Dünyaya geldiğine pişman edilmiş bir kuşağın hikâyesi: Filizkıran

Dünyaya geldiğine pişman edilmiş bir kuşağın hikâyesi: Filizkıran

“Kötü bir masal gibiydi yaşadıklarım… Masal olduğu için, hiçbir saçmalık sorgulanmaz ya. Uçak yerine geçen Anka Kuşu, uçan halılar, güzeller güzeli belalı peri kızları ve yüzlerce masal öğesi… Masalda ölüler de pekâlâ dirilebilir, çıkarırsın mezardan, sıcak suya koyarsın anında canlanır ya da bir prensesin öpücüğüyle dirilir ya da toplanırlar bir yerde ölüler şehri kurarlar… Ben de bir masalın içinde yaşadım; masalın kahramanı değil de, kötü bir öğesi olarak.”

Şadi Erarslan

Fatigül Balcı’nın kaleme aldığı “Filizkıran” İletişim Yayınlarından geçtiğimiz ay  yayımlandı. Gerçeğin ve kurgunun bir araya gelmesiyle ortaya çıkan Filizkıran, ülkemizde yaşanan katliamların, faili meçhul cinayetlerin, sürgün edilmiş onlarca gencin hikayesini, kendi benliklerini unutup başka insanlara dönüştüklerini anlatıyor. 

Bu topraklar sürgünlerin hiç bitmediği, onlarca insanın hasretiyle bugünlere gelir. “Sürgün” bir çiçeğin toprağından koparılması, o toprak olmasa yaşayamayacağı, yaşasa da kendi benliğini unutup bambaşka biri olma macerasıdır. Usta şair Nazım Hikmet’in, Ahmet Kaya’nın ve Yılmaz Güney'in yaşadığı hasret ve bu hasretle ölmeleri buna örnektir. Tıpkı bu kitapta olduğu gibi yaşamak için başka biri olmak. Daha önce yaşadığı hayatı hiç yaşamamış, bu yaşta yeniden doğmuş gibi. Eski ve yeninin karışımı olarak bambaşka biri olarak yeniden varolmak.Yaşam ve ölüm arasında gidip gelerek memleket hasretiyle uzakta, memleketinden habersiz ölmek. Filizkıran 12 Eylül günlerinden başlayıp sonrasına uzanan öldü bilinen sol örgüt lideri Nuri Kartal’ın sürgünde kendini yeniden yaratıp Pascal’a dönüşümünü anlatan, bir solukta okuyacağınız bir roman olarak karşımıza çıkmakta.

“Yerin dibinde geçirdiğim on beş yılımı, kaç on beş yılla ödeyebilir hayat, kaç sevgiliyle, kaç özgürlükle, kaç devrimle?”

Nuri Kartal on beş yıl önce yurtdışına çıkmış, Paris’e yerleşmiş Türkiye’de mücadele eden eski bir gençlik örgütü lideridir. Paris’te uğradığı silahlı saldırı sonucunda yaralı olarak hastaneye kaldırılır. Hastanede doktorluk yapan bir arkadaşı sayesinde yerine başka birinin cesedi konularak öldüğü duyurulur. Asıl hayatı kağıt üzerinde ölüp yeniden başka biri olarak  doğması ile başlar. Artık o Türkiye’de kırmızı bültenle aranan, birçok icraat sahibi devrimci bir lider değil sıradan bir vatandaş olarak doğan Mösyö Pascal’dır. Yaşamak için değil ölmemek için savaşmaya çalışır. Sürgünde birçok şeyi yeniden gözden geçirme fırsatına sahip olan Nuri Kartal Türkiye’de kaçak olarak yaşadığı yılları anımsar. Böyle bir mücadeleye nasıl katıldığını, ailesini, ölen arkadaşlarını ve elbette geride bıraktığı sevgilisi “Nezahatı” yeniden hatırlar ve bu hasretle bambaşka biri olarak karşımıza çıkacak olan Pascal doğar. Pascal artık etliye sütlüye karışmayan, kendi halinde yaşayan sıradan bir vatandaştır.  Paris’te tanıştığı madam ile birlikte yaşamaya çalışır. Madam ona bugüne kadar hiçkimsenin davranmadığı gibi davranır, yıllardır hasretini çektiği ailesini yeniden onunla görüşmesine vesile olur. Madam’la beraber çıktığı Afrika gezisinde büyük bir hüsrana uğrar, madam Afrika'da virüs kapar ve ölüm döşeğine düşer. Yıllardır onlarca ölümün cezasını çeken Nuri Kartal yeniden çıkmaz bir yola girer. Bütün umutlarını yeniden kaybeder.

Madam’ın ölmesiyle beraber kaçak kimliğiyle ülkesine dönen mösyö Pascal eski dostların,ı biricik sevgilisini  görmeye gider. Nezahat evlenmiş, iki çocuk sahibi olmuştur. Yalnız Nuri Kartal değil o da umutsuzlukla yaşamaya çalışmıştır. Fatigül Balcı çok duru, arı bir dille okura nitelikli bir yapıt sunmuş. Yalnızca Nuri Kartal’ın Fransa’da yaşama tutunma çabası sürerken, zorlu iş koşulları, değirmende çalışma dönemi anlatılırken, köyüne, çocukluk çağlarına, o yıllardaki değirmen anılarına özlem duygusunu  etkili bir şekilde  verilmiş. Bu başarıyı yapıtın tümü için de gözlemek mümkün.

Filizkıran, duvarların “Tek yol devrim!” yazılarıyla inlediği, emaye tencerelerin moda olduğu bir dönemin romanı. Dünyaya geldiğine pişman edilmiş bir kuşağı anlatıyor…

KÜNYE: Filizkıran, Fatigül Balcı, İletişim Yayıncılık, 2019, 274 Sayfa.

DAHA FAZLA