DİSK 54 yaşında: ‘Emeğin Türkiyesi’ mücadelesinde hep buradayız!'
Bugün itibariyle 54 yaşına giren DİSK, kuruluş yıl dönümünde yine direnen işçilerle birlikteydi. DİSK 54. yaşını, İspanya sermayeli Baldur Süspansiyon fabrikası önünde direnen Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi işçilerle beraber kutladı.
13-02-2021 13:59

İleri Haber
Türkiye işçi sınıfı tarihinde “uzlaşmacı sendikacılığa karşı sınıf sendikacılığı” tavrıyla ön plana çıkan DİSK’in bugün 54. kuruluş yıl dönümü. Yeni yaşını direnen işçilerle kutlayan DİSK’ten yapılan açıklamada, “Vahşi sermaye düzeninin karşısında “Emeğin Türkiye’si” mücadelesinde biz hep bir aradayız ve buradayız!” denildi.
Uzlaşmacı sendikacılığa tepki olarak sınıf sendikacılığı politikasıyla yola çıkan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, (DİSK), patron yanlısı uzlaşmacı yönüyle bilinen Türk-İş’e tepki olarak ayrılan Maden-İş, Lastik-İş, Basın-İş, bağımsız Gıda-İş, Türk Maden-İş sendikaları ile onların genel başkanları olan Kemal Türkler, Rıza Kuas, İbrahim Güzelce, Mehmet Alpdündar ve Kemal Nebioğlu öncülüğünde 13 Şubat 1967’de kuruldu.
DİSK’in kuruluşunda Türk-İş’in uzlaşmacılığı kadar, o dönem dünyada emekçi iktidarlarının varlığı, işçi sınıfının Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren mahrum olduğu hakların 1961 Anayasası ile güvence altına alınmasına rağmen uygulanmaması ve ülkede Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) kuruluşuyla başlayan emekçi ve gençlik hareketleri etkili oldu.
İŞÇİ DÜŞMANI ADALET PARTİSİ KAPATMAK İSTEDİ
Kuruluşundan itibaren DİSK’in sınıf sendikacılığı anlayışı emekçiler arasında giderek yaygın şekilde kabul görürken, o dönem iktidar olan Adalet Partisi, (AP) DİSK’in fiiliyatta kapatılmasını öngören yeni bir sendikalar kanunu ile bu gelişmenin önüne ket vurmak istedi.
274 ve 275 sayılı kanunların değiştirilmesi istemiyle verilen yasa teklifinde en dikkat çekici yan, bir sendikanın faaliyet göstermesi için bütün işkollarındaki işçilerin en az 3’te 1’ini örgütlemiş olma zorunluluğuydu. Böylece DİSK’in barajın altında bırakılarak, faaliyetlerine son verilmesi amaçlanıyordu. Ayrıca işçilerin mevcut sendikalarını değiştirmelerinin önüne de zorluk çıkarılıyordu.
Bu yasa taslağı Meclis’teki patron partilerinin işbirliği ile geçerken, yasaya yalnızca TİP milletvekilleri ve diğer partilerden bazı işçi kökenli milletvekilleri itiraz etti. Yasanın 11 Haziran günü Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmasının ardından, DİSK 14 Haziran’da 800 kişilik bir toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantıda bir uyarı komitesi kurulması ve ayrıca DİSK’in 17 Haziran günü Taksim’de bir miting yapması planlanmıştı.
15-16 HAZİRAN 1970: İŞÇİLER AYAĞA KALKTI!
Ancak 15 Haziran Pazartesi günü işçiler işbaşı yaptığında fabrikalarda hareketlilik başladı. İstanbul ve Kocaeli’de üretime geçmeyen işçiler, daha sonra da çeşitli fabrikaların önünde toplanarak yürüyüşe geçti. İstanbul’u dört koldan saran yürüyüşler birbiriyle birleştikçe güç kazandı, büyüdü ve işçiler kentin hakimi haline geldi.
İlk gün yapılan eylemlere 75 binden fazla işçi katılırken, sadece DİSK’e bağlı işçiler değil, aynı zamanda Türk-İş’e bağlı işçiler de eylemdeki yerini almıştı. İkinci gün daha da büyüyen yürüyüş kolları İstanbul’u sardı. İki taraftan gelen işçilerin birleşmemesi için köprüler kaldırılırken, 60 günlük sıkıyönetim ilan edildi. İşçilerin önüne kurulan barikatlar tek tek aşıldı. İki gün boyunca yer yer çıkan çatışmalarda 3 işçi hayatını yitirdi.
15-16 Haziran eylemlerinin ardından çıkarılan yasa geri çekilmek zorunda kalındı.
İŞÇİ SINIFI POLİTİK BİR GÜÇTÜR!
12 Mart 1971 faşist darbesi işçi sınıfının siyasal hareketine fiziki anlamda bir ket vurmuşsa da yükselen devrimci hareketin önüne geçemedi. 70’li yılların ortalarına doğru yeniden yükselen mücadeleyle birlikte Türkiye kapitalizmi ‘Milliyetçi Cephe’ hamlesine başvuruyor ve ülkede 12 Eylül’ü hazırlayan koşullar yavaş yavaş oluşmaya başlıyordu.
DİSK ise direnerek büyümeye devam ediyor ve TARİŞ direnişi gibi eylemlilikler işçi sınıfı tarihine yazılıyordu.
Böyle bir ortamda iktidara gelen Milliyetçi Cephe hükümeti, 12 Mart ürünü olan ve daha sonra kaldırılan Devlet Güvenlik Mahkemeleri’ni (DGM) yeniden faal hale getirmek için girişimlerde bulundu.
Bunun üzerine 16 Eylül 1976’da DİSK ‘genel yas’ ilan etti ve bir dizi eylem başlattı. DİSK’e bağlı işyerlerinde ve diğer bazı üretim alanlarında üretim durduruldu. Eylemler 20 Eylül tarihine kadar sürdü.
DGM direnişi yaşanan tüm baskılara rağmen başarıyla sonuçlanırken, işçi sınıfı politik bir güç olarak bu meselede tavrını koydu.
KATLEDİLEN İŞÇİ SINIFI ÖNDERİ: KEMAL TÜRKLER
Ülke, burjuvazi, onun iktidarları ve silahlı milisleri tarafından adım adım 12 Eylül’e götürülürken gerçekleşen Kemal Türkler suikastı, burjuvazinin işçi sınıfı mücadelesinden ne denli çekindiği ve mücadeleye karşı uygulayacağı şiddetin boyutlarını gözler önüne serdi.
DİSK Kurucu Başkanı olan Türkler, bir sendikacıdan öte işçi sınıfı önderi haline gelmişti. DİSK’in kuruluşunda benimsenen “sınıf sendikacılığı” çizgisini hayatının sonuna kadar sürdüren ve uygulayan Türkler, 22 Temmuz 1980'de katledildi. Katili ülkücü faşist Ünal Osmanağaoğlu ise, 12 Eylül sonrasında yurt dışına kaçtı.
DİSK 54 YAŞINDA!
12 Eylül 1980’de gerçekleşen faşist darbe ile işçi sınıfının örgütlü gücü DİSK ve üye sendikalarının faaliyeti durduruldu. Başta Abdullah Baştürk, Fehmi Işıklar olmak üzere yöneticilerinin tümü ve yüzlerce üyesi tutuklandı.
Sıkıyönetim mahkemelerince kapatılan DİSK, 1992 yılında yeniden kuruldu.
Bugün itibariyle 54 yaşına giren DİSK, kuruluş yıl dönümünde yine direnen işçilerle birlikteydi. DİSK’in kuruluş 54. yaşı, İspanya sermayeli Baldur Süspansiyon fabrikası önünde direnen Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi işçilerle beraber kutlandı.
‘BİZ HEP BURADAYIZ’
DİSK’ten yayınlanan 54. kuruluş yıl dönümü açıklamasında ise şu ifadeler kullanıldı:
Bugün DİSK’in 54’üncü yaşında Kurucu Genel Başkanımız, unutulmaz işçi önderi Kemal Türkler de bizimle, burada.
Çıplak ayakla işçilerin hakları için yürüyen ve DİSK’in bayrağını 12 Eylül darbecilerinin mahkeme salonlarına diken Abdullah Baştürk burada.
“İşçi arkadaş, üstünü aratma” diyerek işçi sınıfının onuru için mücadele eden Rıza Kuas bizimle.
DİSK’i bizlere emanet eden, anılarını ve mücadelelerini miras olarak aldığımız İbrahim Güzelce, Kemal Sülker, Mehmet Alpdündar, Kemal Nebioğlu da burada.
DİSK’i kuran, bugünlere getiren, bugün aramızda olan ve olmayan tüm önderlerimizi burada bir kez daha şükranla anıyoruz.
12 Eylül darbecileri başta olmak üzere tüm baskıcı iktidarların hedefinde olan DİSK’in emeğin hakları için, işçi sınıfının ekonomik, sosyal ve sendikal hakları için verdiği mücadele, ödenen tüm ağır bedellere rağmen sürüyor ve sürecek…
Evet dostlar, bugün zorlu bir mücadele sürecinin içindeyiz.
Maalesef ülkemizde işçilerin en temel hakları bilerek, isteyerek ayaklar altına alınmaktadır. 12 Eylül darbecilerinin, işçiler örgütlenmesin diye yaptığı düzenlemeler sürmektedir. Anti-demokratik baraj ve yetki sistemi, grev yasakları devam etmektedir. Bugün tüm yasalar ve fiili uygulamalar işçilerin örgütlenmemesi, DİSK’li olmaması, hakkını savunmaması içindir.
Ancak bizler, tarihimizden aldığımız güç ve önderlerimizden aldığımız derslerle her şeye rağmen haklarımız için mücadeleye devam ediyoruz.
Ekonomik krizin ve Covid-19 salgınının tüm yıkıcı etkileri işçi sınıfına fatura edilmek istenirken, bu zor koşullarda insanca yaşamamız ve çalışmamız için yapılması gerekenleri bir kez daha güçlü bir şekilde ifade ediyoruz:
1. Asgari ücretin brütü net ödensin. Asgari ücretin tümüyle vergiden muaf tutulması ve SGK prim desteği ile asgari ücretlilerin ve tüm işçilerin eline geçen nakit miktarın en az 750 lira artırılması mümkündür. TBMM pandemi koşullarında işçilerin gelirinin iyileştirilmesi için derhal harekete geçmelidir.
2. İşten çıkarma yasağının bütün istisnaları kaldırılarak Kod29 zulmüne son verilmeli, ücretsiz izin uygulaması durdurulmalı, kısa çalışma ödeneğinden faydalanma koşulları kolaylaştırılmalı ve bu ödenek en az asgari ücret düzeyine çekilmelidir.
3. İşsizlik Sigortası Fonu’nun patronlar ve hükümet tarafından kullanılmasına son verilmeli, işsizliğin rekor kırdığı bir dönemde fon işsiz işçiler için kullanılmalıdır.
4. Covid-19 aşısının temininde daha fazla gecikilmemeli, aşılama hızı artırılmalı, uygulamada ayrımcılık yapılmamalı, tüm işçilere acilen uygulanmalıdır.
5. Ekonomik kriz ve salgın koşullarında uygulanması zorunlu olan sosyal politikalar için kaynak vardır. Anayasa’nın sosyal devlet ilkesinin gereklerinin yerine getirilmesi için şirketler ve büyük servetler vergilendirilmeli, dolaylı vergilerin vergi gelirleri içindeki payı azaltılmalıdır.
6. İşçilerin haklarını savunmasının ve geliştirmesinin en etkili yolu örgütlenmektir. Sendikalaşmanın önündeki tüm hukuki ve fiili engeller derhal kaldırılmalıdır.
İşçi sınıfının bu taleplerinin yılmaz savunucusu olarak DİSK, gücünü işçi sınıfından almaktadır. Çünkü DİSK sermayeden ve hükümetlerden bağımsız tek işçi konfederasyonudur. DİSK’i işçiler kurmuş ve büyütmüştür. DİSK kendi üyelerinin hakları için olduğu kadar tüm işçi sınıfının hakları için de mücadele eder. Kıdem tazminatımıza göz dikildiğinde, güvencesiz çalışma biçimleri dayatıldığında, işsizlik sigortası fonuna el uzatıldığında, örgütlenme ve grev hakkı mücadelesinde, insanca yaşanabilir asgari ücret kavgasında sesini yükselten, sokaklara-meydanlara çıkan, dik duran sendika konfederasyonu DİSK’tir.
DİSK güçlendikçe, DİSK’in üye sayısı arttıkça işçi sınıfının haklarını gasp etmeyi planlayanlar “iki kere-üç kere” düşünmektedir.
İşte bu yüzde tüm konfederasyon ve sendika yöneticilerinden işyerlerindeki her bir üyeye kadar tüm DİSK’lilerin görevi DİSK’i büyütmek ve güçlendirmektir. Her DİSK’li DİSK’in örgütlenmesinden sorumlu bir neferdir.
Ne mutlu bize ki bizler; Kemal Türkler’in, Abdullah Baştürk’ün emanetini taşıma onurunu yaşıyoruz. Ama bu onur aynı zamanda büyük bir tarihsel sorumluluktur… Bugün burada bir kez daha söz veriyoruz. Bu emanete sahip çıkacak, DİSK’i büyüteceğiz. Vahşi sermaye düzeninin karşısında “Emeğin Türkiye’si” mücadelesinde biz hep bir aradayız ve buradayız!
İLGİLİ HABERLER
Türkiye'nin kamu harcamaları ve kamu istihdamı OECD ortalamasından düşük!
DİSK Genel-İş tarafından hazırlanan Kamu İstihdam Raporu’nun beşincisi yayımlandı. Raporda kamu istihdamında yaşanan değişimler güncel veriler ışığında ayrıntılı olarak incelendi.
25-11-2020 13:24

İleri Haber
DİSK Genel-İş Sendikası tarafından hazırlanan Kamu İstihdam Raporu’nda Türkiye’de kamu istihdamının OECD ülke ortalamasından düşük olduğu belirtildi. Her 10 kişiden 8’inin özel sektörde istihdam edildiği belirtilen raporda ayrıca OECD ülkeleri arasında kamuda en az kadının çalıştığı ülkenin Türkiye olduğu ifade edildi.
Devrimci İşçi Sendikalar Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Türkiye Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Genel-İş) tarafından hazırlanan Kamu İstihdam Raporu’nun beşincisi yayımlandı. Raporda kamu istihdamında yaşanan değişimler güncel veriler ışığında ayrıntılı olarak incelendi.
KAMU HARCAMALARI ORANI BİRÇOK AVRUPA ÜLKESİNDEN DÜŞÜK
Raporun ayrıntılarında, Türkiye’de GSYH içerisinde kamu harcamaları oranının oldukça olduğu ve OECD ülke ortalamasına göre GSYH içinde genel kamu harcamalarının oranı yüzde 42,12 iken, Türkiye'de bu oran yüzde 35 olduğu belirtildi. Türkiye'de kamu harcamaları oranının birçok Avrupa ülkesine göre düşük olduğunun altı çizildi.
Raporda, şu başlıklar yer aldı:
TÜRKİYE'DE KAMU İSTİHDAMI, OECD ÜLKE ORTALAMASINDAN DÜŞÜK
Türkiye'de ise kamu istihdamının toplam istihdam içindeki payı OECD ülke ortalamasının altındadır. Türkiye'de bu oran yüzde 10,77 iken OECD üye ülkeler ortalamasında yüzde 17,69'dır.
YILLIK BÜYÜME GERÇEKÇİ DEĞİL, KAMUDA İSTİHDAM YARATMIYOR
2017 yılında OECD ülkelerinde yıllık büyümenin kamu istihdamındaki artışa oranlarını incelediğimizde, ekonomik büyümenin Türkiye, İtalya ve Macaristan'da kamuda istihdamını artırmadığı görülmektedir.
HER 10 KİŞİDEN 8'İ ÖZEL SEKTÖRDE, 2'Sİ KAMU SEKTÖRÜNDE İSTİHDAM EDİLİYOR
2015-2020 yılları arasında kamuda istihdamın yüzde 35,7 arttığını söyleyebiliriz. 2015 yılında 3 milyon 520 bin 530 kişi olan kamu sektörü istihdamı, 2020 yılında 1 milyon 258 bin 822 kişi artarak 4 milyon 779 bin 352'ye çıkmıştır.
KAMUDA EN AZ KADININ ÇALIŞTIĞI ÜLKE TÜRKİYE
OECD üye ülkelerin ortalamasında kadınların kamu sektöründe istihdam oranı yüzde 60, erkeklerin yüzde 40'dır. Türkiye'de kadınların kamu sektöründe istihdam oranı yüzde 25,31, erkeklerin ise istihdam oranı yüzde 74,69'dur.
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın.
İşçilerin iradesi bir kez daha çiğnendi: Genel-İş ile belediye arasında anlaşma sağlandı
Genel-İş sendikasının genel merkez yönetimi, grevdeki Maltepe Belediyesi işçilerinin onay vermediği anlaşmaya imza atarak bir kez daha işçinin iradesini çiğnedi.
28-02-2021 17:17

İstanbul’da CHP’li Maltepe Belediyesi ile DİSK’e bağlı Genel Hizmetler Sendikası (Genel-İş) Anadolu Yakası 2 No’lu Şube arasında 5 aydır devam eden Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri tıkanması sonucu belediye işçileri, 23 Şubat günü greve çıkmıştı.
Ancak altı gündür grevlerini sürdüren işçilerin iradesi, Genel-İş Sendikası’nın genel merkez yönetimi tarafından çiğnendi.
Grevde olan işçiler henüz referandumlarını sonlandırmamış ve mücadelenin gidişatına dair kararını açıklamamışken sendikanın genel merkez yönetimi, belediyenin “her şey dahil 4700 lira” önerisine imzayı attı.
Belediye ile varılan anlaşmayı Twitter üzerinden duyuran Genel-İş Sendikası, “Maltepe Belediyesi’nde toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı. Yapılan anlaşmaya göre ikramiye dahil en düşük ücret net 4700 TL oldu. Uyuşmazlık nedeniyle 23 Şubat’ta başlayan yasal grevimiz bugün itibariyle sona ermiştir” açıklamasında bulundu.
Maltepe Belediyesi işçileri, belediye yönetimi tarafından kendilerine önerilen sefalet zammına karşı haklarını almak için çıktıkları grevi 6'ncı gününde sürdürürken Maltepe Belediyesi ve SODEMSEN ile Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 2 No’lu Şube arasındaki görüşmeler hafta sonu da sürdü. Görüşmelere Genel-İş Genel Merkezi de katıldı.
Belediye yönetimiyle yaptıkları görüşmenin ayrıntılarını işçilere aktaran Şube Başkanı Yenigül Özen Dolgun, “Biz burada ekmeğimizin peşindeyiz, kimsenin bunu maniple etmesine mücadele etmeyeceğiz. Dün akşam toplam 4 bin 600 lira gibi bir teklif geldi, onu da kabul edemeyeceğimizi söyledik. En son söyledikleri şey 'en fazla 4 bin 700 lira yaparız' oldu. Bunu şube yönetimi olarak kabul etmeyeceğimizi berlirttik. TİS yetkisi Genel Merkezde olduğu için Genel Merkez bu iradesini kullanacağını söyledi. Genel Merkez bunu imzalarsa yasal olarak grev sürecimiz sona erer. Devam etmeyi seçersek geçen seneki gibi eylem süreci başlatmış oluruz. Pandemi koşullarını da gözeterek bunu da hep birlikte değerlendireceğiz, birlikte karar vereceğiz” dedi.
İşçi temsilcileri de yaptıkları açıklamada “Sandık kuracağız, referandum yapacağız, ya tamam diyeceğiz ya devam diyeceğiz” dedi.
BELEDİYE BAŞKANI KILIÇ, REFERANDUM BİTMEDEN "ANLAŞTIK" DEDİ
Öte yandan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, işçilerin referandumu henüz sonuçlanmadan Twitter hesabından grevin sona erdiğini söyleyen bir paylaşım yaptı. İşçiler, bunun bir algı yönetme çalışması olduğunu ve henüz resmi bir anlaşma olduğuna dair Genel-İş merkez yönetiminden açıklama gelmediğini vurguladı.
Toplumcu Seçenek dergisi dijital ortamda yayınlandı
Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi tarafından hazırlanan 'Toplumcu Seçenek' dergisi dijital ortamda yayınlandı.
28-02-2021 14:25

İleri Haber
Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi'nin yayın çalışma grubunun hazırladığı 'Toplumcu Seçenek' dergisi, dijital ortamda yayınlandı. Pandemi temasıyla yayınlanan dergide emek, sağlık, ekoloji, feminist perspektif, teknoloji ve eğitim gibi başlıklarda birçok yazı yer alıyor.
Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi tarafından hazırlanan metinde dergiyle birlikte mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki birikimlerinin sermayenin değil, toplumun çıkarlarına hizmet etmek için kullanılmasının hedeflendiği belirtilirken, "Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi; ülkemizin ve dünyamızın kaynaklarına; tüm yaşam alanlarımıza, mahallelerimize, meydanlarımıza, evlerimize ve yaşamlarımıza saldırıya karşı başta mühendis, mimar ve şehir plancıları olmak üzere eşitlik ve özgürlük için yanyana gelmiş topluluktur. Mesleki bilgi birikimini sermayenin değil, toplumun çıkarlarına hizmet etmek için kullanmanın araçlarını geliştirmeyi amaç edinmiştir. Bunu yaparken de meslektaş dayanışması hem meslek pratiğini gerçekleştirirken, hem omuz omuza mücadele eder ve dayanışırken bizleri hayatta tutacak olandır" denildi.
'PANDEMİ DÖNEMİNDE DOĞANAN VE EMEĞİN YAĞMALANMASI ARTARAK DEVAM ETTİ'
Öte yandan tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınının Türkiye'de görüldüğü ilk günden bu yana kentlerin, doğanın, emeğin ve yaşamın yağmalanmasının önüne geçilemediği gibi artarak devam ettiğinin altı çizilen metinde "Bu süreçte önlemlerin plansız ve yetersiz bir şekilde alınması 'prematüre normalleşme' sınıf farklılıklarından oluşan kırılganlıkları derinleştirirken eşit, adil ve hakça yaşamanın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha göstermiş oldu" ifadeleri kullanıldı.
'OKUMUŞ İNSAN EMEKÇİ HALKA SORUMLUDUR' DİYEREK YOLA ÇIKTIK...'
Metinde ayrıca Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi'nin kuruluşunun 10. yılında olduğu hatırlatılırken, "Toplumcu Meclis olarak üzerine düşünüp tartıştığımız, mücadele ettiğimiz ya da katkı sunmaya çalıştığımız konuları paylaşmak ve analizler, sorun tespitleri ile birlikte seçeneğimizi de ortaya koymak amacıyla bir yayın serisi hazırlamak istedik. 'Toplumcu Seçenek' başlığı ve farklı temalarla
işleyeceğimiz serimizin ilk sayısını da Pandemide Toplumcu Seçenek’e ayırdık. Toplumcu Meclis, yola 10 yıl önce, 'okumuş insan emekçi halka sorumludur' diyerek çıkmıştı. Yaşadığımız Covid-19
pandemisi 1. yılına yaklaşırken bu sorumluluğu pek çok boyutu ile daha derinden hissediyoruz" denildi.
Toplumcu Seçenek dergisinin dijital ortamda yayınlanan sayısına buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Toplumcu Seçenek dergisi dijital ortamda yayınlandı✌
— Toplumcu Meclis (@toplumcumeclis) February 27, 2021
Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi yayın çalışma grubunun kolektif üretimi ile hazırlanmış, dostlarımızın katkısıyla üretilmiş olan dergimize linke tıklayarak ulaşabilirsiniz:
🔗 https://t.co/icMjonq0mP pic.twitter.com/9YYOOvlpH8
Kahramanmaraş'ta bir inşaatta su tesisatçısı olarak çalışan çocuk işçi 9. kattan düşerek hayatını kaybetti!
Kahramanmaraş'ın Onikişubat ilçesinde inşaatın 9. katından düşen 16 yaşındaki çocuk işçi hayatını kaybetti.
28-02-2021 14:02

Kahramanmaraş’ta bir inşaatın 9. katından düşen 16 yaşındaki çocuk işçi hayatını kaybetti.
Onikişubat ilçesi Cumhuriyet Mahallesi'nde bulunan bir sitenin inşaatında meydana gelen olayda, inşaatta su tesisatçısı olarak çalışan Latif A. inşaatın 9. katında çalışırken bir anda dengesini kaybederek aşağı düştü.
Olayı gören diğer işçiler 112 ve polis ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine inşaat alanına gelen 112 ekipleri, yaptığı incelemede 16 yaşındaki çocuğun olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi'nin Twitter hesabından yapılan açıklamada ''Latif A. 16 yaşında, su tesisatçısı... Kahramanmaraş Onikişubat'ta çalıştığı site inşaatında 9.kattan düşerek hayatını kaybetti...'' ifadelerine yer verildi.
Latif A.
— İSİG Meclisi (@isigmeclisi) February 28, 2021
16 yaşında, su tesisatçısı...
Kahramanmaraş Onikişubat'ta çalıştığı site inşaatında 9.kattan düşerek hayatını kaybetti... pic.twitter.com/4my3qLwdZZ
Olayla ilgili soruşturma sürüyor.
CHP'li Özel'den Maltepe Belediyesi grevi açıklaması: 'Hak aranacak, aranıyor'
Maltepe Belediyesi işçilerinin hakları için çıktıkları greve destek çıkan Emin Çapa 'Grev haktır, grev kırıcılık utançtır' diyerek greve karşı yürütülen kara propagandayı eleştirdi. Çapa'nın açıklamasına cevap veren CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel 'Hak aranacak, aranıyor' dedi.
28-02-2021 13:21

CHP'nin Maltepe Belediyesi işçilerinin yaptığı greve karşı tutumunun eleştrilmesine yönelik açıklama yapan CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, "Hak aranacak, aranıyor. Müzakere edilecek, ediliyor. İşçiler hak arayabilecekler ve haklarını alacaklar diyebilmeliyiz" dedi.
Maltepe Belediyesi işçileri, hakları için çıktıkları grevi tüm karalama kampanyalarına karşı kararlılıkla sürdürüyor. İşçilerin grevi sürerken grevin "CHP'ye zarar vereceği ve AKP'nin işine yarayacağı" yönünde özellikle sosyal medya üzerinden kara propaganda yürütülüyor. Belediye işçilerinin greve çıkması sonrası İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) çöp toplama ekipleri kurarak grev kırıcılığı yapması ve ardından "Bize grev kırıcı diyemezsiniz" minvalinde bir açıklama yayımlaması da tartışmaların başka bir yönünü oluşturdu.
ÖZEL: HAK ARANACAK, ARANIYOR
Gazeteci Emin Çapa sosyal medya hesabından işçilerin grevine destek veren bir paylaşımda bulunarak CHP'ye eleştrilerini yöneltti. Twitter hesabından "Grevci işçilere dönük saldırılardan şaşkınım. Nasıl yani belediyeler CHP'li oldu diye hak aranmayacak mı? Biz niye AKP zihniyetine karşı mücadele ediyoruz o halde? Iktidarın adı değişsin diye mi? Yoksa daha özgür, demokratik 1 Türkiye için mi? GREV HAKTIR. GREV KIRICILIK UTANÇTIR'' diyen Çapa'ya cevap CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel'den geldi.
Grevci işçilere dönük saldırılardan şaşkınım. Nasıl yani belediyeler CHP'li oldu diye hak aranmayacak mı? Biz niye AKP zihniyetine karşı mücadele ediyoruz o halde? Iktidarın adı değişsin diye mi? Yoksa daha özgür, demokratik 1 Türkiye için mi?
— Emin Çapa (@ecapa_aklinizi) February 27, 2021
GREV HAKTIR. GREV KIRICILIK UTANÇTIR
Özel, Çapa'nın paylaşımını alıntılayarak "Tamamen haklısınız. Hak aranacak, aranıyor" dedi.
Özgür Özel paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
"Tamamen haklısınız. Hak aranacak, aranıyor. Müzakere edilecek, ediliyor. Yerelden başlayarak; bizim iktidarımızda bu meseleler böyle çözülecek, işçiler hak arayabilecekler ve haklarını alacaklar diyebilmeliyiz. Umuyorum ki; yarınlara iyi haberlerle uyanacağız..."
Tamamen haklısınız.
— Özgür Özel (@eczozgurozel) February 27, 2021
Hak aranacak, aranıyor.
Müzakere edilecek, ediliyor.
Yerelden başlayarak;
Bizim iktidarımızda bu meseleler böyle çözülecek, işçiler hak arayabilecekler ve haklarını alacaklar diyebilmeliyiz.
Umuyorum ki;
Yarınlara iyi haberlerle uyanacağız... https://t.co/CcNJgwIlOm
Maltepe Belediyesi işçilerinin grevi sürüyor: 'Grev kırıcılığı yapan 100 kişilik bir grup işçilere saldırdı'
Bugün Küçükyalı Mahallesi’nde bir grubun grev kırıcılığı yaptığı ve işçilerin kontrolü sırasında 100 kişilik grubun işçilere saldırarak bir işçiyi darp ettiği öne sürüldü.
27-02-2021 13:47
Grevdeki Maltepe Belediyesi işçilerine, grev kırıcılığı yapan 100 kişilik bir grubun saldırdığı iddia edildi#MaltepedeGrevVar
— İleri Haber (@ilerihaber) February 27, 2021
İleri Haber
Grevdeki Maltepe Belediyesi işçilerine 100 kişilik bir grubun saldırdığı öne sürüldü. İddiaya göre, grev kırıcılığını kontrol eden işçilere saldırıda bir işçi darp edildi.
Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerindeki anlaşmazlık nedeniyle Devrimci İşçi Sendikalar Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Genel-İş Sendikası öncülüğünde 5 gün önce greve çıkan Maltepe Belediyesi işçilerinin direnişi sürüyor.
Bugün Küçükyalı Mahallesi’nde bir grubun grev kırıcılığı yaptığı ve işçilerin kontrolü sırasında 100 kişilik grubun işçilere saldırarak bir işçiyi darp ettiği öne sürüldü.
Edindiğimiz bilgilere göre, grev kırıcılığı ve saldırı iddialarıyla alakalı, meclis üyeleri üzerinden birtakım bağlantıların olduğu ve iki meclis üyesinin isminin öne çıktığı belirtiliyor.
Küçükyalı’da işçi arkadaşlarımıza yaklaşık 100 kişilik bir grup tarafından planlı bir saldırı yapıldı. Gerekli araştırmaları yapıyoruz, ilerleyen saatlerde bunu organize eden, işçilere saldırtan kişileri yapacağımız basın açıklamasıyla tek tek açıklayacağız. #MaltepedeGrevVar
— Alkan Okuducu (@AlkanOkuducu) February 27, 2021
Beşiktaş Belediyesi işçileri de grev kararını belediye binasına astı
İstanbul’da toplamda 6 belediyenin işçileri grevde.
25-02-2021 21:21

İstanbul’da belediye işçileri taleplerinin karşılanması için greve çıkmaya başladı. Ataşehir, Bakırköy, Kadıköy, Kartal ve Maltepe’den sonra Beşiktaş Belediyesi işçileri de bugün (25 Şubat) toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecinde taleplerinin karşılanması talebiyle grev ilan etti.
"Bak İşçi Tulumu Giymiş Umut!"
— Belediye İşçileri Dayanışması (@BelediyeisciD) February 25, 2021
📌 TİS süreci kapsamında İstanbul'un bir diğer ilçe belediyesi #Beşiktaş'ta grev ilanı için hazırlıklar sürüyor! pic.twitter.com/QLHieZGq9I
DİSK’e bağlı Genel-İş üyesi Beşiktaş Belediyesi işçileri grev ilanını duyurduktan sonra alkışlarla ve sloganlarla belediye önünde beklemeye başladı.