Ekmekçioğulları Metal direnişi 78. gününde: 'Sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz'

Ekmekçioğulları Metal direnişi 78. gününde: 'Sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz'

Çorum’da, sendika üyesi oldukları için, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymadıkları iddiasıyla KOD-29 ile işten çıkarılan Ekmekçioğulları Metal işçilerinin direnişi 78. gününe ulaştı. Hukuksuz bir şekilde işten çıkarılan emekçilerden Tuncer Çelik son durumu İleri'ye anlattı.

Çorum'da, DİSK'e bağlı Birleşik Metal İş Sendikası'na üye oldukları için, 'ahlak ve iyi niyet kurallarına uymadıkları' iddia edilerek işten çıkarılan Ekmekçioğulları Metal işçilerinin direnişi 78. güne ulaştı. İşini geri isteyen emekçilerden Tuncer Çelik, direnişteki son durumu İleri Haber'e anlattı. Çelik, "Adalet yerini bulur veya bulmaz, biz mücadelemize devam edeceğiz. Her şey para değil hayatta. Bazen bir karakter koymanız gerekir. Biz bunu yapıyoruz. Sonuna kadar devam edeceğiz. Alnımız ak başımız dik" dedi.

Morallerinin yerinde olduğunu ve haklı davalarından vazgeçmeyeceklerini belirten Tuncer Çelik, "Geçen hafta eş zamanlı olarak, İstanbul'da Parktürk'te, patronun Ankara'daki evinin önünde, Çorum'daki evinin önünde eylemler yapıldı. Ekrem İmamoğlu'yla görüşüldü. CHP il yönetimiyle görüşüldü. Elimizden geldiğince moralimizi yüksek tutmaya çalışıyoruz. Tabii ki zor. Hem pandemi kışın ortası. Ama biz sonuna kadar haklı davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Sonuçta haklıyız. Anayasal hakkımızı kullandık biz, suç işlemedik" ifadelerini kullandı.

'SENDİKALI OLMAK SUÇSA, O MADDEYİ KALDIRSINLAR'

Sendikaya üye olarak anayasal haklarını kullandıklarına dikkat çeken Çelik, "Anayasanın 51. maddesindeki hakkımızı kullandık. Bu suçsa, o zaman o maddeyi kaldırsınlar da biz emekçiler de böyle boş yere mağdur olmasın. Biz bütün yetkililerden mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz. Biz ekmek mücadelesi veriyoruz, ekmeğin herhangi bir siyasi partisi olmaz" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben bekarım ama o kadar insanın çoluk çocuğu var kışın ortasında. Eğitim dönemindeyiz, adam internet faturasını ödeyemiyor. Doğalgazı ayrı, elektriği ayrı. Bir de bunun psikolojik etmenleri var. Tabii ki zor. Bu kalkıştığımız işin Çorum'da birçok kişiye cesaret olduğunu düşüyorum."

'DÜNYA EKMEKÇİOĞULLARI'NIN ETRAFINDA DÖNMÜYOR'

Çorum'da direnişlerinin insanları şaşırttığını ifade eden Çelik,  "Çünkü Çorum'da işçilik ucuz. Çünkü işçiler muhtaçtırlar, her şeye 'evet' derler. El pençe divan dururlar patronun karşısında. Biz, 'Dünya Rüstem Ekmekçi'nin, Ekmekçioğulları firmasının etrafında dönmüyor' dedik. Onurlu bir duruş sergiledik. Bir dilim ekmeğimiz vardı, üzerine bir dilim daha ekmek koyacaktık. Patronların yatını, katını, arabasını istemedik. Bunun dışında işverenin her türlü iddiası asılsızdır" diye konuştu.

Patronun 'İşçiler işi yavaşlatıyor' iddialarına ilişkin, "Kendisi 7 Aralık'ta 28 kişiyi işten çıkarıp, ertesi gün öğlene kadar işten çıkarmalara devam etti, gözdağı vermeye başladı. Bilakis kendisi işi yavaşlattı" diyen Çelik, sözlerine şöyle devam etti:

"Arkadaşlarımız sabaha kadar çalıştılar. Sabaha kadar çalıştırılan arkadaşımız işten çıkarılıyor, sabah Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) gelen mesajla öğreniyor işten çıkarıldığını. Bu adam sabaha kadar çalıştırılıp, performans bahane edilerek işten çıkarıldı. 10-11 yıldır burada çalışıyordu da bir günde mi performansı düştü?  Ne tesadüftür ki biz de 4 Aralık'ta yetkiyi aldık İçişleri Bakanlığı'ndan. Yeterli sayıya ulaştık, belgemiz var. Ne tesadüftür ki o süre sonunda işten çıkarmalar başladı. Tamamen sendikal nedenlerle işten çıkardılar. Onun dışındaki iddialar ve söylemler asılsızdır."

'ASIL KORKUNÇ OLAN HUKUKSUZLUK'

Sendikalı oldukları için işten çıkarılmalarının büyük bir hukuksuzluk olduğunu belirten Çelik, "Asıl korkunç olan şey bu hukuksuzluk. Biz nitelikli işçileriz, bir şekilde başka bir iş de buluruz ama burada asıl problem hukuksuzluk. Anayasa'nın maddesini kullanıyorsun. Ama bakıyorsun ki işten atmalar karşısında hiçbir yaptırım yok. Patron KOD-29. maddeden işten atıyor, tazminat vermiyor, ihbar tazminatı vermiyor. Devlete gidiyorsun işsizlik maaşı alamıyorsun. Mahkeme diyor ki 'Hadi git aklan da gel.' Mahkeme 2 yıl sürse ne yapacağız?  Asıl bizi tedirgin eden nokta bu. Yoksa biz bir şekilde ekmeğimizi kazanırız, sağlığımız yerinde olduğu sürece. Bu hukuksuzluk ne olacak?" dedi.

'BİZ ORAYA YILLARIMIZI VERDİK MÜKAFATI BU MU?'

SGK'nin raporunun da işçilerin lehlerinde olduğunu aktaran Çelik, "Mahkemede hakkımızı alacağımızı biliyoruz ama ne gerek var zamana yaymaya? Biz hakkımızı neden bırakalım? Biz oraya yıllarımızı verdik, bayram sevinçlerimizi verdik, yılbaşı sevinçlerimizi verdik. Mükafatı bu mu? Bu yapılan etik değil her şeyden önce. İnsan ahlakına sığmaz. Bize diyor ki  'Maaşlarınızı, sigortalarınızı düzenli yatırdım.' Sanki bir lütufmuş gibi. Sen beni çalıştırıyorsan benim maaşımı zamanında yatıracaksın. Bu senin en tabii görevin. Ben nasıl emeğimi, hayatımı, alın terimi veriyorsam, hakkımı vermek zorundasın. Sen milyonlar kazanıyorsun" diye konuştu.

Sürecin olumlu sonuçlanacağını düşündüğünü ve mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini belirten Çelik sözlerini şöyle noktaladı:

"Bizim amacımız ne siyasi ne de başka bir şey. Biz işimizi istiyoruz. Emeğimizin karşılığını istiyoruz. Adalet yerini bulur veya bulmaz, biz mücadelemize devam edeceğiz. Her şey para değil hayatta. Bazen bir karakter koymanız gerekir. Biz bunu yapıyoruz. Sonuna kadar devam edeceğiz. Alnımız ak başımız dik. Bunu bize yapanlar utansın."