İzel Sezer

TİP Kurucular Meclisi Üyesi ve HDP İstanbul Milletvekili Erkan Baş hakkında sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasıyla soruşturma başlatıldı.

Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne 22 Şubat tarihinde gönderilen ihbar e-mailiyle başlatılan soruşturmada Erkan Baş'ın kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Diktatör” ifadesini kullanmasının 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçlamasına gerekçe gösterildiği öğrenildi.

Söz konusu soruşturmada Baş'ın, Tiyatro oyuncusu ve aynı zaman HDP'den Hatay Milletvekili seçilen Barış Atay'ın yasaklanan 'Sadece Diktatör' oyunuyla ilgili yaptığı sosyal medya paylaşımının da dosyaya girdiği belirtildi.

SORUŞTURMA MECLİS'E TAŞINACAK

Konuyla ilgili bilgi veren Baş'ın avukatı Onur Güneş, İstanbul Anadolu Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu'nun tebligatı üzerine suçlamadan haberdar olduklarını belirtti. Erkan Baş'ın milletvekili olduğunu başsavcılığın bilmediğini kaydeden Güneş, bunun üzerine dosyanın Özel Soruşturmalar Bürosu'na gönderilmesi gerektiğini ve burada alınacak karar ile dosyanın Meclis'e taşınacağını belirtti. 

Erkan Baş'ın 'Cumhurbaşkanına hakaret' iddiasıyla suçlanmasına gerekçe gösterilen paylaşımları ise şunlar:

'EN BÜYÜK KORKULARI DAYANIŞMANIN BÜYÜMESİ'

İktidarın teslim olmayan toplumun tüm kesimlerini susturmaya çalıştığını belirten Erkan Baş ise konuya ilişkin İleri Haber'e yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Avukat arkadaşlarımızın verdiği bilgiye göre, neredeyse iktidara teslim olmayan herkese dava açılması için kullanılan "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçlamasıyla hakkımızda soruşturma başlatılmış. Türkiye'de hukukun geldiği nokta hepimizin malumu, dolayısıyla böyle bir soruşturmanın bugüne denk gelmesini tesadüf olarak görmüyorum.

Hakkımızda yapılan açık kaynak taramasında suç olduğu iddiasıyla dosyaya eklenen sözlerimizin tümünün ortak özelliğinin iktidarın saldırısına uğrayan dostlarımızla ilgili dayanışma mesajları içeren mesajlar olması. Halkevleri Eş Genel Başkanı Dilşat Aktaş, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Barış Atay gibi arkadaşlarımızla dayanışmamızı ifade eden mesajların suç olarak gösterilmek istenmesi, en büyük korkularından birisinin bu dayanışmanın büyümesi ve yaygınlaşması olduğunu gösteriyor.

Gereğinden fazla önem atfetmeyelim, sonuçta iktidar toplumun konuşan, teslim olmayan tüm kesimlerini susturmak ve teslim almak istiyor. Bu kapsamda yürüttükleri çalışmaların bir uzantısı olarak bizim de payımıza bir şeyler düşmesi "doğal", ancak bizim bundan çekinmemiz, geri adım atmamız, düşündüğümüzü-inandığımızı söylemekten çekinmemiz söz konusu bile olmayacak."