Gazetecilerin basın kartı suç unsuru sayıldı

Gazetecilerin basın kartı suç unsuru sayıldı

Askerlerin köylüleri helikopterden atmasını haberleştiren gazetecilerin basın kartları suç unsuru olarak iddianamede yer aldı.

Van Çatak’ta Osman Şiban’ın ağır yaralı kurtulduğu, Servet Turgut’un ise yaşamını yitirdiği işkence ve helikopterden atılmaları olayını haberleştirdikten sonra 9 Ekim 2020 tarihinde tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur, Jinnews muhabiri Şehriban Abi, gazeteci Nazan Sala ile tutuksuz yargılanan MA muhabiri Zeynep Durgut hakkında başlatılan soruşturma tamamlandı. Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmaya dair hazırladığı iddianame, Van 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

Sendika.org'da yer alan habere göre, 14 sayfadan oluşan iddianamede, 4 gazeteci ile 17 Aralık’ta gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Zeynep Durgut’a “örgüt üyesi olmak” suçlaması yöneltildi. Tutuklu gazetecilerden Nazan Sala’nın ayrıca “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla cezalandırılması istendi. İddianamede, aynı soruşturma kapsamında daha önce gözaltına alınan eski gazete dağıtımcıları Ramazan Çınar, Ferdi Sertkal, Mikail Tunçdemir, Fehim Çetiner ve Şükran Erdem hakkında ise “kovuşturmaya yer yoktur” kararı verildi.

İddianamede, “Şüpheli savunmaları, tape kayıtları ve değerlendirme tutanakları, fiziki takip tutanakları, arama ve el koyma tutanakları, açık kaynak araştırma tutanakları, doküman inceleme tutanakları, dijital materyal inceleme raporları, ele geçen suç unsuru eşyalar ve dokümanlar, kolluk fezlekesi, ek kyok, nüfus ve adli sicil kayıtları” delil olarak yer aldı.

‘DEVLET ALEYHİNE PROVOKATİF İÇERİKLİ YAYINLAR’

İddianamenin ilk beş sayfasında, gazetecilerin kimlik bilgilerine ve “KCK’nin kuruluşu, amaçları, alanları ve sözleşmesine” dair bilgilere yer verildi. İddianamede, İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından gazetecilerin çalıştığı haber ajansları ve gazetelerin “devlet aleyhine provokatif içerikli yayınlar” yaptıkları ileri sürüldü. Haber ajansları ve gazete sitelerine getirilen erişim engellerine de yer verilen iddianamede, “(…) devletin ve kurumlarının aleyhine haberler yapıldığı, normal şekilde spor, magazinsel veya doğa olayları vs. basın komitesinin perspektifi doğrultusunda olmadığından haberleştirilmediğinin tespit edildiği” ifadeleri dikkati çekti.

HABER FOTOĞRAFLARI SUÇ SAYILDI

İddianamede, ev baskınları sırasında elde edilen telefon, bilgisayar ve gazetecilik materyallerinin listelerine de yer verildi. İddianamenin tutuklu gazetecilerden Adnan Bilen’e dair bölümünde, el konulan ajandada herhangi bir suç unsurunun tespit edilmediği belirtildi. Bilen’in el konulan materyallerinde PKK lideri Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının bulunduğu kimi görüntüler “suç” sayıldı. Bilen’in daha önce “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla hüküm giydiği anımsatılan iddianamede, Bilen’in haber kaynaklarıyla yaptığı görüşmeler ve MA’da çalıştığını belirtmesi de suçlama konusu yapıldı.

SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI

İddianamenin Nazan Sala’ya ayrılan bölümünde, ele geçen dijital materyallerin incelenmesi sonucu düzenlenen raporda herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığının tespit edildiği kaydedildi. Arama sırasında bulunan Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazetelerinin suç olarak gösterildiği iddianamede, Sala’nın 2015-2016 yılları arasında sosyal medya hesabı üzerinden sınırda bekletilen cenazeler, Suriye’de IŞİD’le yaşanan çatışmalar ve AKP’yi eleştiren kimi paylaşımları suç sayıldı. Sala’ya, yine haber yapmak için kimi kaynaklarıyla yaptığı görüşmeler suçlama konusu yapıldı.

BASIN KARTI DA SUÇ UNSURU SAYILDI

Tutuklu gazeteci Şehriban Abi’ye, evine yapılan baskında el konulan sarı, kırmızı ve yeşil motifli bez, çalıştığı ajansın basın kartı, Jineoloji dergisi, TSK’nin “Pençe Kartal Harekatı” operasyonuna dair haber notları suçlamaları yöneltildi. Abi’nin dijital materyallerinde yer alan haberler “örgüt propagandası içerikli haberler” olarak değerlendirildi. İddianamede, “Şüpheli Şehriban Abi hakkında uygulanan iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması neticesinde düzenlenen tape değerlendirme tutanağına göre; şahsın yapılan takibinde kendisini Jin News Haber Ajansı muhabiri olarak tanıttığının tespit edildiği” ifadelerine yer verildi.

HASTA TUTUKLU HABERİ

İddianamenin Cemil Uğur hakkındaki bölümde, “Bedirhan Bir Cudi Söylencesi” adlı kitapta Kürtler ve Ermenilerin soykırıma uğratıldığına dair yer alan ibareler, Demokratik Modernite ile kimi Kürtçe kitaplar suç sayıldı. Uğur’un dijital materyallerin incelenmesi sonucu düzenlenen raporda “örgüt propagandası içerikli haber bağlantıları” olduğu ileri sürüldü. Uğur’un, iki kolu olmayan hasta tutuklu Ergin Aktaş’ın sağlık durumuna ilişkin ağabeyi Mahir Aktaş’la yaptığı görüşme de suç sayıldı. İddianamenin ilgili bölümünde, “(…) siyasi veya adli fark etmeksizin bütün hasta tutukluların serbest bırakılmasını istediği şeklinde röportaj aldığının tespit edildiği” denildi.