Erkan Baş'tan AKP'nin 'Sen kimsin?' videosuna yanıt: 'Biz Türkiye'yiz Erdoğan, sen kimsin?'

Erkan Baş'tan AKP'nin 'Sen kimsin?' videosuna yanıt: 'Biz Türkiye'yiz Erdoğan, sen kimsin?'

TBMM'de haftalık basın toplantısı düzenleyen TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Türkiye gündemine ilişkin açıklamalarda bulunurken, AKP Gençlik Kolları'nın Erdoğan için hazırladığı 'Sen kimsin?' videosuna "Biz ümmet değil, halkız Tayyip Erdoğan!" diyerek karşılık verdi.

İleri Haber

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, TBMM'de düzenlediği haftalık basın toplantısında Türkiye gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Erkan Baş konuşmasına yurttaşları selamlayarak başlarken, "Basın toplantımıza sizleri ve ülkemizde alın teriyle yaşayan tüm emekçileri, gençleri, kadınları sevgiyle, saygıyla selamlıyor, tüm yurttaşlarımıza sağlıklı günler diliyorum" dedi.

Konuşmasının devamında "Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde iktidar partisinin halkı ezen, yukarıdan bakan ve aşağılayan bir dil kullanmasından özel olarak rahatsızlık duyduğumuzu ifade ederek başlamak istiyorum" diyen TİP Genel Başkanı, AKP Gençlik Kolları'nın sosyal medya hesaplarından paylaştığı "Sen kimsin?" videosuna ilişkin şunları söyledi:

"Kendisini eleştiren, hatta sadece onun ileri sürdüğünden farklı bir fikri ileri süren pek çok kişiye son derece kibirli bir biçimde 'sen kimsin ya…' diye seslendiğini sanırım herkes duymuştur. 

Şimdi bu yetmemiş gibi iktidar partisi gençlik kollarının resmi sosyal medya hesaplarından yurttaşlarımıza  'Sen kimsin?' diye soran bir iktidar partisiyle karşı karşıyayız.

Halkını ezen, halkına yukarıdan bakan, halkını aşağılayan bir dil. Evet bu dilin örneklerini çok gördük de madem soru sormuş yanıtlayalım."

'BİZ TÜRKİYE'YİZ ERDOĞAN, SEN KİMSİN?'

Biz ümmet değil, halkız Tayyip Erdoğan!

Saraylarda değil, 80 metrekare dairelerde, gecekondularda oturan emekçileriz.

Ejder meyveleri yiyemeyip, askıda ekmeğe muhtaç ettiğin insanlarız.

Borçlarımız nedeniyle bankaların kara listesindeki milyonlarız.

İşsizleriz...

Senin uçakların, gemilerin var.

Biz dolmuşlarda metrobüslerde sıkış tıkış işe gitmeye çalışan emekçileriz.

Sen rantiye müteahhitsin. Biz şantiyelerde ölenleriz.

Madenlerde kolumuzu, bacağımızı, gözümüzü kaybedenleriz.

Sen madenci tekmeleyen Yusuf Yerkel’sin.

Biz hakkını arayan madencileriz!

Sen hastane patronusun, biz hastane koridorlarında bekleşenleriz.

Her gün yaşamını yitiren sağlık emekçileriyiz.

Atanamadığı için intihar eden genç öğretmen kardeşimiz olur.

Cansız bedenini günlerce sokakta bıraktığınız Teybet, ananın çocuklarıyız...

Sen evlatlarını yurt dışında okumaya gönderirken, biz yoksulluktan çocuklarını Ensar Vakfı’na göndermek zorunda kalan, çocukları istismar edilen anne-babalarız.

Ölüm nedenini gizlemeye çalıştığınız Rabia Naz’ız.

10 Ekim’de yitirdiğimiz Veysel’iz.

Sen emri verensin. Biz Berkin’iz.

Senin evlatların askerliğini bedelli yaparken, biz cepheye gönderilen, hayatını kaybeden gençleriz.

Köyleri bombalanan, Roboski’de katledilenleriz.

Sen kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum diyensin.

Biz Özgecan’ız, Gülistan’ız, Nadira’yız.

Sen doğa katliamı emirlerini verensin.

Biz Karadeniz’in deresiyiz, Gezi’nin ağacıyız, Kaz Dağı’yız, Burdur’un gölüyüz, Hasankeyf’iz.

Sen anahtarı teslim edip İngiliz zırhlısıyla kaçan Vahdettin’in torunusun,

biz Kurtuluş için savaşanların.

Sen emanete ihanet edensin, biz İstanbul’uz.

Sen parsel parsel satansın, biz Ankara’yız.

Sen teksin, biz biriz, birliğiz!

Biz Türkiye’yiz Recep Tayyip Erdoğan, sen kimsin?"

'MADEN İŞÇİLERİ BİR KEZ DAHA TARİH YAZIYOR'

Basın toplantısının devamında İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ile birlikte, Soma'dan Ankara’ya yürüyüş başlatan madencileri ziyaret ettiklerini belirten Erkan Baş, "İşçiler hakları için yürümek istiyor. Maden işçileri bir kez daha tarih yazıyor. Karşılığında iktidar da kara tarihine bir yenisini daha ekliyor" dedi.

"Madencilerin sesine ses katmalıyız" diyen Baş şunları kaydetti:

"Madenciler ve akrabaları, Uyar Madencilik gibi, devletten ruhsat alan, üretim, planlama, satın alma süreçleri devlet tarafından üstlenilen işletmelerde çalışanlara ödenmeyen ihbar, kıdem tazminat hakları için yürüyor. 

14 yıl önce patronun işletmesinde defalarca meydana gelen iş cinayetlerinin birinden sağ kurtulan ama iki gözünü kaybeden Ali Kandemir, iki ayağını kaybeden İdris Sarıkaya hala iş kazası tazminatlarını alabilmiş değiller.

Ermenek’te Özbey ailesine ait Cenne 1 No’lu ile Seba Maden ocaklarında, yine Özbey ailesine ait ruhsat sahasında Uyar ailesi tarafından işletilen Has Şekerler Maden ocağındaki faciada hayatını kaybeden 18 maden işçisinin aileleri, tazminatlarını alabilmiş değiller. Aynı şekilde, Ermenek’te Turab, Özkar, Fetih, Birsa madenlerinde çalışan işçilerin maaş, kıdem ve ihbar tazminatları da ödenmedi.

İşçiler hakları için yürümek istiyor. Maden işçileri bir kez daha tarih yazıyor.

İktidar da öyle...

Karşılarına jandarma çıkıyor. Karşılarına polis çıkıyor. Madencilerin önüne etten duvar örmeye çalışıyorlar. Gözaltına alıyorlar...

Tüm yurttaşlarımızı en ağır koşullarda çalışmalarına rağmen, başlarına gelen iş kazaları ve cinayetlere rağmen haklarını alamayan madencilerin yanında olmaya çağırıyorum. Onların yanına gidin. Onlara mesajlarınızı iletin. Onların sesini yükseltin!"

'CESARETLERİ VARSA EKMEKLERİ ALIP İŞÇİLERİN YANINA GİTSİNLER'

AKP'nin küçük iktidar ortağı MHP'nin başlattığı 'askıda ekmek kampanyası'na ilişkin de konuşan Erkan Baş, bir madenci eşinin “Askıya ekmek asmayacaksınız, milletin alın terinin hakkını vereceksiniz ki, millet kendi ekmeğini kendisi götürecek” sözlerini hatırlatırken, "Cesaretleri varsa, alıp ekmeklerini de o maden işçilerinin yanına gitsinler… Bacaklarını kaybetmiş emekçiye, babasını kaybetmiş yavruya ne anlatacaksın?" ifadelerini kullandı.

TİP Genel Başkanı şunları söyledi:

"Şimdi bir de “askıda ekmek” kampanyası başlatan iktidarın küçük ortağı bu seslere kulak vermelidir.

Cesaretleri varsa, alıp ekmeklerini de o maden işçilerinin yanına gitsinler… Bacaklarını kaybetmiş emekçiye, babasını kaybetmiş yavruya ne anlatacaksın. Hodri meydan!

Yeri gelmişken söyleyelim bu kampanya tam bir siyasi şov.

Bu kampanyanın toplumsal dayanışmayla, el ele vermekle, halkın geçim derdiyle gerçekten ilgilenmekle uzaktan yakında alakası yok.

İşçilerin, emekçilerin karnı aç ama AKP’nin iktidar ortağı olan, her icraatını onaylayan, tüm yasalarına destek veren MHP değilmiş gibi, emekçileri bir kuru ekmeğe muhtaç edenlerle kol kola yürüyen kendileri değilmiş gibi, açlıkta, yoksullukta sorumlu değillermiş gibi, esas görevleri askıda ekmek sunmak yerine işsize iş, çalışana emeğinin karşılığını vermek değilmiş gibi Bahçeli’nin başlattığı bu utanç verici kampanyaya işçilerin, emekçilerin karnı tok."

'HALKTAN, VEKİLLERDEN GİZLİ BÜTÇE KABUL EDİLEMEZ'

Basın toplantısının devamında yakın zamanda Meclis'te bütçe görüşmelerinin başlayacağını ifade eden Erkan Baş, "10 günde dünyanın en hızlı bütçesini hazırlayan ülke olduk bir anda" şeklinde konuştu.

Bütçe görüşmelerinin halktan ve vekillerden gizlenemeyeceğini belirten TİP Genel Başkanı şu ifadeleri kullandı:

"Bu haftanın en önemli gündemlerinden biri de, bütçe. Bütçenin Meclise sunulmasına 10 gün kala hükümet Türkiye mali sisteminin anayasası 5018 sayılı yasada önemli değişiklikler yapıyor. Birçok yanlışın yanında, uluslararası mukayeseye de imkan veren fonksiyonel bütçe uygulamasına son veriyor, olmayan şeffaflık yerini karanlığa bırakıyor. İşin garibi bütçe yöntemi değiştiren yasa daha yeni değişiyor ama 10 gün içerisinde buna uygun bütçe geliyor. Demek ki önce bütçeyi hazırlamışlar sonra da bir ara yasasını değiştirelim demişler. 

10 günde dünyanın en hızlı bütçesini hazırlayan ülke olduk bir anda. Zaten bütçe sarayda hazırlanıyordu. Emin olun bakanlar bile kendi bütçelerini bizle birlikte görüyor. Şimdi gördükleri bütçede nereye ne kadar harcanıyor onlar bile göremeyecek.

'YANDAŞLARIN ŞU KADAR BORCUNU SİLECEĞİZ DİYİN YETER'

Bizler bu milletin vekilleriyiz ama çok yakındır, bize de zaten tüm bilgilerin saklı olduğu bu bütçelere erişim yasağı koyacaklar. Sadece el kaldırıp el indirin yeter diyecekler!

Bu sen bütçe de çok net bir şeffaflık talebimiz var.

İktidarın yandaş şirketlerine o malum çetelere kaç ihale verilecek, kaç paralık vergi affı vereceksiniz bunu söyleyin yeter, zaten sizin bütçe dediğiniz şey neredeyse bundan ibaret. Bu sene Cengiz’e şu kadar, Kolin’e bu kadar, Kalyon’a şu kadar ihale ve vergi affı vereceğiz deseniz daha efektif olur.

Son Demiryolu ihalesine de davet yolu ile sadece bu firmalar çağırılmış. Kendi aralarında kararlaştırmışlardır artık.

'GÜNLÜK 39 LİRAYLA GEÇİNMEYE DEVAM'

Yatırımlara ayrılan bütçede rekor kırdık diyorlar. Yatırımlar dedikleri soygun ihaleleri. Peki emekçilere ne ayrılıyor o da son torba yasada var. 

İşsizliğe devam günlük 39 lira geçinmeye devam.

İşçilerin maaşlarından kesilerek oluşturulan İşsizlik Fonu’nda yine işverenlere 10 türlü destek teşvik çıktı.

Daha önce de söylemiştim.

İşsizlik Fonu’nın adını patronlara teşvik fonu olarak değiştirin siz de rahatlayın biz de sizi eleştirmekten yorulmayalım. Ne için uygulanıyorsa adı o olsun. 

'TORBA YASA GÜVENCESİZLİĞİ TEŞVİK EDİYOR'

Milyonlarca işsize destek yerine sürekli olarak patronlara prim desteği, kurumlar vergisi desteği. Peki hiç aklınıza geliyor mu? İşsizlik maaşını işçilerin aldığı süreyi uzatalım ya da asgari ücretin üzerindeki vergiyi kaldıralım insanlar biraz rahat etsin...

Daha da vahimi, bu torba yasa güvencesizliği teşvik ediyor. 25 yaş altı ve 50 yaş üstünü istihdam et tazminat vermeden işten atabilirsin diyor. 

Son 3 ayda attığın işçiyi geri alana 1 yıl sigorta primi ödeme diyor ya hani işten atmalar zaten yasaktı... İktidar da biliyor kimseyi denetlemeyeceğini, yüzbinlerce işçi son dönemde iktidarın patronlara verdiği istisnai madde olan 25/II maddesinden tazminatsız işten çıkarıldı. Bu madde yüzünden işten çıkartılanlar işsizlik maaşına da başvuramadı.