Erkan Baş’tan Adalet Bakanı’na ‘Can Atalay’ yanıtı
TİP Genel Başkanı Baş, Adalet Bakanı Tunç’a “Hüküm varsa nasıl aday olabildi ve seçildi?” diye sordu.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un TİP’in seçilmiş milletvekili Gezi tutuklusu Can Atalay için söylediği sözlere Twitter’dan yanıt verdi.
Tunç, Atalay'ın mazbatasını almasına rağmen serbest bırakılmamasına ilişkin “Gezi davası anayasal düzenle alakalı bir konu anayasanın 14. maddesindeki dokunulmazlık kapsamı dışında olan dosyalardan” sözlerine yer verdi.
Baş ise bu sözlere karşı şunları söyledi:
“1- Kesinleşmiş hüküm yok, dosya Yargıtay’da.
2- Kesin hüküm olmadığına göre Anayasa 14 kapsamında olduğuna kim, nasıl karar veriyor?
3- Hüküm varsa nasıl aday olabildi ve seçildi?
4- Milletvekili değilse şu anda yapılan seçimde nasıl TBMM Başkanlığı’na aday olabiliyor?”
ÖZGÜR URFA'DAN 'AYM KARARLARI' HATIRLATMASI
Öte yandan, TİP Parti Meclisi üyesi Avukat Özgür Urfa, Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımla Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a seslenerek AYM tarafından konuyla ilgili daha önce verilmiş kararları hatırlattı.
Paylaşımına 2013 yılında verilen Mustafa Balbay kararının görselini ekleyen Urfa, “Anayasa’nın 14. Maddesinden bahsetmeden önce konuyla ilgili Anayasa Mahkemesi tarafından daha önce verilmiş kararlara bir baksaydınız” ifadelerini kullandı.
'YASAMA FAALİYETİNE KATILMAMASI SONUCU MAHRUM KALINAN KAMU YARARI'
Urfa’nın paylaştığı Balbay kararında ise şu ifadeler yer aldı:
“Anayasa'nın 83. maddesinde 14. maddeye atıfla getirilen istisna, Anayasa'nın 67. maddesindeki seçilme hakkı da dikkate alındığında dar ve özgürlük lehine yorumlanmalıdır. Bu nedenle tutukluluğunun devamı hakkında karar verilen kişi milletvekili olduğu takdirde, çatışan değerlere bir yenisi eklenmekte ve kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının yanında, seçilmiş milletvekilinin tutuklu olması nedeniyle yasama faaliyetine katılamaması sonucu mahrum kalınan kamu yararının da dikkate alınması gerekmektedir. Bu çerçevede mahkemelerin milletvekili seçilen kişilerin tutukluluğunun devamına karar verirken hem kişi hürriyeti ve güvenliği hakkından hem de seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının kullanılmasından kaynaklanan yarardan çok daha ağır basan korunacak bir yararın varlığını somut olgulara dayanarak göstermeleri gerekir.”