DOSYA | Ekim Devrimi'nin ardından: Sağlık ve sosyalizm

DOSYA | Ekim Devrimi'nin ardından: Sağlık ve sosyalizm

Ekim Devrimi'nden sonra Rusya'da hayata geçirilen sosyal haklar ve yasalar bugün hala en gelişmiş kapitalist ülkenin bile yanından yöresinden geçemediği toplumsal başarılardır. Bu sebeple ''sosyalizm insanlığın kurtuluşudur'' diyenler yanılmıyorlar. Eğer insanlığın kurtuluşuna dair umudumuz hala diriyse, 100. yıldönümünde Ekim Devrimi'ni kavramak, eksiklerini görmek ve Ekim'i aşmak mümkündür. Minnet ve saygıyla, Ekim Devrimi'ni yaratanlara selam olsun!

Süreyya Yılmaz

Ekim Devrimi, Çarlık Rusya'sında Gregoryen takvimine göre 25 Ekim 1917'de, (miladi takvime göre 7 Kasım 1917'de) Petrograd'daki Kışlık Saray'ın Lenin önderliğindeki Bolşeviklerin eline geçmesiyle başlayan, işçi sınıfı ve yoksul köylülüğün iktidarı aldığı tarihsel bir dönemdir. Ekim Devrimi insanlık tarihinin en önemli olaylarından biridir.

Devrimin ilanından sonra iktidarı alan Bolşevikler sanayi, eğitim, sosyal güvenlik, sağlık gibi birçok alanda önemli adımlar attılar. Hedef Sovyet Rusya’dan başlayarak sınıfsız sömürüsüz bir dünyayı kurmaktı. Birçok başlığı yazmak mümkündür ancak bu yazıda Ekim Devrimi'nin sosyal haklar alanı ve buna bağlı olarak sağlık alanında yaptıklarını yazmaya çalışacağız.

Sağlık alanı Bolşevik'lerin devrimden sonra en çok geliştirdiği, önemsediği alanlardan biridir. Kapitalizmin insan sağlığı söz konusu olduğunda bireyi temel alan yaklaşımının aksine, Bolşevik'ler sağlıksızlığın sosyolojik, psikolojik, coğrafi ve toplumsal birçok nedene bağlı ortaya çıktığını biliyorlar, bu yüzden toplum sağlığını çok önemsiyorlardı. Çünkü sermaye için önemli olan insan değil, üretimin ve emek sömürüsünün istikrarıydı.

Rusya’da modern anlamda İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği 19. yüzyılda Rusya’nın sanayileşmesiyle hız kazandı. Çarlık Rusya’sında işçi hakları için küçük komisyonlar kurulmuş olmasına rağmen, işçi sınıfının örgütlenememiş olması ve hak arama talebinin yaratılamamasıyla bu konuda ortaya konan iş sağlığı ve iş güvenliği yasaları işçilerin lehine yaşama geçirilememiştir. Yine Çarlık Rusya’sında İSG alanına en büyük katkıyı 'hijyen meselesine kafayı takan' E. S. Erisman yapmıştır. Erisman 1880’li yıllarda otopsilerin kayıtlandırılmasıyla birlikte ortam kirliliğinin göz, sinir sistemi gibi organlara ciddi zararlar verdiğini öne süren çalışmalar yapmıştır. Bahsi geçen dönemde bu çalışma ve tespitler sağlık alanında önemli bir eşiktir.

Avrupa’da sanayileşmenin etkileri görünürken Rus işçiler de Avrupa’lı işçiler gibi sağlık haklarına sahip olmanın koşullarını zorlamışlardır. Giderek büyüyen Rus sermayesi için sorun nettir. İşçiler hastalanır veya ölürse üretim zarar görür.

Sermayaye göre işçilerin en azından işe gelebilecek kadar hastalanmamasını sağlamak işverenin görevidir. Ama bununla birlikte sermaye, işçilerin sağlığı için kaybedeceği paradan da vazgeçememektir.

Çarlık Rusya'sında veremden ölen işçilerin sayısının çok fazla olmasına rağmen verem dispanserlerinin sayısının 43 olması bunun somut örneklerinden biridir.

Ekim Devrimi öncesi işçilerin sağlık hakkı talebiyle gerçekleştirdikleri ilk büyük eylem 9 Ocak 1905’te Çar 2.Nikola’ya hitaben yapılan bir imza kampanyasıdır.

Çar'ın baskısıyla işçilerin imza kampanyası girişimi başarısız olmuş, işçi sınıfı en temel haklarını talep edememiştir.

Rusya’da ilk sosyal sigorta yasası ancak 1912 yılında yürürlüğe girmiştir. Ancak bu yasa çeşitli kısıtları da beraberinde getirmiş, kapsayıcı bir sosyal sigorta olmaktan çıkarılmış; işverenin lehine yorumlanmış ve uygulanmıştır.

Devrimden sonra en önemli adımlardan biri “Ücretli İşçiler İçin Tam Sosyal Sigorta” kabul edilmiştir. 1917’de yılında yayınlanan ve ateşin fitili olarak tariflenebilecek bu kararname 1920'li yıllara kadar geliştirilmiş, birçok Avrupa ülkesinde bile işçilerin sahip olamadığı sosyal haklara büründürülmüştür.

13 Kasım 1917’de yayınlanan bu kararname temelde şunları kapsamaktadır:

*Sigortanın tüm maliyeti işveren tarafından karşılanacak

*Engellilik ve işsizlik durumunda işsizlik sigortası bağlanacak

*Tüm ücretli işçilerin ve köy- kent yoksullarının faydalanabileceği sosyal sigorta olacak

*İşçiler sigorta takibi konusudna 'tüm yetkiye' sahip olacak

*Bu sosyal sigorta yaralanma, kaza, dulluk, gebelik gibi tüm engelleri kapsayacaktır

Daha devrimin ilk haftasında yasal çalışma süresi sekiz saate indirilmiştir. İşçi Haklarını Koruma Yasası ile işçiler ve emekçileri kapsayan geniş bir yasa yürürlüğe sokulmuştur. Yasaya göre sekiz saate indirilen çalışma süresi ağır iş kollarında yedi, hatta diyabet (şeker hastalığı) hastası olan işçiler için altı saat çalışmaya hükmediyordu. Genç işçilerin ağır iş koşullarında çalışmaları için yaş sınırı getirilmiş, günlük çalışma süreleri yapılandırılmıştır. Aynı yasa sayesinde işçilerin kendi işyerlerinde temel sağlık hizmeti alabilmelerinin önü de açılmıştır.

Yıllarca Sağlık Bakanlığı tarafından sürekli geliştirilen sosyal sigorta, işçiye bağlı çocuk, eş ve diğer aile bireylerini de kapsar hale gelmiştir. Aile geçimini sağlayan kişinin ölümünden sonra geride kalan aile üyelerine geçim için maddi yardım sağlanması bu uygulamalardan biridir. Çarlık Rusya'sında ücretli işçiye bile asgari sağlık hizmeti sağlanamazken, ücretli işçinin ölümünden sonra aileye maddi yardım sağlanması bile başlı başına bir devrim niteliğindedir.

Tüm üretim alanlarında meslek hastalıkları kayıt altına alınmaya başlanmış, önleyici tedaviler uygulamaya sokulmuştur. Özellikle 1922 yılında kayıtlandırma süreçleri yasa lehine hızlandırılmıştır. Meslek hastalıklarının kayıt altına alınması, enfeksiyon hastalıklarının önlenmesi, işçilere temel hijyen eğitimlerinin verilmesi ve işyerlerinin devlet eliyle denetimi sayesinde meslek hastalıkları,yaralanma ve salgın hastalıklardan ölüm oranlarında ciddi azalma görülmüştür.

1933 yılında sosyal güvenlik alanında önemli bir adım atılmış, 28 Haziran 1933 tarihinde SSCB Çalışma Bakanlığı kaldırılmıştır. Bakanlığın tüm işlevleri işçi sendikalarına devredilmiştir.

Temel tıbbi hizmetler kapsamında, tüm fabrika ve işyerlerinde sağlık uzmanları tarafından, işçilere henüz işe giriş aşamasında temel hijyen ve meslek hastalıkları eğitimi verilmeye başlanmış, her işyerinde revirlerden bir basamak yüksek sağlık hizmeti sunulabilir hale getirilmiştir. İşyerlerinde hastalara ilkyardım ve ön muayene yapılır hale getirilmiş, daha sonra gerek görülürse ileri sağlık kuruluşlarına gönderilerek tedavi süreçleri başlatılmıştır.

Dinlenme Senatoryumlarıyla işçilerin, üretim alanlarında spor yapabilmesi sağlanmıştır. Bu uygulama içinde işçi, işe giriş ya da iş çıkışlarında işçiler bu senatoryumlarda spor yapabilir, dinlenebilir, kitap okuyabilirdi. Ve hiçbir işçinin bunlar için para ödemesi gerekmiyordu.

Kadın Sağlık Odaları kararıyla, her üretim biriminde kreş olması zorunluluğu devrimin kadınların hayatına kattığı yeniliklerden sadece biridir. Çalışsın ya da çalışmasın tüm anneler, çocuklarını yaklaşık 14 saate kadar kreş ve anaokullarına bırakabiliyor, buralarda eğitimli kişiler tarafından çocuklarının bakımını sağlayabiliyordu.

Ücretsiz Süt Merkezleri'nde 1928 yılından itibaren çocuklar, anneler ve işçiler için parasız süt dağıtılmıştır. Üretim birimlerinde bulunan süt mutfakları sayısı 1959 yılında şehirlerde 605 iken, 1965'de 1399'a, köylerde ise 32 iken 255'e yükselmiştir.

Bununla birlikte salgın hastalıklarla mücadele için beslenmenin önemi üzerine durulmuştur. Meyve ve sebze, protein (et-balık) tüketimi arttırılmıştır.Salgın hastalıklar için olanaklar seferber edilmiş, özellikle çocuk hastalıkları ve ölümlerini engelleme amacıyla önemli adımlar atılmıştır. Bu sayede 1913-1938 arasında ölüm hızı %40, çocuk ölüm hızı ise neredeyse %50 oranında azalmıştır. Bebek ölüm hızı 1957 yılında binde 45'e, 1970 yılında da binde 26'ya, anne ölüm hızı ise 1954 yılında yüz binde 54'e kadar düşmüştür.

Özellikle iç savaş yıllarında sağlık uygulamalarının devrimin ilk yıllarına göre geriye düşmesi bugün hala birçok çevre tarafından eleştirilmektedir. İç savaş yıllarında fuhuşa bağlı cinsel hastalıklar, bebek ölüm oranlarında artma, koruyucu sağlık hizmetlerinin aksamasıyla beraber görülen çok sayıda ölüm bunu doğrulamaktadır. Hatta birçok kaynağa gör iç savaş yıllarında sağlık ve sosyal sigorta alanındaki reformlar Çarlık Rusya’sının gerisine düşmüştür.

Ancak sadece iç savaş döneminde duraklama neden göstererek, Sovyet sağlık reformlarının başarısızlığı değerlendirmesini yapmak mümkün değildir. Çalışma saatlerinin düzenlenmesi, işyeri sağlık birimlerinin kurulması,koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi, sosyal sigortanın devreye girmesi, işçilerin sosyal haklarının tanınması ve uygulanması gibi birçok adım Bolşevik’lerin eksiklere rağmen  başarılı olduklarının somut göstergeleridir.

Dışarıda kapitalizme karşı bir duruş gerçekleştirilirken içeride de reformlara karşı sermaye tarafından saldırı süreçleri işlemiştir. Ekim Devrimi'nden sonra Rusya'da hayata geçirilen sosyal haklar ve yasalar bugün hala en gelişmiş kapitalist ülkenin bile yanından yöresinden geçemediği toplumsal başarılardır. Bu sebeple ''sosyalizm insanlığın kurtuluşudur'' diyenler yanılmıyorlar.

Eğer insanlığın kurtuluşuna dair umudumuz hala diriyse, 100. yıldönümünde Ekim Devrimi'ni kavramak, eksiklerini görmek ve Ekim'i aşmak mümkündür.

Minnet ve saygıyla, Ekim Devrimi'ni yaratanlara selam olsun!