Direnişteki kadın işçilerden mektup var!

Direnişteki kadın işçilerden mektup var!

Sendikalı oldukları için işten çıkarılan ve neredeyse 170 gündür direnişte olan Adkoturk’teki kadın işçiler, sürecin başından itibaren maruz kaldıkları taciz, mobbing ve tehditleri bir mektupla anlattı.

Tugay Candan - @TugayCandann

Mail: [email protected]

Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesindeki Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) bulunan Indomie Adkoturk makarna fabrikasında Türkiye Gıda ve Yardımcı İşçileri Sendikası’na (Tek Gıda İş) üye olan işçiler tehdit ve baskıyla sendikadan istifaya zorlandı. İstifayı kabul etmeyen işçiler Kod29 ile işten çıkarıldı.

Bunun üzerine işçiler 15 Nisan'da fabrikanın önünde direniş başlattı. 125 gündür direnen işçiler, 23 Ağustos’ta ise greve başladı.

HER ALANDA ZULÜM

Yine Tek Gıda İş’e üye oldukları için işten çıkarılan ve sendikal hakları için direnen Bel Karper işçileriyle birlikte 23 Eylül’de Tekirdağ Valiliği önüne giden Adkoturk işçileri burada hem taleplerini dile getirmek, hem de çözüm için Vali Aziz Yıldırım ile görüşmek istedi.

Burada polis saldırısına maruz kalan işçiler, işkenceyle gözaltına alındı.

Anayasal haklarını kullandıkları için önce işsiz kalan, sonrasında ise haklarını aradıkları için Valilik bahçesinde polis amirinin “Süpürün” talimatıyla işkenceye, gözaltıya maruz bırakılan Adkotürk işçilerinin grevi 42 gündür sürüyor.

KADIN İŞÇİLER: GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ

Direnişteki işçilerin çoğunluğunu ise kadınlar oluşturuyor. Kadın işçiler, sürecin başından itibaren maruz kaldıkları taciz, mobbing ve tehditleri bir mektupla anlattı. İleri Haber olarak direniş alanındaki kadınların kaleminden çıkan mektubu okurlarımıza aktarıyoruz:

Biz Indomie Adkoturk kadın çalışanlarıyız. Tek Gıda İş Sendikası’nın yetki belgesi almasıyla beraber bizler de Anayasa’nın bizlere verdiği haklarımızı kullanmak istedik ve sendikaya üye olduk. Tam da bu noktada olayın işveren vekilleri tarafından duyulmasıyla beraber içerideki baskılar, mobbingler, göz hapsine alınmalar, dolaplarda gizli fotoğrafların çekilmesi, mola takipleri, kamerasız noktalarda posta başları tarafından tehditler başladı. İnsanların e-devlet şifreleri istendi. Sendika üyelikleri kontrol edildi. Bütün bunlara karşı çıkanlar da vatan haini ilan edildi ve Kod29’dan çıkış verildi. İçeride kalan arkadaşlarımızın dolapları gizlice açılıp WhatsApp kare kodları okutularak kişisel bilgi ve mesajlarına ulaşıldı. Psikolojik baskılar uygulandı, başka bölümlere verildiler ve “Bunlar sendikalı, bunlarla konuşulmayacak” denilerek ayrıştırıldık.

“Bunlar ne olduğu belli olmayan bir örgüt” diye insanlar bize karşı kışkırtıldı.130 günlük direnişin ardından alınan grev kararını duyduklarında ise pazar gecesi insanlar iş yerine gece 01.00’den sonra çağırılıp paletlerin üzerinde yatırıldı. Sabah iş başı verip, İŞKUR yetkilileri çağırılıp, sanki işçi istememiş gibi gösterip grevimizi kırmaya çalıştılar. Greve çıkan arkadaşlarımızın yerine yasal olarak eleman alamayacaklarını bildikleri halde eleman almaya çalıştılar. Bizler müsaade etmeyince de Suriyeli bir çalışanı dışarı çıkartıp bizlere hakaret değeri taşıyan el hareketi göstermesi ve ağıza alınmayacak küfürler savurması da kabul edilecek bir davranış değildi.

Bizler işveren ve vekillerinin bütün bu hukuksuzluğuna karşı asla geri adım atmayacağız, davamızdan vazgeçmeyeceğiz ve kendi ülkemizde ikinci sınıf vatandaş olmayı da kabul etmiyoruz.