Erkan Baş'tan Bakan Tunç'a 'Can Atalay' yanıtı:  'Anayasa 14'e girer diye bir bildirim yok'

Erkan Baş'tan Bakan Tunç'a 'Can Atalay' yanıtı: 'Anayasa 14'e girer diye bir bildirim yok'

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un Can Atalay hakkındaki "dokunulmazlık kapsamı" iddiasına yanıt veren TİP Genel Başkanı, 14. madde kapsamında bir bildirimde bulunulmadığını vurguladı.

İleri Haber

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, dün akşam Sözcü TV'de gazeteci İpek Özbey'in sunduğu Nokta Atışı programına katıldı ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Baş, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın hukuksuz şekilde cezaevinde tutulmasına ilişkin konuştu.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un hukuksuz şekilde cezaevinde tutulan Atalay hakkında "Gezi Davası dokunulmazlık kapsamı dışında" şeklindeki iddiasını hatırlatan Baş, "Benim açımdan çok çarpıcı bir andı. Bence Türkiye’de adalet, hukuk tartışmaları yapan herkes açısından da hatta tüm yurttaşlar açısından öyle olması lazım. Hangisine daha çok üzülmem gerektiğini bilmiyorum. Bilmiyorsa çok üzücü, bilip de yanlış bilgi veriyorsa kendisi bilmesine rağmen kamuoyunu aldatıyorsa bu daha üzücü" dedi.

'YSK, 'CAN ATALAY ADAY OLABİLİR, ENGEL YOK' DEDİ'

Tunç'un iddialarına karşı Atalay'ın adaylık sürecini hatırlatan Baş, "Mevcut yasalara göre milletvekili adayı olabilmeniz için milletvekili adaylık başvuru sırasında YSK'nın sizden istediği evraklar var. Bu hukuki durumunuzu inceleyen evraklar. YSK her aday için aday olup olamayacağına ilişkin hukuki durum açısından bir inceleme yapıyor. Can Atalay milletvekili adaylığı başvurusu sırasında bu durumunu bildirdi ve YSK, Can ile ilgili de bir karar verdi. 'Aday olabilir' dedi. Yani milletvekili olmasının önünde bir engel yoktur. Bu kimin kararı? YSK’nın kararıdır" ifadelerini kullandı.

'YURTTAŞ BİLEREK BİR KARAR VERDİ VE CAN'IN VEKİLLERİ OLMASINI İSTEDİ'

Seçim sürecine de değinen ve Maraş merkezli depremlere değinerek sözlerine devam eden Baş, şunları söyled:

"Hatay halkı Can'ın durumunu bilerek, üstelik çok ağır şartlarda yani deprem felaketini en kötü biçimde yaşamış yurttaşlarımız; şehir dışından gelerek, ceplerinden para vererek, çeşitli dayanışma organizasyonlarıyla Hatay’a geldiler. Oylarını kullandılar, sevgili can Atalay’ı Hatay halkının temsilcisi olarak milletvekili seçtiler. Bu çok önemli bir şey.

Yurttaş bir karar verdi, durumu bilerek bir karar verdi ve ben iddia ediyorum ki özellikle Can'ın kendi vekilleri olmasını istedi. Çünkü Can'ın tutuklanmasına da neden olan Gezi Davası'nın yanında tüm toplumsal olaylarda yurttaştan yana tavrını bilerek ve uğradıkları haksızlıkları, uğradıkları mağduriyeti en iyi anlayabilecek ve buna karşı en etkili mücadeleyi verebilecek, halkın haklarını en iyi savunabilecek kişilerden birisi Can Atalay’dır diye düşündüler. Ve Can’ı milletvekili olarak seçtiler"

'MAZBATA SONRASI CAN'IN TAHLİYE EDİLMESİ GEREKİRDİ'

Atalay'ın mazbatasını da aldıklarını ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) milletvekili olarak kaydettiklerini vurgulayan TİP Genel Başkanı, "Bu aşamada aslında Can'ın tahliye edilmesi lazımdı. Bizim hiçbir başvuru yapmamıza gerek yok. Eğer Türkiye’de mevcut Anayasa yürürlükteyse, bu anayasanın 83. maddesi çok açık. Bir milletvekili, milletvekili seçilmeden önce ya da milletvekilliği sırasında işlediği iddia edilen suçlar bakımından dokunulmazlık hakkı vardır. Yasama dokunulmazlığı vardır. Bu milletvekilinin bakın bir de bu sınırsız bir hak değil, şerh var orada. Bir, ağır ceza gerektiren suçlarda suçüstü hali varsa; iki Anayasa'nın 14. maddesi kapsamına giren suçlar nedeniyle yargılanıyorsa bu konuda bir hüküm varsa ortada bu durumlar istisnadır diyor."

ADALET BAKANI YILMAZ TUNÇ'A ANAYASA YANITI

83. madde hatırlatmasının ardından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un sözlerine de yanıt veren Baş, "Anayasa 14. madde, devletin bölünmez bütünlüğü gibi suçları kapsıyor. Diyor ki 'Eğer Anayasa 14. madde kapsamındaysa ilgili makam derhal TBMM Başkanlığı'na bildirir durumu' Can ile ilgili Adalet Bakanı'nın iddia ettiği şey yok. Bir, hükümlü değil; iki, Anayasa 14'e girer diye herhangi bir bildirim yapılmamış 54 günde. 54 gün herhalde derhal kapsamına girer değil mi?" diye konuştu.

Tüm bu sürecin ardından Can Atalay'ın TBMM Başkanlığı'nda aday olduğuna işaret eden ve "Milletvekili olmayan birisi TBMM Başkan adayı olabilir mi?" diyerek tepkisini dile getiren Baş; Meclis açılışını "en yaşlı üye" sıfatıyla gerçekleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dahi Atalay'ın aday olamayacağına dair bir iddiada bulunmadığını kaydetti.

'CAN ATALAY OY BİRLİĞİYLE KOMİSYONA SEÇİLDİ'

Atalay'ın TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na seçilmesini de hatırlatan Baş, "Biz Can Atalay’ı İnsan Hakları Komisyonu üyeliğine aday gösterdik. Oy birliğiyle seçildi. Bakın Can Atalay’ın komisyon üyeliği seçimleri sırasında herhangi bir ret oyu verilmedi. Meclis bir irade ortaya koydu. Bütün bunlara rağmen Can Atalay henüz tahliye edilmedi, biz derhal tahliyesini bekliyorduk" dedi.

YARGITAY TEBLİĞNAMESİ

Gezi Davası'nda yapılan itiraz üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne gönderdiği tebliğname ile Mücella Yapıcı dışındaki tüm isimler için cezaların onanması yönündeki talebini de değerlendiren Baş, "Bizim beklediğimiz, Can'ın lehine derhal karar verilmesiydi. Bu kararı vermemiş, dosyanın tümünü ele almış, Mücella Yapıcı dışında tüm sanıklar için verilen cezaların onanmasını talep ediyor. Can Atalay için de Anayasa'nın 14. maddesi kapsamında değerlendirilip tahliye talebinin reddedilmesini istiyor. Bu bir karar değil, savcı talebi aslında. Yargıtay düzeyinde savcı talebi. Bu konuda AYM’nin daha önce verdiği kararlar var, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun verdiği kararlar var. Dolayısıyla Yargıtay Ceza Genel Kurulu'ndan böyle bir karar çıkmasını beklemiyorum. Bu karar, bugüne kadar verdikleri bütün kararların çiğnenmesi anlamına gelir. Ama iyi tarafından bakalım, iyi tarafı şu. 3 gün içerisinde artık yargının bu konuda bir karar vermesi gerekiyor" diye konuştu.

'TÜM GEZİ TUTSAKLARI AÇISINDAN DAVANIN BOZULMASI GEREKİYOR'

Can Atalay'a ilişkin kararının 3 gün içinde verilmesi gerektiğini hatırlatan Baş, "3 gün içerisinde biz olumlu bir kararın çıkmasını, savcının bu talebinin reddedilmesini ve Can'ın tahliye edilmesini esas olarak bekliyoruz. Tüm Gezi tutsakları açısından da davanın bozulması gerekiyor, bu cezaların onanmasının mümkün olmadığı kanaatindeyim" sözlerini kullandı.

'PARTİLERDE BİRTAKIM STATÜKO MERKEZLERİ OLUŞMUŞ DURUMDA'

Siyasete ilişkin değerlendirmelerde de bulunan ve zihniyet değişimine ihtiyaç olduğunun altını çizen Baş, "Hatırlayın, biz TİP’i niye kurmak zorunda kaldık? İnsanlar durup dururken parti kurmuyorlar ki. Bir fikrimiz var. Türkiye'de daha solda etkili bir kuvvet ortaya çıkmadı ama sadece bu değil ki. Öbür taraftan Türkiye'de, bu ülkeyi omuzlarında taşıyan, üreten, yaratan insanlar; sokakta toplumsal mücadeleye önderlik eden gençler, kadınlar siyaset yapamıyorlar... Partiler kapalı, oralarda bir takım statüko merkezleri oluşmuş durumda ve bunun üzerinden inşa ediliyor" dedi.

'CHP'DE DEĞİŞİM İSTEYENLERDEN HERHANGİ BİRİ 'TARİKATLARLA MÜCADELE EDECEĞİZ' DİYOR MU?

Seçimlerin ardından Cumhuriyet Halk Partisi'nde (CHP) ortaya çıkan değişim tartışmalarına da değinen TİP Genel Başkanı Erkan Baş, "Bu değişim diyen arkadaşlar ne öneriyorlar, program olarak  ne öneriyorlar?" sorularını gündeme getirdi. 

Program tartışmalarının niteliğine ilişkin eleştirilerde bulunan Baş, "Mesela şunu merak ediyorum. CHP, programında açıktan NATO üyeliğini savunuyor. Bu değişim isteyen arkadaşların hiçbirisi Türkiye'nin bağımsızlığını, NATO sorununu tartışacaklar mı? CHP son 5 yıldır neredeyse laiklik kelimesini unuttu. Sadece 6 oktan bir tanesi olarak orada duruyor. Değişim isteyen arkadaşlardan herhangi bir tanesi diyor mu 'Biz bu tarikatlarla, cemaatlerle herhangi bir ilişki kurmayacağız, müzakere etmeyeceğiz, mücadele edeceğiz'? Sermaye ile ilişkiler açısından bakalım. İşçi sendikalarıyla ilişkiler açısından bakalım" ifadelerini kullandı.

Baş, "Bu tartışmayı bu düzleme taşırsak, CHP, tüm memleket için faydalı olur diye düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.