Gezi tutuklamalarına karşı başlatılan Adalet Nöbeti sürüyor

Gezi tutuklamalarına karşı başlatılan Adalet Nöbeti sürüyor

Gezi tutukluları için başlatılan Adalet Nöbeti, bu hafta da devam etti.

Ersan Kınık - @ErsanKinik

Gezi Davası’nda verilen hapis cezalarına karşı Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı önündeki Adalet Nöbeti bugün de devam etti.

Önce Çarşı Davası ile birleştirilen daha sonra ayrılan 17 sanıklı Gezi Davası'nın 25 Nisan'da görülen karar duruşmasında Osman Kavala'ya "hükümeti kaldırmaya teşebbüsten" ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi 18’er yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Mahkemenin verdiği hapis cezalarına karşı Çağlayan Adliyesi'nde başlatılan Adalet Nöbeti bugün de devam etti. Adliye önünde düzenlenen basın açıklamasına çok sayıda avukat ile birlikte HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu katıldı.

Bu hafta düzenlenen adalet nöbetinde, stajyer avukatların yaşadığı sorunlara da dikkat çekildi.

Açıklamada İstanbul Barosu Genç Avukatlar Merkezi Başkanı Kerem Donat konuştu. Konuşmasına “Bugün burada bir Gezi çocuğu olarak karşınızdayım” diyerek başlayan Donat, “Adaletin nöbet geçirdiği yerde, adalet nöbeti tutuyoruz. Gezi biziz, Gezi’yi savunacağız, Gezi’yi savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.

‘GELDİĞİMİZ BU AŞAMA BİLİNÇLİ BİR İRADE TARAFINDAN KURGULANIYOR’

Donat konuşmasının devamında stajyer avukatların yaşadığı sorunlara değindi. Stajyer avukatların günümüzde yaşadığı sorunların en önemli nedeninin, kontrolsüz bir şekilde açılan hukuk fakülteleri olduğuna dikkat çeken Donat, “Sorumsuzca açılan hukuk fakültelerin nedeniyle, ihtiyacı aşan sayılara ulaşmış olmamızdır. Aynı süreçte avukatlık mesleğinin itibarsızlaştırılması da yaşanıyorsa geldiğimiz bu aşamanın bilinçli bir irade tarafından kurgulandığını görmemiz gerekiyor” dedi.

Stajyer avukatların ve genç avukatların ekonomik sorunlarının, sosyal sorunlarının ve sömürü sorunlarının olduğuna dikkat çeken Donat, “Pastadan pay alabilmek için emek artık aslanın ağzında değil midesinde ve bizim aslanın ağzına kafamızı sokmak durumunda kalmamız gerçeğiyle ortaya çıkmış durumdayız” diye konuştu.

‘BU DEĞİLDİ BİZİM DÜŞLERİMİZ…’

Son günlerde stajyer avukatların hızla yaşamına son verdiğine dikkat çeken Donat şu sözleri kaydetti:

“Tamam artıyor sayımız belki, ama kıymaya başladık kendi canımıza. Bize kıyıldıkça, kıymaya başladık biz de canımıza bile. Bu değildi bizim düşlerimiz…”

Donat son olarak yaşanan tüm bu sorunların kaynağının siyasi iktidar olduğunun altını çizerek, mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti.

Donat’ın konuşmasının ardından basın açıklamasını Stajyer Avukat Sıla Çamur okudu. Çamur, son yıllarda avukatlık mesleğinin dönüşümüyle beraber; stajyer avukatların ağır koşullarda çalışarak emek sömürüsüne maruz kaldıklarını ve “modern köle” hâline geldiklerini söyledi.

Geçtiğimiz günlerde Galata Kulesi’nden atlayarak yaşamına son veren stajyer avukatı hatırlatan Çamur, “Ülkenin dört bir yanında genç avukatlar intihar ediyorlar. İsimlerini burada tek tek saymayacağım çünkü bu sorunun muhatapları üç maymunu oynadıkça bu intiharlar son bulmayacak” dedi.

Çamur konuşmasının devamında şu sözleri kaydetti:

“Genç avukatlar birer birer ölürken onlara modern köleliği reva görenler hayatlarına devam etmekte. Bunun sorumluluğu her ne kadar hissetmesek de; üzülerek söylüyorum ki biz avukatların omuzlarında.

Biz stajyer avukatlar daha mezun olur olmaz uzun soluklu ve yıpratıcı bir staj dönemiyle karşı karşıya kalıyoruz. Stajın ilk altı aylık döneminde; adliye stajı yapmamız gerekirken bu süreçte sanki adli kontroldeymişiz gibi imza atmakla yetiniyoruz.

dliye stajının kağıt üzerinde yapıldığı yetkililer tarafından bilinmesine rağmen bu durumu iyileştirmek adına hiçbir adım atılmamakta, staj sürecinin verimsizliği konusunda ellerini taşın altına koymaktan imtina etmekte.

Mezun olduktan sonra hiçbir maddi güvencesi bulunmayan ve elde edebileceği tek yasal gelir staj kredisi olan bizler, verimsiz geçen bu 6 aylık dönemde hayatlarımızı idame ettirebilmek adına çalışma yasağına rağmen avukat yanında çalışmaya başlıyoruz.

Bizler çalıştığımız ofislerde ucuz iş gücü olarak görülüp; içinde bulunduğumuz ekonomik şartlara rağmen harçlık adı altında komik paralara çalıştırılmakta, ayrıca emek sömürüsüne ve mobbinge maruz bırakılmaktayız.

‘BU SADECE KANUNİ DEĞİL AHLAKİ BİR SORUNDUR’

Aynı fakültelerden mezun olmuş ve aynı hukuk nosyonuyla yetişmiş hakim ve savcı stajyerleri; makul bir ücret ile stajlarını yapmaktadır. Yargının üç ayağından biri olan avukat stajyerleri ise, kanuni bir güvenceye sahip olmadığı gibi, meslektaşları tarafından da korunmamakta, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılamaya yetmeyecek ücretlerle çalışmakta. Bu, sadece kanuni bir sorun değil, ahlaki bir sorundur.

‘MESLEĞİN ONURUNU KORUMAK MESLEKTAŞINI KORUMAKTAN GEÇER’

Dışarıda hak savunuculuğu yapan, mesleğin onurunu korumaktan bahsedip ''hepimiz meslektaşız masalını'' anlatan birçok avukatın ofislerindeki stajyer ve genç avukatlara uyguladıkları mobbingleri de biliyoruz. Ancak şu da iyi bilinmelidir ki mesleğin onurunu korumak meslektaşını korumaktan geçer.

Biz stajyer avukatlar; ofislerde, kurumlarda ve adliyelerde psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddete maruz kalıyoruz. İstanbul Barosu’nda 55.782 avukat var. Fakat biz stajyer avukatlar biliyoruz ki İstanbul barosunda şiddete ve tacize maruz kalmamış tek bir stajyer avukat yoktur.

Bu yıl itibarıyla İstanbul Barosuna kayıtlı yaklaşık 7000 stajyer avukat var. Gerçekten merak ediyorum acaba şu an kaç stajyer avukat aramızda, ya da bir öğle arasını bu eyleme ayırabilecek çalışma şartlarına sahip kaç stajyer avukat var? Daha önemlisi bu stajyer avukatlardan kaç tanesi ekonomik özgürlüğü olsa bu çalışma şartlarıyla bulundukları ofislerde çalışmaya devam ederler?

Bugün burada olma amacım yıllardır göz ardı edilen, şikayet etmekten öteye geçilemeyen sorunlarımızı bir kez daha dile getirip sadece yakınmak değil bu sorunlara çözüm önerileri sunmak.”

Çamur konuşmasının devamında stajyer avukatlar taleplerini şu şekilde sıraladı:

“1.Staj sonun da ruhsat harcı adı altında istenilen fahiş harçlar kaldırılmalı.

2. Usta çırak ilişkisi altında normalleştirilen harçlık safsatasına son verilmeli, stajyer avukatların ücret almasının yasak olduğu yalanı bertaraf edilerek Türkiye Barolar Birliği vee barolar tarafından stajyer avukatlar için yaşanılabilir bir ücret tarifesi yayınlanmalı.

3. Avukat yanı stajında sigortalı olarak çalıştırılmak patronların inisiyatifine bırakılmamalı, kanundan kaynaklı bir zorunluluk olmalı.

4. Adliye stajına eğitici-öğretici bir nitelik kazandırılmalıdır. Stajyerlerin; mahkemeleri, yargıç, savcı ve mahkeme örgütünü tanımaları ve birlikte amaca uygun, uyumlu çalışmanın ilke ve yöntemlerini öğrenmesi sağlanmalı.

6. Barolarca verilen Staj Eğitim Merkezi dersleri tekrar yüz yüze hale getirilmeli

7. Staj başlangıcında barolar tarafından alınan ücretler kaldırılmalıdır. Resmi stajın her safhasında staj garantisi sağlanmalıdır.
Bu taleplerle beraber mesleğin gelişimi ve saygınlığı için her ne yapılacaksa bir kişi veya zümre için değil hepimiz için yapılmalı.”

Çamur’un açıklamasının ardından Adalet Nöbeti sona erdi.