Erdoğan: Utanmadan 'deprem için toplanan para nereye gitti' diye soruyorlar

Erdoğan: Utanmadan 'deprem için toplanan para nereye gitti' diye soruyorlar

Erdoğan, Elazığ depreminin ardından yurttaşların ve muhalefetin "Deprem vergileri nereye gitti?" diye sorması üzerine "Utanmadan 'deprem için toplanan para nereye gitti' diye soruyorlar" şeklinde cevap verdi.

Ankara'da AKP'nin İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 41 kişinin hayatını kaybettiği ve binlerce kişinin yaralandığı 6,8 büyüklüğündeki depremle sarsılan Elazığ'a ilişkin açıklamalarda bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu, "Deprem vergileri nerede?" sorusu sebebiyle hedef alan Erdoğan, "Utanmadan soruyor ‘deprem paralarını nereye harcadınız’ diye" dedi.

Van, Kütahya, Bingöl, Afyon-Dinar depremlerini hatırlatarak, "İşte o sordukları deprem vergilerinin 2003-2019 yılları arasındaki toplamı cari fiyatlarla 66 milyar lira. 2019 fiyatlarıyla 147 milyar liradır. Şu ana kadar depremlerin ardından yapılan ve depreme hazırlık için yürütülen çalışmalarda harcanan kaynak ise bu rakamların yaklaşık 5 katıdır" diyen Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

"24 Ocak Cuma akşamı Elazığ ve Malatya'da can kaybına yol açan 6.8 şiddetinde bir deprem yaşadık. Ciddi yıkımlar ortaya çıktı. Deprem haberinin alınmasıyla birlikte 3 bakan arkadaşımı anında hemen Elazığ'a gönderdik. Ve sağ olsunlar gerek içişleri, gerek sağlık, gerek çevre bakanım anında orya ulaşarak; o günden bu güne bu çalışmalara katıldılar ve terk etmediler.

Bizim tarihimizde Erzincan depremi vardır, meşhurdur. Sakarya, Düzce, Bolu, Kocaeli bu depremler vardır, malumdur. CHP Genel Başkanı tarih cahili bilmez. Ben cezaevinden yeni çıkmıştım, deprem olunca hemen o bölgelere gittim. Biz dertliyiz. Ya bunun haberi yok. Sorun Van Depremi'nden haberi var mı? Yoktur. 20 katrilyona yakın para, eski parayla..."

'UTANMADAN 'DEPREM İÇİN TOPLANAN PARA NEREYE GİTTİ' DİYE SORUYOR'

"Utanmadan soruyor, 'Deprem için toplanan para nereye gitti?' diye. Deprem için toplanan para buralara gitti. O zaman milli bütçeden de para ayırdık. Van'ın suyu yoktu suyu, devlet su işlerini seferber ettik. O suyu getirme işi Van Büyükşehir Belediyesi'ne aitti. Terör örgütüyle el ele olan bu belediye, halkı susuz bırakmıştı. Git yerinde gör. Van depreminden sonra Edremit'i, Gölcük depreminden sonra Gölcük'ü yeniden inşa ettik. Milli bütçeden de verdik.

Bay Kemal, sen kiminle cirit attığının farkında değilsin. Bu işi de öğrenemeyeceksin. Onlar ne yaparlarsa yapsın biz vazifemizi iyi biliyoruz."

'KUDÜS KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR'

"Utanmadan sıkılmadan bunlardan da Filistin'i mahrum etmenin gayreti içindeler. Bu planla işgal edilen Filistin topraklarının ilhakı amaçlanıyor. Türkiye olarak iki devletli çözümü kabul eden ama esasta Kudüs'ü tamamen gasp eden ve Filistin'i tümüyle yok eden bu planı asla tanımıyor ve kabul etmiyoruz.

Kudüs kırmızı çizgimizdir. Başta Suudi Arabistan sesin çıkmıyor sesin! Ne zaman çıkacak? Umman, Bahreyn aynı şekilde. Abudabi yönetimi. Bir de oraya katılıp alkış tutuyorlar. Yazıklar olsun! Acaba o alkış tutan eller bu haince atılan adımın hesabını nasıl verecekler? Başlarında kipalarla orada olanlar da orada alkış tutuyor, onlar da alkış tutuyor. Binlerce yıldır olduğu gibi bugün de dünya barışının anahtarı Kudüs'tür."

Çok enteresan bu açıklamayı yapıyor Sayın Trump, yanında seçim kaybetmiş bir Netanyahu var basın mensupları içeri alınıyor, Türk basını alınmıyor. Hani basın özgürlüğünden yanaydınız? Aynı şeyi biz Türkiye'de Amerikan basınına yasak kıyameti koparırdınız. Türk medyasını neden almadınız? Hadi açıklayın. İşte bunların basın özgürlüğü anlayışı bu!

Tarihte hiçbir zaman zalimlerin abad olduğu uzun süre ayakta kaldığı görülmemiştir. Binlerce yıl boyunca omuz üstünde baş bırakmayarak kıtalar dolaşanlar hani nerede? Bir dönem Afrika ve Güney Amerika'yı kan gölüne boğanlar hani nerede? Son Cezayir ziyaretimizde 5 milyon insanımızı bu Fransa katletti dedi bana cumhurbaşkanı. Kendisine, "Bunların ayrıca arşiv bilgilerini gönderirsen çok isabetli olur. Çünkü Macron bu işleri bilmiyor. Ona bunları anlatmamız lazım" dedim."