Eğitim Sen: Barış Akademisyenleri'ne ret kararı veren OHAL Komisyonu üyeleri açıkça suç işliyor!

Eğitim Sen: Barış Akademisyenleri'ne ret kararı veren OHAL Komisyonu üyeleri açıkça suç işliyor!

OHAL Komisyonu kararlarıyla ilgili milletvekilleri ve Barış Akademisyenleri'nin katılımıyla Eğitim Sen Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenlendi.

İleri Haber

OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'nun, Barış Akademisyenleri için verdiği ret kararları hakkında Eğitim Sen Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı yapıldı. Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul burada yaptığı açıklamada “OHAL Komisyonu üyeleri açıkça suç işlemekte ve bu suçu işlemekte ısrarcı davranmaktadırlar! Unutulmamalıdır ki hukukun üstünlüğü ilkesini yok sayanların, hukuka ihtiyaç duyacakları günler yakındır!” dedi.

1128 akademisyenin imzasıyla 11 Ocak 2016’da “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiri yayımlandı. Bildiri, 10 gün boyunca imzaya açık tutuldu ve imzacı akademisyen sayısı 2212’ye yükseldi. Bildiride sokağa çıkma yasakları döneminde devlet eliyle gerçekleştirilen ağır insan hakları ihlalleri eleştiriliyor ve Kürt sorununda kalıcı barış için müzakere koşullarının oluşturulması talep ediliyordu.

Bildiri metni 2212 akademisyenin imzasıyla 21 Ocak 2016’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunuldu. 15 Temmuz darbe girişimine dek konu mevcut Anayasa ve yasalar bağlamında düşünce ve ifade özgürlükleri kapsamında olduğu için siyasal iktidar, imzacı akademisyenlerin tasfiyesini hayata geçiremedi.  Ancak üniversitelerde soruşturma süreçleri başlatıldı.

Darbe girişiminin ardından siyasal iktidar olağanüstü hal (OHAL) dönemini akademisyenlerin ihracı için fırsata çevirdi. İlki 1 Eylül 2016’da yayınlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile başlayarak arka arkaya yayınlanan 11 KHK ile çoğu Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) üyesi olan toplam 406 imzacı akademisyen ihraç edildi. Ayrıca 822 akademisyene Ağır Ceza Mahkemelerinde davalar açıldı, açılan 204 davanın tamamında imzacı akademisyenler 15 ay ile 36 ay arasında değişen sürelerde hapis cezalarına mahkûm edildiler.

Prof. Dr. Füsun Üstel hakkındaki mahkûmiyet kararı 25 Şubat 2019’da kesinleşti ve Profesör Üstel 8 Mayıs 2019’da cezaevine girdi. Ancak Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu 26 Temmuz 2019’da “Zübeyde Füsun Üstel ve Diğerleri” başvurusunda ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.

AYM KARARLARINA RAĞMEN GÖREVE DÖNDÜRÜLMEDİLER

Bu kararın ardından ceza davalarının seyri değişti ve birinci derece mahkemelerde süren yargılamalar beraat kararıyla sonuçlanmaya başladı. Toplam 57 ayrı mahkemede açılmış olan 822 davanın en az 622’si AYM kararını takip eden bir yıl içinde sonuçlandı ve sonuçlanan davaların tümünde beraat kararı verildi. AYM’nin imzacı akademisyenler lehine kararına rağmen akademisyenler üniversitelerindeki görevlerine döndürülmedi ve OHAL Komisyonu’nda bekletildi.

YİNE HUKUKSUZLUK!

Haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen ve 5 yıldır en temel hakları gasp edilen akademisyenler son dönemde yeni bir hukuksuzlukla karşı karşıya kaldı.

OHAL Komisyonu’nda dosyaları 5 yıldır bekletilen, yani fiilen cezalandırılan “imzacı akademisyenlerin” başvuruları, 28 Ekim 2021 tarihinde yayınlanan ret kararlarıyla neticelenerek, şu ana kadar 16 akademisyene bu kararlar tebliğ edildi.

OHAL Komisyonu’nun birbirinin aynı olan bu kararlarında “ret” kararının temel gerekçesi, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisinin imzalanması ve’ kurum kanaati’ olarak ifade edildi.

KARARLARA İLİŞKİN BASIN TOPLANTISI

OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'nun, Barış Akademisyenleri için verdiği ret kararları hakkında, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Barış Akademisyenleri Sevilay Çelenk, Süreyya Karacabey, Cenk Yiğiter, Dinçer Demirkent ve Tezcan Durna, Eğitim Sen şube başkanları Beyzade Sayın ve Mutlu Arslan ile Eğitim Sen MYK üyelerinin katılımıyla, Eğitim Sen Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenlendi.

Burada konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, “Söz konusu akademisyenler hakkında ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ bildirisini imzalamaları nedeniyle ‘terör örgütü propagandası yapmak’ iddiasıyla açılan davaların her birinden beraat kararı çıkmıştır” hatırlatmasını yaptı.

‘YAŞATILAN EZİYET GÖZLER ÖNÜNE SERİLDİ’

AYM’nin “Başvurucuların mahkûmiyetinin zorunlu toplumsal bir ihtiyaca karşılık gelmediği ve orantılı olmadığı, dolayısıyla demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı, bu sebeplerle ifade özgürlüğünü ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır” diyerek sadece hukuki bir karar vermekle kalmadığını, imzacı akademisyenlere yaşatılan eziyetin siyasi ve keyfi niteliğini de gözler önüne serdiğini belirten Kurul, şunları söyledi:

AYM kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları başta olmak üzere idari makamları, gerçek ve tüzel kişileri bağladığına ilişkin anayasa hükmü açık olmasına rağmen, 26 Temmuz 2019 tarihinden bugüne OHAL Komisyonu ilgili başvurular hakkında karar vermemiştir. Bugün ise OHAL Komisyonu üyeleri kendi siyasal-ideolojik yaklaşımları doğrultusunda karar vermiş ve hukukun en temel ilkelerine açıkça meydan okumuşlardır.

‘BU KARARLAR AÇIKÇA SUÇTUR’

Akademisyenlerin imzaladıkları bildiri AYM tarafından düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında görülmesine rağmen OHAL Komisyonu üyelerinin bildiriyi suç kapsamında değerlendirmesi yürütülen siyasi hesapların bir parçasıdır. Ve en önemlisi AYM kararına rağmen alınan bu kararlar, açıkça suçtur!

Dolayısıyla AYM kararının hakikati karşısına “kurum kanaati” gibi belirsiz, somut ve hukuki hiçbir dayanağı olmayan bir ifadeyle çıkan, dosyalarda “kopyala-yapıştır” yöntemiyle karar veren OHAL Komisyonu üyelerinin ve bir bütün olarak OHAL Komisyonu’nun söz konusu kararlarını tanımamız mümkün değildir.  

Eğitim Sen olarak, bir kez daha altını çizerek belirtmek istiyoruz, OHAL Komisyonu üyeleri açıkça suç işlemekte ve bu suçu işlemekte ısrarcı davranmaktadırlar! Unutulmamalıdır ki hukukun üstünlüğü ilkesini yok sayanların, hukuka ihtiyaç duyacakları günler yakındır!