Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt hayatını kaybetti

Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt hayatını kaybetti

Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 79 yaşında hayatını kaybetti. Büyükanıt'ın ölümünün ardından akıllara ''Benimle mezara gidecek'' dediği Dolmabahçe Görüşmesi geldi.

25. Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, tedavi gördüğü hastanede sabah saatlerinde hayatını kaybetti.

79 yaşında vefat eden Büyükanıt'ın eşi Filiz Büyükanıt da 4 gün önce hayatını kaybetmiş ve Yaşar Büyükanıt, rahatsızlığından dolayı eşinin cenaze törenine katılamamıştı.

'MEZARA GİDECEK SIR' VE DOLMABAHÇE GÖRÜŞMESİ

Yaşar Büyükanıt'ın görev yaptığı sırada en çok konuşulan konulardan biri 'Dolmabahçe Görüşmesi'ydi. 27 Nisan Muhtırası’ndan bir hafta sonra dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanlığı görevini yürüten Orgeneral Yaşar Büyükanıt Dolmabahçe’deki Başbakanlık çalışma ofisinde 135 dakika süren baş başa bir toplantı gerçekleştirdiler.

Büyükanıt, 4 Mayıs 2007 tarijinde gerçekleştirilen bu görüşme sonrası ''Konuşulanlar benimle mezara gidecek'' demiş ve bir ay sonra Ümraniye’de bir gecekonduda mühimmatlar bulunmasının ardından Poyrazköy baskınıyla Ergenekon süreci başlamıştı. 

Yapılan bu görüşmede Erdoğan ve Büyükanıt'ın anlaştığı ve Büyükanıt'ın yaşanan süreçlere sessiz kaldığı iddia edilmişti. 

'HASSAS KONULAR GÖRÜŞÜLMÜŞTÜR'

Yaşar Büyükanıt, 17 Kasım 2012'de TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nda yaptığı konuşmada, Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit dönemlerinde de görev aldığını ancak siyasetle değil güvenlik ile ilgilendiğini belirterek şunları söylemişti: 

''Bu görüşmelerimiz esnasında birçok hassas konuları da görüştük ama benim asli görevim güvenlikti. Siyaset bizim görüşmelerimizde, ne Sayın Mesut Yılmaz;la ne rahmetli Ecevit arasında siyasi hiçbir konuşma yapılmadı, yapılmazdı. Biz güvenlikle ilgili konuşurduk ama hiçbir zaman da dışarı çıktıktan sonra basını toplayıp da demeç verdiğimi ben hiç hatırlamıyorum. Doğru da değil zaten. Dolmabahçe Görüşmesi de bu görüşmelerden bir tanesidir. Mayıs 2007'de bu görüşme gerçekleştirildi. Tesadüfen ben İstanbul'daydım. Sayın Başbakan da İstanbul'daydı. Telefonla görüştük. 'Zaman nasıl uygunsa gelin, görüşelim' dedi. Başbakana benim diyeceğim şey 'geliyorum' demektir, başka bir cevap verecek halim yok. Böyle bir görüşmeydi.

Ben açık söyleyeyim, 'devlet sırrıdır', 'değildir' diye bir şey söyleyemem, böyle bir değerlendirme yapamam ama bunun içinde hassas konular görüşülmüştür, bazı şeyleri Sayın Başbakan ifade etmiştir, ben ifade etmişimdir. Bunlar olmuştur, bu gayet doğal. Yani iki saat süreyle başka ne konuşacağız? Biri asker, biri Başbakan. Tabii ki, başta güvenlik konuları olmak üzere bazı şeyleri görüşmüşüzdür ama bunu başka taraflara çekenler oldu. İşin çirkin yanı budur."