Tugay Candan - @TugayCandann

Mail: tugaycandan@ilerihaber.org

Adil yargılanma” başta olmak üzere “hasta mahpusların serbest bırakılması”, “hapishanelerdeki hak ihlallerinin ortadan kaldırılması” talebiyle 243 gündür ölüm orucunda olan Gökhan Yıldırım zorla yoğun bakımda tutuluyor. 38 kilonun altına düşen Gökhan Yıldırım hakkında önce “cezaevinde kalamaz” raporu veren hastane, son raporda ise Gökhan Yıldırım’ın R Tipi Cezaevine gönderilmesini “uygun” buldu. Abi Erkan Yıldırım ise “Gökhan Yıldırım’ın taleplerinin karşılanması, infaz ertelemesinin sağlanması, bu çocuğun öldürülmemesi gerekiyor” dedi.

Ankara Sincan Kadın Cezaevinde tutuklu olan Sibel Balaç ve Tekirdağ F Tipi Cezaevinde tutuklu olan Gökhan Yıldırım “adil yargılanma”, “hasta mahpusların serbest bırakılması”, “cezaevinde kitap, dergi gibi kısıtlamalara son verilmesi”, “cezaevindeki sohbet hakkının eksiksiz uygulanması”, “halkın hak, özgürlük ve adalet mücadelesinin engellenmemesi”, “ağırlaştırılmış müebbet infaz yasasının mahpuslar lehine değiştirilmesi” gibi taleplerle ölüm orucu eyleminde.

Balaç eylemde 248. günü geride bırakırken, Gökhan Yıldırım ise eylemde 242. günü geride bıraktı.

İLK RAPOR: ‘CEZAEVİNDE KALAMAZ’

Gökhan Yıldırım ile ilgili 2 Ağustos’ta avukatlar aracılığıyla “ceza infazının ertelenmesi” için Adli Tıp Kurumuna (ATK) başvuruldu. Gökhan Yıldırım ise 4 Ağustos’ta Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'nde kaldırıldı. Hastane sağlık kurulunun ATK’ye gönderdiği ön raporda Gökhan Yıldırım ile ilgili “ Hayati tehlike ve hayatını yalnız idame ettiremeyeceğinden cezaevlerinde kalamaz, 3 ay ceza infaz ertelemesi uygundur” denildi. ATK ise bu rapora rağmen Yıldırım’ın cezaevinde değil, hastanede kalabileceği kararını verdi.  

Yıldırım, 10 Ağustos’tan itibaren kendi iradesi dışında şehir hastanesinin yoğun bakımında tutulmaya başlandı. 

CEZAEVİNE GERİ GÖNDERİLMEK İSTENİYOR

Aynı sağlık kurulu, 8 gün sonraki raporunda ise Gökhan Yıldırım’ın hastanede kalmasına gerek olmadığını ve R Tipi Cezaevine gönderilmesinin “uygun” olduğu yönünde rapor hazırlayarak ATK’ya gönderdi. ATK, bu rapor hakkında henüz bir karar vermedi.

‘COVİD-19 HASTALARIYLA AYNI KORİDORDA’

Gökhan Yıldırım 38 kilonun altına düşerken, hastane önünde bekleyişini sürdüren abi Erkan Yıldırım da yoğun bakım şartlarında tuvalet, banyo olmadığını, kardeşinin Covid-19 hastalarıyla aynı koridorda tutulduğunu söyledi. 

‘REFAKATÇİ YOK’

“Gökhan’ın her gün bedeni eriyor ama yanında ona refakat edebilecek kimse yok. Gökhan hasta değil, bu yüzden başka hastaların yanında tutulması sıkıntılı bir durum. Kendi ihtiyaçlarını da karşılayamaz durumda… Yoğun bakımda geçirdiği her gün Gökhan’ın ölüme bir adım daha yaklaşması anlamına geliyor” diyen abi Erkan Yıldırım, Gökhan Yıldırım’ın burada birçok insanla aynı tuvaleti kullanmak zorunda bırakıldığını ve bunun ciddi bir sağlık tehdidi olduğunu ifade etti.

‘BURADA TUTTUKLARI HER GÜN İŞKENCE DEMEK’

Erkan Yıldırım, “Gökhan’ı burada tecrit altında tuttukları her gün aslında Gökhan’a işkence ediyorlar. Gökhan hasta değil, iyileşebilecek bir durumu yok. Tedaviyi reddediyor. Bağışıklığı çökmüş durumda, yoğun bakım servisinde çok çeşitli hastalıklar var. Bir an önce ya talepleri karşılanmalı, ya da hastanede normal bir servise geçirilmeli” derken, dün (22 Ağustos) yoğun bakımda Gökhan Yıldırım’ın kullandığı cam bardağın kaldırılarak, yerine plastik bardak verildiğini ve bunun da Gökhan Yıldırım için büyük bir zorluk olduğunu belirtti.

‘GÖKHAN’IN MOTİVASYONU YÜKSEK’

Gökhan Yıldırım’ın moral ve motivasyonunda herhangi bir eksilme olmadığını söyleyen abi Erkan Yıldırım, “Gökhan tüm olumsuzluklara rağmen direnişten aldığı güçle motivasyonunu yüksek tutuyor. Zayıflamış durumda. Bu kadar baskıya, bu kadar tecride rağmen ‘Onların ne yaptığı önemli değil. Önemli olan bizim direnişimizin ne getireceği, neleri değiştireceğidir” diyor. Bu haklılıkta, direnişine devam ediyor” dedi.

‘BU ÇIĞLIĞIN ÇOĞALMASI GEREK’

Kamuoyuna da çağrıda bulunan Erkan Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:

“Gökhan Yıldırım’ın taleplerinin karşılanması, infaz ertelemesinin sağlanması, bu çocuğun öldürülmemesi gerekiyor. Bir an önce yoğun bakım servisinden çıkarılmalı. İnsanların bu talepler üzerinde birleşmesi ve bu çığlığı çoğaltması gerekiyor. Sesimizi duyan herkesi hastane önüne bekliyoruz.”