Emekçi Mülteciler’in yönetmeni İleri’ye konuştu

Emekçi Mülteciler’in yönetmeni İleri’ye konuştu

“Hem insan haklarına aykırı hem de gerçek dışı projeler, sadece ülkemizdeki faşist ve ırkçı politikalara hizmet ediyor”

Ersan Kınık

Emekçi Mülteciler isimli belgesel filmin yönetmeni Serkan Acar, İleri Haber’in sorularını yanıtladı. MÜGYED olarak 2020 yılından itibaren mülteciler, sığınmacılar ve göçmenleri konu alan belgesel filmler üreterek Youtube kanallarında yayınladıklarını ifade eden Acar, ilk projelerinin 4 bölüm süren “Korona Günlerinde Mülteci Olmak” isimli belgesel olduğunu söylüyor. Bir sonraki projelerinin ise 6 bölümden oluşan ve Türkiye’de yaşayan sanatçı göçmenlerin hayatlarına dair bir çalışma olduğunu belirtiyor.

Emekçi Mülteciler filmini çekmeye nasıl ve ne zaman karar verdiniz? Filmi hangi amaçla çektiniz?

Derneğimiz üyesi Suriyeli ayakkabı işçisi Yusuf Salih’in önerisiyle, emeği ile yaşayan mültecilere dair bir film yapma fikri ortaya çıktı. Özellikle sığınmacıların sürekli yan gelip yattıklarına ve devletten para aldıklarına dair bir algı var ve bu algı toplumda oldukça karşılık görüyor. Biz bunun böyle olmadığını anlatmak istedik. Film, organize sanayii içerisinde yer alan ayakkabı sanayi çarşısındaki atölyelerde çalışan göçmen ve sığınmacı işçileri odağına alıyor ve onlardan kesitler sunuyor. Bunu da Yusuf Salih’in gözünden anlatıyoruz.

Çekimler esnasında herhangi bir zorlukla karşı karşıya kaldınız mı?

Çekimler oldukça rahat geçti. Filmde konuşan bütün mülteciler gönüllü olarak ve büyük bir içtenlikle kendilerini ifade ettiler. Film bu anlamda hem beni hem de izleyenleri oldukça memnun etti.

‘GERÇEK DIŞI PROJELER, ÜLKEMİZDEKİ FAŞİST VE IRKÇI POLİTİKALARA HİZMET EDİYOR’

Emekçi Mülteciler filmini çektiğiniz için olumsuz tepkilerle karşı karşıya kaldınız mı?

Henüz olumsuz bir tepki ile karşılaşmadık zaten neden olumsuz tepki veriliyor bunu anlamakta zorluk çekiyoruz. Ülkemizdeki sığınmacılar ve göçmenlerin durumu bir olgu. Bu olgu hamasetle ve popülist söylemlerle kalıcı çözüme ulaştırılamaz. Benim de içinde bulunduğum MÜGYED bu konuda kalıcı ve süreklileşecek politikalar oluşturulması için çaba gösteriyor. Biz kameramızı bu insanlara çevirerek Türkiye kamuoyuna aslında durumun popülist politikacıların gösterdiği gibi olmadığını söylüyoruz. Sığınmacı ve göçmenlerin sayısının oldukça yüksek olduğunu ben de kabul ediyorum, bu durumun ülkem için bir sorun olmaya hem de büyük bir sorun olmaya aday olduğunu her gün yaşayarak görüyorum ve bir film yönetmeni ve insan olarak bu konuda katkı sunmak istiyorum… Gelenleri geri gönderelim, sınırların dışına sürelim gibi hem insan haklarına aykırı hem de gerçek dışı projelerin sadece ülkemizdeki faşist ve ırkçı politikalara hizmet ettiğini düşünüyorum. Ayrıca biraz göç meselesine dair bilimsel kaynakları ve geçmiş örneklere baktığımız zaman belli bir zaman sonra gelenlerin kalıcı olduğu görünüyor. Önemli olan bu süreci yönetmek.

Son günlerde Türkiye’de yükselen göçmen karşıtı / ırkçı söylemlerin, göçmen işçiler üzerindeki etkilerini nasıl yorumlarsınız?

Yaptığımız belgesel filmler sırasında değişik sosyal çevrelerde birçok sığınmacı ve göçmenle tanışıp görüştüm. Hiç kimse kendi doğduğu yerden isteyerek gelmemiş. Özellikle Suriye’den gelenlerin büyük çoğunluğunun kalıcı olacağını düşünüyorum. Afganistan’dan gelenler de sanırım öyle. Avrupa ya da başka bir ülkeye gitme umutları da kalmamış… Türkiye nispeten onlar için daha yaşanır bir yer. Fakat son yıllarda artan ırkçı söylemler özellikle politikacıların söylemleri birçoğunu tedirgin etmiş. İki yıl öncesine kadar böyle bir endişe taşımadıklarını söylüyor hepsi.

‘AVRUPA BİRLİĞİNİN GÖÇMEN POLİTİKASINI İKİ YÜZLÜ BULUYORUM’

Türkiye’nin göçmen politikasını ve AB ile arasında imzaladığı Geri Kabul Anlaşması’nı nasıl değerlendirirsiniz?

Türkiye’de ne iktidarın ne de muhalefetin bir göçmen politikası olduğunu düşünüyorum. Popülist söylemlerle durumu idare ediyorlar. Oysa durum idare edilemez, yönetilmesi gerekir. Hızla Göçmen Bakanlığı kurulmalı, yerel entegrasyon için belediye ve merkezi iktidarın politikalar geliştirmesi gerekir. Ayrıca Batı Avrupa ve diğer dünya ülkeleriyle de bu yükün azaltılması için iş birliği yapılmalı. Avrupa Birliği’nin göçmen politikasını çok iki yüzlü buluyorum.

EMEKÇİ MÜLTECİLER

18 Mayıs’ta galasını yapan Emekçi Mülteciler isimli belgesel film, Suriye’den Türkiye’ye gelen mültecilerin hayatta kalma hikayelerini konu ediniyor. Filmin yapımcılığını Film Fabrik ve Mülteci ve Göçmenlerin Yerel Entegrasyonu Derneği (MÜGYED) üstlendi. Filmin proje koordinatörlüğünde Anıt Baba, yönetmen koltuğunda ise Serkan Acar bulunuyor.

İkitelli Ayakkabıcılar Sitesi’nde çalışarak hayatını idame ettirmeye çalışan Suriyeli Türkmen mültecilerle kısa sohbetlerin edildiği belgeselde, mültecilerin hayatta kalma mücadelelerine tanık oluyoruz. Kendisi de Suriyeli bir mülteci olan Yusuf’un, elindeki kamera ile gezip ayakkabı işinde çalışan mültecilerle sohbet ederek Türkiye’de nasıl bir hayata sahip olduklarına, uyum sorunu yaşayıp yaşamadıklarına, bazı çevrelerce dile getirildiği gibi, devletten maddi yardım alıp almadıklarına dair konulara açıklık getiriyor.