Gezi Parkı ile Çarşı davası ertelendi

Gezi Parkı ile Çarşı davası ertelendi

52 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması ertelendi.

İleri Haber

Yargıtay tarafından bozulan Çarşı Davası ile İstinaf Mahkemesi'nce bozulan Gezi Parkı Davası'nın birleştirilmesinin ardından 52 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin beraat kararının bozulmasının ardından Osman Kavala, Can Dündar ve Mehmet Ali Alabora'nın da aralarında bulunduğu 17 sanıklı dava, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülmeye başlanmıştı.

Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanık hakkında verilen beraat kararları ise Yargıtay tarafından bozulmuştu.

Davalar, 30 Temmuz’da birleştirilmiş ve sanık sayısı 52’ye çıkmıştı. Birleşme kararının ardından görülen iki duruşmada sanık Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verilmişti.

DURUŞMA BAŞLADI

Yargıtay'ın bozduğu Çarşı Davası ile İstinaf Mahkemesi'nce bozulan Gezi Ana Davası'nın birleştirilmesinin ardından Osman Kavala, Can Dündar ve Mehmet Ali Alabora'nın da arasında bulunduğu toplam 52 kişinin yargılandığı davanın üçüncü duruşması görüldü.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde birleştirme sonrasında görülen üçüncü duruşma büyük duruşma salonunda yapıldı.

Duruşmaya tutuksuz sanıklar Can Atalay, Ayşe Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ile bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları katıldı.

Davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala ise duruşmaya katılmadı.

'HEP BİRLİKTE KAZANACAĞIZ'

Avukat Can Atalay mahkeme heyetine savunmasını sundu.

Atalay savunmasında "Savcılık ve savcılığın temsil ettiği güçler, su gibi beyaz olan Gezi Direnişimizi karalamaya çalışıyor" dedi.

Atalay, şöyle devam etti:

"Biz hiç kimsenin tebaası değiliz ve olmayacağız. Biz bu memleketin anayasal kazanımlarını kendi iki dudağının arasına hapsetmeye çalışan kimsenin iki dudağının arasına hapsolmayacağız. Biz yurttaşlarız, bizim haklarımız var. Bu haklara tecavüz edildiği zaman anayasal haklarımızı kullanarak itiraz etmek istiyoruz, edeceğiz.

Haklardan bahsetmeden yükümlülüklerden bahseden hukuk düzenine itiraz ediyorum. Gezi, eşitlik, özgürlük ve adalet imkanıdır, umududur. 'Gezi toplumsal ve siyasal bakiyesini taşıyor musunuz?' diye sorun. Elimizden geldiğince onurla taşıyacağız. Biz haklıyız, biz kazanacağız. Hep birlilkte mücadele edeceğiz. Hep birlikte kazanacağız."

'SAÇMA SAPAN İDDİANAMELERLE YARGILANIYORUZ'

Duruşmaya tutuksuz sanık Mücella Yapıcı'nın savunmasıyla devam edildi.

Yapıcı savunmasında "Bir takım saçma sapan iddianamelerle yargılanıyoruz" dedi.

Yapıcı şunları kaydetti:

"Türkiye’de hiçbir siyaset, hiçbir kişilik, hiçbir lider, 80 ilde siyasi görüşü bu kadar farklı olan insanı bir araya getirip de bu kadar müthiş bir empati, bu kadar büyük bir kardeşlik yaratamazdı. Korku budur. Onun için şu anda Osman Kavala'yı da rehin olarak tutuyorlar. Gezi'yi ciddi bir şekilde kriminalize etmeye çalışmaktadır birileri. Siyaset... Sizler demiyorum. 

Ben burada kaç senedir hocalarımı dinleyerek bir yüksek mühendis olarak ceza hukukunu kavramaya başladım.  Ben hala kirada oturan, hala çalışmak zorunda olan Gezi eylemlerinin Osman Kavala ile birlikte sponsoru olmakla itham ediliyoruz."

Avukat Tora Pekin’in yaptığı savunmanın ardından duruşmaya ara verildi.

‘HERHANGİ BİR SUÇLAMA VARSA DA KABUL ETMİYORUM’

Duruşma, verilen aranın ardından 13.30’da yeniden başladı. İlk olarak Çarşı Davası’ndan yargılanan bir sanık SEGBİS ile savunmasını yaptı. Osman Kavala kim tanımıyorum, hayatımda ilk kez bu davada duydum diyen sanık, “Dosyamızın birleştirilmesinde bir anlam göremiyorum. Niye buraya geldim, neyle yargılanıyorum hiçbir şey bilmiyorum. Herhangi bir suçlama varsa da kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı.

Davanın sanıklarından Mine Özerden, “Önceki duruşmalarda da söylediğim gibi neden burada olduğumu anlayamıyorum. 8 Ekim 2021’deki duruşmada avukatım, Cumhuriyet Savcısının tarafıma isnat ettiği fiil ve suçun ne olduğunu, neye göre savunma yapmam gerektiğini öğrenme konusundaki isteğimi tarafınıza net bir şekilde ifade etmiş ve mahkemenizden talepte bulunmuştu. Bu talebimi reddettiniz. Bu ne demek şimdi? Düşünüp düşünüp uygun bir suç mu bulmalıyım kendime?” diyerek, beraatını, yurtdışı çıkış yasağının kaldırılmasını ve davalardan vareste tutulmasını talep etti.

‘BU DAVA SİYASİ BİR DAVADIR’

Osman Kavala avukatı İlkan Koyuncu ise şu sözlere yer verdi:

“Osman Kavala gezi dosyasından yani TC312’den dolayı tutuklu değil, casusluktan dolayı tutuklu. Bugün 3. celseyi bitiriyoruz ama casusluk davasıyla ilgili hiçbir şey yapılmıyor yapılması da mümkün değil zaten. Mücella Yapıcı sorgusunda söyledi, ‘figüran gibiyiz’ dedi. Gibisi fazla oldu. Kavala dışındaki 51 kişi bu dosyada figürandır. Kavala’nın tutukluluğunu uzatmak için boşu boşuna yargılanan insanlardır.

Bu dava siyasi bir davadır. Ben daha önceki 2 celsede tahliye talebinde dahi bulunmadım çünkü siyasi iklim tahliyenin çok uzağındaydı. Bugün nispeten üzerimizdeki baskının şimdi en az olduğunu düşünüyoruz ve tahliye talebinde bulunuyoruz. Kavala tahliye olsa inanın meclis grup toplantıları kısalır.

‘OSMAN KAVALA BİLE HUKUKA ARTIK İNANMIYOR’

4,5 yıldır yatıyor kendisi. Ben size kısaca bu 4,5 yılı anlatayım. Kavala nasıl bir insan biliyor musunuz; hukuka benim tanıdığım en fazla inanan insan. Bu saçma sapan suçlamalara bile rasyonel cevaplar vermeye çalışan insanlar. Bugün Kavala duruşmalara çıkmıyor onu bile küstürdünüz. Osman kavala bile hukuka artık inanmıyor.

Sayın başkan dediğim gibi savcılıktan bir tahliye mütalaası beklemiyorum ama sayın heyetinizden ev hapsi ya da tahliye kararı çıkabileceğini düşünüyorum. Bizim dosyamızda hangi kurumun görüşü var? Yok. İstanbul cumhuriyet Başsavcılığında iddianameyi yazan savcı oturduğu yerden devlet sırrı olduğuna nasıl karar veriyor?

‘TAHLİYESİNİ TALEP EDİYORUM’

Rahip Brunson ev hapsindeydi, Trump aradı özel uçakla gitti. Çamlıca kulesinden evin fotoğrafını çeken İsrailli çift. İsrail başbakanı ve dışişleri bakanı açıklama yaptı. Özel uçakla döndüler. 2 Rus gazeteci İstanbul’da İHA AR-GE merkezini fotoğrafladıkları için casusluktan gözaltına alındılar. Kremlin sözcüsü Peskov serbest bırakılmalarını umuyoruz dedi. 4’üncü gün serbest bırakıldılar. Şimdi Kavala’nın arkasında şu var bu var diye haber yapmaya bayılıyorlar ya. Dış mihrak diye bir düşman yaratıp bunu Kavala’da somutlaştırmaya çalışıyorlar. ABD’nin Almanya’nın İsrail’in Rusya’nın arkasında durduğu bir kişi değil 4,5 yıl 4 gün bile içerde tutamıyoruz. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum.”

KARAR VERİLDİ

Savcı; Osman Kavala’nın tutukluğunun devamı, Hakan Altunay ve Mine Özerden’in adli kontrollerinin kaldırılması ve vareste taleplerinin kabulü için mütalaa verdi. Karar için ara verildi.

Osman Kavala’nın tutukluluğuna oy çokluğu ile karar verildi. Duruşma 21 Şubat'a ertelendi.

DURUŞMA SONRASI AÇIKLAMA

Duruşmanın ardından Adliye önünde açıklama yapan dava avukatlarından Evren İşler, “Yargılanan arkadaşlar beyanda bulundular. Bu beyanlarda Gezi’nin ne olduğu, nasıl bir direniş olduğu, nasıl bir umut olduğu ve nasıl haklı ve barışçıl bir eylem olduğu bir kez de bu mahkeme heyetine anlatıldı. Duruşma salonunda söylediğimizi tekrar edelim: 2013 Mayıs’ından bu yana devam eden hukuka aykırılık duruşma salonunda da devam ediyor ısrarla. Duruşma salonunda söyledik, Fetullahçı hakim savcıların yürüttüğü soruşturmadır deyip kendilerini aklayamazlar” sözlerine yer verdi.

Mahkeme heyetini bu suça ortak olmamaya davet eden İşler, “Ama görüyoruz ki verilen ara karalarla, bu suça ortak olmakta ısrarcı bir mahkeme heyeti var önümüzde. Gezi’de devşirilen umut nasıl bırakılmıyorsa hukuk iadesi de bırakılmayacak. Şunu biliyoruz ki; bu memlekette umut her zaman sahiplenilir ve yerini yolunu bulur. Dolayısıyla bu umuttan beslenen Gezi de ne kadar yargılanırsa yargılansın işin sonunda beraat edecektir. Kesinlikle yargı kararıyla da saptanacaktır. Bu aşamada en büyük talebimiz 2013’den bu yana yargılanan arkadaşlarımızın hızlıca aklanmasının yolunun açılmasının ve adil yargılanmanın yolunun açılmasıydı” diye konuştu.

‘BU ZİHNİYETİ DEŞİFRE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ’

Davayı takip eden CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da şu sözlere yer verdi:

“Yarın ne diyecekler Avrupa Konseyi’ne? ‘Biz onlardan tahliye ettik, bu ayrı bir dava’ buna kimse inanmayacak. Kimse de inanmıyor zaten. Siyasette rekabet olur ama siyasette düşmanlık olmaz. Yetkileri düşmanca, düşman hukukuna göre yurttaşlarımıza karşı kullanamazsınız. Ama maalesef arkamızdaki adliyede hukuk işlemiyor, işleyen düşman ceza hukuku. Siyasetin talimatı ile işliyor. Sayın Erdoğan’ın Anayasa uyarınca 3 sıfatı var. 1’inci sıfatı Cumhurbaşkanı, 2’nci sıfatı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin genel başkanı, 3’üncü sıfatı baş komuta. Ama 4’üncü ve 5’inci sıfatları var. Anayasa’da yazılı olmayan Türkiye’nin başyargıcı, Türkiye’nin başsavcısı. Birisiyle ilgili olarak hüküm kurduğu zaman, iddia ortaya attığı zaman o insanın tahliye olması, özgürlüğüne kavuşması, beraat etmesi neredeyse imkansız. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Bu davayla ilgili çoktan beraat kararlarının verilmiş olması lazımdı. Ama maalesef olmadı, biz mücadele etmeye, bu zihniyeti deşifre etmeye devam edeceğiz.”

DURUŞMA ÖNCESİ BASIN AÇIKLAMASI

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma öncesi Çağlayan Adliye'si önünde basın açıklaması yapıldı.

Basın açıklamasına CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, CHP Milletvekilleri Ali Şeker ve Sezgin Tanrıkulu ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun yanı sıra Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı da katıldı.

Taksim Dayanışması'ndan Akif Burak Atlar'ın okuduğu basın açıklamasında "Gezi hep haklı. Gezi umuttur, yargılanamaz" denildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Dokuz yıl, üç dava, onlarca duruşma boyunca söylediğimizi yeniden tekrarlıyor, yıllardır süren hukuksuzluk ve gerçekliği çarpıtma ısrarına inat tekrar söylüyoruz; Gezi'yi kirletemezsiniz. Gezi Direnişi'ni suçla, terörle, darbeyle, kalkışmayla anılan bir eyleme dönüştüremezsiniz. Gezi Direnişi'ni bir kez daha yargı marifetiyle karalama çabanız boşunadır. Gerçekleri çarpıtmanıza izin vermeyeceğiz. Sipariş senaryolarınızla milyonlarca insanın demokratik hak ve talepleri için parklarda, meydanlarda, sokaklarda; özgürlük, demokrasi ve insanca yaşam için ortaya koyduğu direnişi kirletmenize izin vermeyeceğiz."