Erdoğan 2040’a kadar su sorunu yok demişti: Barajların doluluk oranı son 10 yılın en düşük seviyesinde
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2040 yılına kadar su sorunu olmadığını söylemişti ama yapılan incelemeler barajların doluluk oranının son 10 yılın en düşük seviyesinde olduğunu gözler önüne serdi.
02-12-2019 09:45

ErdoÄŸan, İstanbul seçimini kaybetmeden önce “İstanbul’un 2040 yılına kadar su sorunu yok” diye konuÅŸmuÅŸtu. Ancak barajlarda yapılan incelemeler İstanbul’un barajlarındaki doluluk oranının son 10 yılın en düÅŸük seviyesinde olduÄŸunu gösteriyor.
İstanbul Kasım ayında kurak bir mevsim geçirdi. Bu durum barajlardaki su seviyesinin ciddi oranda azalmasına yol açtı. İstanbul’un barajlarındaki doluluk oranı 1 Aralık’ta yüzde 35,60 olarak ölçüldü. Bu oran son 10 yılın en düÅŸük seviyesi anlamına geliyor. Daha önce 2016 yılında aynı tarihte doluluk oranı yüzde 37,01 olarak ölçülmüÅŸtü.
İLGİLİ HABERLER
Kazdağları'nda 136. gün nöbeti: 'Alamos Kazdağları'nı terk et!'
Kazdağları'nda çadırlı nöbetin 136. gününde bir araya gelen yaşam savunucuları sloganlarla yürüyerek Kazdağları’nı terk etmeyeceklerini söylediler.
09-12-2019 20:11

İleri Haber
KazdaÄŸları’ndaki çadırlı nöbetin 136. gününde Kirazlı/Balaban mevkiindeki maden alanında ve Çanakkale merkezde eylem gerçekleÅŸtiren HeryerkazdaÄŸları, madenci ÅŸirketlerin KazdaÄŸları’nı terk etmelerini istedi. Kirazlı/ Balaban mevkiinde altın madeni projesi olan ve aÄŸaç kesimleri ile gündeme gelen Alamos Gold ve yerli iÅŸtiraki DoÄŸu Biga Madencilik’in 13 Aralık’ta yenilenmeyen iÅŸletme ruhsatının iptalini isteyen yaÅŸam savunucuları, altıncı ÅŸirketler gidene kadar KazdaÄŸları’nı terk etmeyeceklerini ilan ettiler.
İlk olarak nöbet alanında toplanarak madenin kapısı önüne günlük yürüyüÅŸlerini yapan yaÅŸam savunucularına Kazdağı DoÄŸal ve Kültürel Varlıkları Koruma DerneÄŸi, KazdaÄŸları Sanatçı Dayanışması, KazdaÄŸları İstanbul Dayanışması ve İstanbul ÅžiÅŸli’den gelen doÄŸa severler destek verdiler. Maden kapısının önünde “Onlar ormandan gidene kadar biz burayı terk etmiyoruz” diyen yaÅŸam savunucuları, herkesi çadırlı nöbete katılmaya çağırdılar.
'EKOLOJİK MÜCADELE BİRLEÅžEREK KAZANILIR'
Maden kapısından sonra Çanakkale merkezde Golf Çay Bahçesi’nden İskeleye kadar yürüyüÅŸ boyunca “Ormanlar, nehirler sermaye deÄŸiller”, “Her yer Kazdağı, her yer direniÅŸ”, “KazdaÄŸları sincabı yalnız deÄŸildir” sloganlarını atan yaÅŸam savunucularına “İnsan AÄŸaç İda” kuklası da eÅŸlik etti. Türkiye’nin tüm bölgelerindeki doÄŸa katliamlarının da karşısında olduklarını, talan edilen yerlerin isimlerini yürüyüÅŸ boyunca duyurmaya çalışarak ifade eden yaÅŸam savunucuları, ekoloji mücadelesinin birleÅŸerek kazanılacağını kaydetti.
YürüyüÅŸün ardından İskele Meydanı’nda yapılan basın açıklaması öncesinde Kirazlı/Balaban’dan zincirlerinden kurtulmuÅŸ olan “İnsan AÄŸaç İda” da doÄŸa severlerle birlikte yürüyerek İskele Meydanı’na geldi. Meydanda KazdaÄŸları’nın çığlığını haykıran İda tüm Çanakkalelilere ÅŸöyle seslendi:
“Dostlar, Alamos canavarının elinden zor kurtuldum. Sesimizi duymanız lazım. Bizlere yardımcı olmanız için yanınıza koÅŸtum.
Önce hepimizi zincirlediler, ellerimizi baÄŸladılar. Sonra sırayla haykırışlarımıza, yakarışlarımıza aldırmadan.. Hayır, hayır, aÄŸlamayacağım. Zincirlerimi kırarken nasıl kararlıysam bugün size yaÅŸadıklarımızı anlatırken de aÄŸlamayacağım. Çığlıklar bağırışlar arasında yüzlerce kardeÅŸimi hiç acımadan öldürdüler. Öyle büyük bir acıydı ki gördüklerim, tarif etmem imkansız. En acısıysa neydi biliyor musunuz? Yüzyıllar boyu yaÅŸam verdiklerimizin yanı başında öldürülmemiz ve sesimizin yeterince duyulmaması…
'SESSİZ KALMAYIN'
Hepinize oksijen verdik, hiç karşılık beklemedik. On binlerce canlıya yuva olduk, hiç yüksünmedik. Peki Åžimdi? Karşılığı bu mu olmalıydı? Zincirlerimi kırmasaydım ÅŸimdi ben de ölmüÅŸ olacaktım. Neyse ki güç bela zincirlerimi kırdım ve yanınıza gelebildim. Sizler Alamos gibi deÄŸilsiniz biliyorum. Sizlerin dostumuz olduÄŸunuzu biliyorum. İşte bu yüzden yanınızdayım. Sizden yardım istemeye geldim. Uzun yoldan geldim, biraz yorgunum ve üzgünüm. Yüzbinlerce kardeÅŸimi öldürdü Alamos. EÄŸer durduramazsak yüzbinlerce hatta milyonlarca kardeÅŸimi daha öldürecek. Size yaÅŸam veren bizlerin öldürülmesine daha fazla sessiz kalmayın.
BaÅŸarabiliriz, kalanları kurtarabiliriz. Ben de zincirlerimi kıramayacağımı düÅŸünüyordum. Ama karar verdim, harekete geçtim ve iÅŸte zincirlerimi kırdım ve yanınıza geldim.
'YA HEP BİRLİKTE YAŞAYACAĞIZ...'
Bakın! Aylardır hatta 5 aydır gece gündüz demeden bizleri Balaban tepesi yanı başında yalnız bırakmayan bir avuç insan var. Bizi hiç terk etmediler. Her gün yanımıza gelip kalanlara bir ÅŸey yapılıp yapılmadığını kontrol ediyorlar. Bu insanlarla birlikte bize yardım edin. Bakın bizler, zincirlerimizi kırdık ve birbirimize sarıldık. Siz de ellerinizdeki zincirleri kırabilirsiniz. Aylardır yanımızda nöbet tutan bu insanlarla bir olabilirsiniz. İşte o zaman Alamos canavarını durdurabiliriz. Gelin hep birlikte Alamos canavarını durduralım. Bunu hep birlikte yapabilir ve
kalan kardeÅŸlerimizi kurtarabiliriz.
Ya hep birlikte yaÅŸayacağız, ya hep birlikte yok olacağız. KardeÅŸlerim sizi bekliyor.”
HeryerkazdaÄŸları adına okunan basın açıklamasında ise ÅŸu ifadelere yer verildi:
“Kanadalı Alamos Gold ve yerli iÅŸtirakçisi DoÄŸu Biga Madencilik AÅž’nin, 13 Ekim’de iÅŸletme ruhsatı süresi dolmuÅŸ ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yenilenmemiÅŸtir. Buna
raÄŸmen çevresel etki deÄŸerlendirme raporunun geçerli olduÄŸu alan sınırları içinde aÄŸaç kesimi devam etmiÅŸtir.
'AÄžAÇ KESİMİ İKİ KEZ BELGELENDİ'
Kirazlı’da 136 gündür, gece gündüz nöbet tutan KazdaÄŸları direniÅŸçileri aÄŸaç kesimini iki kez belgelemiÅŸ ve suç duyurusunda bulunmuÅŸtur. Bayramiç’te yapılan basın açıklamasından sonra
Bayramiç Orman İşletme MüdürlüÄŸünce ihale edildiÄŸi öÄŸrenilen aÄŸaç kesimlerinin durdurulması konusundaki talep yetkili makama iletilmiÅŸ ve aÄŸaç kesimleri ÅŸimdilik durdurulmuÅŸ görünmektedir.
İşletme ruhsatı olmaksızın iÅŸleri el altından yürütmek isteyen Alamos Gold ÅŸirketi KazdaÄŸları’ndaki tüm maden çalışmalarına son verip katlettiÄŸi bölgeden ayırdığı toprak örtüsünü yerine koymalı ve bir an önce rehabilitasyon çalışmalarının baÅŸlayabilmesi için KazdaÄŸları’nı terk etmelidir. Ruhsatı olmayan ÅŸirket neden hala Kirazlı’yı iÅŸgal etmektedir?
DoÄŸa katliamının yapıldığı bölgenin rehabilitasyonu için acil olarak bir bilim ve uzmanlar kurulu oluÅŸturulup nasıl bir strateji izleneceÄŸi belirlenmelidir. KazdaÄŸları’mız, ormanlarımız, derelerimiz yerli-yabancı altıncı ÅŸirketlerin kuÅŸatması altındadır.
'KAZDAĞLARI'NI TERK ETMEYECEĞİZ'
Bir diÄŸer tehlike, Koza Altın İşletmeciliÄŸi, Serçiler köyünde altın madeni arama çalışmalarına baÅŸlamış ve maden sahası içinde aÄŸaç kesimi yapıldığı görülmüÅŸtür. Burası da yine
Çanakkale’nin tek içme ve kullanma suyu olan Atikhisar Barajına 3.8 km mesafededir. Ne Koza ne de Alamos Gold’un KazdaÄŸları’nda yeri yoktur. KazdaÄŸları yöresinde içme suyumuzu zehirleyecek, ormanlarımızı katledecek onlarca benzer proje sırada beklemektedir. Para hırsıyla gözü dönmüÅŸ bu ve benzeri ÅŸirketlerin, çevre saÄŸlığı için geç kalınmadan ruhsatlarının iptal edilmesi, Çanakkale halkı ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaÅŸları olarak talebimizdir.
Anayasanın 56. maddesi gereÄŸince, saÄŸlıklı bir çevrede yaÅŸamak, hakkımız ve doÄŸamızı korumak, ödevimizdir.
Ormanlarımız, sadece altın madeni ya da kereste deÄŸildir. Orman, insanların, kaybettiÄŸimizde geri getiremeyeceÄŸimiz bitkilerin, kuÅŸların, sincapların, karacaların yaÅŸam alanıdır. Yerli ya da yabancı, doÄŸamızı katletmek isteyen bu ÅŸirketler gidene kadar KazdaÄŸları’nı terk etmeyecek, her aÄŸacı, havamızı, suyumuzu, toprağımızı savunmaya devam edeceÄŸiz.”
Türkiye'nin en büyük tatlı su kaynağı kuruyor
Türkiye'nin en büyük tatlı su kaynağı Beyşehir Gölü'nün 26 metreye sahip derinliği 6 metreye kadar düştü.
08-12-2019 17:23

Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olan BeyÅŸehir Gölü'nde su seviyesi azalıyor. BeyÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Adil Bayındır, göldeki suyun azalmasının nedeninin, yanlış balık politikası, gölü besleyen sulardan göletler yapılması ve gölün tarımsal sulamada kullanılması olduÄŸunu belirtti.
Yanlış balık üretimi politikasının gölün tabanında otlanmaya ve derinliÄŸinin azalmasına neden olduÄŸunu ifade eden Belediye BaÅŸkanı Bayındır, ÅŸunları söyledi:
''Yanlış balık politikası gölü etkiledi. Et yiyen balık türü çoÄŸaltıldı ve onlar ot yiyen balıkları yedi. Böylelikle gölün dibinde otlar oluÅŸtu. ÖrneÄŸin, gölde 5 metre derinlik varsa, 3 metre boyunda bir otlanma oldu. DaÄŸlardan inen malzemeler, alüvyonlar, gölün dibindeki otlar nedeniyle dolgu yarattı. Alüvyon dolgular oluÅŸtu'' dedi.
DÜNYADA İÇİLEBİLİR 10 GÖLDEN BİRİ
Gölün tarımsal sulamada da kullanıldığını hatırlatan Bayındır, ''BeyÅŸehir Gölü, elbette ülke ekonomisine katkı yapan tarım sulaması için kullanılsın; ama benim hep söylediÄŸim bir ÅŸey var. Biz pet ÅŸiÅŸe suyla ayaklarımızı yıkıyoruz. Bu suyu yazık etmememiz lazım. İçilebilir niteliÄŸi ve özelliÄŸi olan dünyada 10 gölden biridir. Burası kaynak suyudur, yeraltı düdenleriyle beslenir. DaÄŸlardan gelen kar erimesiyle oluÅŸan derelerle beslenir. BeyÅŸehir Gölü, kendi içinde devreden bir göldür'' diye konuÅŸtu.
"GÖLÜN TEPEDEN TIRNAÄžA İNCELENMESİNİ İSTİYORUZ"
Bayındır, gölün yaÅŸatılması için önlem alınması gerektiÄŸini ve bunun sadece belediye imkanlarıyla olmayacağını belirtti. Devlet, üniversite ve belediye iÅŸbirliÄŸi içinde çalışmalar yapılması gerektiÄŸini ifade eden Bayındır, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
“BeyÅŸehir Gölü, bir Aral Gölü olmasın. Gölün tabanı için alt incelemelerin yapılması, tabanına dalınarak tespitlerin yapılması açısından devletten bu gölün tepeden tırnaÄŸa incelenmesini arzu ediyoruz. Bunlar yapılmadı mı? Elbette yapılıyor, ama bütün kurum ve kuruluÅŸlarımızın ortak alacağı bir karar, Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı'nın, bütün kurum ve üniversitelerin katılımıyla gölün master planının bir an evvel adının konmasını istiyoruz'' dedi.
Bakanlıktan yeni düzenleme: SİT alanları ranta açıldı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kesin korunacak hassas alanları yeni bir düzenlemeyle sınıflandırarak koruma alanlarında yapılaşmanın önünü açtı.
08-12-2019 11:07

Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı tarafından, kesin korunacak hassas alanlar, nitelikli doÄŸal koruma alanları ve sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanları olarak tescil edilen doÄŸal sit alanları için koruma ve kullanma koÅŸulları belirlendi. Yeni koÅŸullarla, sit alanlarının yapılaÅŸmaya açılmasının önü açıldı.
Birgün'den Anıl Varlı'nın haberine göre; Resmi Gazete’de yayımlanan Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu'nun DoÄŸal Sit Alanları Koruma ve Kullanma KoÅŸulları İlke Kararı’na göre, söz konusu alanlar, “kesin korunacak hassas alan”, “nitelikli doÄŸal koruma alanı”, “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” olarak sınıflandırıldı.
YENİ DÜZENLEMEYLE MUÄžLA KIYILARI TEHLİKE ALTINDA
Yapılan deÄŸiÅŸiklikte en dikkat çekici olan ise “nitelikli doÄŸal koruma alanı” konusundaki deÄŸiÅŸiklikler oldu. Adeta yapılaÅŸmaya olanak saÄŸlayan bu kapsamdaki düzenlemeler, neredeyse tamamı ‘nitelikli doÄŸal koruma alanı’ olan MuÄŸla bölgesi kıyılarının tehlikede olduÄŸunu ortaya koyuyor.
Yönetmelikte yapılaÅŸmanın önünü açacak maddeler ÅŸöyle:
-Günübirlik alanlar, A tipi hariç mesire alanları ile kıyı mevzuatına uygun olarak park ve reklatif alanlar yapılabilir.
-Kamping alanları düzenlenebilir.
-Atık su arıtma tesisi, atık su deÅŸarjı, kanalizasyon ÅŸebekesi, içme suyu temini, jeotermal suyun çıkarılması ve iletim hattı, enerji nakil hattı, trafo, ÅŸalt sahası, iletiÅŸim hattı, ulaşım hattı, açık otopark, teleferik yapılabilir.
-İmar ve kıyı mevzuatı çerçevesinde; imar planı yapılmasına gerek duyulmayan, denize girme, amatör su sporları gerçekleÅŸtirme, güneÅŸlenme gibi amaçlarla sabit olmayan duÅŸ, gölgelik, soyunma kabini, büfe, tuvalet, su sporları için sökülebilir iskele ve koruma amaçlı imar planı yapılması koÅŸuluyla iskele yapılabilir.
DeÄŸiÅŸiklikte ayrıca nitelikli doÄŸal koruma alanı tescili yapılmadan önce yapılmış olan mevzuata uygun yapıların, ömrünü tamamlayana kadar kullanılabileceÄŸi de yer aldı.
Elbistan'da termik santral için verilen olumlu ÇED raporu iptal edildi
Kahramanmaraş İdare Mahkemesi, Elbistan'da yapılması planlanan termik santral için verilen ÇED olumlu raporunu iptal etti.
07-12-2019 20:00

Diler Enerji'nin MaraÅŸ'ın Elbistan ilçesinde yapacağı 400 megawat kurulu güce sahip termik santrali için Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan Çevresel Etki DeÄŸerlendirmesi (ÇED) raporuyla ilgili daha önce yürütmeyi durdurma kararı veren KahramanmaraÅŸ İdare Mahkemesi, son duruÅŸmada ÇED raporunu iptal etti.
İleri Hatırlatıyor
AfÅŸin-Elbistan A ve B Termik Santralleri'nin bulunduÄŸu bölgeye 3'üncü bir termik santral olarak Diler Enerji tarafından Elbistan'ın Akbayır Mahallesi'ne yapacağı santral için müÅŸavir firma Çınar Mühendislik tarafından hazırlanan ÇED Raporu, 29 Haziran 2018 tarihinde Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı tarafından onaylandı.
Mevcut santrallerinden çevreye verdiÄŸi zarardan yıllardır dert yanan yöre halkı, ÇED raporunun iptali için KahramanmaraÅŸ İdare Mahkemesinde Çevre ve Åžehircilik Bakanlığına dava açtı.
3,5 MİLYON TON ATIK ÇEVREYE VE İNSANA ZARAR VERECEK
3'ü demokratik kitle örgütü, 86'sı da ÅŸahıs olmak üzere toplam 89 davacı; santralde kullanılacak olan kömürün ıslak, aynı zamanda kalori deÄŸerinin çok düÅŸük olduÄŸunu ve bu nedenle santralin enerjiden çok kükürt üreteceÄŸini, santralin yapılacağı alanın büyük bir tarım havzasının tam ortası olduÄŸunu, yılda 910 ton patlayıcı kullanılacağını, patlama iÅŸleminden dolayı ortaya çıkacak toz ve sarsıntıların çevre halkına ve tarımsal üretime zarar vereceÄŸini, yanma sonucunda her yıl 3,5 milyon ton atık oluÅŸacağını, bu atıkların çevreye ve insanlara zarar vereceÄŸini belirtti.
BAKANLIK: TEDBİR ALDIK
Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı ise savunmasında; ÇED çalışmalarının, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve bu kanuna istinaden çıkarılan yönetmeliklerin ilgili hükümleri ve diÄŸer mer'i mevzuat hükümleri çerçevesinde yürütüldüÄŸü, ÇED raporunun mevzuata uygun olarak hazırlandığı, projenin tüm çevresel etkilerinin deÄŸerlendirildiÄŸi ve gerekli her türlü tedbirin alındığı ve dava konusu iÅŸlemin hukuka uygun olduÄŸu ileri sürerek davanın reddedilmesini talep etti.
ÇED raporunu hazırlayan müÅŸavir firma Çınar Mühendislik de savunmasında, "Çevre ve Åžehircilik Bakanlığınca onaylanmış olan ÇED raporunun iptaline karar verilmesi halinde ÅŸirketin hakları zarar göreceÄŸinden dolayı" davanın reddedilmesini istedi.
ÇED RAPORUNUN BİLİMSEL OLDUÄžU İLERİ SÜRDÜLDÜ
Akbayır'a santral yapmayı planlayan Diler Enerji de davanın reddedilmesini talep ederek "Davacıların dava dilekçesindeki iddiaları haksız, hukuki ve bilimsel dayanaktan yoksundur. ÇED raporu tamamen bilimsel ve hukuka uyarlı bir ÅŸekilde hazırlanmıştır" diye savunma yaptı.
"ÇED RAPORU, KAMU YARARI VE BÖLGE HALKI MENFEAATLERİ AÇISINDAN YERİNDE DEĞİL"
KahramanmaraÅŸ İdare Mahkemesi, tarafları dinledikten sonra konuyla ilgili bölgede keÅŸif yapılarak rapor hazırlanması bilirkiÅŸi atadı. KahramanmaraÅŸ Sütçü İmam Üniversitesinden Çevre Mühendisi Dr. ÖÄŸretim Üyesi Yakup Cuci, Doç. Dr. Kevser Cırık, Jeoloji Mühendisi Doç. Dr. Ahmet Özbek, İnÅŸaat Mühendisi Prof. Dr. Mehmet Ünsal ve Ziraat Mühendisi Prof. Dr. Mustafa KızılÅŸimÅŸek'ten oluÅŸan bilirkiÅŸi, yaptığı inceleme sonunda mahkemeye raporunu sundu. 20 sayfalık raporda, santralın zararlarını detaylarıyla anlatılarak sonuç bölümünde ÅŸöyle denildi:
"Elbistan Akbayır 400 MW TES Entegre Projesine ait ÇED Raporu bir bütün olarak deÄŸerlendirildiÄŸinde ÇED olumlu kararının üstün kamu yararı, yöre halkının bireysel menfaatleri, ekoloji ve sürdürülebilirlik açısından yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır"
MAHKEME: HUKUKA UYGUN DEĞİL
KahramanmaraÅŸ İdare Mahkemesi, davacı ve davalarının savunmalarını dinleyip bilirkiÅŸi raporunu inceledikten sonra 11 Haziran 2019'da yapılan duruÅŸmada dava konusu iÅŸlemin uygulanması halinde uygulanması halinde telafisi güç zararlar doÄŸabileceÄŸinden 2577 Sayılı Kanunun 27'nci maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Mahkeme, 1 Kasım'da yaptığı son duruÅŸmada ise ÇED raporunun iptaline karar verdi. Mahkemenin kararında ÅŸöyle denildi:
"Taraflara usulüne uygun olarak tebliÄŸ edilen bilirkiÅŸi raporuna karşı, taraflarca itiraz edilmekle birlikte, yapılan itirazların, bilirkiÅŸi raporunu kusurlandırıcı nitelikte görülmediÄŸi ve bilirkiÅŸi raporunun hüküm vermeye elveriÅŸli olduÄŸu kanaatiyle, bilirkiÅŸi raporunun Mahkememizce hükme esas alınabilecek nitelikte olduÄŸu deÄŸerlendirilmiÅŸtir. Bu durumda, yukarıda aktarılan bilirkiÅŸi tespit, deÄŸerlendirme ve görüÅŸleri dikkate alındığında; KahramanmaraÅŸ İli, Elbistan İlçesinde yapılması planlanan Elbistan Akbayır 400 MW Kömürlü Termik Santrali projesiyle ilgili Çevre ve Åžehircilik Bakanlığınca verilen 29.06.2018 tarihli Çevresel Etki DeÄŸerlendirmesi Olumlu kararında hukuka uyarlık görülmemiÅŸtir"
1800 yıllık 'Çukurova’nın Ayasofyası'nda restorasyon faciası
1800 yıllık tarihi Ala Camii'ye yapılan restorasyonda demir, çelik, alüminyum ve özel malzemelerden yapılan çatının eklenmesi her kesimden tepki geldi.
07-12-2019 13:25

Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde bulunan ve 'Çukurova’nın Ayasofyası' olarak bilinen 1800 yıllık tarihi Ala Camii'ye demir, çelik, alüminyum ve özel malzemelerden çatı eklendi. Uzay mekiklerini andıran tarihi camiye yapılan restorasyona her kesimden tepki geldi.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, Roma döneminde Ayasofya Camii'nden yaklaşık 2 asır önce yapılan, yapıldığında kilise olarak kullanılan, ardından da Bizans döneminde bazilika eklenip manastır olarak kullanılan, bölgenin 15. asırda DulkadiroÄŸlu BeyliÄŸi hakimiyetine geçmesinin ardından Osmanlı PadiÅŸahı Yavuz Sultan Selim’in dedesi Alaüddevle Bozkurt Bey'in kiliseye minare ekletmesi ile cami yapılan ve Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar ibadete açık olan tarihi Ala Cami restore edildi.
2014 yılından bu yana yapılan restorasyon çalışması sonucu tarihi caminin üzerine demir, çelik, alüminyum ve özel malzemelerden çatı eklenmesine tepki gösteren Tarihçi Yazar Cezmi Yurtsever ÅŸunları söyledi:
“Tarihi neredeyse 2 bin yıla uzanan Ala Cami'de bir restorasyon rezaleti var. Ala Cami Romalılarda tapınaktı, Bizans zamanında kiliseydi, DulkadiroÄŸlu BeyliÄŸi ve Osmanlı zamanında ise minare eklenerek cami olarak kullanıldı. Yavuz Sultan Selim’in dedesi Alaüddevle Bozkurt Bey bu yeri camiye çevirdi. Yüzyıllardır bu cami kendi özelliÄŸini korudu. Åžimdiki zamanımızda ise caminin minaresi ve çatısı bir çelik kafes içerisine alındı. Caminin tarihi dokusuna dokunulmuÅŸ ve tahrip edilmiÅŸ. Bu tarihe saygısızlıktır. Buna seyirci kalamayız. CumhurbaÅŸkanımız Recep Tayyip ErdoÄŸan yakın zamanda Kozan ilçesine geldiÄŸinde tarihi HoÅŸkadem Camisine geldiÄŸinde orada pvc malzemesi kullanıldığını görüyor, yanlış yapıldığını söylüyor ve aslına uygun yeni baÅŸtan onarılmasını istiyor. CumhurbaÅŸkanımıza seslenmek istiyorum. Bu bir bilim, sanat ve insanlık faciasıdır. Bu Mimar Sinan’dan bu yana devraldığımız İslam kültür inancına ters bir durumdur. Buraya müdahale yapılmasını ve buranın aslına uygun bir ÅŸekilde onarılıp kamuoyuna açılmasını bekliyoruz."
Yağma sırası Alanya’da: Ormanlık alana maden açılacak!
Alanya’da kurşun, bakır ve çinko çıkarılıp Çin’e ihraç edilmek üzere maden açılması için ilk adım atıldı. Buna göre çalışmalar, 1540.91 hektarlık ormanlık alanda açık işletme şeklinde yapılacak.
05-12-2019 09:24

Antalya’nın Alanya ilçesinde kurÅŸun, bakır ve çinko çıkarılıp Çin’e ihraç edilmek üzere maden açılması için adım atıldı. Merkezi Alanya’da bulunan özel bir ÅŸirket tarafından Bakır-KurÅŸunÇinko Maden Arama Ve Üretim Faaliyeti Proje Tanıtım Dosyasına göre, Alanya Yeniköy Ve PaÅŸaköy mevkiinde toplam 1540.91 hektarlık ormanlık alanda açık iÅŸletme ÅŸeklinde yıllık 180 bin ton bakır, kurÅŸun ve çinko çıkarılması planlanıyor. Hazırlanan dosyaya göre, bölgede 36 bin ton/yıl BakırKurÅŸun-Çinko kompleksi, 144.000 ton/yıl pasa malzeme çıkarılacak.
BALYA’DA NELER OLMUÅžTU?
KurÅŸun, çinko ve bakır madenlerinin çevreye etkisini, Balıkesir’in Balya ilçesinde süren kirlilikten anlamak mümkün. GümüÅŸ, kurÅŸun, çinko çıkarılan ve 65 yıldır kapalı bulunan maden sahasında, dereler de, halen yüksek miktarda siyanür vb. zehirler yüksek oranda ölçülmeye devam ediliyor. Yıllar önce oluÅŸan atıklar nedeniyle tarım ve hayvancılık yapılamaz hale gelen Balya maden sahasında, ağır metaller çevreyi kirletirken bölgede, çevresel kirlilikten kaynaklanan hastalıklar ve ölümler ise sürüyor.