Eğitim-Sen: Ankara Valiliği ile MEB’in kararları çelişkili

Eğitim-Sen: Ankara Valiliği ile MEB’in kararları çelişkili

Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, Ankara Valiliği'nin yüz yüze eğitim konusundaki kararları ile Milli Eğitim Bakanlığı kararlarının birbiriyle çeliştiğini söyledi.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Nejla Kurul, Ankara Valiliği İl Hıfzıssıhha Kurulu’nun okulların yüz yüze devam etmesi konusundaki açıklamasını değerlendirdi. Kurul, Ankara Valiliği'nin kararı ile Cumhurbaşkanlığı kararının çelişkili olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanlığı tarafından alınan kararda yüksek riskli ve çok yüksek riskli illerde ortaokul ve liseler için uzaktan eğitime geçildiğini hatırlatan Kurul, "Önceki kararla çelişir bir şekilde orta ve düşük riskli illerde ortaokul ve liseler yüz yüze eğitim yapmaya devam ediyor. Şimdi ya o zamanki kararlar yanlıştı ya da şimdiki karar yanlış. Böyle bir çelişki durumu var" dedi. 

Evrensel’den  Damla Kırmızıtaş'ın haberine göre, Ankara Valiliği İl Hıfzıssıhha Kurulu, vaka sayılarının hızla artmasına rağmen eğitim ve öğretimle ilgili 2 Mart'ta ki kararla düzenlenen mevcut uygulamanın devamına karar verdi. Buna göre; okul öncesi eğitim kurumlarında ve özel eğitim okullarında, birleştirilmiş sınıflı okullarda ve kırsal mahalle ve seyrek nüfuslu yerleşim yerlerindeki okullarda tam zamanlı olarak eğitim vermeye devam edecek. İlkokullarda, ortaokul 5, 6 ve 7. sınıflarda ve lise hazırlık, 9, 10 ve 11. sınıflarda iki gün okulda seyreltilmiş sınıflarda yüz yüze, üç gün uzaktan eğitim verilecek. Ortaokul 8. sınıflarda haftada 12-22 saat olacak şekilde ve 12. sınıflarda haftada 16-24 saat olacak şekilde seyreltilmiş sınıflarda yüz yüze seyreltilmiş sınıflarda yüz yüze eğitim devam edecek. 

Ülke genelinde vaka sayılarının artışını vurgulayan Kurul, “Hem Cumhurbaşkanlığının aldığı karar hem de Ankara Valiliğinin aldığı kararda bir çelişki bulunuyor. 2 Mart öncesi, yani okulların daha açılmadığı zaman alınan kararda, yüksek riskli iller ile çok yüksek riskli illerde ortaokul ve liseler doğrudan uzaktan eğitim yapacaktı. Ama geçen süre içerisinde birçok il çok yüksek riskli hale geldi. Önceki kararla çelişir bir şekilde orta ve düşük riskli illerde ortaokul ve liseler yüz yüze eğitim yapmaya devam ediyor. Şimdi ya o zamanki kararlar yanlıştı ya da şimdiki karar yanlış. Böyle bir çelişki durumu var” dedi. 

Kurul 12 yaşındaki çocukların uzaktan eğitimden yeteri kadar faydalanamadığını belirterek, yüz yüze eğitimin mümkün olduğunca yer bulmasını, ortaokullar için seyrek bir yöntemle yüz yüze eğitim yapılmasını ve uzaktan eğitim olan tüm sınıflar için de eşitsizliklerin azaltılması ile eylül ayında açılma önerdiklerini belirterek; “ 1 yıl geçti ve bugüne kadar yeterince çalışma yürütmediler. Alınan kararlar da güven vermiyor. Aşı yapacağız dediler ama 80 bin öğretmen aşılandı ve şu an aşılama devam etmiyor. Milli Eğitim Bakanlığı 5 tam not üzerinden 2 not alarak okulları ancak bu şekilde açabildi. Bu da Milli Eğitim Bakanlığının yasalarla belirtilmiş görevleri yerine getirmek için yeterince çaba göstermediğini ortaya koyuyor” dedi. 

Açıklamasının devamında önlemler alınarak yüz yüze eğitime devam edilmesi gerektiğini söyleyen Kurul, “Aşı da bunlardan bir tanesi. Sadece öğretmenlerin aşılanması mevzusu değil tabii ki. Öğretmenlerin aşılanması çok önemli ama herkes için aşılama yapılmalıdır. Okullarda bir kişi aşılanmadığında ya da veliler aşılanmadığında çocuklar, öğretmenler, aileler risk altında oluyor. Türk Tabipleri Birliği’nin ifade ettiği gibi ‘aşı nerede?’ demek çok daha uygun. Siyasal iktidar, servet vergisi alarak aşıyı temin etmek için uğraşmalı. Sürece yayılmış, toplu ve kontrolsüz açılışlarla vaka sayısı hızla tırmanıyor. Bizim uyarımız daha tutarlı olunması ve katılımcı bir süreçle bu karar mekanizmalarını yürütmek. Eğitim Sen ya da diğer sendikalar neden Milli Eğitim Bakanlığı’nın toplantılarına dahil edilmiyor? Ortak akıl ve duygu ile eğitim ve sağlık sorunlarını düşünmüyoruz. Bir an evvel radikal bir karar alınarak temel bir gelir güvencesi ile herkesin kapandığı 28 günlük kapanma uygulanmalı. Ya da çocukları ve yaşlıları koruyan, onların hayatını biraz daha eskisi gibi sürdürebilmelerini sağlayan bir mekanizmayla açılma ve kapanmaları düzenlemesinin yapılması gerekiyor” diye konuştu.