Erkan Baş: Önümüzdeki yüzyılda karanlığın yaşanmamasının güvencesi TİP'in güçlenmesidir
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, partisinin Adana'daki milletvekili aday tanıtımında konuştu.
Türkiye İşçi Partisi (TİP), Adana’da milletvekili aday tanıtım toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Önümüzdeki yüzyılda bir daha aynı karanlığın yaşamamasının güvencesi, bu seçimlerde Türkiye İşçi Partisi’nin, emekçilerin, kadınların, gençlerin güçlenmesidir” ifadelerini kullandı.
Seçim çalışmalarını sürdüren TİP, Adana’da milletvekili aday tanıtım toplantısı düzenledi. Toplantıya TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Adana milletvekili adayları ve Adana İl Örgütü ile binlerce yurttaş katıldı.
TİP Adana İl Başkanı Hakan Çayan, TİP Adana 2. Sıra Adayı Sade Aşkın ve 3. Sıra Adayı Ahmet Faruk Ulaş’ın konuşmalarının ardından, TİP Adana 1. Sıra Milletvekili Adayı ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası kurucularından Duygu Yılmaz, özel sektör öğretmenlerinin çalışma şartlarını gözler önüne serdiği bir konuşma yaptı.
‘EMEKÇİYİM, İŞÇİYİM, BUNUNLA GURUR DUYUYORUM’
Sözlerine “Çukurova’nın bereketli topraklarında umudu birlikte yeşerttiğimiz, mücadeleyi birlikte büyüttüğümüz dostlar, merhaba” diyerek başlayan Duygu Yılmaz, özel sektör öğretmenlerinin maruz kaldığı hak gaspı ve emek sömürüsünü Meclis’e taşıyacaklarını ifade ettiği konuşmasında şunları kaydetti:
“Özel sektör öğretmenleri eylül ayında işe başladığında haziran tarihli bir istifa dilekçesi de imzalar, patron işe başlarken bu dilekçeyi alır kasasına koyar. Bunu neden yapar? ‘Canım istediğinde seni işten çıkarabilirim, sen baştan istifa etmişsin’ diyebilmek için. Hakkımızı arayabileceğimiz veya bu sektörde çalışan öğretmenleri koruyacak tek bir kanun var mı, maalesef yok.
Yıllarca bizi nasıl uyuttular, ‘Öğretmenlik kutsaldır’ diye. Emeği makyajladılar, sevimli hale getirdiler. Aylarca maaş alamazsınız, maaşınızı istersiniz, ‘Hocam siz çok kutsal bir iş yapıyorsunuz, her şey para mı, bizim de paramız yok, idare edin bu çocuklar üniversite sınavına girecek’ derler. Aylarca, yıllarca bu şekilde insan çalıştırılan bir sektörün içindeyim. Emekçiyim, işçiyim, bununla gurur duyuyorum.
‘BAKANLIK, SERMAYE VE PATRONLAR ÜZERİMİZDE TEPİNİYOR’
Bizim üzerimizde kim tepiniyor? Bizim üzerimizde bakanlık tepiniyor, bizim üzerimizde sermaye tepiniyor, bizim üzerimizde patronlar tepiniyor. Bu düzeni değiştirmek için dedim ki ‘Meclis benim, Meclis bizim’, hep birlikte değiştireceğiz.
Mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz ve sizin desteğinizle birlikte bütün bu anlattıklarımı hep birlikte meclise taşıyacağız. Sayıları 500 bini aşan ve istihdam edilmeyi bekleyen öğretmen arkadaşlarımıza sesleniyorum, gelin omuz verin, mücadeleyi birlikte büyütelim ve meclise taşıyalım.”
‘BU SEÇİMİN TEMEL GÜNDEMİ, ERDOĞAN’I TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE GÖNDERMEK’
TİP Adana Milletvekili Adayı Yılmaz’ın konuşmasının ardından, TİP Genel Başkanı Erkan Baş da sahneye çıkarak bir konuşma yaptı. 14 Mayıs seçiminin temel gündeminin “Erdoğan’ı tarihin çöplüğüne göndermek” olduğunu dile getiren Baş, şunları söyledi:
“Her seçimin temel bir gündemi vardır. Seçimde sadece aday seçmezsiniz, sadece parti seçmezsiniz, her seçimin temel bir meselesi vardır. Bu seçimin temel gündemi, Türkiye’nin üzerine çöreklenmiş 20 yıllık ceberrut bir iktidara son vermektir. Bu seçimin temel gündemi, Tayyip Erdoğan’ı hak ettiği yere, tarihin çöplüğüne göndermektir.
Sevgili arkadaşlar, en önemlisi, bu bizim eserimiz olacaktır. O yüzden, bugüne kadar çeşitli nedenlerle onların yalanlarına inandığı için, kendince başka çare göremediği için Adalet ve Kalkınma Partisi’ne, Milliyetçi Hareket Partisi’ne, Cumhur İttifakı’na oy vermiş ama bizim gibi emeğiyle, alın teriyle yaşayan bu ülkenin tüm onurlu insanlarına elimizi uzatmamız, gözlerine inen perdeyi kaldırmamız, onlara gerçeği göstermemiz gerekiyor. Aynı tezgahta beraber ter dökenler bunu yapabilir, aynı otobüste birlikte balık istifi gibi işe gidenler bunu yapabilir, sabah güneş doğmadan işe gidip akşam güneş battıktan sonra evine gelip çocuğunu görememenin acısını beraber yaşayan, sevdikleriyle vakit geçiremememin acısını beraber yaşayan bizler bunu yapabiliriz. Aynı okul sıralarında yan yana oturanlar, bizler bunu yapabiliriz. Aynı pazarda ‘Akşam olsa da ucuzlasa, kalanlardan alsak eve götürsek ve çocuklarımıza yedirebilsek’ diye aynı acıları yaşayanlar bunu yapabilir. Bunu Türkiye İşçi Partisi yapabilir. O yüzden eğer Tayyip Erdoğan tarihin çöplüğündeki yerini alacaksa, buna en fazla katkı koyacak olan bizleriz ve önümüzdeki sayılı günü, sayılı saati, sayılı dakikayı gerekiyorsa hiç uyumadan ama bütün gücümüzle, bütün enerjimizle buna ayırmamız lazım.”
‘BİZ SİYASETE, BU ÜLKENİN EMEKÇİLERİNİN ÇIKARINI SAVUNMAK İÇİN GELDİK’
Erkan Baş, Saray Rejimi’nden kurtuluşun ardından, “Türkiye’yi yeniden kuracak olan iradenin Emek ve Özgürlük İttifakı olduğunun” altını çizerek şunları dile getirdi:
“Bizim bu seçimdeki temel hedefimiz Saray Rejimi’ne son vermektir. Bu bütün diğer tartışmalardan azade bir konudur ve her TİP’linin, TİP’e kıymet veren her yurttaşın öncelikli olarak görevi budur. Bizim açımızdan, kişisel çıkarlarımızdan, partimizin çıkarlarından hatta ittifakımızın çıkarlarından daha önemli bir şey vardır: Bu ülkenin yüzde 99’unun, bu ülkenin emekçilerinin çıkarı. Biz siyasete bu yüzde 99’un çıkarlarını savunmak için geldik. O yüzden bu memleketi bu karanlıktan kurtarmak en temel görevimiz olarak devam edecek.
‘EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI, TÜRKİYE’NİN İKİNCİ YÜZYILININ GÜVENCESİDİR’
Bizim karşımızda Cumhur İttifakı var, bizim kurtulmak istediğimiz bir Saray Rejimi var ama ‘Saray Rejimi’nden kurtulduktan sonra bu ülke nasıl bir ülke olacak’ sorusuna halk adına cevap vermesi gereken bir Emek ve Özgürlük İttifakı var. O yüzden bütün arkadaşlarımızdan bu iktidara karşı mücadele verirken yok sayılan, susturulan, sesi duyulmak istenmeyen milyonlarca insanı bir araya getirecek Emek ve Özgürlük İttifakına sahip çıkma çağrısı yapıyorum. Emek ve Özgürlük İttifakı Türkiye’nin ikinci yüzyılının güvencesidir. Bu ülkede ezilen halkların, yoksulların, emekçilerin, Kürtlerin, Alevilerin, kadınların, işçilerin, gençlerin, köylülerin yan yana geldiği ve Türkiye’yi yeniden kuracak irade Emek ve Özgürlük İttifakı olacaktır.”
‘ADAYLARIMIZIN ÜNLERİ, MÜCADELELERİNİN ÜRÜNÜDÜR’
TİP Genel Başkanı, partisinin aday listelerine getirilen eleştirilere ve TİP’in baraj sorunu olduğuna yönelik spekülasyonların ortaya çıkmasına ilişkin ise şunları kaydetti:
“Bakın bu seçim, hepimizin elbirliğiyle, bugüne kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerçekleşmemiş bir şeyi gerçekleştireceğimiz bir seçim olacak. Bugüne kadar bu ülkede hep yok sayılan, hep ikinci sınıf görülen kim varsa inadına onları listelerimizde en üst sıralara yerleştirdik. Şimdi bizi küçümsemeye çalışıyorlar. Diyorlar ki bunların listelerinde ünlüler var falan. Bizim ünlülerimizin hepsi mücadele ettikleri için toplum tarafından sevilen insanlardır. Ünleri, mücadelelerinin ürünüdür. Ama aynı zamanda hepsi bu ülkede işçi sınıfı mücadelesini güçlendirmek için bu partinin saflarında milletvekili aday listelerinde de görev olarak, sorumluluk olarak yerlerini almış arkadaşlarımızdır.
‘BU ÜLKEYİ OMUZLARINDA KİM TAŞIYORSA, TİP LİSTELERİNDE ONLAR VAR’
Buradaki bütün arkadaşlarımdan rica ediyorum, partimizin internet sitesine koyduk, bütün aday listelerimize bakın. Zaten YSK açıklıyor partilerin aday listelerinde, adaylarımızdan yarısından fazlası doğrudan şu anda fiilen işçilik yapan arkadaşlarımızdan oluşuyor, maden işçilerinden oluşuyor, belediye işçilerinden oluşuyor, tekstil işçilerinden oluşuyor, öğretmenlerden oluşuyor, motokuryelerden oluşuyor, mühendislerden oluşuyor, sağlık emekçilerinden oluşuyor, bu ülkede bizim yaşamamızı, nefes almamızı sağlayan kimler varsa TİP listelerinde onlar vardır. Bu ülkeyi omuzlarında kim taşıyorsa, bu dünya kimin ellerinin üzerinde dönüyorsa TİP listelerinde onlar var ve biz bu ülkeyi yönetebileceğimizi göstermek için bu mücadeleye girdik.
‘KOYDUĞUNUZ BARAJI, EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI’YLA PARAMPARÇA ETTİK’
Şimdi, yavaş yavaş bunları bir korku aldı. Onu da görüyoruz. Ne yapıyorlar? Alttan alttan çeşitli yalanlar servis edilmeye başlandı. Neymiş efendim? TİP’in baraj sorunu varmış. Biz, Emek ve Özgürlük İttifakı’yla, HDP ile, Yeşil Sol Parti ile birlikte seçime girdiğimiz için sizin baraj dediğiniz şeyi zaten 2015’te, HDP’ye verdiğimiz destekle, HDP’nin mücadelesiyle, Kürt halkının ödediği bedellerle, 50 yıldır sadece Kürtler ve sosyalistler meclise girmesin diye koyduğunuz barajı çoktan paramparça ettik.
Zaten, onlar da artık o barajın işe yaramadığını anladıkları için son yaptıkları düzenlemede barajı yüzde 7’ye indirdiler. Bizim hedefimiz de baraja iki tur bindirmektir onu söyleyeyim. Emek ve Özgürlük İttifakı baraja en az iki tur bindirecek.”
‘SARAY İKTİDARININ YIKILDIĞI GÜN, TÜRKİYE’NİN İKİNCİ YÜZYILININ BAŞLADIĞI ANDIR’
Konuşmasında, TİP’in seçimlere kendi adı ve adaylarıyla girmesinin değil, TİP’in olmadığı bir Meclis’in risk teşkil ettiğini vurgulayan Erkan Baş, sözlerine şöyle devam etti:
“Şimdi bizi şuna inandırmaya çalışıyorlar, diyorlar ki ‘TİP çok büyük bir risk’. Biz de şunu söylüyoruz, evet, TİP kurulduğu günden bugüne çok büyük riskler alarak bugüne geldi. Bugün TİP’in yaptığı şey çok büyük bir risk. Biz şunu yapabilirdik, başka partilerin listelerinden kendi arkadaşlarımızı milletvekili yazdırabilirdik, 4-5 arkadaşımız şu anda son derece kesin bir biçimde parlamentoda yerini alabilirdi. Türkiye’deki bu siyasi ortam buna uygundu. Fakat biz başka bir iddiayı, sizlere güvenerek, sizlerden aldığımız enerjiyle başka bir iddiayı ortaya koyduk. Dedik ki, bugüne kadar olmayan bir şeyi hep birlikte başaralım ki sadece bir seçim zaferi elde etmeyelim, Türkiye’nin önümüzdeki yüz yılının temelleri atılırken orada emekçilerin, işçilerin sesi gür çıksın. Biz sadece bir seçimi kazanmak için bu mücadeleye girmiyoruz. Biz önümüzdeki yüz yılın bizim hayallerimize uygun bir biçimde şekillenebilmesi için bu seçimlere giriyoruz. Ve saray iktidarı yıkıldığı gün, artık Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılının başladığı bir andır ve orada mutlaka solun, sosyalistlerin, emekçilerin, kadınların güçlü biçimde yer alması lazım.
‘ESAS RİSK, TİP’SİZ BİR MECLİSİN KURULMASIDIR’
20 yıl boyunca Türkiye tarihinin, belki dünya tarihinin en kötü yönetimlerinden bir tanesine şahit olduk. Hep beraber yaşadık bunu. Ama bizim sorumuz şu, belki de devrimci olmanın farkı bu, neden oldu, nasıl oldu da yüz yıl önce kurduğumuz cumhuriyet, 80 yıl sonra gericilerin, yobazların, faşistlerin, sadece patronların çıkarını düşünenlerin, sadece Amerika’nın, Avrupa’nın, emperyalistlerin çıkarına hizmet edenlerin eline kaldı? Bizim buna verdiğimiz bir yanıt var, bu yanıtta ortaklaşıyorsak bu 20 günün ne kadar kıymetli olduğu konusunda da ortaklaşıyoruz demektir. Yanıtımız şu, geride kalan 80 yıl boyunca sürekli olarak devrimcileri yok etmeye çalıştılar. Solu, sosyalistleri bitirmek için ellerinden geleni yaptılar. Sendikalarımızı kapattılar, partilerimizi kapattılar, köylerimizi yaktılar, inançlarımızı yok saydılar, devrimcileri hapsettiler, cezaevlerine attılar, idam sehpalarına attılar, sürgünlere gönderdiler. Soruyoruz, Bunları yaptınız da ne oldu, iyi mi oldu? Memleketi yobazlara, tarikatlara, cemaatlere teslim ettiniz, şimdi hep beraber kurtulmak için uğraşıyoruz. O yüzden arkadaşlar, önümüzdeki yüzyılda bir daha aynı karanlığın yaşamamasının güvencesi bu seçimlerde Türkiye İşçi Partisi’nin güçlenmesidir, emekçinin güçlenmesidir, kadının güçlenmesidir, gençlerin güçlenmesidir. ‘Büyük risk aldılar’ diyorlar ya, esas risk burada. Esas risk, TİP’siz bir meclisin kurulmasıdır, bundan daha büyük bir risk yoktur.
Dostlar, çok önemli tarihsel bir fırsatın eşiğindeyiz. Hadi gelin, gidelim herkese şunu anlatalım, ‘İki oy kullanacağız, bir oyla Tayyip Erdoğan’a hak ettiği en ağır tokadı vuracağız, ikinci oyu kendimize vereceğiz, çocuğumuza vereceğiz, torunumuza vereceğiz, bu ülkenin geleceğine vereceğiz. Ben inanıyorum bu bereketli topraklara sosyalist milletvekili yakışır, Adana’ya Türkiye İşçi Partisi yakışır. Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Başaracağız, başaracağız, mutlaka başaracağız.”