Erkan Baş'tan AKP'lilere: Paranız batsın, batsın ki insanlar yaşasın

TİP Genel Başkanı Erkan Baş Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmasında AKP sıralarına seslenerek, "Paranız batsın, paranız batsın ki insanlar yaşasın" ifadelerini kullandı.



12-11-2019 20:44

Türkiye İşçi Partisi Genel BaÅŸkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan BaÅŸ Meclis Genel Kurulu'nda bütçe görüÅŸmelerindeki kanun teklifi üzerine söz aldı. Erkan BaÅŸ burada yaptığı konuÅŸmasında bir çaÄŸrı merkezi çalışanıyken meslek hastalığından dolayı iÅŸitme kaybı yaÅŸayan Nazlı isimli iÅŸçinin iÅŸ hayatında karşılaÅŸtığı sorunlara deÄŸindi.

BaÅŸ, iÅŸçilerin sorunlarına deÄŸindiÄŸi konuÅŸmasında AKP sıralarına seslenerek, "Gözünüzü paradan biraz çevirin o ezdiÄŸiniz, sırtına bindiÄŸiniz insanların sizi taşıyabilecek bir sırtı kalmadı. Emeklilik hakkı kazanan milyonların emeklilik hakkını vermeyeceksiniz. Sadece Cengizi, Limakı, holdingleri zengin etmeye çalışacaksınız. O zaman da bize söyleyecek tek söz kalıyor: Paranız batsın diyorum, paranız batsın ki insanlar yaÅŸasın" dedi.

Erkan Baş'ın Meclis Genel Kurulu'ndaki konuşması şu şekilde:

'İKTİDAR PATRONLAR İÇİN İLERLEMEYİ KULLANDIKÇA MEMLEKET GELİŞEMEZ'

"Biz insan, ülkemiz, halkımız dedikçe iktidar "Para, para, para…" diyor ve maalesef, yine insanımızı, insanımızın nasıl daha iyi yaÅŸayacağını deÄŸil de parayı konuÅŸuyoruz. Tabii, bu sefer biraz daha afili bir mesele, elektronik parayı konuÅŸuyoruz. Komisyon raporlarını okuyunca da görüyoruz, gerçekten elektronik paralar, dijital paralar… Hani, insan heyecanlanmıyor deÄŸil, bir ilerleme var; insanlık ilerliyor, tarih ilerliyor. E, tabii, biz de bu ilerlemeden faydalanalım istiyoruz. Buraya kadarı normal ama bu iktidarın elinde her tür ilerleme sadece para babalarını, sermaye sahiplerini merkeze alıyor, emekçilerin hayatını ilerletecek tek bir adım görmüyoruz. Burada bu vesileyle ifade etmiÅŸ olalım: Halkın bütünü için ilerleme anlamına gelmeyen her ÅŸey esas olarak bir gerilemedir ve bu kanun teklifine de bu açıdan kökten karşı çıkmak gerekiyor. Yani iktidar sadece patronlar için ilerlemeyi kullandığı sürece de memleketin geliÅŸmesi mümkün deÄŸil.

'HALKIN CANINI SİNEĞİN YAÄžINI ÇIKARAN İKTİDAR...'

Åžimdi, mesela, insan okurken, tartışırken düÅŸünüyor. Halkın canını, sineÄŸin yağını çıkaran bu iktidar hangi sektöre el atsa o sektörde sanki hiç insan çalışmıyormuÅŸ gibi düÅŸünüyor. Komisyon da nedense hiç insanları tartışmamış. "Bu sektörde kimler çalışıyor, bunların hayatı nasıl devam edecek?" soruları yok."

İŞSİZLİK TÜRKİYE'DE REKOR KIRIYOR

"Mesela ben iktidarın lehine bir bilgi de paylaÅŸayım, belki heyecanlanırlar." diyen Erkan BaÅŸ ÅŸöyle devam etti: "Türkiye'de iÅŸsizlikte cumhuriyet tarihinin rekorları kırılıyor, hatta dünya rekorları kırılıyor. Fakat ilginç bir durum var -bilmiyorum farkında mısınız- her tarafta "çaÄŸrı merkezleri çalışanı" ilanları var, çaÄŸrı merkezleri çalışan arıyor. Merak ettim, Türkiye'de böyle bir iÅŸsizlik varken neden acaba çaÄŸrı merkezleri çalışan arıyor? Neden biliyor musunuz arkadaÅŸlar: ÇaÄŸrı merkezinde dört yıldan fazla hiç kimse çalışamıyor da o yüzden. Yani çaÄŸrı merkezlerinde çalışan insanlar belirli bir süre sonra meslek hastalıkları nedeniyle çalışamaz hâle geliyorlar. Ben diyorum ki gözümüzü biraz paradan çevirelim ve "Bu dünya kimlerin sırtında, nasıl dönüyor?" sorusunu soralım. Çok örnek var kuÅŸkusuz ama benim öÄŸrendiklerimden bir tanesinin ismi Nazlı. Yani sizlerin çocukları kadar kıymetli ailesi için ki adını "Nazlı" koymuÅŸlar bu arkadaşımızın. Nazlı mecbur, daha öÄŸrenciyken çalışmaya baÅŸlamış, mezun olunca da mezun olduÄŸu alanda iÅŸ bulamayınca çaÄŸrı merkezinde çalışmaya devam etmiÅŸ. Adı "Nazlı" ama memleketin milyonlarca emekçisi gibi Nazlı'nın pek nazlanmaya lüksü olmuyor. İkinci yılında yüzde 47 iÅŸitme kaybı yaşıyor Nazlı, çünkü çaÄŸrı merkezinde günde dokuz saat çalışıyor."

BaÅŸ, "Bir de ek bir bilgi paylaÅŸayım: Dışarıdan bakıldığında böyle çok büyülü mekânlar bunlar ama çaÄŸrı merkezlerinde "nasıl olsa müÅŸteriler görmüyor" diye, o yüzden bodrum katlarda, insanların iç içe, sırt sırta, herkesin baÄŸrışını çaÄŸrışını duyduÄŸu ortamlarda çalışmak durumunda kalıyorlar ve günde dokuz saat hiç mola vermeden çalışıyorlar. Hatta tuvalete giderken amirinden izin istiyor ancak amiri izin verirse gidebiliyor.

Mesela, bakın, yine bir teknolojik ilerleme örneÄŸi, tuvalet sayar koymuÅŸlar bütün tuvaletlere; çalışanlar tuvalette ne kadar vakit geçiriyor, bunu ölçüyorlar. İddiamızı ispatlayan bir örnek daha: Bütün ilerlemeler emekçiyi daha fazla sömürmek için kullanılıyor. Neyse, ben Nazlı'dan devam edeceÄŸim.

'ADET DÖNEMİNDE TUVALETTE GİDEN İŞÇİ İŞTEN ATILMAKLA TEHDİT EDİLİYOR'

Nazlı bir kadın. ÖrneÄŸin, âdet döneminde tuvalette çok zaman geçirdiÄŸi için Nazlı'ya azar çekiyorlar, iÅŸten atmakla tehdit ediyorlar. En sonunda çareyi gece kullandığı pedleri gündüz kullanmakta buluyor.

Åžimdi, bunları anlatınca tabii AKP'liler rahatsız oluyorlar. Fakat bu memlekette çalışan insanların üçte 1'inin kadın olduÄŸunu ve özellikle finans sektöründe, çaÄŸrı merkezlerinde yoÄŸun bir kadın emeÄŸi sömürüsü olduÄŸunu paylaÅŸmamız gerekiyor. Nazlı'yla devam edeyim.

Nazlı sürekli sandalyede ve aynı pozisyonda oturduÄŸu için boyun düzleÅŸmesi yaşıyor. Bir sabah kaskatı bir bedenle uyanıyor. Acile gidiyor. Zaten düÅŸük olan maaşının önemli bir bölümünü üç ay fizik tedaviye yatırıyor. Doktor diyor ki: "Ortopedik sandalyede oturman lazım." Takım liderine gidiyor Nazlı, diyor ki: "Ben ortopedik sandalyede oturmalıyım." "Ya, bunu patronlara söylemeyelim, iÅŸten atılman için yeni bir vesile olabilir." diyor. Neyse Nazlı büyük teknolojik ilerlemelerin, böyle paranın oradan oraya gittiÄŸi dönemlerde yüzyıl önce keÅŸfedilmiÅŸ ortopedik sandalyeyi bile kullanamıyor.

DeÄŸerli arkadaÅŸlar, Nazlı'yla devam edeyim. Nazlı dört yıl çalışıyor. Dört yılın sonunda Nazlı'ya diyorlar ki: 'Sen takım lideri ol' Ä°ÅŸte, Nazlı bu teklif geldiÄŸi gün iÅŸten istifa ediyor. 'Takım lideri olmak zorbalık yapmayı gerektiriyor, ben bana yapılan zorbalıkları baÅŸkasına yapmak istemiyorum' diyor ve tazminatını falan almadan gidiyor" " diye konuÅŸtu.

'MİLYONLARCA LİRA KAZANILAN YERLERDE MİLYONLARCA KÖLE YARATILDI'

Son olarak Genel BaÅŸkan Erkan BaÅŸ, "Bugün o büyük plazalar, büyük bankalar, milyonlarca lira para kazanılan yerlerde milyonlarca köle yaratmış bir düzende yaşıyoruz ve bu milyonlarca köleyi konuÅŸmamız gerekiyor. Åžimdi, eskiden, böyle, dolar iÅŸaretleri görürdük iktidarın gözlerinde; ÅŸimdi Bitcoin iÅŸaretleri falan var. Para salisede oradan oraya, buradan buraya gidiyor ama Nazlı gibi binlerce ofis çalışanı, örneÄŸin, meslek hastanesinden bir rapor almak için aylarca, yıllarca uÄŸraşıyor ki patronuna tazminat davası açsın.

Bence esas mesele: EÄŸer bir hız tartışması yapıyorsak insanların saÄŸlıklı, güvenceli yaÅŸamalarının yolunu bulmamız gerekiyor. 

'PARANIZ BATSIN Kİ İNSANLAR YAŞASIN'

Bu kanun teklifinde de yine patronların, servet sahiplerinin paralarını nasıl daha hızlı transfer edeceklerini, nasıl daha fazla para kazanacaklarını tartışıyoruz.

Biz de diyoruz ki: Biraz gözünüzü ÅŸu paradan çevirip insana bakın. O ezdiÄŸiniz, sırtına bindiÄŸiniz insanların sizi taşıyabilecek bir sırtı kalmadı.

Büyük ihtimalle bu kanun sizin oylarınızla geçecek ve bir süre sonra ülkemizde de para salise içerisinde oradan oraya gidecek ama milyonlarca emekçinin alın terinin karşılığı ödenmemiÅŸ olacak. Milyonlarca emeklinin üç kuruÅŸ paraya açlık içinde yaÅŸamak zorunda kalmaya devam edeceÄŸi bir ülkede yaÅŸayacağız. Emeklilik hakkı kazanan milyonların emeklilik hakkını vermeyeceksiniz. Sadece Cengizi, Limakı, holdingleri zengin etmeye çalışacaksınız. O zaman da bize söyleyecek tek söz kalıyor: Paranız batsın diyorum, paranız batsın ki insanlar yaÅŸasın" cümleleriyle konuÅŸmasını sonlandırdı.