Diyarbakır, Van ve Mardin'e kayyum atandı!

Diyarbakır, Van ve Mardin'e kayyum atandı!

İçişleri Bakanlığı, Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanlarını görevden uzaklaştırarak yerine kayyum atadığını açıkladı.

İleri Haber

İçişleri Bakanlığı, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Bedia Özgökçe Ertan’ı görevlerinden uzaklaştırdı. 

İçişleri Bakanlığı tarafından kayyum atandıktan sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin internet sitesi bakıma alındı.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre, Diyarbakır'a Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Mardin'e Mardin Valisi Mustafa Yaman, Van'a Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, belediye başkanvekili olarak görevlendirildi.

İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:

"Son yıllarda teröre karşı yürütülen kararlı mücadele sonucunda büyük bir acziyete düşen PKK/KCK terör örgütü ve uzantıları; bazı belediye başkanları aracılığıyla belediyelerin imkânlarını illegal amaçlar için kullanmışlardır.

Anayasa ve kanunlarda görev ve sorumlulukları tanımlanan, Devletin bütünsel organizasyonunun bir parçası ve temel görevi vatandaşların mahalli ve müşterek nitelikli ihtiyaçlarını karşılamak olan bazı belediyeleri terör faaliyetlerinin desteklenmesi için militan kaynağı, mali kaynak ve araç-gerecin temin edildiği lojistik merkezlere dönüştürmeye çalışmışlardır. Hatta bu belediyeleri ülkemizin diğer bölgelerinden ayrı bir yönetim modelinin parçası haline getirmeye çalışarak Anayasamızın 3. maddesinde açıkça tanımlanan, ülkemizin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kasteden bir araç olarak kullanmışlardır. 

Bu durumun adli ve idari soruşturmalar ile tespit edilmesi sonucu; Bakanlığımızca terör örgütleri ile iltisak-irtibatı olan, terör örgütlerine destek verdikleri yönünde tespit ve deliller bulunan belediye başkanları Anayasanın 127 nci maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 47 nci maddesine istinaden görevden uzaklaştırılmış, yerlerine Belediye Kanununun 45 inci maddesi uyarınca belediye başkan vekilleri görevlendirilmiştir."

DİYARBAKIR, VAN VE MARDİN BELEDİYELERİ POLİS ABLUKASINDA

İçişleri Bakanlığı’nın görevden alma ve kayyum kararından sonra Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlıkları polis ablukasına alındı. Daha sonra Diyarbakır ve Van Büyükşehir Belediyesi binalarına polis baskın düzenledi. Önce zırhlı araç ve çok sayıda polisle ablukaya alınan ve daha sonra kapıları kırılan belediye binalarında aramalar başlatıldı. 31 Mart seçimlerinin ardından kaldırılan polis bariyerleri yeniden konuldu.  

Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nun kayyum olarak atanmasının ardından Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin kapıları polislerce kırılarak baskın düzenlendi. 

Mardin Büyükşehir Belediyesi binasına da, Mardin Valisi Mustafa Yaman’ın kayyum olarak atanmasının ardından polis baskın yaptı. Çok sayıda zırhlı araç ve TOMA ile abluka altına alınan belediye binasına giriş çıkışlara da izin verilmediği bildirildi. Belediye binasında tüm odalarda aramaların yapıldığı belirtildi. 

Belediye binasının etrafında 31 Mart seçimlerinin ardından kaldırılan polis bariyerleri de yeniden konulmaya başlandı

GÜNCELLEME 13.48

Diyarbakır'da polis saldırısı devam ediyor.

GÜNCELLEME 13.16 - DİYARBAKIR'DA POLİS SALDIRISI

Kayyum atamalarına karşı Diyarbakır Belediyesi'ne yürümek isteyen milletvekilleri ve eş başkanlar Ofis önünde polis tarafından engellendi. Bu esnada kayyumu protesto etmek için belediye önünde toplanan yurttaşlara polis saldırdı. Belediye binasını abluka altına alan polis, protestoculara TOMA'dan su sıktı.

GÜNCELLEME 13.05 - VAN'DA POLİS SALDIRISI

Van'da kayyum atamasının ardından belediye binasına yürümek isteyen HDP'lilere polis müdahale etti. Aralarında HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, görevden uzaklaştırılan Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Bedia Özgökçe Ertan ve Mustafa Avcı'nın da bulunduğu yaklaşık 30 HDP'li, Seyit Fehim Arvasi Mahallesi'ndeki belediye binasına yürümek istedi. HDP'li grubun yolu, belediye binasına 30 metre kala polisler tarafından kesildi. 

Zırhlı araçlar ile barikatın bulunduğu noktada, HDP'li Vekil Orhan ile polis amiri arasında tartışma yaşanırken; polis, kayyumu protesto etmek isteyen HDP'lilere saldırdı.

----------------------------------------------------------------------------------------

MIZRAKLI: GASP EDİLEN HALK İRADESİDİR

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne baskın düzenlenerek yerine kayyum atanan HDP'li Eş Başkan Selçuk Mızraklı, kararın hukuk dışı olduğunu belirterek, “Gasp edilen halk iradesidir” dedi.

İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan ve yerine kayyum atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı, kendisine görevden uzaklaştırıldığına dair herhangi bir tebligatın ulaşmadığını belirterek, “Saat 6 itibariyle kapılar kırılarak belediyeye girildi. Birazdan belediyeye geçeceğim. Hukuk dışı durum yaşıyoruz. Toplumun demokrasi ve hukuk değerleri doğrultusunda yeni bir evreye girdiğini görüyoruz. Ne anayasa ne seçimleri icra eden bir tutum var” dedi.

Türkiye kamuoyuna çağrıda bulunan Mızraklı, “Türkiye’de yaşayan herkes; kimse kendini hukuk şemsiyesi altında hissedemez. HDP’li belediyelere geliştirilen bu tutum Türkiye’deki demokrasi değerleri açısından, demokratik muhalefeti karşısına alan bir tutum olarak görmek gerekiyor. Gasp edilen halk iradesidir” diye konuştu.

BBC Türkçe’ye konuşan Mızraklı, mevcut durumun hem parlamento hem de yerel yönetimler açısından yansımaları olacağını söyledi. “Burada çok farklı bir niyet var” diyen Selçuk Mızraklı, şu açıklamayı yaptı:

“Bu, Türkiye’deki siyaset ikliminin başka bir yere evriltilmesi, bundan sonraki siyasetin aritmetiğinden tutun ruhuna kadar, Türkiye’deki demokrasi değerlerine kadar, temsili bütün mekanizmalara olan güveni sarsacak bir darbe durumudur. 

Buna sadece görevden alma olarak bakmamak gerek. Ortaya çıkan durumun gerek parlamento düzeyinde seçilmişler açısından güçlü yansımaları olacak, gerekse de yerellerde seçilmişler açısından ciddi sonuçları olacak.

Türkiye bundan sonra başka bir Türkiye olarak yoluna devam eder. Artık demokrasi çıtası itibariyle bir kat daha aşağıya düşmüş bir yerden devam eder.”

MIZRAKLI TEBLİGATI İMZALAMADI

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan baskının ardından görevindenden uzaklaştırılan Eşbaşkan Selçuk Mızraklı, kendisine tebliğ edilen İçişleri Bakanlığı tebligatını, ‘İmzalamayı bir onursuzluk addederim’ şerhi düşerek imzalamadı.

YÖNETİCİLER GÖZALTINA ALINDI

İçişleri Bakanlığı’nın kayyum atamasından sonra Halkların Demokratik Partisi (HDP) üye, yönetici ve belediye meclis üyelerine yönelik operasyon düzenlendi. Operasyon kapsamında yapılan ev baskınlarında çok sayıda HDP’li gözaltına alındı. 

Gözaltına alınanların isimleri şöyle: HDP Diyarbakır il yöneticileri Kadir İnanır, Edip Binbir ve Ali İhsan Karahan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) MYK üyesi Sevim Biçici, DBP Bağlar ilçe yöneticisi Hayri Etyemez, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Murat Eminoğlu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi Mehmet Akdoğan, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kadın Politikaları Daire Başkanı Selda Baran, HDP PM üyeleri Mesut Bağcık ve Burhan Karakoç, gazeteci Tümen Anlı, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi çalışanları Mustafa Akengin ve Şiyar Dağ, Mahmut Korkmaz, Fevzi Işık, Fuat Yalçın, HDP Çınar üyeleri Mahmut Ulus ve Fevzi Demirkıran, HDP Bismil üyesi Lokman Bozkur, Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyesi Naif Erdem, Kayapınar Belediyesi Eşbaşkanı Davut Kesen ve meclis üyesi Nurşen Akbal.

ATV Ankara Temsilcisi Şebnem Bursalı, HDP’li 3 belediye başkanının görevden alınmasıyla ilgili olarak, Diyarbakır, Van ve Mardin’de 350 belediye çalışanının da gözaltına alındığını ileri sürdü.

HDP'Lİ VEKİLLERDEN TEPKİLER

HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, "31 Mart'ta kayyumlardan aldığımız belediyelere, yeniden kayyum atıyorlar. Tamamen uyduruk gerekçelerle yapıyorlar bunu. Halkın iradesi, hukuk yeniden gaspediliyor. Bu iktidarın demokratik hiçbir meşruiyeti kalmamıştır. Türkiye'de demokrasiye darbe üstüne darbe vuruluyor" ifadesini kullandı.

HDP Milletvekili Garo Paylan ise halkın iradesine darbe yapıldığını belirterek, tüm toplumu tepki vermeye çağırdı. Paylan, “Dört ay önce halkın ezici çoğunluğuyla geri aldığımız Diyarbakır, Van, Mardin belediyelerine yine kayyım atadılar. Halkın iradesine yapılan bu alçakça darbeye karşı bütün siyasi partiler ve toplum tepki vermelidir. Sustukça sıra Ankara’ya da, İstanbul’a da gelir…” uyarısında bulundu.

HDP İstanbul milletvekili Ali Kenanoğlu Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlarının İçişleri Bakanlığı tarafından görevlerinden alınmasına "Diyarbakır, Van ve Mardin'in seçilmiş belediye başkanlarını görevden almak, Kürt’ün kendini yönetme hakkını elinden almak ve demokratik siyasetten uzaklaştırmaktır. Kürt halkının demokratik siyasete olan güvenini yerler bir etmektir. Silahı adres göstermek, o alana itmektir" diyerek tepki gösterdi.

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Murat Çepni "Bugün de sınır ötesi işgal ve seçilmiş belediyelere kayyum politikasıyla ömürlerini uzatmayı hedefliyor. 3 belediyemiz de halkımızın doğrudan iradesiyle seçildiler. Sarayın pazarlama şirketleri değildiler. Bir suç aranacaksa iktidarın 18 yıllık icraatlarının hepsi suç delilidir. Bu gaspı, darbeyi asla kabul etmeyeceğiz. Halkımızla birlikte net bir biçimde karşısında duracağız. Tüm Türkiye halklarına da çağrımız şudur; Kürt halkına faşizm diğer halklara demokrasi olmayacaktır. Kürt halkının maruz kaldığı faşizme karşı hep birlikte mücadele edilmezse tecrit ve kayyum siyaseti dışında tek bir birey kalamaz" şeklinde konuştu. 

HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay “'Sadece HDP’ye, Kürtlere yapılan bir uygulama' diye şoven kodlarla olaylara bakan varsa çok ciddi bir hata yapar. Dün Kaz Dağları'ndaydık oradaki aymazlık, gözü dönmüşlük, yasayı, hukuku çiğneyerek bu toprakları yerli -uluslararası sermayeye, rant çetelerine peşkeş çekenlerle Diyarbakır'ı, Van’ı, Mardin’i hırsız kayyım çetelerine teslim eden aynı hukuksuzluktan besleniyor. Saraydan beslenen bu gidişe demokrasiden yanayım diyen herkesle, her parti ve yapıyla birlikte dur demeliyiz. Seyirci kalmak siyasi bir rant çetesine biat etmektir. Türkiye’de ne sorun varsa halk çözer, halkın iradesi esas alınırsa sorun kalmaz. Halkın iradesine, hukuka yapılan her müdahale ise kanamayı artırıyor, kangrenleşiyor. Kenan Evren dahi bu kadar ileri gitmemişti. 80 darbecilerini aratıyorlar, sonları Kenan Evren gibi de olmayacak.  Er ya da geç zulümle abad olunmayacağını görecekler” dedi. 

CHP'Lİ VEKİLLERDEN TEPKİLER

Kayyum kararının ardından Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) ilk tepki İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'ndan geldi. Bekaroğlu sosyal medyadan "Diyarbakır, Van ve Mardin’de 4,5 ay önce seçilen belediye başkanları görevden alınarak yerlerine Valiler atandı. Gerekçe terör örgütlerine destek vermek. Bunun anlamı sadece demokrasinin iptal edilmesi değil, aynı zamanda halkın meşru siyasetten umudu kesmesinin istenmesidir" paylaşımı yaptı.

CHP yönetiminin de bugün konuyla ilgili bir toplantı gerçekleştireceği öğrenildi. DW Türkçe'ye konuşan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Yeni bir darbeyle karşı karşıyayız. Darbeler sadece tankla, topla olmuyor. Halkın iradesine darbe, sandığa darbe yapıldığını da hep birlikte görüyoruz" dedi ve "Hukuka da demokrasiye de sığmayacak bir durumla karşı karşıyayız" diye ekledi.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ise , "Belediye Başkanları Seçim İle gelir. Seçim İle gider. Seçilmiş Belediye Başkanların ; Milletin iradesine rağmen görevden alınması milli iradeyi hiçe saymaktır. Demokrasiyi zayıflatmaktır. Otoriter rejimi güçlendiren girişimlerdir. Çare demokrasi içinde sorunları çözmek.." paylaşımını yaptı.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Son yol ayrımındaki AKP iktidarı yine demokrasiyi değil faşizmi seçti. Büyük çoğunlukla halkın tercih ettiği belediye başkanlarını görevden almak, iktidarın kendi varlığını tartışmaya açmasıdır. Seçimle gelen artık seçimle gitmiyorsa iktidarı elinde tutan darbecidir, faşisttir!” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, Twitter hesabından yaptığı açıklamada "Halkın özgür iradesi ile seçtiği belediye başkanlarına yapılan; demokrasiye yapılmış bir darbedir. Kayyum yağmalarını gün yüzüne çıkarttıkları için mi demokrasiye darbe yaptınız?" ifadelerini kullandı.

CHP'li Muharrem İnce "Diyarbakır, Mardin ve Van Belediye Başkanlarının İçişleri Bakanlığı eliyle görevden uzaklaştırılmasının hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Belediye Başkanlarına isnat edilen suçlamalar hakkında ortada açık hukuki deliller varsa bunun gereğini bağımsız yargı yerine getirir. Kararların siyasi olduğu ve önümüzdeki döneme dönük bir gerilim politikasının parçası olduğu açıktır. Asıl bu karar teröre, terör örgütüne hizmettir. Seçilmiş insanları yasal meşru politik alanın unsuru olmaktan çıkarmak, terör örgütünün arayıp da bulamayacağı bir hizmettir" açıklaması yaptı.

VAN VALİSİ ŞEFFAF YÖNETİM SERGİLEYECEKMİŞ!

Van Belediye Başkanlığı görevinden alınan Bedia Özkök’ün yerine kayyım olarak atanan Van Valisi Mehmet Emin Bilmez “şeffaf bir yönetim sergileyeceğiz. Tüm çalışanlarımızla birlikte Van halkının yanında olacağız” dedi.

DİSK Genel-İş Sendikası'ndan yapılan açıklamada, "Halkın iradesini yok sayan, seçilmiş yerel yöneticileri ve kurulları işlevsiz kılan bu hukuksuzluk demokrasiye ağır bir darbedir" denildi.

HDP YSK TEMSİLCİSİ: BU KARARI KABUL ETMİYORUZ

Artı Gerçek'ten Derya Okatan'a konuşan HDP’nin YSK temsilcisi Mehmet Rüştü Tiryaki, "İçişleri Bakanlığı’na yetki veren bir yasal dayanak olması, bunun hukuksal bir dayanağı olduğu anlamına gelmez. Kararı okuduğunuzda; yaptıkları ya da yapmadıkları herhangi bir belediye çalışmasından bahsetmiyor. Belediye başkanı olarak yürüttükleri hizmetlerden dolayı alınmış bir karar değil. Savcılık tarafından yürütülen soruşturmalar gerekçe gösteriliyor. Bir kimse hakkında soruşturma yürütülüyor olması o kişiyi suçlu yapmayacağı gibi belediye başkanı olmasına da engel değildir zaten. Bu soruşturmaların önemli bir bölümü belediye başkanlığından öncesine aittir. Bunların hiçbirisi seçim kurulları tarafından başkan seçilmeye engel olarak görülmemiştir. Bu karar şekli olarak da içerik olarak da yasalara, hukukun genel ilkelerine, seçme seçilme hakkına, halkın iradesine aykırı bir karardır. AKP seçimle kazanamadığı üç tane büyükşehir belediyesini hukuksuz bir biçimde gasp etmiştir. Bu karar hukuk dışıdır, hukuk tanımazlıktır. Seçimle gelen seçimle gider ilkesinin yok sayılmasıdır. Bu kararı kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.

AHMET TÜRK: MANTIK, AKIL YETMİYOR

HDP yüzde 56’lık bir oy oranıyla Mardin Belediyesi Eş Başkanı seçilen Ahmet Türk, yeniden kayyum atanmasına tepki gösterdi. Eşbaşkan Ahmet Türk, yaşananları akıl ve mantık ile izah edemeyeceklerini söyleyerek şu ifadeleri kullandı: 

"Bunu izah etmek için mantık, akıl yetmiyor. Hukukun olmadığı, haksızlığın tavan yaptığı bir dönemi yaşıyoruz. Halkın iradesini tanımıyorlar ve buna da demokrasi diyorlar. Her şey açık bir şekilde ortada duruyor."

EN DÜŞÜĞÜ YÜZDE 54 OY ALDI!

Diyarbakır'da HDP adayı Adnan Selçuk Mızraklı ve Hülya Alökmen Uyanık oyların yüzde 62.93'ünü aldı.Mardin'de yerine kayyım atanarak görevden alınan Ahmet Türk, 31 Mart'ta oyların yüzde 56,24 alarak yeniden göreve geldi. Van'da da Bedia Ertan Özgökçe, yüzde 53.83 oyla belediye başkanı seçildi.

İŞTE BAZI KAYYUM İCRAATLARI...

-Mardin Büyükşehir Belediyesi'nde kayyum yönetiminde olduğu dönem imar planlarında yapılan değişiklikle dere yatağı, mezarlık ve tarım arazileri ile park alanlarının konut alanına dönüştürüldü. 

-Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi kayyumu Cumali Atilla, belediyeye 759 milyon 132 bin 565 TL borç bıraktı.

-31 Mart yerel seçimleri sonrası 2 milyon 127 bin 725 TL harcayarak yaptırdığı lüks makam odasıyla gündeme gelen kayyum Atilla’nın kişisel harcamalarının 1 ton 600 kilogramlık kadayıf tüketimi, 92 bin TL’lik fincan takımı ve 112 bin TL’lik masa alımı harcamalarıyla bitmediği ortaya çıktı.

-Mardin Büyükşehir Belediyesi 31 Mart yerel seçimlerinin ardından yeniden Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimine geçince kayyum döneminde yapılan harcamaların ayrıntıları da açığa çıkmaya devam ediyor. Belediyeyi 1 milyar TL'nin üzerinde borçlandıran kayyumun, kentte ağırlanan AKP’li milletvekilleri, yöneticiler ve bakanlar için belediye bütçesinden, "yemek bedeli" olarak toplamda 1 milyon 436 bin 345 TL özel kalem harcaması yaptığı ortaya çıktı. 

İMAMOĞLU'NDAN İLK TEPKİ

İmamoğlu sosyal medyadan "31 Mart Yerel Seçimlerinde milletin oylarıyla seçilmiş Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevlerinden alınarak yerlerine kayyum atanması demokrasiyle ve demokratik teamüllerle izah edilemez. Milletin iradesini yok saymak kabul edilemez" paylaşımını yaptı.

HDP MYK'DEN İLK AÇIKLAMA

HDP Merkez Yönetme Kurulu'ndan kayyumlarla ilgili ilk açıklama geldi. İşte o açıklama: 

"Susmayacağız, durmayacağız...

Diyarbakır’da yüzde 63, Mardin’de yüzde 56 ve Van’da yüzde 53 oyla seçilmiş olan Belediye Eşbaşkanlarımız İçişleri Bakanlığı’nın yalanlara ve hukuksuz gerekçelere dayalı bir emri ile görevden alınmıştır. Belediye Meclis üyelerimize ve belediyelerimizde çalışanlara yönelik ağır bir gözaltı operasyonu halen sürmektedir.

Bu yeni ve açık bir siyasi darbedir. Bu aynı zamanda Kürt halkının siyasi iradesine dönük açık ve düşmanca bir tutumdur. İçişleri Bakanlığı hak ve özgürlüklerin gasp edilmesinin, provokasyonların, demokrasinin zerresini bile bırakmayan karar ve uygulamaların tetikçisidir ve bir darbe odağıdır.

Kayyımlar döneminde bu 3 büyükşehir başta olmak üzere bütün belediyelerin kaynakları tüketilmiş, bir enkaz geride bırakılmıştır. İçişleri Bakanlığı ve iktidar, Sayıştay raporlarında da görüldüğü gibi, kayyımlar aracılığıyla yolsuzlukların ve hırsızlıkların odağı olmuştur.

Bu iktidar ve İçişleri Bakanlığı geçmiş kayyım döneminde yapılmış olan yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin ortaya çıkarılmasını, halkın kaynaklarını çalıp çırpan kayyımların rezilliklerinin ortaya saçılmasını hazmedememiştir. Yerelde de asker ve sivil bürokrasi bu yolsuzluk düzeninden beslendiği için kayyımlar döneminin destekçisi olmuştur.

Bu iktidarın zerre kadar demokratik meşruiyeti kalmamıştır. Halkın iradesini gasp etmek, seçim sonucunda sandıkta kazanamadıklarını devlet şiddeti, zoru ve hilesi ile gasp etmek bu iktidarın, AKP-MHP ittifakının bir olağanı olmuştur.

Bu uygulamaları halkımız asla kabullenmeyecektir. Daha önceden olduğu gibi iradesine, seçilmişlerine, partisine sahip çıkacaktır.

Halkın iradesini gasp eden, sandık iradesini ve seçimleri tanımayan bir iktidar karşısında tüm demokrasi güçlerini, vicdan sahibi tüm yurttaşlarımızı, Meclis içindeki ve dışındaki tüm muhalefet partilerini, sivil toplum kuruluşlarını, sendika ve meslek birliklerini, demokratik dernekleri dayanışmaya çağırıyoruz.

Bu iktidara karşı bütün meşru ve demokratik mücadele yollarını kullanmak hem anayasal hem de evrensel hukuktan kaynaklanan tartışılmaz bir haktır. Demokrasiyi ancak demokrasi güçlerinin ortak ve kararlı mücadelesi ile kazanabiliriz.

Türkiye’nin her bir köşesinde 31 Mart ve 23 Haziran’da oy kullanmış, AKP-MHP ittifakının kaybetmesi ve demokrasinin kazanması için çalışmış olan herkese çağrımızdır. Bu sadece HDP’nin ve Kürt halkının sorunu değildir; tüm Türkiye halklarının, tüm demokrasi güçlerinin ortak sorunudur. Susmayın, susmak onaylamaktır."

KAFTANCIOĞLU'NDAN İLK TEPKİ

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da karara tepki gösterdi. Kaftancıoğlu sosyal medyadan "Birileri ileri demokrasi demişti değil mi? Halk iradesine bir darbe daha: Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediyelerinin seçilmiş başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanması hukuka aykırı, halkın seçimle siyasal tercihlerine darbedir" paylaşımını yaptı.

TUNÇ SOYER'DEN TEPKİ GELDİ

Artı Gerçek'e konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de karara tepki göstererek, "Bu memlekette bu kadar keyfi bir uygulamayı hiçbirimizin hak etmediğini düşünüyorum. Bu her gün demokrasiden uzaklaşmamızın göstergesi. Diliyorum ki devamı gelmez, diliyorum ki en kısa sürede şeffaf bir şekilde gerekçeler ortaya konur" dedi. 

Kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi'nin twitter hesabından "Yeniden iş başındayız" açıklaması yapıldı.

CHP GENÇLİK KOLLARI'NDAN AÇIKLAMA

CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Emre Yılmaz imzasıyla yayınlanan açıklamada, "19 Ağustos 2019 sabahı Van, Diyarbakır ve Mardin Büyükşehir Belediyelerine AKP iktidarı tarafından "kayyum" adı altında yapılan bu darbeyi kınamakla yetinmiyor; bu kararı tanımıyoruz.

31 Mart seçimlerine girmesinde hiçbir sakınca bulunmayan, ancak 4 ay sonunda bir anda "terörize" edilen bu yönetimlerin, halkın iradesiyle seçildiğini iktidara bir kez daha hatırlatmakisteriz. Hepimizle eşit yurttaşlığa sahip olan Van, Diyarbakır ve Mardin halkının ve iradesinin daima yanında olacağız.

6 Mayıs'ta İstanbul'da yaptıkları sandık darbesinden ders çıkarmayan AKP iktidarı bilmelidir ki 23 Haziran için verdiğimiz mücadele yarım kalmamıştır.
İsraf yolsuzluk ve kent ihaneti üzerine kurulu kayyumculuk siyasetinin karşısında; barışın eşitliğin ve katılımcı yurttaşlığın kentlerini birlikte kuracağız.

Dayanışma ve kardeşlikle"

TMMOB'DEN AÇIKLAMA

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasına ilişkin açıklama yaptı. Birgün'ün haberine göre Koramaz şunları söyledi:

"Seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması sadece halk iradesine değil, halkın demokrasiye ve seçimlere olan inancına da darbe vurmaktadır" diyen Koramaz, "Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını kınıyoruz. Belediye başkanları hakkında yürütülen adli-idari soruşturmalar bahane edilerek yapılan bu görevden almaların demokrasiyle ve hukukun üstünlüğü anlayışıyla bağdaşır hiçbir yanı bulunmamaktadır.

31 Mart seçimlerinde halkın büyük desteğiyle seçilen Belediye Başkanlarının, Cumhurbaşkanı tarafından atanmış İçişleri Bakanının kararıyla görevden alınarak yerlerine yine Cumhurbaşkanı tarafından atanmış Valilerin getirilmesi, AKP’nin demokrasiye ve halk iradesine bakışının özetidir. Cumhurbaşkanının kararının, halkın iradesinden üstün görüldüğü bu anlayış, benzerlerini darbe dönemlerinde gördüğümüz faşizan bir yönetim zihniyetinin ürünüdür.

Belediyelerin seçilmişler tarafından değil, kayyumlar tarafından yönetilmek istenmesine karşı en büyük tepki, 31 Mart 2019 seçimlerinde bizzat halk tarafından verilmiştir. Yerel seçimlerde yaşadığı büyük yenilgiye rağmen AKP’nin, seçilmiş belediye başkanlarını görevden alarak kayyum rejiminde ısrar etmesi sadece halk iradesine değil, halkın demokrasiye ve seçimlere olan inancına da darbe vurmaktadır. Sandıkta kaybedileni demokrasi dışı yollarla gasp etmeye çalışmak, bunu alışkanlık haline getirmek, tek adam rejiminin siyasal ahlak düzeyinin de göstergesidir.

Geçtiğimiz dönemde yine antidemokratik biçimde atanan kayyumların yerel yönetimleri uğrattıkları zararın bilançosu ortadadır. Halkla hiçbir bağı olmayan, halka karşı hiçbir sorumluluk duygusu taşımayan kayyumlar sadece demokrasiye değil, atandıkları yerel yönetimlere de büyük ve kalıcı zararlar vermektedir.

Yaşanan bu demokrasi ayıbından, halk iradesine vurulan bu darbeden derhal vazgeçilmelidir. Hukuk dışı yollarla, baskı ve zor yöntemleriyle muhalif siyasetçileri etkisizleştirme anlayışı terk edilmelidir. Görevden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan derhal görevlerine iade edilmelidir."

DİYARBAKIR KAYYUMU KONUŞTU

Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu "Halka hizmet için var olan her türlü kaynağını millete hizmet için harcamak zorunda olan belediye kaynakları yeniden PKK terör örgütüne, uzantılarına işbirlikçilerine tahsis edilmeye başlanmıştır. Devletin milletin emaneti ve parasının millete hizmet yerine terör örgütüne, Kandil'e harcanması kabul edilemez. Belediye birlik ve beraberliğimizin sembolü olan şanlı Türk bayrağımızı belediye kimlik kartlarından başlayarak tanıtım logosu ve internet sitelerinden kaldırmıştır. Valiliğimize ciddi anlamda sıkıntı ve sorunlar iletilmiştir. Diyarbakır'ın her köşesine hizmet götürmeye çalışacağız. Bugün personelimizle yaptığımız toplantıda ifade ettiğimiz gibi devletine ve vatandaşına bağla personel görevinde olmaya devam edecek. Terör örgütü ilintili olanlar istisnadır. Biz bu sürede Diyarbakır'ın emrinde olacağız. Diyarbakır’ın huzur ve güven içerisinde yaşamasına yönelik çalışmalar yapacağız. Bütün birimlerimiz beklenen hizmetleri yerine getirmek için hareket halinde olacaklardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafını kaldıran anlayıştan ziyade biz herkesi kucaklayan olacağız" dedi. 

MARDİN KAYYUMU KONUŞTU

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na kayyum olarak atanan Mardin Valisi Mustafa Yaman açıklama yaptı. Vali Yaman, “Milletimizi için çalışacağız. Belediyeler de zaten bunun için vardır. Artık örgüte para gitmeyecek milletimiz için harcanacak” dedi. Ancak Yaman'ın açıklamaları, Mardin Belediyesi'nde yapılan harcamaları akla getirdi. 

BAHÇELİ'DEN HEP DESTEK TAM DESTEK

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, halkın oylarıyla seçilen Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediyelerine kayyum atanmasına sahip çıktı.

Kayyum atamalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Bahçeli, "Diyarbakır, Van, Mardin belediye başkanlarının görevden alınması önemli operasyon. Hükümete ve içişleri Bakanı Soylu’ya desteğimiz tamdır” ifadelerini kullandı.

ERDEM GÜL'DEN AÇIKLAMA

İstanbul Adalar Belediyesi Başkanı Erdem Gül, sosyal medya hesabından karara tepki gösterdi.

'SIRA ANKARA, İZMİR VE İSTANBUL'DA'

Ağrı eski Belediye Başkanı Sırrı Sakık ise "Seçimlerin bir anlamı kalmadı. Ya bir yol bulacağız ya bir yol açacağız. HDP yönetimi sine-i millete gitmek de dahil her türlü tepkiyi değerlendirmelidir. AKP, MHP'nin dizayn edeceği bir ülkeyi yönetmeye çalışıyor. CHP de şunu iyi bilsin: Sıra; Ankara, İstanbul ve İzmir'dedir" sözleriyle tepki gösterdi. 

Diyarbakır'da çiğnenen hukukun yarın İstanbul'da çiğnenmeyeceğinin garantisi olmadığını ifade eden HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Ya eşitlik ve özgürlük diyeceğiz ya da Kürtlerin belediyelerinin başına gelenlerinin CHP belediyelerinin başına gelmesini izleyeceğiz" dedi.

DBP'DEN AÇIKLAMA: TEMEL AMAÇ KÜRT SİYASETİNİ TASFİYE ETMEK

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP); HDP’li Diyarbakır, Van ve Mardin belediye eşbaşkanlarının görevden alınıp, yerlerine kayyum atanması ile 29 ilde yapılan polis operasyonlarında yüzlerce kişinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Yazılı açıklama yapan DBP, aralarında Merkez Yürütme Kurulu üyeleri Sevim Adsoy, PM üyeleri Tahir Özdemir ve Suat Aslan’ın da bulunduğu onlarca parti yöneticileri ile yüzlerce Kürt siyasetçinin AKP ve MHP’nin siyasi darbesiyle hukuksuzca gözaltına alındığını duyurdu.

DBP, Diyarbakır’da yüzde 63, Mardin’de yüzde 56 ve Van’da yüzde 53 oyla seçilmiş olan Belediye Eşbaşkanlarının görevden alınmasının ise, “Kürt halkının demokrasi mücadelesine karşı açılmış yeni bir savaş olduğunu” vurguladı.

DBP açıklamasında, “2019 yerel seçimleri sonrasında partimize ve bileşeni olduğumuz HDP'ye yönelik bu operasyonların temel amacı Kürt siyasetini tasfiye etmektir. Bizleri gözaltı ve tutuklamalarla, siyasi soykırım operasyonlarıyla durdurabileceklerini zannedenler, halkların özgürlük, emek, barış ve demokrasi inancını bitiremeyeceklerini anlayacaklardır. Bir kez daha vurguluyoruz, Kayyum’u tanımayacağız, kabul etmeyeceğiz. Hükümet attığı bu vahim adımdan bir önce dönmelidir” denildi.

KESK'TEN AÇIKLAMA

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) da açıklama yaptı. O açıklama şu şekilde:

"Şimdi de seçimleri anlamsızlaştırmak, ortadan kaldırmak ve böylece umutsuzluğu hâkim hale getirerek tek adam rejimine teslim olmamızı hedefliyorlar. 19 Ağustos’ta, Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanlarının görevden alınarak yerlerine valilerin kayyum olarak atanması, meclis üyelerinin tümünün gözaltına alınması tam da bu amaçla yapılmaktadır. Üç büyükşehir belediye başkanının da %50’lerin çok üzerinde oy aldığı düşünüldüğünde vahim bir siyasal darbe ile karşı karşıya olduğumuz görülmektedir."

DİSK: DEMOKRASİYE AĞIR BİR DARBE

Diyarbakır, Van, Mardin belediyelerine daha önce de atanan kayyımları hatırlatarak İçişleri Bakanlığı kararına tepki gösteren Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) resmi sosyal medya hesabından şu açıklamayı paylaştı:

"Dört ay önce yapılan seçimde halkın iradesinin tecelli ettiği Diyarbakır, Van, Mardin belediyelerine yine kayyım atandı. Halkın iradesini yok sayan, seçilmiş yerel yöneticileri ve kurulları işlevsiz kılan bu hukuksuzluk demokrasiye ağır bir darbedir."

İTO: BU KARANLIKTAN HEP BİRLİKTE MÜCADELE EDEREK ÇIKACAĞIZ

İstanbul Tabip Odası, kayyum atamalarına ilişkin bir açıklama yayınlayarak "Bu karanlıktan hep birlikte ücadele ederek çıkacağız" dedi. Açıklamanın tamamı şu şekilde:

"Aralarında meslektaşımız Op. Dr. Adnan Selçuk Mızraklı’nın da bulunduğu, halkın ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Başkanları AKP hükümeti tarafından görevden alındı.

Bu yapılan seçme ve seçilme hakkına yönelik bir saygısızlıktır. Bu yapılan seçmen iradesine karşı bir kayyum atamasıdır. Bu yapılan tıpkı 31 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının iptal edilmesi gibi bir hukuksuzluktur. Bu yapılan 23 Haziran İstanbul seçimi yenilgisinin acısını çıkartma amaçlı bir intikam operasyonudur.

Bu yapılan “Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz” zihniyetinin bir yansımasıdır. Bu yapılan kendileri belediye başkanlığından alındığında demokrasi kahramanı kesilip başkalarını belediye başkanlığından almakta beis görmeyenlerin samimiyetsizliğinin bir göstergesidir. Bu yapılan bütün topluma korku salmayı, bütün muhalefeti yıldırmayı, susturmayı, sindirmeyi, hedefleyen bir AKP-Saray darbesidir. Bu yapılan hepimizin iradesine yönelik bir saldırıdır.

Öncelikle Diyarbakır, Mardin ve Van halkına demokratik dayanışma duygularımızı iletiyoruz.

Bu karanlıktan hep birlikte mücadele ederek çıkacağız!"

AKP'DEN İLK AÇIKLAMA: KAYYUM DEĞİL, KAYYIM

HDP'li Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediye eş başkanlarının görevden alınmasına ilişkin AKP’den ilk değerlendirme geldi. AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun sosyal medya hesabındaki "Kayyum atanması demokrasiyle ve demokratik teamüllerle izah edilemez. Milletin iradesini yok saymak kabul edilemez" paylaşımını alıntılayarak, "Kayyum değil kayyım" dedi.

AKP’li Turan, ikinci paylaşımında ise , "3 belediyeye teröre destek gibi en ağır gerekçelerle kayyım atanıyor. İlk tepki HDP’den değil de bayrağındaki oklarda devletçilik, milliyetçilik ve halkçılık olan Atatürk'ün partisi CHP'den geliyor. Günümüzdeki CHP ile Atatürk’ün CHP’si arasında sadece isim benzerliği var!" ifadesini kullandı.

MARDİN KAYYUMU: ERDOĞAN'IN TEVECCÜHÜYLE GÖREVLENDİRİLDİM

Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne ikinci kez kayyım olarak atanan Mardin Valisi Mustafa Yaman, Erdoğan'ın teveccühü ve İçişleri Bakanlığı'nın talimatıyla görevlendirildiğini söyledi.

ALEVİ BAŞKANLARDAN TEPKİ

İçişleri Bakanlığı’nın Diyarbakır, Van ve Mardin belediye eş başkanlarının görevden uzaklaştırılması kararına Alevi kurum başkanları tepki gösterdi.

Pirha'da yer alan habere göre halkın iradesi ile seçilmişlerin görevden alınmasının siyasi darbe olduğunun hatırlatıldığı tepkilerin bazıları şöyle:

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Genel Başkanı Hüseyin Mat: Siyasi darbeleri şiddetle kınıyorum. Diyarbakır, Mardin ve Van Belediye Başkanlıklarına Kayyum atanmasını kınıyorum.Bu halkın iradesine ve demokrasiye yönelik yapılan bir darbedir.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Gani Kaplan: Halkın oyları ve iradesi ile seçilerek yerel yönetimlerin başına gelen Van,Mardin ve Diyarbakır belediye başkanlarının görevden alınması kabul edilir bir durum değil.

DAVUTOĞLU VE GÜL'DEN İLK AÇIKLAMA

İsimleri yeni parti iddialarıyla gündemden düşmeyen eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'dan da açıklamalar geldi.

Ahmet Davutoğlu'nun sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklaması şu şekilde:

"Kısa süre önce gerçekleşen seçimlerle göreve gelen Mardin, Diyarbakır ve Van Belediye Başkanları’nın idari tasarrufla görevden alınması demokratik sistemin ruhuna aykırıdır. Seçimle gelenlerin seçimle ayrılması milli irade ilkesinin gereğidir.  Adayların seçime girmesi kanuna aykırı ise Yüksek Seçim Kurulu bunu seçim öncesinde değerlendirmelidir. Elbette seçim sonrasında işlenen suçlara ilişkin de gerekli tedbirler alınabilir. Ancak bunun öncelikle yargı nezdinde hukuki şartları oluşmalıdır. Esas olan seçme ve seçilme hakkıdır. Bu karar, toplumsal barışa katkı sunmayacağı gibi terörle mücadeleyi de zaafa uğratabilir. Terörle en etkili siyasi mücadele, demokratik temsili aşındırmakla değil milletin gönlüne girip seçim kazanmakla verilir."

Abdullah Gül de, “Daha yeni seçilmiş belediye başkanlarının ‘bu şekilde’ görevden alınmaları demokrasimiz için doğru olmamıştır” ifadelerini kullandı.