Engelleme girişimlerine rağmen HDP'nin iki koldan Ankara yürüyüşü başladı!

Engelleme girişimlerine rağmen HDP'nin iki koldan Ankara yürüyüşü başladı!

HDP'nin Edirne ve Hakkari’den Ankara’ya bugün başlatacağı yürüyüş öncesi Edirne'ye gitmek üzere Silivri'de toplanan HDP'lilere yapılan polis saldırısında 11 kişi gözaltına alındı. Tüm engelleme girişimlerine rağmen Edirne kolunun yürüyüşü başlarken, diğer yürüyüş kolu ise Hakkari'den Van'a ulaştı.

İleri Haber

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) 1 Haziran’da açıkladığı “Demokratik Mücadele Programı” kapsamında Ankara'ya yapılacak olan yürüyüş öncesi, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın toplanma noktası olan Silivri'de polisin engellemeleri sonrası yaptığı basın açıklamasının ardından HDP'li milletvekilleri ve parti yöneticileri, yürüyüşe başlamak üzere araçlarla Edirne'ye doğru yola çıktı. Edirne'deki engelleme girişimlerine rağmen, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi önünden başladı.

İşte dakika dakika yaşananlar:

Yürüyüşe başlamak üzere yola çıkan isimler arasında HDP'li vekiller Pervin Buldan, Sezai Temelli, Musa Piroğlu, Filiz Kerestecioğlu, Saruhan Oluç, Zeynel Özen, Semra Güzel, Ayşe Acar Başaran, Necdet İpekyüz, Oya Ersoy, Ömer Öcalan, Dersim Dağ, Serpil Kemalbay, Ömer Faruk Gergerlioğlu ile Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş da bulunuyor.

Edirne kolu yürüyüşü için HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, milletvekilleri ve parti yöneticileri saat 12.00'da Silivri Maxi Alışveriş Merkezi önünde bir araya gelirken, yürüyüşe izin vermeyen polisin toplananlara saldırması sonucu 9 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. Ardından Pervin Buldan'ın yaptığı açıklama esnasında ise 2 kişi gözaltına alındı. Polis saldırısında gözaltına alınan bazı isimler ise şu şekilde: HDP İstanbul İl Yöneticisi Atilla Özdoğan, HDP Küçükçekmece Eş Başkanı Hüseyin Fidanboy, Antalya İl Eş Başkanı Muhsin Taşer.

EDİRNE İL ÖRGÜTÜNE POLİS ABLUKASI

Öte yandan, bugün Edirne ve Hakkari olmak üzere iki koldan Ankara’ya başlayacak olan “Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü” öncesi partinin Edirne İl Örgütü binası ablukaya alındı. Yürüyüşü engelleme çabaları kapsamında günler öncesinden Edirne ve Hakkari’nin yanı sıra Tekirdağ, Van ve Kocaeli Valilikleri kentin girişlere sınırlama getirip, yine bu kentlerin genelinde yapılacak her türlü eylem ve etkinliğe yasak getirmişti.

HAKKARİ'DE HDP İL BİNASI ABLUKAYA ALINDI

HDP'nin Edirne ve Hakkari'den Ankara'ya başlatacağı 'Darbe karşı demokrasi yürüyüşü'nün Hakkari kolu da sabah saatlerinde bir araya geldi. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu, SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce, ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, HDP’nin MYK ve PM üyeleri, milletvekilleri ve partililer sabah saatlerinde parti binasında toplandı.

Yürüyüş öncesi sabah saatlerinden itibaren kentin tamamı polis ablukası altına alındı. Kentin her yanına zırhlı araçlar kunumlandırılırken resmi kurumların önünde özel harekat polisleri ve keskin nişancıların yeraldığı görüldü. Yürüyüş öncesi HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar'ın açıklama yapacağı partinin il binası da abluka altına alındı. Binaya giden sokaklara kalkanlarla barikat kuran polis, milletvekilleri ve yurttaşların il binasına giriş çıkışlarını engelledi.

'ADALET İÇİN YÜRÜYORUZ'

HDP Hakkari İl binası önünde bir araya gelen HDP'llere seslenen HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, yaptığı konuşmada, "Yürüyüşümüz bir adalet yürüyüşüdür. Bir toplumu çürütebilecek en önemli şey adaleti yok etmektir. İşte biz adalet için yürüyoruz. Haksız hukuksuz bir şekilde milletvekillikleri düşürülen, Musa Farsioğulları için, Leyla Güven için, Enis Berberoğlu için yürüyoruz" dedi ve şöyle devam etti:

'ANAYASANIN TANIDIĞI HAKKI UYGULATMIYORSA BİR İKTİDAR, BU DA DARBECİ BİR ANLAYIŞTIR'

"Darbe nedir? Darbecilik nedir? Darbecilik halkın iradesini gasp etmektir. Halkı zulüm altında tutmaktır darbecilik. Darbe sadece tankla topla yapılmaz. Darbe yargıyı kullanarak, iktidarın imkanlarını kullanarak da yapılır. Her darbecinin ilk işi halkın iradesini gasp etmektir. 12 Eylül'de generaller de bunu yaptılar, 27 Mayıs'taki askerler de bunu yaptılar. Şİmdi bu iktidar da aynı yöntemleri kullanıyor. Bunun da adı siyasi darbedir. Darbecilerin en çok korktuğu şey özgürlüktür. Önce halkın iradesini gasp ederler, hemen onunla birlikte özgürlükleri gasp ederler.

Bizim yürüme hakkımız mevcut anayasadan kaynaklanıyor. Halkımızın sağlığı bizim için çok değerlidir. Tabki sağlık şartlarını biz bu iktidardan önce ve çok daha iyi düşünürüz. Eğer gerçekten pandemi bu iktidar için önemli olsaydı, enbaştan halkın sağlığını koruyacak düzenlemeleri düşünürdü.

Şimdi bizim demokratik haklarımızı kullanmamız söz konusu olduğunda pandemiyi bahane ediyorlar. Eğer anayasanın tanıdığı hakkı uygulatmıyorsa bir iktidar, bu da darbeci bir anlayıştır. Hukuk tanımamak darbeciliktir, anayasayı tanımamak darbeciliktir. HDP, demokratik siyasette her şart altında varolmayı kafasına koymuştur, ruhuna yerleştirmiştir. 

Bir toplumu çürütebilecek en önemlişey adaleti yok etmektir. İşte biz adalet için yürüyoruz. Haksız hukuksuz bir şekilde milletvekillikleri düşürülen, Musa Farsioğulları için, Leyla Güven için, Enis Berberoğlu için yürüyoruz.

Haksız, hukuksuz yere rehin olarak tutulan önceki Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ için yürüyoruz, Selahattin Demirtaş için yürüyoruz, sizin çocuğunuz Abdullah Zeydan için yürüyoruz. Gültan KIşanak için yürüyoruz,  hapiste tutulan bütün gazeteciler, bütün aydınlar için yürüyoruz, Osman Kavala için yürüyoruz. Biz bu ülkenin tümüne adalet getirmek için yürüyoruz. Biz bir de Kürt sorununun demokratik çözümü için yürüyoruz." 

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar'ın konuşmasının ardından polis, bu kez de halkın toplandığı alandan dışarı çıkmasına izin vermiyor.

EDİRNE'DE HDP'LİLERE POLİS SALDIRDI

Demokrasi yürüyüşü için Edirne’ye gidecek olan heyet, Silivri’de bekleme halindeyken vekillerle birlikte giden en az 10 kişi gözaltına alınmasının ardından, Edirne Cezaevinin önüne doğru yola çıktı.

Edirne'de HDP'nin demokrasi yürüyüşüne polis saldırdı. HDP Milletvekili Musa Piroğlu saldırı sırasında TOMA'nın önüne geçerek " Beni ezip geçmeniz lazım" dedi.

 

ENGELLEME GİRİŞİMLERİNE RAĞMEN YÜRÜYÜŞ BAŞLADI

Saldırılara rağmen Selahattin Demirtaş'ın tutuklu olduğu cezaevi yakınında yürüyüşün startı verildi. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “82 milyon insanın kardeşçe, barış içerisinde ama özgürce yaşayabileceği bir geleceği vaat ederek yola çıktık” dedi.

 Hakkari ile birlikte Edirne’den başlatılacak “Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü”ne yönelik gelişen polis saldırısı ve engellemelerine rağmen Silivri’den Edirne’ye doğru yola çıkan HDP’liler kente vardı. Kente ulaşan HDP Eş Genel Başkan Pervin Buldan, partili milletvekilleri ile HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, TİP Genel Başkanı Erkan Baş ve ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, üzerlerine “Em bi hev re”  yazılı önlükler giydi.
 
CEZAEVİ ÖNÜNE GİTMELERİ ENGELLENDİ

 
Mezopotamya Ajansı'nın aktardığına göre, Buldan ve beraberindekiler ardından partinin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi önüne doğru yola çıktı. Fakat heyetin cezaevi önüne gitmelerine izin verilmedi. Cezaevine yakın bir noktaya kadar gitmelerine izin verilen heyet, burada zılgıtlar eşliğinde halay çekti, “Hep birlikte özgürlük, adalet, iş, aş, ekmek” yazılı dövizler taşıdı. 
 
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, burada yaptığı konuşma ile yürüyüşlerinin startını verdi. Buldan, şunları söyledi: 
 
“Sevgili arkadaşlar bugün Edirne Cezaevi önünde açıklama yapmak için buraya geldik. Aslında amacımız burada açıklama yapmak değildi. Amacımız Edirne Cezaevinin kapısının önünde açıklama yapmaktı. O utancı bütün Türkiye’ye göstermekti. Bir halkın iradesini cezaevi içerisine tıkmak, bir halkın iradesini gasp etmek ve rehin olarak tutmak ne demekmiş bunu göstermekti. Ancak bugün Edirne’de, Diyarbakır’da, Hakkari’de, Van’da; Türkiye'nin birçok kentinde illere giriş ve çıkışlar yasaklandı. Halkların, insanların kentlere girişleri antidemokratik bir şekilde, meşru olmayan bir şekilde yasaklandı.
 

'MÜCADELEMİZE ENGEL OLAMAYACAKLAR'
 
Bugün Edirne'de de, Edirne İl Örgütümüzün önü ablukaya alındı ve Edirne halkıyla bizim buluşmamız engellendi. Bu sadece buraya özgü değil. Bizi asla yıldırmayacak olan bu engellemeler, bu yasaklar; bizim barış, demokrasi, adalet, hukuk, özgürlükler mücadelesini yürütmememize asla engel olmayacaktır. 
 

'EN BÜYÜK SORUN AKP HÜKÜMETİ'
 
Türkiye’nin en büyük sorunu bu ülkeyi yöneten AKP hükümetinin Kürtlere, Alevilere, kadınlara, Ermenilere ve Türkiye’deki muhalif kesimlere olan baskısıdır, şiddetidir ve inkarıdır.  Evet bugün bu ülkeyi yönetenler Kürtlerin mezar taşlarını tahrip edip kırarak Kürt halkından intikam almaya çalışıyor. Bugün bu ülkeyi yönetenler, Alevilerin cemevlerine saldırarak, ibadethanelerini kırarak, yakarak haksızlık ve hukuksuzluk yapıyor. Bu ülkeyi yönetenler, kiliseleri tahrip ederek Ermeni halkından intikam almaya çalışıyor. Bu ülkeyi yönetenler kadınların tacize, tecavüze ve katliama uğramasına sessiz kalıyor, göz yumuyor ve bunun önlemini almıyor. Bugün sorun Kürt halkının, Alevilerin, Ermenilerin, Süryanilerin, kadınların, gençlerin, çocukların sorunudur bu ülkede. Ama en büyük sorun AKP hükümetidir. AKP hükümetinin yasaklayan ve müdahale eden tarzı, AKP hükümetinin inkarcı tarzı ve bu ülkeyi yönetme tarzıdır. Bu ülkede sorun olan şey budur.
 

82 MİLYON İÇİN YOLA ÇIKTIK 
 
Biz bugün darbeye karşı demokrasi mücadelesini yürütürken, bu yürüyüşü düzenlerken, sadece HDP’nin ya da sadece Kürtlerin değil, Türkiye’de yaşayan 82 milyon insanın kardeşçe, barış içerisinde ama özgürce yaşayabileceği bir geleceği vaat ederek yola çıktık. 
 
'UZUN SOLUKLU BİR YÜRÜYÜŞ'
 
Bizim yürüyüşümüz dün başlayan yarın bitecek olan bir yürüyüş değildir. Bizim yürüyüşümüz uzun soluklu, demokrasiye, barışa ve adalete kavuşana dek devam edecek olan bir yürüyüştür. 
 
Bugün cezaevlerinde binlerce insan var. İşte bu yürüyüş, cezaevlerinde olan arkadaşlarımızın, yoldaşlarımızın özgürlüğüne kavuşana dek devam edecek olan bir yürüyüştür. Burada, Edirne Cezaevi’nde, milyonların iradesi olan Selahattin Demirtaş'ın ve Abdullah Zeydan’ın özgürlüğüne kavuşana dek devam edecek olan bir yürüyüştür. Bu yürüyüş Gültan Kışanak’ın Sebahat Tuncel’in İdris Baluken’in, Bekir Kaya’nın, Osman Kavala’nın iradesinin gasp edilmesine karşı başlatılan bir yürüyüştür.

 
'MİLYONLARIN SESİYİZ'
 
Leyla Güven'in, Musa Farisoğulları’nın, Enis Berberoğlu’nun haksız ve hukuksuz şekilde milletvekilliklerinin düşürülmesine karşı bir yürüyüştür. Cezaevlerinde barışı, demokrasiyi isteyen aydınlar, yazarlar, akademisyenler özgürlüğüne kavuşana dek devam edecek olan bir yürüyüştür. Çünkü biz sadece bir halkın bir topluluğun ya da bir kesimin değil bugün mağdur edilen, hakları gasp edilen milyonların sesiyiz. 
 
HDP, bugün Türkiye’de milyonların oyunu alan bir partidir. Böyle kısıtlamalarla halkımızla bir araya gelişimizi engellemekle HDP’yi engelleyeceklerini zannedenler büyük yanılıyorlar. HDP duracak, HDP taviz verecek, HDP boyun eğecek, HDP diz çökecek bir parti değildir. Bugün amacımız Hakkari'deki Zap suyu ile Edirne’deki Meriç Nehri’nin buluşmasına dair bir yürüyüştür. 

 
'İRADE GASPINI TANIMIYORUZ'

 
Biz biliyoruz ki siyasi darbeler sonucunda milyonlarca insanın hakkı ve hukuku gasp edildi. Bu ülke yıllardır aslında darbelerle mücadele eden bir ülkedir. Askeri darbeler karşısında milyonların bir araya geldiği, darbelere karşı durduğu bir ülkedir. Ancak AKP Hükümetinin yaptığı siyasi bir darbedir. Gasp iradesidir ve Türkiye halklarının seçmiş olduğu milletvekillerine, belediye eşbaşkanlarına, onların temsilcilerine dönük bir irade gaspıdır. Bu irade gaspını asla tanımıyoruz, asla kabul etmiyoruz. 
 
'BARIŞI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
 

Bu sorun, inkar ederek, bu sorun yok sayılarak, bu sorun insanları cezaevlerine tıkarak, bu sorun ölerek ve öldürerek çözülecek bir sorun değildir. Bu sorun müzakereyle, bu sorun karşılıklı konuşmayla ama aynı zamanda hakkımızı, hukukumuzu arama yollarıyla çözülür. Bizler HDP’liler, HDP etrafında kenetlenen milyonlar olarak, bugün Türkiye’ye, Türkiye halklarına sesleniyoruz, HDP umut vermeye devam edecek. HDP Türkiye halklarının barışını, demokrasisini, özgülüğünü, hakkını, hukukunu savunmaya devam edecek. 
 
HDP kadınların, gençlerin, çocukların hakkını ve hukukunu savunmaya devam edecek. Kimsenin kaygısı, kimsenin şüphesi olmasın. Bu yol uzun soluklu bir yoldur. Selam olsun bu uzun yolculuğa çıkan tüm yoldaşlarımıza tüm arkadaşlarımıza bu yürüyüş ve mücadele devam edecek. Bir selamı da Sevgili Selahattin Demirtaş ve Abdullah Zeydan’a gönderiyoruz. Onların şahsında cezaevlerindeki tüm arkadaşlarımızı selamlıyoruz.”

 
Buldan’ın açıklamasının ardından heyet yürüyüşlerinin ilk durağı olan İstanbul’a doğru yola çıktı.

HDP'nin Hakkari’den Ankara’ya başlattığı yürüyüş, Van’a ulaştı. Abluka altındaki kent girişinden itibaren çevredeki yurttaşlar tarafından alkış ve zılgıtlarla karşılanan konvoy, 2 Nisan Caddesi’nde yürüyüş ile devam etti.

Mezopotamya Ajansı'nın aktardığına göre, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu, SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce, ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran ile HDP’nin MYK ve PM üyeleri ve milletvekillerinin öncülük ettiği yürüyüş, Van AVM’nin önünde polis müdahalesiyle karşılaştı. Yürüyüşçülerin önünü barikatlarla kapatan polis, çevrede alkışlayan yurttaşları tehdit ederek, fiziki müdahalede bulundu.

POLİS SALDIRISI

Yürüyüşlere destekleri sürdüren bir grup genç, polisin sert saldırısına maruz kaldı. Polise müdahale eden HDP’li vekiller de polis tarafından darp edildi. HDP’li vekil Habib Eksik, Abdullah Koç ve Nuran İmir, polis tarafından darp edildi. Polis saldırısına rağmen partililer, yürüyüşe devam etti. 

2 Nisan Caddesi’nden partinin il binasına süren yürüyüş boyunca, “Biji berxwedana HDP’ê”, “HDP halktır halk burada” ve “Darbeci AKP” sloganları atıldı. Polis tehditlerine rağmen çevrede bulunan yurttaşlar, HDP’lileri alkış ve sloganlarla karşıladı. 

Partinin il binasına geçen yürüyüşçüler, burada da alkışlarla coşkulu bir şekilde karşılandı. 

HAKKARİ’DEN EDİRNE’YE ÖZGÜRLÜK TÜRKÜSÜ

Burada konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partililere ve kent halkına teşekkür etti. Yürüyüşün HDP ile birlikte bileşenleri olan DTK, DBP, HDK, SYKP ve ESP’nin öncülüğünde yapıldığını hatırlatan Sancar, “HDP Türkiye’nin bütün renklerini kucaklama, onlarla birlikte var olma, onlarla birlikte yol alma partisidir. Van’da güzel bir havayla karşılaştık. Engellemeler de vardı, ancak bir şey söyledik yürüyüşe başlarken, demokratik haklarımızı kullanırken kararlı, halkımızı koruyan, demokratik olgunluğu elden bırakmayan bir tarz takip ediyoruz. Bizim amacımız adalet, özgürlük, demokrasi isteğini halkımızla paylaşmak. Bu istekleri dalga dalga Türkiye’nin her tarafına yaymak, Hakkari’den başladık, Edirne’ye kadar özgürlük türküsünü söylemeye başladık” diye konuştu.

‘VAN BİZİ BAĞRINA BASTI’

Sancar, şunları söyledi: “Kürt halkının coşkusu, desteği, inancı her şart altında kendini ortaya koyar. Bazen sessizliği ile ortaya koyar. O yürekte özgürlük aşkı büyümektedir. Türkiye halklarıyla buluşma inancı büyümektedir. Ses verme imkanı bulduğu her yerde sesini yükseltiyor. O sesi alıp Türkiye’nin her tarafına yayıyoruz. Demokrasi yürüyüşümüzün amacı da budur. Türkiye’nin adalet isteyen bütün insanları buluşsun diye. Bu adaletsiz düzeni, savaş düzenini, hep birlikte değiştirelim. İnsanca bir düzen yaratalım. Demokrasiyi birlikte yerleştirelim. Van bizi bağrına bastı, Van bizim iki gözümüzdür.” 

YÜCE: FAŞİZM KAMULAŞIYOR

SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce, yürüyüşün amacına değinerek, “Coğrafyamız güzelliğiyle karşıladı bizi. Bu coğrafya yüz yıllardır bir mücadele tarihine sahip. Elbette bu coğrafya kazanacak. Devletin ve iktidarın saldırılarına rağmen, bir çok alanda kazandık, kazanmaya devam edeceğiz. Bu yürüyüşü başlattık. Çünkü Türkiye’de faşizm gittikçe kamulaşıyor. AKP-MHP iktidarı kendisinden başka bir ses çıkmasın istiyor” ifadelerini kullandı. 

EDİRNE’DEN ZAP’A: DARBEYE İZİN VERMEYEĞİZ

Gezi Direnişini hatırlatan Yüce, “Gezi’nin ruhu aynı zamanda HDP ruhudur. Toplumun bütün kesimleri omuz omuza iktidara biz buradayız, Türkiye’de tek adam rejimine izin vermeyeceğiz dedi. O ruh bizleri 7 Haziran’a götürdü. HDP Türkiye’nin her tarafına umut götürdü. İktidar tüm bunları hazmedemedi, saldırılarını arttırdı. Ama biz yılmadık, Türkiye’deki tüm demokrasi güçlerinin gözü HDP’de. HDP var oldukça, bu ülkeye faşizm gelemeyecek. Edirne’den Zap’a kadar bu mesajı veriyoruz: Biz darbeye izin vermeyeceğiz. Demokrasi inşası için çalışmaya devam edeceğiz. AKP-MHP iktidarının gidici olduğunu biliyoruz. Tüm demokrasi güçlerini AKP-MHP’ye karşı ortak mücadeleye davet ediyoruz. Bu yürüyüş iktidarın faşist politikalarına dur deme yürüyüşüdür. Faşizmin tek kırıntısı kalana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.