Erkan Baş’tan Saray’daki ziyafet yorumu: ‘Halkla alay etmek için bilerek yayınlıyorlar!’
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Meclis'te haftalık basın toplantısı düzenledi. Baş konuşmasında Türkiye gündemine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
22-12-2020 17:13
İleri Haber
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, bugün düzenlediği basın toplantısında, TBMM’de sona eren 2020 bütçe görüşmelerini, asgari ücret belirleme çalışmalarını başta olmak üzere ülke gündemini değerlendirdi.
Bütçe sürecinin iktidar ile halkın gündeminin birbirlerinden ne kadar farklı olduğunun bir kez daha anlaşıldığını belirten Erkan Baş, Saray’daki eğlence ve ziyafet görüntülerinin bilerek ve isteyerek yayınlandığını öne sürdü. “Halkla alay ediyorlar. Kuru ekmek karnınızı doyurur dediğimiz gün böyle eğleniyoruz diyorlar” ifadelerini kullandı.
Devletten aldığı ihalelerle servetine servet katan Mehmet Cengiz’in reklamlarla kendi imajını kurtaramayacağını vurgulayan TİP Genel Başkanı, “Ağaç katliamların, yıkımların, doğayı yağmalaman, millete ettiğin küfürler bu halkın hafızasına kazındı. İşçi iktidarında, Saraylar yıkıldığında senin elinde ne var ne yoksa alacağız. Kendini kurtaramayacaksın!” şeklinde konuştu.
Bugün hayatını kaybeden eski futbolcu, teknik direktör ve spor yöneticisi Özkan Sümer’i anarak konuşmasına başlayan Erkan Baş, Sümer’in TİP’in 1965 yılında Trabzon’da kuruluş çalışmalarına da destek verdiğini hatırlattı.
Baş, “Trabzon, Trabzonspor ve ülke sporumuz için çok değerli bir ismi Sayın Özkan Sümer’i kaybettik. Gerek futbolculuğu, gerek teknik direktörlüğü gerekse yöneticiliği ile tanınan ve çok geniş kesimlerin sevgisini kazanan Özkan Bey, 1965 yılında Türkiye İşçi Partisi’nin Trabzon’daki kuruluş çalışmalarına da destek vermiş, hayata hep emekçiler tarafından bakmış çok değerli bir isimdi.
Yakınlarına, Trabzon’a ve ülkemizin ilerici kamuoyuna başsağlığı dileklerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.
Bütçe görüşmeleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Erkan Baş şunları söyledi:
“Geçen iki hafta boyunca TBMM Genel Kurul gündeminde 2021 yılı bütçesi vardı. Bu bütçe döneminde de iktidar mensuplarıyla halkın gündeminin ne kadar farklı olduğunu, hayatı ne kadar farklı yaşadıklarını, nasıl farklı baktıklarını bir kere daha görmüş olduk.
Bir tarafta ‘yoksulluk Türkiye’nin gündeminden çıktı’ diye konuşan Çalışma Bakanı, bir tarafta yoksulluk sınırının altında yaşamak zorunda bırakılan on milyonlar, açlık sınırının altında yaşama mahkum edilen milyonlar...
Bir tarafta Ankara’da yediği yemeği Denizli’deki belediyelere fatura edip, halka “kuru ekmek yesinler” diyen AKP’li vekil, diğer tarafta açım diyerek intihar eden emekçiler...
Bir tarafta günde 25 bin asgari ücretlinin bir aylık maaşını bir günde harcayan Saray, bir yanda 10 milyondan fazla asgari ücretli...
Saray Türkiyesinin gerçeği budur.
📌 Erkan Baş’tan Saray’daki ziyafet yorumu:
— İleri Haber (@ilerihaber) December 22, 2020
💬 "Bunlar vatandaşa 'Kuru ekmek ye diyorlar' sonra Saray'da keyiflerine keyif katıyorlar"
💬 "Görüntüleri halkla alay etmek için bilerek yayınlıyorlar!"
💬 "Biz bu düzeni her hâl ve şartta yıkacağız"
‘İŞÇİLİK YAPMIŞ AKP’Lİ VEKİL SAYISI 1’MİŞ!’
Peki, bu nasıl olabiliyor? Bunu lütfen hep birlikte soralım. Kendimize, çevremize, eşimize dostumuza soralım.
Daha fazla insanın soru sormasını sağlayalım. Halk bu durumdayken, iktidar vekilleri bunu nasıl görmüyorlar. Benim buna iki cevabım var.
Birincisi, gerçekten görmeyenler var. Hayatının hiçbir döneminde çarşıya pazara çıkmamış, toplu taşıma kullanmamış, halka yüz yüze gelmemiş yüzlerce milletvekili var. Geçen hafta TBMM’de güç bela 5 dakikalığına yapabildiğim konuşmamda, AKP sıralarına sordum, “Aranızda işçilik yapan var mı? Diye. 291 kişiden sadece 1 kişi el kaldırdı. Peki, Türkiye nüfusunun yüzde kaçı işçilerden emekçilerden oluşuyor?
Türkiye nüfusunun yarısından fazlası asgari ücret alırken, 291 kişilik meclis grubundan yalnızca 1’inin işçi olduğu iktidar partisi, emekçinin, yoksulun halinden anlayabilir mi? Onlar adına bütçe yapabilir mi?
Asgari ücreti onlar adına belirleyebilir mi? Yaparlarsa işte böyle oluyor. Tekrar ediyorum, Türkiye’de iktidar işçilere, halka düşman patronlardan ve patronlara hizmet etmeye yemin edenlerden oluşan bir iktidardır. Bir kısmı artık halktan işçiden tümüyle kopmuştur, ne oluyor, halk nasıl yaşıyor bunu görmüyor bile.
Bunlar bizi görmüyorlar, bilmiyorlar, anlamıyorlar.
Bir de görenler, bilenler, anlayanlar var. Onların derdi ise kurdukları düzen bozulmasın! Düşünsenize, iktidar mensubusunuz. İhale alıyorsunuz, destek, teşvik alıyorsunuz, tüm akrabalarınızı istediğiniz işe aldırıyorsunuz. Bu tezgah bozulsun ister misiniz? İşte bunların durumu daha acınası. Bunlar bilip de söylemiyor, görüp de anlatmıyor. Bunlar bile isteye halka ihanet ediyor. Yedikleri pasta önlerinden alınmasın diye kuru ekmek bütçesini onaylıyor. Vatandaş’a git gerekiyorsa çöpten kuru ekmek topla diyenler, kendileri Saray’da ‘Yalelli yalelli’ diye şarkılar söyleyip, ejder meyvesinin suyunu içip keyif yapıyorlar.
Saray’daki görüntüleri bilerek ve isteyerek yayınlıyorlar. ‘Halkla alay ediyorlar. Kuru ekmek karnınızı doyurur dediğimiz gün böyle eğleniyoruz’ diyorlar.”
TİP Genel Başkanı Erkan Baş:
— İleri Haber (@ilerihaber) December 22, 2020
💬 "AKP'li 291 milletvekilinden sadece bir tanesi işçiymiş"
💬 "Böyle bir iktidar partisinden milyonlarca işçi için bütçe bekleyebilir miyiz?"
💬 "Bunlar bizi görmüyorlar, bilmiyorlar, anlamıyorlar"
‘83 MİLYON ÇALIŞIYORUZ, BİR AVUÇ PATRONU DOYURAMIYORUZ’
Asgari ücret belirleme çalışmalarına da değinen TİP Genel Başkanı Baş, parti olarak asgari ücretin “300 TL mi, 500 TL mi artırlacağı tartışmasına girmeyeceklerini” söyledi.
Baş, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Bugün asgari ücret görüşmelerinin üçüncü turu, yoksulluk diye bir sorunumuz yok diyen bakanın güya hakemliğinde yapılacak. Sendikalar günlerdir taleplerini dile getiriyor.
Dün Kent Emekçileri Dayanışması da çok yaygın bir şekilde derdini anlattı.
Halk, işçiler, geçinemiyoruz diyor. ‘İnsanca yaşayamıyoruz’ diyor. Daha önce söylemiştim tekrar ifade edeyim: Asgari ücretin 300 mü 500 mü artırılacağı tartışmasına girmiyoruz. Tüm halkımız için insanca ücret istiyoruz! Düşük ücret alanlardan vergi kesintisi yapılmasın diyoruz.
Türkiye’nin kaynakları, bizim ürettiklerimiz herkese insanca yaşamak için yeter diyoruz! Bize yeter ama iktidara yetmiyor. 83 milyon çalışıyoruz, 1 avuç patronu doyuramıyoruz.
Hastanelerden ihale üstüne ihale alan Sağlık Bakan Yardımcısına yetmiyor.
NATO’dan ihale alan kuru ekmekçi Denizli milletvekiline yetmiyor. Ayda 58 milyon TL harcayan Saray’a yetmiyor.
İhale zengini müteahhitlere yetmiyor.
Milyonerlere yetmediği için milyonlar aç kalıyor!
‘BECEREMEYECEKSİN MEHMET CENGİZ’
Bakın bu müteahhit çetesinin küfürbaz olanı, dün aynı anda birçok kanala reklam vermiş. İmajı sarsıldı herhalde ki onu toparlamaya çalışıyor. ‘Kim ne derse desin, şerefimizle çalışıyoruz’ diyor. ‘Ağaçtan ilham aldık’ diyor... Beceremeyeceksin Mehmet Cengiz efendi... Ağaç katliamların, yıkımların, doğayı yağmalaman, millete ettiğin küfürler bu halkın hafızasına kazındı. İşçi iktidarında, Saraylar yıkıldığında senin elinde ne var ne yoksa alacağız. Kendini kurtaramayacaksın!”
İstanbul Milletvekili Erkan Baş, geçen hafta yaptığı halk toplantılarında ve kendisine ulaşan yurttaşların gündemlerini de dile getirdi. Baş, maaş ve tazminatlarını alamadığı için Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un ETS adlı şirketi önünde direnen Atlas Global işçilerinin, yine aynı bakan tarafından “video gönderirseniz 1000 TL gönderelim” diye seslendiği sahne ve sanat emekçilerinin sorunlarından söz etti. “Bu bakanın Kültür’le birlikte anılması zaten Türkiye’nin kültür birikimine bir ihanettir. Bu bakan derhal istifa etmeli, tüccarlık yapmak istiyorsa gidip yapmalıdır” ifadelerini kullandı.
📌 Erkan Baş’tan Mehmet Cengiz'e:
— İleri Haber (@ilerihaber) December 22, 2020
💬 "Saray yıkıldığında elinde ne var ne yoksa hepsini alacağız"
💬 "Millete ettiğin küfürler bu halkın hafızasına kazındı"
💬 "Kendinizi kurtaramayacaksınız"
‘GEBZELİ İŞÇİLER İNSANCA ÇALIŞMAK İSTİYOR’
Gebzeli emekçilerle de bir araya geldiğini söyleyen Baş, bölgedeki işçilerin COVID vakalarına rağmen çalışmaya zorlandıklarını belirtti. Ücretsiz izne çıkarılan işçilerin de sorunlarına değinen Baş, ayrıca -profesyonel liglerde spor karşılaşmaları devam etmesine rağmen ertelenen amatör ligler nedeniyle çalışamayan spor emekçilerinin de sorunlarını dile getirdi. Baş ayrıca Tokat Erbaa’da AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eski danışmanı Ömer Özbay’a ait maden şirketinin Sakarat ve Boğalı yaylalarında yaptığı madencilik faaliyetinde de söz etti. Bölgeden yurttaşların kendisine ulaştığını söyleyen Baş, “Bizimle temas eden bölge halkı, siyanürle arama çalışmaları yapıldığını, bölgede yaşayan, tarım ve hayvancılıkla geçinen yurttaşlarımızın tehdit altında olduğunu söylüyor. Erbaa halkının yanında olduğumuzu belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
‘TERÖRİZMİN FİNANSMANI SORUŞTURULACAKSA İŞE DERNEKLERDEN DEĞİL SURİYE’DEN BAŞLAYIN’
Bu hafta iktidar vekilleri tarafından TBMM Genel Kurulu’na getirilmesi beklenen “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi” kapsamında yapılması öngörülen düzenlemeler de Erkan Baş’ın gündemindeydi. Bu düzenlemelerin “dernek ve vakıflara da müdahale niyeti taşıdığını” savunan Baş şunları söyledi:
“Eğer bu teklif bu haliyle kanunlaşırsa, örgütlenme özgürlüğünün temeli kabul edilebilecek dernekler ve vakıflar tamamen iktidar tahakkümü altına girebilir. Yardım Toplama ve Dernekler Kanunlarında yapılan değişiklikler ile mevcut dernek ve vakıfların yardım toplama faaliyetleri ve örgütlenme özgürlüğü ciddi şekilde kısıtlanabilir. İçişleri Bakanlığının dernekler üzerindeki siyasi vesayeti artırılabilir, istenmeyen hangi dernek varsa kayyum atanabilir. AKP’li vekiller geçen hafta bütçe görüşmelerinde ‘vesayet’ tartışmaları yaptılar, bitirdik dediler. AKP’li vekiller vesayetin nasıl kurulduğunu gerçekten anlamak istiyorsa, TBMM gündemine kendileri tarafından getirilen kanun teklifine bir baksın.
Ayrıca terörizmin finansmanı konusunda, iktidarın Suriye’deki faaliyetleri, oraya aktarılan kaynağın, malzemenin kimlerin eline gittiği veya geçtiğini bir kez daha hatırlatıyorum. Terörizmin finansmanıyla mücadele edilecekse, soruşturma Suriye’den başlasın!”
‘LEYLA GÜVEN’İN TUTUKLANMASINI ŞİDDETLE PROTESTO EDİYORUM’
Erkan Baş son olarak insan hakları ihlallerine değindi. Baş şunları söyledi:
“Geçen hafta Uşak’ta üniversite öğrencilerinin çıplak aramaya tabi tutulmalarının utancını yaşadık. Bu yaşananların bu ülkede yaşayan insanım diyen herkesi utandırması gerekirken iktidar partisinin böyle bir şey olmadığını söyleyerek geçiştirmeye, hatta bu iddiaları ortaya atanları suçlamaya çalışması kabul edilebilir değildir. Çıplak aramanın olduğu mahkeme kayıtlarına girdi. İtiraf niteliğinde kurumsal beyanlar var. Konuşan kadınlar var. Görüntüler var. İktidarın yapması gereken sorumluluğu üstlenmek. Üstünü kapatmaya çalışmakla uğraşmak yerine kadınların beyanı esas alınıp derhal soruşturmanın başlatılmasıdır.
Son olarak kurumsal bir işkence örneği ile devam etmek istiyorum. Kürt halkının seçilmişlerine dönük baskılar ve hukuksuz uygulamalar sistematik biçimde devam ediyor. Bu kapsamda bugün AHİM’den gelecek Demirtaş kararını beklerken, daha önce milletvekilliği düşürülen Sayın Leyla Güven’in tutuklanmasını şiddetle protesto ettiğimizi ifade etmek isterim. Türkiye İşçi Partisi bu ülkenin güzel günlerinin, hep birlikte barış için eşit ve özgür yaşayacağımız günlerin Türk ve Kürt emekçilerinin birlikte verdiği mücadelenin eseri olacağına inanıyoruz.
Adalet demişken…. Yargıtay üyesi olarak atanması bile tartışılması gereken bir ismin Yargıtay’da bir tek dosya açmadan AYM üyeliğine aday olup, seçimlere girmesi ve önümüzdeki günlerde AYM üyesi olacak olması memlekette adalet mekanizmasının nasıl işlediğine ilişkin yeni bir örnek olmanın dışında hiçbir anlamı yoktur! 107 üyenin oyunu almasının tek açıklaması var, talimat saraydan gelmiştir.”
İLGİLİ HABERLER
Erkan Baş'tan bütçe yorumu: Küfürbazların, terbiyesizlerin milyonlara layık gördüğü 'Kuru Ekmek Bütçesi'
Meclis’te düzenlediği haftalık basın toplantısında Türkiye gündemine ilişkin açıklamalarda bulunan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TBMM’de yaptığı konuşmasına ilişkin “Kemal Kurkut’un anası ağlar, katili koruyan Süleyman oh çeker! Vatandaş açım diye intihar eder, Süleyman oh çeker! Süleyman Soylu budur!” dedi.
15-12-2020 15:56

İleri Haber
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, TBMM’de haftalık basın toplantısı düzenledi. Erkan Baş, konuşmasında Türkiye gündemine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Basın toplantısına yurttaşları ve basın emekçilerini selamlayarak başlayan TİP Genel Başkanı, “Sesimizin ulaşmasına katkı koyan, bu açıklamayı kendi olanaklarıyla sosyal medya kanallarında yaygınlaştıran genç arkadaşlarımızı sevgiyle selamlıyoruz” dedi.
Meclis’te 8 gündür devam eden bütçe görüşmelerine rağmen, TİP’in söz almasının engellendiğini belirten Baş, “Hep söylüyoruz; mesele bizim konuşup konuşmamız değil, mesele işçi sınıfının, emekçilerin, halkın sesinin kısılması” ifadelerini kullandı.
Erkan Baş öte yandan patronlar tarafından hakları gasp edilen işçilerin Türkiye’de gündem olmadığını altını çizerken şunları kaydetti:
“Bakın 8 günü geride bıraktık. 9. gündeyiz
Bir tek kişi Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un kardeşi tarafından işten atılan ve maaşları, kıdem ve ihbar tazminatları çalınan Atlas Global işçileri konuşulmuyor, Atlaszedeler Adalet Platformu eylemleri gündem olmuyor…
Bimeks teknoloji mağazasının 1500 çalışanı 2016 yılından itibaren maaşsız çalıştırdı. 2018 yılı itibariyle Yönetim Kurulu'nu dağıtan BİMEKS patronları işçilerin maaş ve tazminatlarını ödemedi. BİMEKS tarihinde önemli yıllardan biri, aynı zamanda Türkiye’de tarikatların holdingleşme dönemi. Mehmet Murat Akgiray önce İhlas-Acer Holding ortaklığı, daha sonra TGRT Genel Müdürlüğü’ne geçiyor. Gelelim Vedat Akgiray’ın kariyerine. Kendisi bir taraftan Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü Finans Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yaparken diğer taraftan BİMEKS patronu olduğu yıllarda dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özel çağrısı ile Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanlığı’na getiriliyor ve BİMEKS hisselerini Murat Akgiray’a devrederek SPK Başkanlığı koltuğuna oturuyor.
‘İŞÇİLER HEPİMİZ ADINA DİRENİYOR’
7000 üyeli PTT-Sen ve PTT-Kargosen genel başkanları ve genel merkez yöneticileri ve işyeri temsilcilerinin tamamı işten atıldı
Aylardır direnen Sarıyer Belediyesi işçilerini de anmak istiyorum. İşçilere verilen sözler tutulmadı. Maaşları çok düşük. 2 yıl öncekine göre aynı veya daha az ücretle çalışmak zorundalar.
İşçilerin sendika ve Toplu İş Sözleşmesi hakkını engellemek için yetki itiraz davası açılmış. İşçiler bir de bununla uğraşmak zorunda kalıyor.
Onların yanında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyorum.
Dava geri çekilsin. İşçilerin hakkı verilsin!
Çorum Ekmekçioğlu Metal Kimya fabrikasında, sendikalaştıkları için 83 işçi işten çıkartıldı. Sadece anayasal haklarını kullandıkları için ve pandemi koşullarında sokağa atıldılar. Ekmekçioğlu patronu neredeyse tüm çalışanları işten çıkartıyor ve diyor ki verimli çalışmıyorlardı. Burada Akp’nin işten çıkarmayı yasakladık yalanı da ortaya çıkıyor. 25/2 yani işverenleri kurtaran madde hala geçerliliğini koruyor. Bu madde üzerinden işten çıkartılan arkadaşlarımız ihbar ve kıdem tazminatı alamadığı gibi işsizlik maaşı da alamıyorlar.
Çorum’da direnen işçi arkadaşlarımıza selamlarımızı iletiyoruz. En kısa zamanda yanlarında olmaya çalışacağız
Odiyometri teknikerlerinin istihdam sorunu çözümü için en küçük bir öneri yapılamıyor….
Direnen işçilerin sesinin duyurulması, destek ve dayanışma örgütlenmesi önemlidir. Hepimiz adına direniyorlar.”
‘SARAY’IN İSTEDİĞİ ŞEY KURU EKMEK BÜTÇESİYMİŞ’
Erkan Baş konuşmasının devamında AKP Denizli Milletvekili Şahin Tin’in halka kuru ekmeği yeterli görmesine de verirken, “Siz nasıl insanlarsınız, hiç mi aile terbiyesi vermediler size” dedi.
Baş, “Değerli işçi, emekçi kardeşlerim; ayda 2300 lira asgari ücretle ailesini geçindirmek zorunda olan 6 milyona yakın emekçiler... Zorla ücretsiz izne çıkarılıp aylardır 1170 liraya mahkûm edilen 2 milyondan fazla işçi... Atama bekleyen genç sağlıkçı, öğretmen, mühendis arkadaşlarım... İşsiz bırakılan milyonlarca yurttaşımız... Size sesleniyoruz; günlerdir mecliste devam eden görüşmeler şunu bir kez daha kanıtladı. Saray Rejimi’nin istediği şey kuru ekmek bütçesiymiş… Saray’a günde 58 milyon TL harcıyor ama asgari ücretlinin kuru ekmekle karnı doyuyor. Neyinize yetmiyor diyorlar… Bunları tanımanızı istiyoruz!” şeklinde konuştu.
‘SENİN BOĞAZINDAN NATO’NUN PARALARI GEÇİYOR’
Şahin Tin hakkında birkaç araştırma yaptığını belirten TİP Genel Başkanı sözlerine şu şekilde devam etti:
“Değerli yurttaşlar,
Geçen hafta bu bütçe tuzu kuruların, mutlu azınlığın bütçesidir demiştim.
Söylemiştim bu bütçe terbiyesizlerin bütçesi….
Bu bütçe utanmazların bütçesiymiş...
Dün burada yaşanan bir tartışma kamuoyuna yansıdı.
Siz nasıl insanlarsınız, hiç mi aile terbiyesi vermediler size!
Size kuru ekmek reva gören Denizli Milletvekili Şahin Tin kimmiş diye biraz bakındım.
Denizli milletvekiliymiş, Denizli’de dün fosseptik suyu tahliyesi sırasında önlemler alınmadığı için zehirlenen 8 işçinin 4’ü hayatını kaybetti o ilin milletvekili.
MÜSİAD yöneticisi bir patron. Kendisi anlatıyor. Şirketi 2000’lerden sonra atılım yapmış.
Biraz daha araştırıyorsunuz, NATO’nun raflarını bu patron vekili üretiyormuş.
Hatta NATO’yla anlaşmasından sonra işleri iyice büyütmüş.
Ama arada NATO’yu ABD’yi lanetleyen sözler de söylüyor.
Yerseniz...
Yemiyoruz Şahin Tin!
Senin boğazından NATO’nun paraları geçiyor ama biz onurumuzla yaşıyoruz.
Şahin Tin’in boğazından yalnızca NATO parası da geçmiyor.
Halka kuru ekmek yiyin diye vaaz veren Şahin Tin hakkında bir de CHP’li bir milletvekili arkadaşımız geçen yıl bir belge çıkarmıştı.
Ankara’da yediği yemekleri de Denizli’nin AKP’li Çivril ve Babadağ belediyelerine fatura ediyormuş bu arkadaş...
Halkın vergileriyle oluşan belediye bütçesi, bu arkadaşın Ankara’da yediği yemeklere gidiyor!
Bu milletvekili olanı.”
📌 Erkan Baş'tan bütçe ve Şahin Tin yorumu:
— İleri Haber (@ilerihaber) December 15, 2020
💬 "Saray'ın vaat ettiği şey 'Kuru Ekmek Bütçesi'dir"
💬 "Söylemiştim bu bütçe terbiyesizlerin bütçesi"
💬 "Boğazlarından NATO parası geçiyor"#kuruekmek
‘YİNE KÜFÜRBAZA İHALE VERİLEN BİR SABAHA UYANDIK’
Erkan Baş basın toplantısında yolsuzluk operasyonları sürecinde halka ettiği küfürle hatırlanan ve AKP iktidarındaki tüm “mega projeleri” tek başına ya da konsorsiyum içinde yer alarak üstlenen Mehmet Cengiz’in Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Cengiz Holding’e bağlı Cengiz Elektrik Şirketi’ne TBMM ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından milyonlarca liralık elektrik enerjisi ihalesi verilmesine ilişkin de konuştu.
Erkan Baş şunları söyledi:
“Bir de küfürbaz müteahhidi var, millete küfür edip ödeme garantili ihaleler sayesinde milletin vergisiyle karnını doyuruyor.
Yine bu küfürbaza ihale verilen bir sabaha daha uyandık:
TBMM ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2021 yılı elektrik enerjisi alım ihalesini de bu küfürbazın şirketine verilmiş.
Mehmet Cengiz’in Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Cengiz Holding’e bağlı Cengiz Elektrik Şirketi, TBMM ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın milyonlarca liralık elektrik enerjisi ihalesini aldı.
Kamu İhale Bülteni’nde yer alan bilgilere göre, TBMM İşletme ve Yapım Başkanlığı 13 Kasım tarihinde 2021 yılı elektrik enerjisi alımı için bir ihale düzenledi. İhaleyi, 12 milyon 932 bin TL teklif veren Cengiz Holding’e bağlı Cengiz Elektrik Şirketi’nin kazandığı açıklandı.
Bunların bakanı var...
Sayıştay’da hakkında en fazla usulsüzlük tespiti yapılan Ulaştırma ve Karayolları’nın başındaki zat.
O da İBB’de yönetici olduğu dönemde adrese teslim ihalelerle anılıyor.
Haramzadeleri, NATO’nun paralarıyla, vatandaşın vergileriyle doyanları, küfürbazları, Katar’ın emirlerini doyurma bütçesi demiştik.
Milyonerleri ihya etme bütçesi demiştik.
Haklı çıktık ama eksik söylemişiz:
Milyonlara KURU EKMEK BÜTÇESİ!”
‘ASGARİ ÜCRETİN ADI İNSANCA ÜCRET OLSUN’
Konuşmasında milyonlarca yurttaşın hayatını doğrudan etkileyen asgari ücret görüşmelerinin ikinci oturumunun bugün yapılacağını hatırlatan Erkan Baş, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un “Yoksulluğu sorun olmaktan çıkardık” sözlerine de yer verirken, “Zehra Zümrüt Selçuk, senin hakemliğini reddediyoruz. Ülkenin neredeyse yarısı asgari ücretle çalışıyor. Bugün asgari ücret, ortalama ücrete dönüşmüş durumda. 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı 8 bin TL’nin üzerindeyken, işçinin ayda 2 bin 500 mü, yoksa 3 bin TL mi alması gerektiği tartışmasını reddediyoruz” dedi.
Erkan Baş şunları kaydetti:
“Çalışma Bakanı’na sesleniyorum:
Asgari ücretin adı İNSANCA ÜCRET olsun.
Günde 59 milyon TL harcayan Saray’ın işçiler için önerdiği İNSANCA ÜCRET neymiş görelim!
Küfürbaz müteahhitlerin, TÜSİAD’ın, MÜSİAD’ın, patron örgütlerinin işçilere reva gördüğü İNSANCA ÜCRET neymiş anlaşılsın.
Sevgili yurttaşlar, emekçi kardeşlerim...
İnsanca yaşamak istiyorsunuz ama bu iktidar insana da yaşama da düşman!
Bakın bütçe görüşmeleri yapıyoruz.
Saray’da hazırlanan, son gün önümüze konan, müteahhit ödemeleri halktan gizlenen ve şimdi de hızla kabul ettirilmek istenen bütçenin gerekçesini inceledik.
400 küsur sayfalık bütçe gerekçesinde pandemi 29, Covid 20 kez geçiyor.
Çoğunlukla kimi uygulamaların tarihlerinin ertelenmesine ilişkin atıflar.
Sağlık Bakanlığı ile ilgili bölümde doğal olarak pandemiye ilişkin kimi harcama atıfları var.
Ama bunlar dışında neredeyse hiç yok!
Bütçe hazırlayan Saray, pandemiyi unutmuş!
Pandemide işçiler mi ölüyor, emekçilerin desteklere mi ihtiyacı var, kimi sektörler kan mı ağlıyor?
Bular 2021 bütçesinde unutulmuş!
Ama dün AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bugün itibariyle toplam 100 gün işletmeleri kapatılan binlercesi dükkanını kapatmak zorunda kalan esnafa 3 ay boyunca 1000’er TL verileceğini duyurdu.
Esnaf 9 ay sonra Erdoğan’ın aklına geldi...
Zaten üç aydan fazla dükkanını kapatmak zorunda kalan, şimdi de durumu belirsiz olan yüzbinlerce esnaf ayda 1000 lira devletten destek alacakmış.
Biraz önce kuru ekmek hesabı yapmıştım.
Esnaf kardeşime de müjdeyi veriyorum. Kuru ekmek de sizin hakkınızmış!
Bakın bütçe görüşmeleri sırasında Çalışma Bakanı yalnız “yoksulluk” konusunda skandal sözler söylemedi.
Her gün birçok ferdini kaybettiğimiz sağlık çalışanları ailesiyle de küstahça dalga geçti.
Neymiş, COVID-19’u meslek hastalığı listesine almaya gerek yokmuş. Vazife malulü sayılabilirlermiş...
240 civarında sağlık çalışanı, sadece işlerini yaptıkları için, zorunluluk gereği bu hastalığa yakalanıp hayatını kaybetti.
Ama bakan istiyor ki, siz vazife malulu olmak için başvurun, itiraz edelim, mahkemeye gitsin, 5 yıl sonra illiyet bağı tespit edilmesin, dosya kapansın!
Çalışma Bakanı harikalar diyarında ama onun diyarında emekçinin yeri yok!”
📌 Erkan Baş'tan Bakan Selçuk'un 'Yoksulluk sorun olmaktan çıktı' sözlerine yanıt:
— İleri Haber (@ilerihaber) December 15, 2020
💬 "Bakan Saray'ın bahçesinde Harikalar Diyarı'nda..."
💬 "Artık yoksulluk sorunumuz yok, açlık sorunumuz var"
💬 "Sayenizde milyonlarca insan artık yoksul bile değil, aç!"#kuruekmek
‘SÜLEYMAN’DAN BİZ KORMAYIZ AMA SARAY’DAKİ DİKKAT ETSİN’
Basın toplantısının son bölümünde “Bu basın toplantısında, bir kişiden de özel olarak bahsetmek istiyorum” diyen TİP Genel Başkanı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun geçen hafta Meclis’te yaptığı konuşmaya ilişkin açıklamalarda bulunurken, “Eskiden bir hortum Süleyman vardı, Beyoğlu’nda onun icabına bakmıştık. Bu Süleyman’dan da biz korkmayız, halk korkmaz. Ama Saray’daki dikkat etsin, bizden söylemesi” dedi.
Erkan Baş şunları söyledi:
“Her başarılı patronun arkasında kirli işleri halleden bir çete vardır.
Her zenginleşme öyküsü aynı zamanda bir el koyma, birilerini etkisiz hale getirme, ‘indirme’ öyküsüdür.
Patronlar bu adamlarından bazısını yanında koruma diye dolaştırır, bazısını arka planda tutar. Pek görünmesin, arkadan işleri halletsin diye.
Patronların adanmış, soğukkanlı, iş bitirici adamları vardır.
Gel dersin gelirler, git dersin giderler.
Geçtiğimiz gün Meclis’te vekillere ve halka hakaretler eden, Meclis’i provoke edip kendine yer bulmaya çalışan Süleyman Soylu da bunlardan biridir.
Fethullahçılara övgüler düzdüğü, arada AKP’ye küfürler ettiği bir dönemi vardı.
Bunu getirdiler bakan yaptılar.
Sonra istifa etti. Şimdi unutturulmak isteniyor….
O da reisime bağlıyım diye koltuğuna döndü.
Şunu açıkça söyleyelim, hukuk olmayan, hesap sorulamayan bir memlekette, eline oyuncak olarak bakanlık verilmiş şımarık bir zengin aile çocuğunun tehditleri vız gelir.
Bu Süleyman Soylu geçen hafta meclise geldi.
Önce Diyarbakır’da Newroz kutlamasında Kemal Kurkut’un polis tarafından katledilmesini yani bir yargısız infazı aklamaya çalıştı.
Ardından daha önce hiç tanık olmadığımız naralar, hakaretler, küfürler eşliğinde bir konuşma yaptı. Konuşmasının özeti: ‘Ohh, terörist, haysiyetsiz!’
‘SARAY’IN AYAKÇILARI BÖYLEDİR…’
O ohh diye höykürmesinin nedenini ben size anlatayım...
Zenginlerin adamları, Saray’ların adamları, ayakçıları, iş bitiricileri böyledir.
Saray’daki ahretliğini yapar, nöbetçiler oh çeker!
Küfürbaz Cengiz sömürür, koruması oh çeker!
Katar Emiri arazileri yağmalar, ayakçılar oh çeker!
Mafya bozuntusu halkı tehdit eder, adamları oh çeker!
Kemal Kurkut’un anası ağlar, katili koruyanlar oh çeker!
Vatandaş açım diye intihar eder, memleketi yönetenler oh çeker!
Süleyman Soylu budur!
Biz daha önce çok Süleymanlar gördük. Hepsi geldi geçti.
Ben son olarak şunu söylemek istiyorum; biz bu Süleyman’dan korkmayız ama Saray’daki dikkat etsin. Bizden uyarması.”
📌 Erkan Baş’tan Süleyman Soylu’ya yanıt:
— İleri Haber (@ilerihaber) December 15, 2020
💬 "Biz onu Fethullahçılara övgüler düzdüğü, AKP’ye küfürler ettiği dönemlerden tanıyoruz"
💬 "Zenginlerin adamları, ayakçıları, iş bitiricileri böyledir"
💬 "Vatandaş açım diye intihar eder, memleketi yönetenler oh çeker!"
TİP Genel Başkanı Erkan Baş bütçedeki soygunu madde madde anlattı!
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Meclis’te haftalık basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında koronavirüs salgının yönetildiği en kötü ülkenin Türkiye olduğunu belirten Baş, Cumhurbaşkanlığı bütçe görüşmelerine ilişkin ise “Bütçe filan yok soygun var” dedi.
01-12-2020 16:21

İleri Haber
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, TBMM'de düzenlediği haftalık basın toplantısında Türkiye gündemine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına basın emekçilerini ve yurttaşları selamlayarak başlayan Baş, “Tüm yurttaşlarımıza sağlıklı günler diliyorum. Hasta yurttaşlarımıza acil şifalar diliyor, yakınlarını kaybeden tüm yurttaşlarımıza sabır diliyor, acılarını paylaşıyorum” dedi.
Basın toplantısında AKP’nin yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınını yönetemediğini ve Türkiye’nin ‘yaşamak için mücadele edilmesi gereken’ bir ülkeye dönüştüğünü belirten TİP Genel Başkanı, “Bu lanet olası iktidar maalesef ülkemizi bizi sadece nefes alıp vermekten ibaret bir yaşam için bile mücadele edilmesi gereken bir ülkeye dönüştürdü” ifadelerini kullandı.
“Türkiye, salgının en kötü yönetildiği ülkedir!” diyen Erkan Baş şunları kaydetti:
“Sevgili yurttaşlarım,
Geçen haftalardaki konuşmalarımda Türk Tabipleri Birliği ve sağlık emekçilerinden gelen rakamları alt alta sıralamıştım. Dünyada salgını en kötü yöneten ülkelerden birinin Türkiye olduğunu sayılarla ortaya koymuştuk.
Sağlık Bakanlığı’nın geçen hafta yine bir kısmını açıkladığı vaka sayıları, ABD ve Hindistan’ın ardından Türkiye’nin üçüncü sırada olduğunu gösterdi. Nüfus oranları ve halen açıklanmayan veriler dikkate alındığında, daha önce söylediğimde ısrar ediyorum ve üzülerek söylüyorum:
Türkiye, salgının en kötü yönetildiği ülkedir!
Yine sağlık emekçilerinin durumuyla devam edelim.
Son 1 haftada 20 sağlık çalışanı hayatını kaybetti ve halen COVID-19 sağlık emekçileri için meslek hastalığı olarak tanımlanmadı...
Komisyonda uzlaşı var deniyor ancak ortada somut bir şey yok.
Hükümetin yaptığı, kendilerine rağmen COVID-19 ile büyük bir gayret ve fedakarlıkla savaşmaya çalışan sağlık emekçilerine ihanet etmektir.
Atama bekleyen sağlıkçıları, bu mücadelenin bir parçası haline getirmemek, halk sağlığını hiçe saymaktır!
Başta büyükşehirler olmak üzere birçok ilde artan hasta sayıları nedeniyle kamuda hastane servisleri doldu, yoğun bakımlarda ise yer kalmadı.
‘SARAY’IN ÜLKEYİ GETİRDİĞİ NOKTA BU’
Sağlık Bakanı salgının başından bu yana hastanelerde, yoğun bakımlarda sorun olmadığını, yoğun bakım yataklarının doluluk oranının yüzde 70’lerde olduğunu söylüyor.
Buna karşın TTB ve sağlık meslek örgütleri, hastane yöneticileri Covid-19 servis ve yoğun bakımlarının %100 veya %100’e yakınının dolu olduğunu belirtiyor.
Kamu hastanelerinde hastalar bazen günlerce acil servislerde yoğun bakım yatağı bekliyor. Bir hasta vefat ettiğinde ya da iyileşip servise alındığında ancak yer açılıyor ve yerine hasta yatırılabiliyor. Ameliyathaneler, koridorlar, yemekhaneler yoğun bakım haline getirilerek ihtiyaç karşılanmaya çalışılıyor.
Ülkemizde yoğun bakım yataklarının %40’ı özel hastanelerde bulunuyor.
Kamu hastanelerinin yoğun bakımları dolmuşken özel hastaneler yoğun bakımlarına Covid-19 hastası yatırmıyor veya yatırırsa ek ücret istiyor.
Özel hastaneler en kârlı birimleri olan yoğun bakımları yurttaşlara açmıyor, Sağlık Bakanlığı da buna yol veriyor.
Bir yanda özel hastanelerin kârlarından vazgeçmek istememesi nedeniyle boş kalan yoğun bakım yatakları diğer yanda kamu hastanelerinde yoğun bakım servislerinde yer bulamadığı için ölen yurttaşlar.
Saray rejiminin ülkeyi getirdiği nokta budur.
Özel ve vakıf hastanelerinin tüm kapasitesi derhal salgından etkilenen yurttaşların hizmetine açmalıdır.”
‘PATRONLARA AKTARILAN FONLAR EMEKÇİLERİN GÜVEN İÇİNDE YAŞAMASINA YETER’
Basın toplantısında ayrıca koronavirüs salgınına karşı dün alınan yeni tedbirlere ilişkin de konuşan Erkan Baş, salgınla mücadelede tam kapanmanın son derece hayati olduğunun altını çizerken, “Salgının geldiği bu noktada ‘hayati’ çalışma alanları hariç en az iki hafta ‘tam’ kapanma olmalıdır. Tam kapanma süresince bütün emekçiler ücretli izinli sayılmalıdır. Sosyal destek sağlanmalıdır” dedi.
Baş şunları kaydetti:
“Salgının artık bir yangına dönüşmesinden sonra dün kimi kısıtlamalar açıklandı.
Salgını kontrol etmek, artan vaka sayısının ülkenin sağlık kapasitesinin üzerine çıkması tehlikesine dikkat çekmek için haftalardır birçok kesim çağrı yapmasına karşın Saray yangın her yeri sardıktan sonra bu konuda adım attı.
Onu da yine eksik attı.
İçişleri bakanlığının genelgesine bakarsanız onlarca istisna göreceksiniz.
Örneğin “üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinin aksamaması” için bu sektörlerde çalışanlar, inşaatlarda çalışanlar kısıtlamalardan muaf tutulmuş.
E ne kaldı geriye?
Salgın en çok insan hareketliliğinin olduğu yerlerde yayılıyor. Bu nedenle en fazla birlikte çalışan, işe gidip gelen emekçiler arasında yaygın.
Üretim, imalat, inşaatta çalışan işçiler çalışmaya devam edecekse bu nasıl karantina?
Buradan tekrar çağrı yapıyorum:
Salgının geldiği bu noktada ‘hayati’ çalışma alanları hariç en az iki hafta ‘tam’ kapanma olmalıdır.
Tam kapanma süresince bütün emekçiler ücretli izinli sayılmalıdır. Sosyal destek sağlanmalıdır.
Bunun için kaynak yok diyorlarsa daha önce de söylediğimiz gibi sermayeye aktarılan işsizlik fonu, müteahhitlere aktarılan paralar emekçilerin sağlıklı ve güven içinde yaşamasına yeter de artar.”
TİP Genel Başkanı Erkan Baş (@erkbas) bütçedeki soygunu madde madde anlattı!
— İleri Haber (@ilerihaber) December 1, 2020
💬 "Patronlar işçinin kumbarasındaki parayı çalıyor"
💬 "Emekçinin, yoksulun tepesine çökecekler"
💬 "Yurttaşları uyarıyorum; Ocak 2021’den itibaren yeni vergilerle karşılaşacaksınız"
‘BÜTÇE FİLAN YOK SOYGUN VAR’
Konuşmasında Cumhurbaşkanlığı’nın 2021 bütçe kanun teklifinin komisyonda kabul edilmesinin ardından teklifin Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlamasına da değinen Erkan Baş, bütçenin Saray’da hazırlandığını belirtirken, “Bütçe filan yok, soygun var!” şeklinde konuştu.
“Saray’ın noteri olmayacağız” diyen Baş şu ifadeleri kullandı:
“Şimdi şu kaynak meselesine gelelim...
Ülkenin kaynakları nereye harcanacak?
Bu soruyu yanıtlamak için ne yapıyoruz? Bütçe hazırlıyoruz. 2021 yılı bütçesi komisyondan geçerek Genel Kurul gündemine geldi.
Nerede hazırlandı bu bütçe?
Saray’da.
Gelecek hafta Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek bütçe Saray bütçesidir.
Saray’ın istediği TBMM’nin Komisyon ve Genel Kurul’unun noterlik yapması istenmektedir.
Öncelikle bir kez daha tekrar edelim, Saray’ın noteri olmayacağız!
Peki, önümüze getirilen bütçenin detaylarına bakalım.
Şunu net olarak söylemek istiyorum:
Bütçe filan yok, soygun var!
Bunun adı soygun! Buradan halkımızın duyması umuduyla bağırıyorum; Soygun var!
Çalanlar da belli Saray ve patronlar...
Ben size halkın cebinden nasıl para çalacaklarını madde madde anlatayım:
Cumhurbaşkanlığı diyor ki ben bütçemi yüzde 28,1 artırmak istiyorum.
Bakın buraya dikkat. Enflasyon oranının resmi olarak yüzde 12’lerde açıklanması beklenirken Cumhurbaşkanlığı yüzde 28’den fazla bütçe artışı istiyor. Çünkü Saray’daki de biliyor, biz de biliyoruz, gerçek enflasyon rakamı o civarda.
Devam ediyorum...
Cumhurbaşkanlığı, 4 milyar 39 milyon bütçe istiyor. Cumhurbaşkanlığına bağlı İletişim Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığı için 11 milyar TL’ye yakın bütçe istiyor.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 6 milyar TL örtülü ödenek istiyor.
Yedek örtülü ödenek 9,9 milyar TL. Yani bunlar yetmezse 10 milyar TL daha kullanmak istiyor.
Tüm bunları alt alta yazınca ne tutuyor biliyor musunuz?
32 milyar Türk Lirası.
Yani Tayyip Erdoğan günde 87 milyon TL harcamak istiyor!
İşte soygun budur!”
TİP Genel Başkanı Erkan Baş (@erkbas) bütçedeki soygunu madde madde anlattı!
— İleri Haber (@ilerihaber) December 1, 2020
💬 "Buradan bağırıyorum: Bütçe filan yok, soygun var!"
💬 "Tayyip Erdoğan günde 87 milyon TL harcamak istiyor!"
💬 "EYT'li yurttaşlar; sizin geleceğinize Saray el koyuyor"
'EYT, KYK, EK GÖSTERGE SORUNLARI ÇÖZÜLÜRDÜ…'
“Ülkedeki tüm asgari ücretlilerin bir günlük kazancını, sadece Saray olarak 5 günde harcamak istiyor” diyen Erkan Baş, Saray’ın yeni bütçesiyle yapılabilecekleri ise şu şekilde sıraladı:
“Bu parayı Saray’a vermek yerine mesela EYT sorunu çözülürdü. Deprem için memleketin tüm binaları yenilenebilirdi. Herkesin bedava elektrik-su doğalgaz alması bunun her haneye ücretsiz gitmesi sağlanabilirdi.
KYK borçları ödenirdi, 3600 ek gösterge sorunu çözülebilirdi…
Halk nasıl soyulur, rakamlarla anlatmaya devam ediyorum...
Biliyorsunuz Kamu Özel İş Birliği projeleri var. Hani şu geçmediğimiz yollar, kullanmadığımız köprüler için halkın müteahhit çetelerine ödediği garantili paralardan bahsediyorum.
Bunların kalem kalem ne kadar olduğu gizleniyor biliyorsunuz.
Şimdi bütçeden aktarıyorum.
Sağlık Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın Kamu Özel İş Birliği projeleri garantileri için ayrılan tutar: 31 milyar TL.
Günde yaklaşık 85 milyon TL yapar!
‘SARAY’A PARA VAR, PATRONA PARA VAR, BİR TEK EMEKÇİYE YOK’
Hırsızları ensesinden yakaladık, devam edelim...
Patronlar nasıl kazanacak, patronlar nasıl işçinin işsizin malına el koyarak…
Özel sektöre destek için ayrılan pay 50,6 milyar TL.
Patronlar tarafından SGK’ye ödenmesi gereken 27,7 milyar lira tutarındaki işveren primi, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak.
2021 yılında 230 milyar 770 milyon TL’lik vergiden patronlar lehine vazgeçilmesi hedefleniyor.
Ama diğer yandan vergi gelir artışının yüzde 20 fazla olması isteniyor...
Yani, patronların vergi borçlarından vazgeç ama yine de vergi gelir artışını yüzde 20 olarak hedefle...
Bu ne demek?
Ücretli çalışanın, emekçinin cebindekine göz dik demek!
Tüm yurttaşlarımı uyarıyorum.
Ocak 2021’den itibaren yeni vergilerle, artan vergi oranlarıyla karşılaşacaksınız.
Biz utanıyoruz, onlar utanmadan yazmaya devam ediyor:
2021 yılında faiz giderlerinin yüzde 30’dan fazla artarak 179.5 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor.
Bakın altını çiziyorum:
Damat Berat ve diğerlerinin marifetiyle dolar ve altın cinsinden borçlanıldığı için, faiz ödemelerimiz katlanarak artıyor.
Bu borç ödemesi değil, borcun faizinin ödemesi...
Saray’a para var, patrona para var. Bir tek emekçiye yok! Bir tek kamu yatırımlarına yok. Bakıyorsunuz, bütçenin sadece yüzde 7 küsuru kamu yatırımı için ayrılmış.
Pandemi dönemindeyiz ama savunma ve güvenlik bütçesi Sağlık Bakanlığı’nın iki katı!
CENGİZ ÖRNEĞİ: HIRSLIZKTA DÜNYA REKORU
Sevgili yurttaşlarım emekçiler...
Bir soygunun orta yerindeyiz.
Sayıştay raporlarına bakıyoruz:
5’li çetenin en nadide üyesi Cengiz İnşaat’a verilen Ovit Tüneli inşaatında 19 bin 500 TL’lik iş için 17 milyon TL ödenmiş! 1000 katı! Hırsızlıkta dünya rekoruna gidiyoruz!
Avrasya Tüneli ile Osmangazi Köprüsü kamuya devredilene kadar yapımcı firmalara toplam 10 milyar 735 milyon dolar kâr bırakacak.
Erdoğan’ın Saraylarının bahçeleri için geçen yıl 55 milyon TL harcanmış!
‘BU SOYGUN DÜZENİNİ YIKACAĞIZ’
Basın toplantısının devamında 4 Aralık’ta başlayacak olan asgari ücret görüşmelerini hatırlatan TİP Genel Başkanı, “Pandemi döneminde yine milyonlarca yurttaşımız günlük 39 TL’ye mahkum edildi” derken, işçilere de “Bu soygun düzenini yıkacağız” diyerek seslendi.
Erkan Baş şunları söyledi:
“Türkiye Avrupa’da en fazla asgari ücretli emekçi sayısının olduğu ülke.
Çalışma Bakanlığı ise 6 yıldır bu rakamları gizliyor. Asgari ücretli işçi sayısını net olarak bilmiyoruz. Ama 6 yıl önceki oran bile öyle çok şey anlatıyor ki...
Resmi rakamlara göre 14 milyona yakın kayıtlı işçinin en az yüzde 40’ı yani en az 5 milyon 600 bin yurttaşımız asgari ücretli.
Ve bu pandemi döneminde yine milyonlarca yurttaşımız günlük 39 TL’ye mahkum edildi.
Biliyorsunuz enflasyon oranı, asgari ücretin belirlenmesinde baz alınan en önemli unsur. Ancak enflasyon sepetinin ve sepet ürünleri fiyatlamasının gerçekleri yansıtmadığı bilim insanları tarafından ortaya kondu. Yüzde 12’lerde gösterilen enflasyonun, gerçekte yüzde 30’lar civarında olduğu hesaplanıyor. TL’nin dolar karşısında bu yılın ilk 11 ayındaki değer kaybı da yüzde 30’un üzerinde.
Türk-İş'in araştırmasına bakıyorum.
Kasım ayında dört kişilik ailenin açlık sınırı 2 bin 517, yoksulluk sınırı 8 bin 198 lira oldu.
Şu anki asgari ücret 2 bin 324 TL. Hali hazırda, yüzde 12, 13,5 ve 15 oranında artış beklentileri üzerinden asgari ücretin net 2 bin 600 TL ile 2 bin 700 TL arasında olabileceği konuşuluyor.
Sevgili emekçiler,
Bugün size tek tek örneklerle anlattığım soygun düzeni, size açlık vaat ediyor!
Günde 87 milyon TL harcamak isteyen Saray, size aç kalın diyor!
Bu soygun düzenini yıkacağız.”
Rekabet Kurumu'ndan iki ilaç şirketine toplam 278 milyon liralık ceza
Rekabet Kurumu, Roche ve Novartis isimli ilaç şirketlerine toplamda 278 milyon lira idari para cezası verdi.
22-01-2021 23:48

Rekabet Kurumu, Roche ve Novartis isimli ilaç şirketlerine toplamda 278 milyon lira idari para cezası verdi.
Rekabet Kurumu'ndan karar dair yapılan açıklamada, söz konusu şirketlerin göz hastalıklarında uygulanan Altuzan ve Lucentis ilaçlarından, daha pahalı Lucentis’in kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla kanunu ihlal edip etmediklerinin araştırıldığı belirtildi.
Kurumdan yapılan açıklamada, araştırma sonucunda şirketlerin Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un ‘rekabeti engelleme, bozma ve kısıtlama yasağı’nı içeren maddesini ihlal ettiğinin belirlendiği ifade edildi.
Novartis 165 milyon 464 bin 716 lira 48 kuruş, Roche ise 112 milyon 972 bin 552 lira 65 kuruş para cezası aldı.
Açıklamada, İdari para cezası ilişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemeleri’nde yargı yolunun açık olacağı kaydedildi.
Süleyman Soylu'ya hakaretten soruşturması süren kişi, 'Cumhurbaşkanı'na hakaret'ten tutuklandı
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya hakaret ettiği gerekçesiyle soruşturması süren kişi, Cumhurbaşkanı'na hakaret suçundan tutuklandı
22-01-2021 22:27

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sosyal medya üzerinden hakaret ettiği gerekçesiyle hakkındaki "Kamu Görevlisine Hakaret" suçundan soruşturma süren E.E., yine sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle "Cumhurbaşkanı'na Hakaret" suçlamasıyla çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
T24'te yer alan habere göre, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Soylu'ya sosyal medya üzerinden hakaret ettiği gerekçesiyle E.E. hakkında "Kamu Görevlisine Hakaret" suçundan yürütülen soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında E.E.'nin sosyal medya hesapları detaylı olarak incelendi.
İncelemede şüpheli E.E.'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret içeren paylaşımlar yaptığı tespit edildi. Şüpheli E.E. bunun üzerine gözaltına alınarak polis merkezine getirildi. Polisteki işlemlerinin ardından Bakırköy Adliyesi'ne çıkarılan E.E., savcılık ifadesinin ardından sevk edildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından "Cumhurbaşkanı'na Hakaret" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstinaf, Gezi Davası'ndaki beraat kararlarını bozdu
İstinaf mahkemesi, aralarında Osman Kavala ve Mücella Yapıcı'nın da bulunduğu 9 kişinin hakkında verilen beraat kararını bozdu.
22-01-2021 17:20

İstinaf mahkemesi Gezi Davası'nda, Osman Kavala'nın da aralarında bulunduğu 9 sanık hakkında verilen beraat kararlarını bozdu. İstinaf, dosyanın yeniden incelenmek üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verdi. İstinaf mahkemesinin kararı oy birliğiyle alındı.
Haziran Direnişi'ne yönelik Şubat 2020'de sanıklar Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Hakan Altınay, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Aksakoğlu ve Yiğit Ali Ekmekçi hakkında "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs", "mala zarar verme", "nitelik yağma", "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi", "kasten yaralama", "ağırlaştırılmış yaralama" ve "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet" suçlarından dava açılmıştı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Şubat 2020'de tüm sanıklar hakkında beraat kararı vermişti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3'üncü Ceza Dairesi 9 sanık hakkında verilen beraat kararının oy birliğiyle bozulmasına hükmetti. Mahkeme, dosyanın yeniden incelenmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verdi.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden İBB'ye yapılması gereken ödemeler yapılmıyormuş!
Yavuz Sultan Selim Köprüsü için sadece 2019 yılında Hazine tarafından şirkete yaklaşık 3 milyar TL geçiş garantisi ödemesi yapıldı. 2016 yılında beri ödenmeyen geçiş garantisi payı için yeni İBB yönetimi harekete geçti ancak bugüne dek bir gelişme olmadı.
22-01-2021 17:15

İBB, 2016 yılında açılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ndeki geçiş garantisi ödemelerinden yüzde 10'luk payını alabilmek için harekete geçtiği öğrenildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2016 yılında açılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ndeki geçiş garantisi ödemelerinden yüzde 10'luk payını alabilmek için harekete geçtiği öğrenildi.
Hazine’nin 2016 yılında yap- işlet- devret modeli ile açılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü için IC İçtaş İnşaat-Astaldi Konsorsiyumu’na (ICA) yaptığı geçiş garantisi ödemelerinin yüzde 10’unu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) aktarması gerekirken tek kuruş bile göndermediği ortaya çıktı. IC İçtaş İnşaat–Astaldi konsorsiyumu (ICA) tarafından inşa edilen ve ağustos 2016'da hizmete giren İstanbul'un 3. köprüsü Yavuz Sultan Selim'den öngörülen sayıda araç geçmediği için Hazine tarafından şirkete her yıl geçiş garantisi ödemesi yapılıyor.
Sözcü'den Özlem Güvemli'nin haberine göre; 3. Köprü'den geçiş yapan araçlardan tahsil edilen gelirlerin yüzde 10'unun İBB'ye aktarılması gibi devletin şirkete ödediği geçiş garantisi bedelinin yüzde 10'unun da belediyeye aktarılması gerektiği ortaya çıktı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü için sadece 2019 yılında Hazine tarafından şirkete yaklaşık 3 milyar TL geçiş garantisi ödemesi yapıldı. 2016 yılında beri ödenmeyen geçiş garantisi payı için yeni İBB yönetimi harekete geçti ancak bugüne dek bir gelişme olmadı.
‘GEÇİŞ GARANTİSİ İLE GEÇİŞ ÜCRETİ ARASINDA FARK YOK’
İBB Mali Hizmetler Daire Başkanlığı Gelirler Müdürlüğü, 6 Temmuz 2020'de Sayıştay müfettişlerinin 2019 yılı denetimi sırasında tespit edip İBB yönetiminden savunma istediği geçiş garantisi ödemesi ile ilgili bulgu üzerine ICA 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Yatırım ve İşletme A.Ş'ye yazı gönderdi. 2019 yılı Sayıştay denetimi raporuna girmeyen ancak İBB yönetimine gerekçesi sorulan bulguda, şirkete devlet tarafından geçiş garantisi adı altında ödenen bedelin yüzde 10'unun İBB'ye aktarılması gerektiği belirtildi. Yazıda yer verilen Sayıştay raporuna girmeyen bulguda “köprülerden fiilen geçiş yapan araçlardan tahsil edilen geçiş ücretleri ile garanti kapsamında ilgili işletmeciye ödenen geçiş ücretleri arasında herhangi bir fark bulunmadığından işletmeci tarafından köprünün kullanımından elde edilen tüm geçiş gelirlerinin yüzde 10'u kanun ve sözleşme hükmü dairesinde idareye aktarılmalıdır” tespiti yapıldı. Şirketten 3. Köprü'den tahsil edilen geçiş ücretlerine ek olarak 2019 yılı Sayıştay raporu bulgusuna istinaden bugüne dek geçiş garantisi adı altında ödenen bedelin de yüzde 10'unun İBB'ye aktarılması için gereğinin yapılması talep edildi. Bugüne kadar konuyla ilgili bir gelişme olmadı.
GEÇİŞ GARANTİSİ BEDELİ BİLGİSİ VERİLMEDİ
İBB yönetimi 10 Ocak 2020'de de Karayolları Genel Müdürlüğü'ne bir yazı göndererek İBB'ye aktarılan yüzde 10'luk geçiş ücreti gelirlerinin doğruluğunu teyit edebilmek için geçen araç sayısı, elde edilen gelir ve geçiş garantisi nedeni ile firmaya yapılan ödemelerin miktarını sormuştu. Yapılan yazışmalarda Karayolları, araç sayısı ile elde edilen bilgilerini İBB'ye göndermiş ancak geçiş garantisi nedeni ile yapılan ödeme bilgisini özel hukuk sözleşmesi hükümlerine tabi olduğu gerekçesi ile vermemişti.
4 YILDA 637.5 MİLYON GEÇİŞ ÜCRETİ TAHSİL EDİLDİ
Karayolları'nın İBB'ye gönderdiği rakamlara göre 3. Köprü'den 2016-2019 yılları arasında toplam 637 milyon 569 bin 910 TL geçiş ücreti geliri elde edildi. 2016 yılında eylül ayından yıl sonuna kadar 47 milyon 27 bin 268 TL, 2017'de 166 milyon 341 bin 861 TL, 2018'de 178 milyon 744 bin 196 TL, 2019'da 245 milyon 456 bin 585 TL geçiş ücreti tahsil edildi.
‘BAKANLIKLAR ALT ŞİRKETLERE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Oya Ersoy da konuyu Meclis gündemine taşıdı. Ersoy, İBB’ye ödeme yapılma zorunluluğu olmasına rağmen, ödeme yapılmıyor olmasını Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’na sordu.
“Şirketlerin kar elde etmesini sağlamak amacıyla, yurttaşların geçmediği köprünün bedelini ödüyor olması, bakanlık tarafından şirketle yapılan sözleşmenin hemen feshedilmesini gerektirmektedir. Bakanlıklar şirketler lehine proje üreten ‘alt şirketlere’ dönüşmüştür!" diyen Ersoy, şu bir gerçek ki ülkemiz bugün, AKP iktidarı boyunca şirketlerin lehine projeler üreten bir ülkeye dönüştürülmüştür” dedi.
Ersoy, bakanlığa yanıtlanması istemi ile şu soruları yöneltti;
1- Hazine’nin 2016 yılında açılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü için IC İçtaş İnşaat-Astaldi Konsorsiyumu’na (ICA) yaptığı geçiş garantisi ödemelerinin yüzde 10’unu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) aktarması söz konusu iken hiçbir ödeme yapmıyor olmasının nedeni nedir?
2- 2016 yılından itibaren Yavuz Sultan Selim Köprüsünden kaç araç geçmiştir? Elde edilen gelir ve geçiş garantisi nedeni ile firmaya yapılan ödeme miktarı ne kadardır?
3- 2016 yılından itibaren Yavuz Sultan Selim Köprüsünün geçiş garantisi ödemelerinden Bakanlığınıza ödeme yapılmış mıdır? Ödeme yapıldıysa ödenen tutar ne kadardır?
Canan Kaftancıoğlu hakkında yeni iddianame
Kaftancıoğlu hakkında 6 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianame, değerlendirilmek üzere mahkemeye gönderildi.
22-01-2021 14:58

Fahrettin Altun’un evinin fotoğraflarının çekilmesi suçlamasıyla Canan Kaftancıoğlu'na 6 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, CHP Üsküdar İlçe Başkanı olan Suat Özçağdaş'ın 21 Nisan 2020 tarihinde Fahrettin Altun ile ailesi tarafından kullanılan bahçeli evin fotoğrafını çektiği ve görüntüyü de Canan Kaftancıoğlu'na göndermek suretiyle özel hayatın gizliliğini ifşa ettiği belirtildi. Altun'un avukatının savcılığa başvurarak, Suat Özçağdaş'ın, Canan Kaftancıoğlu tarafından azmettirildiğini belirtip şikayetçi olduğu belirtildi.
İddianamede Canan Kaftancıoğlu ifadesinde, ‘Suat Özçağdaş'ın siyasi görevi gereği kentteki hukuka aykırı yapılaşmayı kontrol ettiğini, müştekiye ait evin fotoğraflanması yönünde Özçağdaş'a hiçbir telkinde bulunmadığını, iddiaların asılsız olduğunu ve suçlamayı kabul etmediğini' belirtti.
Soruşturma kapsamında iletişim kayıtları ve Suat Özçağdaş'a ait telefonun incelenmesi sonucu Kaftancıoğlu'nun “şüphelinin eylemini gerçekleştirmesine” azmettirdiğine dair veri bulunmadığı belirtildi. İddianamede, Kaftancıoğlu hakkında delil yetersizliğinden kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, itiraz üzerine kararın kaldırıldığı, bu durumda ''şüpheli'' hakkında kamu davası açma zarureti doğduğu kaydedildi.
6 YILA KADAR HAPSİ İSTENDİ
Dosyanın uzlaştırmacıya tevdi edildiği ancak tarafların uzlaşma teklifini kabul etmediklerinin belirtildiği iddianamede, savcılık Canan Kaftancıoğlu'nun “özel hayatın gizliliğini ihlal etmeye azmettirme” suçlamasını yöneltti ve 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. İddianame değerlendirilmek üzere mahkemeye gönderildi.
Erdoğan'dan erken seçim açıklaması: 'Acelecilik içerisinde değiliz'
Cuma namazı çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan muhalefetin erken seçim çağrılarına ilişkin "Şu anki tablomuz Haziran 2023’tür. Bu tarihten önce erken seçim söz konusu değildir" şeklinde konuştu.
22-01-2021 14:39

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazı sonrası açıklamalarda bulundu.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, erken seçim tartışmalarına ilişkin "Muhalefetteki siyasi partiler gibi acelecilik içerisinde değiliz. Şu anki tablomuz Haziran 2023’tür. Bu tarihten önce erken seçim söz konusu değildir" dedi.
Erdoğan öte yandan aşı konusunda da açıklamalarda bulunurken, "İkinci parti aşımız, nasip olursa onayı çıktı Çin'den. Büyük ihtimalle bu hafta sonuna kadar gelebilir" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
KISITLAMALAR VE AŞI
"Aşı konusunda şu anda ikinci parti aşımızın onayı Çin’den çıktı. Bu hafta sonuna kadar aşılar gelebilir. Beklentimiz 10 milyon geleceği yönünde. Bu arada yine Bilim Kurulu’nun yapacağı çalışmayla kademelendirme belirlenerek aşı süreci devam edecek. Restoran işletmeciliği konusu da kabine toplantısında değerlendirilecek. Endişelerimiz var. Sıkı tutacağız diyorlarsa da maalesef önlemler sıkı tutulmuyor. Şu anda başarılı bir süreç var bu süreci tekrar tersine çevirmek risk almak istemiyoruz. Verilere bakalım gerekirse bir esneme yapabiliriz.
ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI
Nedim Urhan’ı ziyaretimle ilgili daha önceleri de açıklama yaptım. Biliyorsunuz biz muhalefetteki siyasi partiler gibi acelecilik içerisinde değiliz. Şu anki tablomuz Haziran 2023’tür. Bu tarihten önce erken seçim söz konusu değildir. Oturmuş demokrasilerde aklınıza estiği zaman seçime gidilmez. Bu erken seçim yaygaraları oturmamış ama kendilerine ne elde edebiliriz gayreti içerisinde olanların hayalleridir. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değildir. Cumhur İttifakı olarak kesinleşmiş bir tarih vardır. Bu tarih de Haziran 2023’tür.
'REFORM ÇALIŞMALARIMIZI YAPTIK'
Reform paketiyle ilgili biz kendi içimizde çalışmalarımızı yaptık. Bu hafta içinde de özellikle İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni baz alarak eylem planımızı konuştuk. Ekonomiyle ilgili çalışmalarımızı da yapıyoruz. Bu konuyla ilgili önümüzdeki hafta yaparız."
SİNCAR ZİYARETİ
Erdoğan, Hulusi Akar'ın Sincar' yaptığı ziyaret sonrasında ‘Irak Hükümeti destek isterse veririz’ sözünü değerlendirdi. "Ortak operasyonları her zaman yapmaya hazırız ama bunları açıklamak suretiyle bu operasyonlar yapılmaz. Benim bir sözüm var.Cuma namazı çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtla Bir gece ansızın gelebiliriz'" dedi.
Erdoğan'dan erken seçim açıklaması: 'Acelecilik içerisinde değiliz'
— İleri Haber (@ilerihaber) January 22, 2021