Erkan Baş: İktidarın sloganı, 'İşsizin fonu deniz, yemeyen domuz'

Erkan Baş: İktidarın sloganı, 'İşsizin fonu deniz, yemeyen domuz'

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TBMM genel kurulunda yaptığı konuşmada, AKP sıralarına seslenerek, İyi ki bütün millet maske takıyor, iyi ki burada oy kullanırken maske takıyorsunuz çünkü ileride "Ben bu yasaya 'evet' vermiştim." diyemeyeceksiniz ve yüzünüz görülmediği için mutlu olacaksınız” dedi.

Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Meclis genel kurulunda, İşsizlik Fonu’nda biriken paranın patronlara verilmesini öngören İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’ne ilişkin konuşma yaptı. Baş, “Devletin kasasını tümüyle boşalttığını, kefen parasını bile bitirdiniz ama illa patronlara para yetiştirmek gerekir diye işçinin fonuna, işsiz kaldığında ona yardımcı olacak fona da göz diktiniz” diyerek iktidara tepki gösterdi.

Baş’ın konuşmasında satır başları şöyle:

"Elimize aldığımız bu kanunu okuduktan sonra şuna ikna oldum, dedim ki: AKP bize bir şey göstermek istiyor. Beterin beteri var, cehennemin de dibi var. Yani, her çıkarttığınız kanunda bundan daha kötü kanun gelmez diyorum, daha kötüsünü yapmayı başarıyorsunuz, bunun için sizi tebrik etmek gerekiyor."

"Bu memleketin gerçek sorunları ne? İşsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı, kadın cinayetleri, iş cinayetleri, gençlerin özgürlük sorunu, gelecek sorunu, yolsuzluklar, rant, derinleşen eşitsizlik. Şu kadar kanun var, hiçbir şey yok, bunları çözecek tek bir öneri tek bir madde yok. Ne var? Tam tersi var. Memleketin en önemli sorunu olan işsizliğin daha da derinleştirdiğini görüyoruz."

"Beş yıl önce memlekette istihdam 28-29 milyonmuş, beş yılda nüfus artmış, bakan bey çıkmış demiş ki "İstihdamı 2,5 milyon daha artıracağız." geldiğimiz noktada 4 milyon daha düşmüş. Şimdi öyle sayılarla falan konuşmayalım. Bakın, Kadir Dağ 32 yaşında, Ayhan Duran 50 yaşında, Mehmet Akkoca 39 yaşında, Ercan Özer 38 yaşında, Faruk 48 yaşında, Turan 47 yaşında; bunlar sadece son bir ayda işsizlik ve ekonomik gerekçelerle intihar eden yurttaşlarımızdan isimleri basın organlarına düşenler."

"Memlekette işsizlik var” diyoruz, siz "işsizlik" deyince bir tek "İşsizlik Fonu"nu anlıyorsunuz. Sormak istiyorum: Biraz sonra "evet" oyu vereceksiniz ya, ne olacak biliyor musunuz? İşsizlik Fonu'nda işçinin alın terinden, emeğinden biriken bir para var, siz bu parayı alacaksınız, patronlara vereceksiniz mesela. "Evet" dediğinizde bunun olacağını bilerek bu kanuna "evet" demenizi gerçekten anlayamıyorum."

"Devletin kasasını tümüyle boşalttınız, kefen parasını bile bitirdiniz ama illa patronlara para yetiştirmek gerekir diye işçinin fonuna, işsiz kaldığında ona yardımcı olacak fona da göz diktiniz. Yani gerçekten sizin döneminizde şöyle bir slogan türedi bence: "Bu işçinin İşsizlik Fonu deniz, yemeyen domuz." diyorsunuz. Herkes buradan faydalansın, bir tek işçiler almasın."

"İktidar diyor ki: "Biz işsizliği yasaklıyoruz." İşsizliği yasaklamak şu: Bakın, memlekette asgari ücret 2 bin 324 lira, açlık sınırı 2bin 450 lira, yoksulluk sınırı 7 bin 918 lira. Biz "Asgari ücret az, açlık sınırının altında asgari ücret mi olur, insaf!" diyorduk, siz şimdi bu çıkardığınız kanunla diyorsunuz ki: "Ey işçi kardeşim, sen bir yıl daha günde 39 liraya yaşa, ayda 1.170 liraya yaşa." Ya yaşayabiliyorsanız siz yaşayın. Ayda 1.170 liraya geçinebilen bir tane babayiğit varsa içinizde bu kanuna "evet" desin. Peki, sizin yapamadığınızı gariban işçi nasıl yapacak, bunun nasıl bekliyorsunuz? Bunu anlamak mümkün değil."

"Diyelim ki açlıktan, yoksulluktan ölüme mahkûm ettiğiniz bu işçi inatçı, diyor ki: "Kardeşim, ben taşı sıksam suyunu çıkartırım, illa da çalışacağım, başka bir iş buldum." Çıkabiliyor mu işinden? Çıkamıyor. Ne diyorsunuz? "Eğer çıkarsan senin kıdem tazminatın var ya onu bana haraç olarak ver, kıdem tazminatını bırak, ondan sonra git başka bir yerde çalış."

"Her iş yerinde işçilerin can güvenliğini garanti altına alacak oranın sağlıklı bir çalışma koşulu olarak işlemesini sağlayacak iş güvenliği uzmanları olması lazım ve bu iş güvenliği uzmanlarının maaşını oluşturulacak bir fonla devletin karşılaması lazım. Siz ne yapıyorsunuz? İş güvenliği uzmanını patrona bağlıyorsunuz. Yani parayı veren patron, iş güvenliği uzmanına soruyor, iş güvenliği uzmanı patrona diyecek ki "Sen burada işçinin can güvenliğini garanti altına al." Böyle bir şey olmaz."

"Suçunuzu hafifletmez ama umuyorum ki okumadan evet oyu vermişsinizdir. Çünkü ben diyorum ki bunu okuyan hiç kimse "evet" diyemez. "İşçiler ölmeye devam etsin!"e evet denilemez, "İşçinin parası patrona gitsin!"e evet denilemez, "Günde 39 liraya yaşa!"ya evet denilemez."

"Covid'in sizler için sağladığı bir fırsat var: İyi ki bütün millet maske takıyor, iyi ki burada oy kullanırken maske takıyorsunuz çünkü ileride "Ben bu yasaya 'evet' vermiştim." diyemeyeceksiniz ve yüzünüz görülmediği için mutlu olacaksınız. Covid'in size böyle bir armağanı olmuş olacak."