Gezi Davası'nda yasa dışı dinlemeler yasal sayıldı

Gezi Davası'nda yasa dışı dinlemeler yasal sayıldı

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi Davası’na ilişkin gerekçeli kararını açıkladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin Gezi Davası’na ilişkin kararında, firari cemaatçi polis, savcı ve hakimleri tarafından “Suç işlemek için örgüt kurmak” suçlamasıyla yapılan bütün dinlemeler yasal sayıldı. Kararda ayrıca farklı suçtan dinleme yapılıp, farklı bir suç için bu kayıtların kullanılmasının yasal olduğu savunuldu.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi Davası kapsamında Osman Kavala'ya, TCK'nin 312/1 maddesince "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis, Ayşe Mücella Yapıcı, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden'in de 18'er yıl hapisle cezalandırmıştı.

Mahkeme, davaya ilişkin gerekçeli kararını açıkladı. T24’ten Gökçer Tahincoğlu’nun haberine göre, kararda ABD’li Henry Barkey ile Kavala’nın hükümeti devirmeyi amaçladığı, bu iki ismin Gezi eylemleri başarısız olunca 15 Temmuz darbesine zemin hazırladıkları kaydedildi. Buna gerekçe olarak da sadece Barkey ile Kavala’nın telefonlarının aynı baz istasyonundan sinyal vermeleri gösterildi. 

CEMAATÇİLERİN DİNLEMELERİ YASALMIŞ

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi davasının ilk yargılaması sonunda sanıkların beraatine karar verirken, dosyadaki telefon dinlemelerinin “hükümete karşı suç” suçundan yapılmadığını, bu nedenle yasa dışı delil niteliğinde olduğunu belirtti.

Ağır Ceza Mahkemesi ise bu görüşe karşılık, firari cemaatçi polis, savcı, hakimleri tarafından, “suç işlemek için örgüt kurmak” suçundan yapılan bütün dinlemeleri yasal saydı. Kararda, bu durum şöyle açıklandı:

“Suç örgütü kurma ve yönetme suçuna ilişkin verilen dinleme kararının suç vasfının değişme ihtimaline binaen yerinde verilmiş bir karar olduğu aşikardır. Zaten 312. (hükümete karşı suç) maddede belirtilen suçun tek başına işlenmesi mümkün olmayan bir suç olması, mutlaka örgütlü bir yapı tarafından işlenebileceğinin çeşitli Yargıtay kararlarında belirtilmiş olması dolayısıyla birbirine benzer vasıflarda kabul edilmesi bir zorunluluktur.”

FARKLI SUÇLAMALARDAKİ DİNLEMELER YASAL SAYILDI

Kararda, farklı suçtan dinleme yapılıp, farklı bir suç için bu kayıtların kullanılmasının yasal olduğu savunulurken, şu gerekçe de gösterildi:

“Emniyet görevlilerinin dinleme kararı talep ederken suç vasfını dinleme yapmadan önce tam olarak tespit edebilmesi her zaman mümkün değildir. Bu nedenle olayımızda özellikle suç işlemek için örgüt kurma suçundan dinleme kararının talep edilmiş olması, sonrasında ise dinleme kararına hükümete karşı suç suçunun ilave edilmiş olması tespitimizi doğrulamaktadır. Cumhuriyet savcılığının bile bir iddianamede olayı anlatıp suçu vasıflandırmamış olması veya sevk maddesini yazmamış olması, iddianamenin ret gerekçesi sayılmazken, emniyet personelinden suçu vasıflandırmayı tam isabetle yapmasını beklemek hayatın olağan akışına aykırıdır.”

 

‘DİNLEMELER HUKUKSUZ, BAŞKA DELİL YOK’

 


Karar, 1’e karşı 2 üyenin oyuyla alınmıştı. Karşı oy kullanan üye gerekçeli kararında, “Hükümete karşı suç üzerinden dinleme kararı alınmadığı, bu nedenle yapılan dinlemelerin kayıtlarının yasak delil mahiyetinde olduğu, yeterli başka kanıt da olmadığı” görüşünü belirtti.