Erkan Baş Meclis'te konuştu: Sadece emekçi halkımıza karşı sorumluyuz

Erkan Baş Meclis'te konuştu: Sadece emekçi halkımıza karşı sorumluyuz

Genel Kurulun ikinci gününde söz alan Erkan Baş konuşmasına mecliste çalışan emekçileri selamlayarak başladı.

Meclis Genel Kurulu’nun 2. Gününde kalıcı OHAL getirecek maddelerin oylaması devam ediyor. 

23. maddede Türkiye İşçi Partisi Kurucu Meclisi üyesi, HDP İstanbul Milletvekili Erkan Baş konuştu. Baş konuşmasına Meclis emekçilerini selamlayarak başladı.

Erkan Baş'ın konuşmasının tamamı şöyle:

'TELEVİZYON EKRANLARINDA GÖZÜKMEYEN MECLİS EMEKÇİLERİNİ SELAMLIYORUM'

Meclis kürsüsünde yaptığım bu ilk konuşmaya, herkesten önce bu salonun içinde ve televizyon ekranlarında pek göremediğimiz ama Meclis çalışmalarının yükünü belki bizden daha fazla çeken tüm Meclis çalışanlarını, işçilerini, emekçilerini selamlayarak, onlara sevgilerimi sunarak başlamak istiyorum.

Sevgili arkadaşlar, dikkat edin, burada maalesef 2'si tutuklu olmak üzere 600 milletvekili var ve benim bu birkaç günde öğrenebildiğim kadarıyla da Meclisimizin 6 bin çalışanı var. Bu 6 bin kişiyi gazetelerde, televizyonlarda göremiyoruz; maalesef bizler de onlar hakkında çok az şey söylüyoruz, çok az şey konuşuyoruz. Fakat daha acı olan bir şey var: Bu, sadece bizim Meclisimizin gerçeği değil, bu, maalesef bir Türkiye gerçeği. Türkiye'de milyonlarca insan, sadece emeğini, alın terini satarak evini geçindirmeye, çoluğunu çocuğunu yaşatmaya çalışıyor. Ülke nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan işçilerin, emekçilerin, tüm üretenlerin ve yaratıcı güçlerine rağmen en az konuşulan toplumsal bir sınıfın, işçi sınıfının olması herhâlde bir tesadüf değil.

'MİLYONLARCA İNSAN ERTESİ GÜN AÇ KALMA RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA'

Ülkemizde milyonlarca insan, bir gün çalışmasa ertesi gün aç kalma, evsiz kalma riskiyle karşı karşıya. Tersinden, bu milyonlarca insan, bir tek gün karar verip örgütlü bir şekilde çalışmasa tüm Türkiye'de yaşamı durduracak. Hani, iktidarlar sürekli övünüyorlar ya "Şunu yaptık, bunu yaptık." diyorlar, aslında onların hepsini yapan işçiler ve emekçiler ama kimsenin aklına bu işçilerin adını anmak bile gelmiyor. Onların hayatına katkı yapacak düzenlemeler ise Meclise hiç gelmiyor. Bu yüzden, öncelikle, tüm Türkiye işçi sınıfını, emekçi halkımızı saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum ve OHAL'le ilgili yaptığımız bu tartışmayı da esas olarak onların gözüyle, onların duruşuyla değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.

Şimdi, sanıyorum, pek çok insan diyor ki "Bunların bu konuştuğumuz maddeyle ne ilgisi var?" Çok ilgisi var!"

'TEK BİR AMAÇ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ; EMEĞİYLE GEÇİNENLERİN KURTULUŞ MÜCADELESİ'

Nasıl, 27'nci Yasama Döneminin ilk tartışması OHAL'le ilgiliyse benim konuşmam da işte bu kadar bununla ilgili. Muhtemelen diyorsunuz ki "Komünist işte, ne olacak! Bildiği tek şey var, 'işçiler, emekçiler' deyip duruyor." Doğru, böyle diyorsunuz, haklısınız. Biz sosyalistler, devrimciler, komünistler yıllardır tek bir amaç için mücadele ediyoruz; işçilerin, emekçilerin, yoksulların, kısaca, emeğiyle geçinen milyonların, insanlığın kurtuluş mücadelesinin bir parçasıyız. (AKP sıralarından gürültüler)

'BU KÜRSÜDE KOMÜNİSTLER DE KONUŞACAK'

Değerli arkadaşlar, sakin olun, bu kürsüde komünistler de konuşacak.

Bugün burada tartıştığımız bu düzenlemede, hepimiz biliyoruz, bütün kamuoyu diyor ki "Bu, OHAL'in kalıcılaştırılmasıdır." Evet, arkadaşlar, biz de katılıyoruz; bu, OHAL'in kalıcılaştırılmasıdır. Sözde, OHAL kalkıyor ama bütün OHAL olağanlaştırılmak isteniyor. O zaman, şöyle basit bir mantık yürütüp değerlendireceğiz: Geride kalan iki yıllık dönemde, OHAL döneminde Türkiye neler yaşadı? Eğer bu geride kalan iki yıllık dönemde yaşadıklarınızdan memnunsanız şimdi bu tartışmalarda "evet" diyeceksiniz; yok, memnun değilseniz "hayır" diyeceksiniz. Bakın, ben size iki yılda neler yaşandığını anlatmaya çalışacağım. Elimde bir rapor var, arada bakarsanız çok mutlu olurum, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonunun hazırladığı bir OHAL raporu.

'OHAL'DE İŞ CİNAYETLERİNDE 3626 EMEKÇİ HAYATINI KAYBETTİ'

Bu rapor diyor ki OHAL'le beraber işçi cinayetlerinde yüzde 10 artış olmuş. Henüz son sayılar netleşmedi ama OHAL'le geçen yirmi iki ayda 3.626 işçi hayatını kaybetmiş durumda. OHAL bahane edilerek sendikal faaliyetler ve işçi eylemleri yasaklanmış ve engellenmiş. OHAL öncesi yıllarda toplam 8 grev yasaklanmışken OHAL boyunca 7 büyük grev yasaklanmış. Arkadaşlar, OHAL'de 154.767 işçi, grev ertelemeleri ve yasaklamaları nedeniyle bu haklarını kullanamamışlar. Daha garip bir şey söyleyeyim size: Türkiye'de en az yüz bin kişinin evsiz ve sokakta yaşadığını biliyoruz ama kendine sarayı mesken edilmiş AKP Genel Başkanı, yabancı yatırımcılara dönüyor, diyor ki: "Biz, OHAL'i iş dünyamız daha rahat çalışsın, grev tehdidi olan yere OHAL'le kolayca müdahale edelim diye çıkardık."

Arkadaşlar, demek ki mesele basit. OHAL, başka pek çok rezaletinin yanı sıra en fazla bu ülkenin işçilerini daha kolay ve daha ağır biçimde sömürebilmek için bir ihtiyaçtır; OHAL, kendini yakan işçidir; OHAL, yoksulluktan ağlayan emeklidir; OHAL, yarı aç yarı tok yaşayan üretici köylüdür; OHAL, sendikasız, sigortasız, kölece çalışmaya mahkûm edilen genç işsizlerdir; kalıcı OHAL de kalıcı işçi düşmanlığıdır.

Arkadaşlar, soru çok basit: Ya bu tabloyu onaylayacaksınız ya da bu tabloya karşı çıkıp bizimle birlikte davranacaksınız.

EMEKÇİLERE SESLENDİ: HAK ETTİĞİMİZ ÜLKEYİ BİRLİKTE KURALIM

Bakın, burada iki gündür onlarca konuşma yaptık hiçbiri dinlenilmiyor, hiçbiri anlaşılmak istenmiyor. O yüzden ben sözlerimi bitiriyorum ve bitirirken izninizle, iktidar vekillerine değil, Türkiye'deki işçilere, emekçilere, alın teriyle yaşayan tüm onurlu, namuslu insanlara sesleniyorum:

İşçiler, emekçiler, kardeşler; bugün bu ülkedeki iktidar sahiplerinin ülkenin geleceğini, eşit, özgür yaşayacağımız, barış içinde, kardeşçe yaşayacağımız bir Türkiye'yi kurmak gibi bir dertleri yok; aksine, bunu engellemek için OHAL'i kalıcılaştırmak istiyorlar. O yüzden işçilere sesleniyoruz. Bu yasal düzenlemelerle bizi teslim almak istiyorlar. Teslim olmayalım kardeşler. Hepimizin hak ettiği Türkiye'yi birlikte kuralım ve bütün işçilere, emekçilere söz veriyoruz, biz her hâl ve şartta bu mücadeleye devam edeceğiz. (HDP sıralarından alkışlar)"