Fotoğraflar: Ersan Kınık

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu ve insan hakları savunucuları, 365. hafta F Oturması'nda hasta tutsak Selami Keleş için bir araya geldi. Hapishanelerdeki hasta mahpusların durumlarını kamuoyu ile paylaşmak amacıyla Galatasaray Meydanı’nda düzenlenecek olan 365. F Oturması, polisin engellemesi sonucu İHD İstanbul Şubesi önünde yoğun polis ablukası altında gerçekleştirildi.

Hasta tutsak Selami Keleş için bir araya gelen insan hakları savunucuları, “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır” pankartı açtı. Selami Keleş’in annesi, geçen yıl oğlunun gardiyanların saldırısına uğradığını ve doktor raporuna rağmen savcının olayın üzerini örttüğünü kaydetti.

Basın açıklamasını İHD Hapishaneler Komisyonu üyesi Hatice Onaran okudu. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in tecrite karşı başlattığı süresiz açlık grevinin 136. gününde olduğunu hatırlatan Onaran, açlık grevindeki tutsakların günlük alması gereken su, tuz, şeker, karbonat ve vitamin ihtiyacının birçok hapishanede keyfi olarak karşılanmadığını kaydetti.

Gazete Tamam'dan Emre Orman'ın haberine göre, geçtiğimiz hafta Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde tutulan 32 yaşındaki Zülküf Gezen’in ve bugün Gebze Hapishane’sinde Ayten Beçet’in, hükümet yetkililerinin çözüme yanaşmamasına tepki olarak yaşamlarına son verdiklerini de hatırlatan Onaran, hükümeti açlık grevine son verecek, çözüme yönelik acil adımlar atmaya çağırdı.

'BU İŞKENCEYE SON VERİLSİN'

Tüm vücutta görülen titreme kontrolsüz - istem dışı hareketlerin giderek arttığını belirten anne Güzel Keleş ise “Oğluma iki yıl bakmadılar, dünyadan koptu, yemedi, içmedi zayıfladı beni bile tanıyamaz hale gelmişti. Hastane yatırdılar biraz daha iyi oldu. Geçen sene gardiyanlar dövdü, ona ve arkadaşlarına işkence yaptılar, doktor raporuna rağmen savcı olayı kapattı. Eğer bu ilacı almazsa hastalığı artacak ve iki yıl öncesi gibi olacak diye korkuyorum. Sürekli kontrol edilmesi gerekiyor ama hastaneye götürülmüyor, hayati önemde olan ilacı verilmiyor, bu işkenceye son verilsin” diyerek duyarlılık çağrısında bulundu.

Selami Keleş’in serbest bırakılmasını istediklerini dile getiren Onaran, açıklamayı sonlandırdı. Açıklamanın ardından “Selami Keleş serbest bırakılsın”, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganlarıyla eylem sona erdi.

SELAMİ KELEŞ KİMDİR?

Selami Keleş, 1989 Siirt (Şirvan) doğumlu, 2011 yılında ikamet ettikleri Adana’da gözaltına alınmış, günlerce yoğun işkenceye maruz bırakıldıktan sonra tutuklanarak Adana/Kürkçüler F Tipi Hapishanesi’ne götürülmüştür. Yaklaşık 2 yıl burada tutulduktan sonra Zonguldak’a sevk edilen Selami Keleş, burada geçirdiği kalp krizi nedeniyle hastaneye kaldırılarak anjiyo olmuştur.

Son 5 yıldır Düzce T Tipi Hapishanesi’nde tutulan Selami Keleş’in sağlık sorunları bu hapishanede daha da ilerlemiştir. Gün geçtikçe çevresinden, yanında bulunan diğer mahpuslardan iletişimini kopararak tamamen içine kapanması, hiç konuşmadığı gibi yemek yeme başta olmak üzere temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz duruma gelmesine karşın, hapishane idaresi başta olmak üzere yetkililer uzun süre duruma seyirci kalmıştır. Ailenin uzun uğraşlarıyla İstanbul/ Bakırköy, Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine yatırılan Selami Keleş, yaklaşık 2 ay tedavi görmüştür. Bu hastaneye ait, 30 Mart 2018 tarihli sağlık kurulu raporunda şunlar yazılıdır:

Kranial MR rapor incelemesi normal. EGG’sinde solda belirgin her iki hemisfer temporal bölgede epileptik aktivite ve yaygın biyoelektrik aksama tespit edilerek tedavi düzenlendi. Tedavi sonrası durumu ile ilgili infaz ertelemesinin gerekmediği ancak bulunduğu hapishaneye en yakın hastanenin nöroloji polikliniğinde düzenli aralıklarla tıbbi kontrollerinin uygun olduğunu bildirir sağlık kurulu raporu verilmiştir.

Eylül 2018 tarihinden beri sürekli baskı, işkence, ırkçı yaklaşım ve uygulamalarıyla gündeme gelen Düzce T Tipi Hapishanesi görevlileri, Selami Keleş’i düzenli hastaneye götürmedikleri gibi her gün alması gereken ilacı 6 aydır kendisine getirilip verilmemektedir.