaalanına vardık. Orada olayın Dışişleri Bakanlığı'ndan gizlendiğini fark ettik” diye konuştu. Telefonların sadece firma yetkililerinde olduğunu belirten Dündar onların da telefonları kullandırmadıklarını bu yüzden bir Libyalı sayesinde Dışişleri Bakanlığı'na ulaşabildiklerini belirtti.

İSMET YALÇIN'IN ÖLÜMÜ
Havaalanının çölün ortasında yetersiz bir yer olduğunu söyleyen Dündar, burada kaldıkları günlerde doğru düzgün ne su ne yemek bulabildiklerini belirtti. Havaalanında doktor ya da sağlık çalışanı olmadığına da değinen Dündar, “İsmet Yalçın yaşadıklarımıza dayanamadı ve 27'si akşamı kollarımda can verdi. İsmet Yalçın'ın vefatının ardından şirket yetkililerinden R.A ve H.Y. kaçtı. R.A.'nın aşiretlerle bağı sayesinde kaçmış olabilir” diye konuştu.

BAŞKONSOLOS: ENKA'YI DEFALARCA UYARDIK AMA DİNLEMEDİ
Bakanlığın araya girmesiyle Türkiye Başkonsolosu'nun da yardıma geldiğini belirten Dündar "Başkonsolos defalarca ENKA'yı uyardıklarını ve görevlerini yaptıklarını ENKA'nın ise güvenlik sıkıntısı olmadığı söylediğini belirtti. R.A. da bir sıkıntı yok demiş Anadolu Ajansı'na ama yaşadıklarımız ortada.”

LİBYA'DA TEHDİT EDİLDİM
Başkonsolos'un gelmesiyle sinirlerine hakim olamadığını belirten Dündar, "Libya’da havaalanında R.A. silah ticareti yapıyor biz de çatışmaların ortasında kaldık dedim. Libyalı bazı yetkililer böyle konuşursan sonuçlarına katlanırsın dediler. Sonrasında arkadaşlarım beni uyardı. Ben de daha fazla konuşamadım" dedi.

İŞÇİLERİN ÇALIŞMA VİZELERİ YOK
Dündar Türkiye'ye dönüş sırasında, havaalanında ENKA'nın kadar 20 işçiye çalışma vizesi  çıkarmadığını gördüklerini söyledi. Yani işçiler Libya'da ENKA adına kaçak çalışmışlar.

ENKA'DAN İŞÇİLERE 100 TL VE HOŞ GELDİN!
Türkiye'ye döndüklerinde havaalanında ENKA'nın parayla tuttuğu bir adamın kendilerine bir zarf verdiğini belirten Dündar " Zarfların üzerinde 'vatana hoş geldiniz, sağlık ve esenlikliler dileriz, ENKA Teknik' yazıyordu. İçinde de 100 YTL para vardı" diye konuştu.

R.A., ENKA VE AŞİRETLER
Bütün enerji işinin Tuareg Aşireti'nin kontrolünde olduğunu belirten Dündar "R.A. üzerinden ENKA’nın da aşiretlerle bağlantısı var. Zaten ihaleyi Tuareg aşiretinden almışlar" dedi. Libya'da yaşadıklarından dolayı çok öfkeli olan Dündar, ENKA hakkında hukuki süreç başlatacağını ve sorumlulardan hesap sorulması için gereken ne ise yapacağını belirtti.