Gezi Davası’nda dördüncü duruşma: 'Tanıklar iddianamenin asılsız olduğunu gösteriyor'

Gezi Davası’nda dördüncü duruşma: 'Tanıklar iddianamenin asılsız olduğunu gösteriyor'

Gezi Direnişi'nden 6 yıl sonra açılan ve 16 kişinin toplam 2 bin 970 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın dördüncü duruşması bugün görüldü.

İleri Haber

Gezi Direnişi'ne ilişkin 16 isim hakkında açılan Gezi Davası'nın dördüncü duruşması bugün Silivri Ceza İnfaz Kurumları’nın karşısındaki duruşma salonunda görüldü. Avukatlar, Hazine'nin davaya katılma talebine karşı çıkarken, mahkeme ise aralarında Ali İsmail Korkmaz'ın ölümüne neden olan Mevlüt Saldoğan'ın da bulunduğu polislerin ve Hazine'nin davaya katılma taleplerinin kabulüne karar verdi.

13.14 - DURUŞMA 28 OCAK 2020'YE ERTELENDİ

Savcı tutukluluk talebine ilişkin mütalaasını açıkladı: "Tutukluluğun ölçülü olması nedeniyle tutukluluğunun devamına karar verilmesi talep ve mütalaa olunur."

Mahkeme, aralarında Ali İsmail Korkmaz'ın ölümüne neden olan Mevlüt Saldoğan'ın da bulunduğu polislerin ve Hazine'nin davaya katılma taleplerinin kabulüne karar verdi. Adalet Bakanlığı'na AİHM kararının kesinleşip kesinleşmediğine ilişkin yazılan yazının cevabının beklenmesine, karar verildi. Adli kontrol taleplerinin kaldırılması taleplerinin reddine, AYM'nin kararının gözönünde bulundurularak Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verildi.

Bir sonraki duruşma 28 Ocak 2020'ye ertelendi.

11.44 - OSMAN KAVALA'NIN TUTUKLULUK HUSUSUNDA BEYANINA GEÇİLDİ

Osman Kavala'nın tutukluluk hususunda beyanına geçildi.

"Önceki celselerde Gezi Olayları'nı planladığım ve organize ettiğim iddialarının dayanaksız olduğunu ifade ettim. MASAK raporları bir kaynak aktarmadığımızı gösterdi. Sanık avukatları iddianamedeki dinlemelerin hukuksuz olduğunu, çalışmaların Gülencilikle suçlanmış görevlilerle yapıldığını ortaya koydu. Bu iddianame suçluluğumu değil, suçsuz olduğumu gözler önüne süren bir belgedir. 26 tahliye talebim, benzer gerekçelerle reddedildi. İddianamede anlatılan edimlerin suç unsuru taşımadığı ve benimle somut bir ilişki olmamasına rağmen benimle ilgili şüphelerin ağır basması özgürlüğümün değerinin verilmediğinin göstergesi ama özgürlüğümün değeri evrensel normlara dayanıyor. AİHM kararı da bunu gösteriyor. Bu hukuksuz ve ayrımcı uygulamaya son verilmesini istiyorum."

Avukatların beyanlarının ardından duruşmaya ara verildi.

11.21 - TANIK HASAN GÜL İFADE VERİYOR

Gezi Direnişi sırasında İstanbul Güvenlik Şube'de görevli olan Tanık Hasan Gül (HG) ifade veriyor.

'CAN ATALAY OLAYIN SORUNSUZ BİTMESİ AÇISINDAN KARARLIYDI'

"Osman Kavala ismi toplumsal olaylardan ziyade kamuoyundan bilirim. Güvenlik Şube'de uzun yıllar çalışmış olmamdan dolayı kendisini STK'da var olduğundan biliyorum. Gezi Olayları'nda nerede olup olmadığını hatırlamıyorum. Şiddet olaylarında hiçbir şekilde görmedim. Can Atalay'la hem Gezi Olayları'nda, hem sonraki olaylarda kendisiyle müzakere etmişliğimiz vardır. En kalabalık cenazelerden biri Berkin Elvan'ın cenazesiydi. O da görevliydi. Müzakerelere uyma konusunda, olayın sorunsuz bitmesi açısından kararlı olduğunu söyleyebilirim. Bu özellikle o dönem için çok önemliydi. İfademde tamamen açık kaynaklarla ilgili gözlemlerimi paylaştım."

CAN ATALAY: İLK İFADEMİZDEN BERİ GEZİ DİRENİŞİ'NİN SUÇ OLMADIĞINI SÖYLÜYORUZ

Tanık beyanlarına karşı Mücella Yapıcı: "Yaptığımız basın açıklamaları en temel haklarımızla ilgiliydi. Ben özellikle bu konuda yargılandım ve beraat ettim. Fakat bir şey beni rahatsız etti. Tanıklıkta biraz yönlendirme var mı diye düşünmeye başladım, ifadeleri okuyunca ama hukukçu değilim. Tanıklar da aslında iddianemenin asılsız olduğunu gösteriyor."

Can Atalay: "Bir diyeceğim yok. 2013 Mayıs-Haziran arasında benim ya da arkadaşlarımın Taksim civarında olduğumuzu söylemelerine gerek yok. Çünkü biz ilk ifademizden beri Gezi Direnişi'nin bir suç olmadığını söylüyoruz."

Tayfun Kahraman (TK): "Tanıkların da dediği gibi, Gezi Parkı etrafında olduğumuz doğrudur, Gezi bir suç değildir. Hiçbir şekilde şiddet eylemlerine karıştığım ya da yönlendirdiğime dair bir ifadede bulunmadılar. Toplanma ve gösteri yürüyüşlerine muhalefetten hakkımda soruşturma zaten takipsizlikle sonuçlandı."

10.45 - MAHKEME, TANIK ERCAN ORHAN AYDIN'I DİNLİYOR

Duruşma, tanık Ercan Orhan Aydın'ın (EOA) dinlenmesiyle başladı: "Gezi parkı olayları olduğunda güvenlik şubede ekipler amiriydim. Çeşitli noktalarda görevlendirildik. Toplumsal olaylar bağlamında genellikle Taksim'e çıkan sokaklarda, Talimhane'de, Alman Hastanesi'nin orada, SDP binasındaydım. Eylemciler mancınık sistemiyle bize ateşli şeyler atıyorlardı."

Mahkeme Başkanı (MB): "Dosya sanıklara yönelik bilgi ve görgünüz nedir?"

EOA: "Bana fotoğraflarını gösterdiler, ordan tanıdıklarımı söyledim. Söz sahibi değildim, ne emir verilse onu yapıyorduk. Gezi Parkı nasıl başladı ne oldu basından biliyorum. Ağaçlar kesilecek, işte gruplar geliyor. Biz o dönemli güvenlik şube merkezi ve çevik kuvvet olarak bize yapılan görevi yapıyorduk. İdeolojik olarak kim neydi değildi karmaşıktı. Birileriyle görüşüp müzakere olmadı. Dağılmaya yönelik anonsum olmuştur. Belki beni gözaltında görmüşlerdir ya da belki ben onlara gözaltı işlemi uygulamışımdır. Onların Gezi Olaylarında olduğunu gözaltında gördüm. Ama şiddet içerikli olarak şu şunu yaptı gibi bir tespitim yok. Gezi olaylarının büyütülmesiyle alakalı, hani diyorlar ya kamu görevlilerinin müdahalesi gibi... Ben bunu görmedim, şiddetli bir şey yapalım falan yoktu. Ama belki amir başka bir şey yapmıştır. Demokratik haklarıdır ama sert müdahaleler oldu. 3-4 gece sürdü. Biz burada 3 kişiyiz ama 300 kişiydik. Gezi, o zaman için maskatını aşmış toplumsal eylemdi, terör eylemiydi. Ben SDP'nin oradaydım, bir karış mesafeden balta keser fırlatırlardı. En spesifik hatırladığım bu."

MB: Bizim dosyamızdaki sanıkların bu eylemlerin derinleştirilip yaygınlaştırılmasına yönelik herhangi bir basın açıklaması, toplantı vs. oldu mu? Bunların polis müdahalesine karşı saldırın/mukavemet edin şeklinde açıklamalarına şahit oldunuz mu?

EOA: "Gezi Parkı'nın merdivenlerinde polis araçları vardı. Anons ediyorsunuz. Çağrılara rağmen dağılmıyorlardı. Bu eylemin sınırı aştığının göstergesi. Ama bu her yerdeydi,
Herkes gözaltı yapıyordu, tek biz değildik. Beşiktaş'ta olaylar olmuştu. Grubun dağılma iradesinden ziyade, sağlam bir organizasyon vardı. Misal giriyorsunuz müdahale oluyor, Mis Sokak'ta 20 kişilik maskeli grup diyorsunuz, bir bakıyorsunuz aynı grup Galatasarayda da. Dağılmışlar ama yine toplanmışlar. Osman Kavala bu işin neresindedir... Arka planda ne yaptı falan... Keşke farkında olsaydım. (Eylemciler) Çok kolay organize oluyordu."

MB: "Eylemcileri organize eden sanıklarımızdan kimler vardı?" 

EOA: "Twitter vardı. Ben o zaman da şimdi de sosyal medya kullanmıyordum. WhatsApp'tan takip ediyorduk. Sosyal medya üzerine bir masamız var, onlar çağrıları takip ediyordu. Dolmabahçe'ye, oraya buraya çağrı olunca haber ediyorlardı. O dönem bir program varmış, oradan haberleşmişler, duyuyorduk ama ne bilmiyorum. Gezi Parkı'nda uzun süre konaklama yaptılar, çadırlar falan. Ama şu şunu dedi, bu bunu dedi diyemiyorum. Gezi Parkı'nda Ali Çerkezoğlu'nu gördüm.Can Atalay, bu konuda Taksim Dayanışması'ndan şubeye gelen gördüğümüz birisiydi. Ahmet Saymadi. Genelde akşam şiddetleniyordu eylem. Gündüz pek bir şey olmuyordu. Onları görüyorsunuz. Ama şu şunu yaptı diye hatırlamıyorum. Benim müzakere yetkim yoktu. Eylemle ilgili görmedim, ama avukat olarak gözaltı için geldiği oldu (sanıklar için konuşuyor). Bir iki defa alanda anons yapmam istendi, onu yaptım."

MB: "Emniyet'te "Bu olaylar çığrından çıktı, kim organize ediyor, lojistik ekipman desteği kim veriyor?" diye toplantı yaptınız mı? İsimler geçti mi?"

EOA: "Ben bilmiyorum öyle bir toplantıyı. Divan Otel'de kaldıklarını biliyorduk. Divan Otel bunlara yardım ediyordu."

MB: "Gördünüz mü?"

EOA: "Bunu herkes biliyordu. Koç Grubu finanse ediyor denmişti o zamanlar. Dönemin valisi Mutlu, Gezi'ye katılanlarla Dolmabahçe'de görüşme vardı. Ben yoktum orada, kimler vardı bilmiyorum. Vali'nin, herkes bulunduğu noktada duyarlı olsun dediğini hatırlıyorum."

Mahkeme Başkanı, tanığa ifadesini hatırlatıyor: "Bu beyanlarınızdan kabul etmediğiniz kısım var mı?"

EOA: "Levent Üzümcü ya da şu ne yapardı hatırlamıyorum. Ben toplumsal amiri değildim. Ama gördüğüm kadarıyla üç aşağı beş yukarı bunlardır."

MB: "Eylemlerdeki ilaç, gıda, gaz maskesi yapan yer, kurum gördünüz mü? Bizim sanıklar var mıydı?"

EOA: "Divan Otel diye duymuştum. Gaz maskesi değil de, basit bir şey var. Ne kadar korur bilmiyorum. Herhangi bir takip yapmadık ama müdahale sırasında gördük. Bizde gaz maskesi vardı ama onlarda beyaz bir şey vardı. Ne kadar korur bilmiyorum, ellerinde çok fazla limon oluyordu, çok limon taşıyorlardı."

Osman Kavala'nın avukatı İlkan Koyuncu: "Osman Kavala'yı bu olayları organize ederken gördünüz mü?"

EOA: "Ben Osman Kavala'yı fiziki olarak ilk defa burda gördüm."

İlkan Koyuncu: "Polise şiddet eylemleri sırasında Osman Kavala (OK)'yı gördünüz mü?"

EOA: "Hayır, görmedim."

Avukat Bahri Belen: "Ercan Bey, dediniz ki bazı basın açıklamaları oldu. Bütününe baktığımızda ifadenizin, benim soracağım sorunun cevabını verdiniz. Ama basın açıklaması yapan kişilerden kalabalığı özellikle polislerin üzerine yönelten ya da bir eylem yapmaya yönelten kimse gördünüz mü?"

EOA: "Görmedim. Bunu yapanlar, basın açıklaması yapan ya da müzakere ettiklerimiz değildi. Arka planda kendini gizleyenlerdendi."

Bahri Belen: "Can Atalay'ın da topluluğu bir eyleme yönelten davranışını gördünüz mü?"

EOA: "Onu avukat kimliğiyle biliyorum. Eylemde gördüm. Taş molotof atarken değil tabi. Basın açıklaması yapılacak, istihbarat notu gelmiş falan."

---------------------------------------------

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Gezi Direnişi'nden 6 yıl sonra Gezi Parkı eylemlerine ilişkin iddianame hazırlamış, 5 Mart'ta kabul edilen 657 sayfalık iddianamede 16 isim hakkında dava açılmıştı.

İki gün sürmesi planlanan duruşmanın 783 gündür tutuklu olan iş insanı Osman Kavala'nın yanı sıra şüpheli olarak Memet Ali Alabora, Ayşe Mücella Yapıcı, Can Dündar, Ayşe Pınar Alabora, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi, Mine Özerden, Ali Hakan Altınay, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Aksakoğlu ve Çiğdem Mater Utku da hazırlanan iddianamede yer alıyor.

NEYLE SUÇLANIYORLAR?

Dava kapsamında yargılanan 16 kişinin İstanbul dışındaki Gezi Direnişi eylemlerinden de sorumlu tutulduğu iddianamede, sanıkların hükümeti istifaya veya erken seçime zorlamak istedikleri öne sürülüyor. İddianamede, sanıkların darbeye zemin hazırlama amacı taşıdıkları iddia ediliyor. Davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala’nın Gezi Direnişi’nin finansörü olduğu savunulan iddianamede, iş insanının yaptığı toplantılar, sivil toplum kuruluşlarına verilen fonlar buna dayanak olarak gösteriliyor.

Davanın ikinci duruşmasında ise diğer tutuklu sanık Yiğit Aksakoğlu tahliye edilmişti.