Direnenlerin öfkesi, bir barut fıçısı gibidir

Direnenlerin öfkesi, bir barut fıçısı gibidir

Şu ana kadar yazılmış tüm İkinci Dünya Savaşı sonrası romanlarını bir yere, Kurtlar Arasında Çıplak’ı ayrı bir yere koymak gerekiyor. Bruno Apitz, bir komünist militan toplamının yokluk içerisinde giriştikleri kurtuluş kavgasını, faşizmi kendi evinde mağlup etme iddiasını ve en önemlisi parti kararları ile örgütsel disiplin arasında gidip gelen insan olma hallerini ağır ağır, kanatmadan işliyor.

Şilan Geçgel

Karnı tokken yemek tabağını, sağlıklıyken ilacını, çaresiz değilken dermanını paylaşmak herkes için kolaydır. Ancak kendin açken ekmeğini, hastayken ilacını, çaresizken biricik çareni bir başkasına sunabilmek öncelikle büyük bir erdemi ve elbette adanmışlığı gerektirir.

Buchenwald Toplama Kampı, Almanya’daki en büyük toplama kamplarından birisi olarak bilinmekte. Bu kamp, Haziran 1937 ile Nisan 1945 yılları arasında Weimar yakınlarında Ettersberg'de çalışma kampı olarak işletilmiş. Sovyetler başta olmak üzere Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden yaklaşık 250.000 insan, tutuklanarak Buchenwald Toplama Kampı'na gönderilmiş; 11.000’i Yahudi olmak üzere 56.000 kişi işkencelerle katledilmişti.

Yordam Edebiyat, geçtiğimiz günlerde Bruno Apitz tarafından kaleme alınan ve mekânı Buchenwald Toplama Tampı olan Kurtlar Arasında Çıplak isimli romanı okurla buluşturdu. Bugüne kadar otuzdan fazla dile çevrilen Kurtlar Arasında Çıplak, Alaattin Bilgi’nin su gibi akan çevirisi ve genişletilmiş baskısı ile raflarda yerini aldı. 

Romana gelirsek şayet… Buchenwald toplama kampı, işkencenin, açlığın ve ölümün kol gezdiği ışıkları yanan bir mezarlıktan farksız. Bu nedenle İkinci Dünya Savaşı devam ederken 7-8 Mart 1945’te Amerikalıların Ren Nehri’ni geçtiği haberi büyük bir heyecanla karşılanıyor kampta.

Her gün ölüm ve işkence tehdidinin kol gezdiği bu ışıklı mezarlıkta, Buchenwald Kampı'nda, sadece Amerikalıların kampa yaklaşıyor olması değil; bir valiz içinde gizlice kampa sokulan küçük bir bebek de büyük heyecan yaratıyor.

Annesi ve babası Naziler tarafından katledilen bu küçük bebek, onu korumak için valiziyle oradan oraya taşıyan yaşlı Polonyalı ve Nazi kamplarının işkencecileri olan SS’lerden başka kimseyi tanımıyor.

Dikenli teller, gaz odaları, boyundan vurma ve insan yakma fırınları arasına hapsedilmiş on binlerce tutsağı kurtarmak için gizli bir faaliyet sürüyor. Buchenwald Toplama Kampı'nda silah deposuna, yemekhaneye ve revire yakın olmak siyasi tutsaklar için yaşamsal önem arz ediyor bu nedenle. Kamptaki tutsakların kurtuluşu için örgütlenen Uluslararası Kamp Komitesi'nin bir avuç militanı, hazırlandıkları büyük ayaklanma öncesi dört koldan programlar yaparken valizdeki bebeğin karşılarına çıkması ile büyük bir ikileme sürükleniyor. Komite, kamptaki on binlerce tutukluyu kurtarma ihtimalini, hayatlarında ilk kez gördükleri bir bebeği SS’lerden korumak için tehlikeye atabilir mi?

Direniş örgütünün neredeyse tüm militanları, en basit duygulara karşı bile bir hissizlik geliştirmiş ve kendi ailelerine, hayatlarına yabancılaşmışken bu küçük bebekle içlerinde uyanan yaşama sevinci ve şefkati gizlemekte büyük zorluk yaşıyorlar.

Bruno Apitz bir Nazi kampı anlatısı, bir ayaklanma hazırlığı, ya da yoldaşlığı anlatmanın çok ötesinde hatta tüm bunları aşarak okuru, kendini de içine katacak bir özeleştiriye sürüklüyor. Direnenlere atfedilen güçlü, cesur, korkusuz gibi kimi özelliklerin hiçbirini reddetmeden ancak direnenlerin de insan olduğunun ve zayıflık gösterebileceğinin altını çizerek sayfalarca çağlıyor Apitz’in kalemi.

Şu ana kadar yazılmış tüm İkinci Dünya Savaşı sonrası romanlarını bir yere, Kurtlar Arasında Çıplak’ı ayrı bir yere koymak gerekiyor. Bruno Apitz, bir komünist militan toplamının yokluk içerisinde giriştikleri kurtuluş kavgasını, faşizmi kendi evinde mağlup etme iddiasını ve en önemlisi parti kararları ile örgütsel disiplin arasında gidip gelen insan olma hallerini ağır ağır, kanatmadan işliyor. Her bir militan; insanlık dışı koşullarda yaşarken, düşünürken, direnirken; aynı zamanda her insan gibi bir çaresizlik dehlizinde debeleniyor.

Yordam Edebiyat’ın birbirinden eşsiz mücadele romanları ailesi "Kurtlar Arasında Çıplak" ile yeni bir soluk kazanmış. Yazar Bruno Apitz’in 8 yılını geçirdiği Buchenwald Toplama Kampı'na dair kaleme aldığı bu yarı-kurgu roman, aynı zamanda bir tutanak, arşiv görevi de görüyor.

Kurtlar Arasında Çıplak, içine düştüğü karanlıktan ötesini göremeyenlere adeta bir fener gibi yol arkadaşlığı yapacak görünüyor.

KÜNYE: Kurtlar Arasında Çıplak, Bruno Apitz, Çev. Alaattin Bilgi, Yordam Edebiyat, 430 Sayfa.

DAHA FAZLA