Eğitimciler tepki çeken düzenleme için ne diyor?

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yapılan yönetmelik değişikliğine göre türban ortaokullardan itibaren takılabilecek. Tartışma yaratan düzenlemeyi eğitimcilere sorduk.

Ali Gürses- İleri

10 yaşındaki çocukların türban takarak okula gelebilmelerinin önünü açan yönetmelik değişikliğiniBoğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden Profesör Dr. Rıfat Okçabol , Eleştirel Pedagog dergisi Yazı İşleri Müdürü ve Birgün yazarı Ünal Özmen ve Koç Ünivesitesi Psikoloji Bölümü'nden Doçent Dr. Bilge Yağmurlu'ya sorduk.

"BU BİR ÇEŞİT CİNAYETTİR"

Hukuki olarak 18 yaşından küçük herkesin çocuk olduğunu hatırlatan Rıfat Okçabol, düzenlemeyi "10 yaşındaki öğrenciler için  türbanın gelmesi tam olarak senin 10 yaşında gelişimin bitti demek" ifadeleriyle eleştirdi.

Çocukların kendi isteğiyle değil ailesinin zoruyla türban takmak zorunda kalacağını vurgulayan Okçabol, "Bu bir çeşit cinayettir. O yaştaki bir çocuk aldığı kararları sonuçlarıyla düşünüp bu düzeyde kararları alamaz" dedi.

Okçabol, "10 yaşında gelişimi sekteye uğratılan kız öğrenciler sonrasında da her şeye günah olarak bakacak. Türban takmayan insanlara kafir gözüyle bakacak. Böyle yetiştirilen öğrenciler için bilimin laikliğin önemli görülmesi mümkün olacak mıdır sizce?" ifadelerini kullandı.

ÇOCUK HAKLARINA VE İNSAN HAKLARINA AYKIRI

Düzenlemenin çocuk haklarına ve insan haklarına aykırı olduğunu belirten Okçabol, "Şimdi düşünün çocuklar ailenin mülkiyetin de midir yoksa toplumsal yaşamin parçası mıdır? Çocuklarına zarar veren şiddet uygulayan  aileler pek cok ülkede çocukların bakımını gelecekleri açısından devlet tarafından üstlenilir. Bunların hiçbirini hesaba katmayan bu zihniyet 10 yaşında türban taktırdıkları bu çocukları 12 yaşında evlendirmeye calışıyor. Bundan büyük zarar olur mu çocuklar için? İktidar buna göz yumuyor hatta destekliyor. Çocukların geleceğini onların iradesini yok sayıyorlar" şeklinde konuştu.

PEDAGOJİK OLARAK YANLIŞ

Eleştirel Pedagog dergisi Yazı İşleri Müdürü Ünal Özmen de düzenlemenin pedagojik sakıncalarına dikkat çekti. Uygulamadan en çok türban takan çocukların etkileneceğini savunan Özmen şunları söyledi:

"Türban, salt bir başörtüsü değildir; kullanıcısını örtme gerekçesine uygun davranmak, hal ve hareketlerini ona göre belirlemek zorunda bırakan, bulunduğu başın ayakkabısına da müdahale eden gerçek bir üniformadır. Türban takan öğrenci bilimsel içerikli ders ve konulara mesafeli duruş sergilemek, okul tercihinde imam hatip veya ilahiyat olmak durumundadır. Türban takmayan öğrencilerle türbanlılar arasında önceden sorunsuz olan ilişkilerin kırılganlaşacağını söyleyebiliriz. Daha da önemlisi dokuz on yaşında türban takan çocuğun ileriki yaşantısında geri dönmek zorunda kalacağı modern özlemlerine gem vurmak zorunda kalacak olmasıdır."

ÇOCUĞUN SAĞLIKLI GELİŞİMİ İÇİN SAKINCALI

10 yaşındaki çocukların türban takmasının onlara erken olgunlaşma atfedilmesi anlamına geldiğini belirten Bilge Yağmurlu ise "Kız çocuğunun, hormonel olarak bu değişimi yaşadığında tesettüre girmesi, yani dini anlamda örtünmesi, artık başka bir döneme girdiği bilgisini verir. Halbuki bu varsayılan niteliksel değişim henüz tamamlanmamıştır, çocuk buna henüz hazır değildir; bunun çevreye verdiği mesaj da yanlıştır" dedi.